Emsal Mahkeme Kararı Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/534 E. 2021/865 K. 08.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ADANA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/534
KARAR NO : 2021/865

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/08/2019
KARAR TARİHİ : 08/10/2021
YAZIM TARİHİ : …

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davası yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 2019 yılı ve öncesinde yaş sebze ve meyve toptan satışından kaynaklanan ticari ilişkinin olduğunu, müvekkili şirketin davalı yana son olarak greyfurt satışı yaptığını ve 07/02/2019 tarihli fatura tanzim ettiklerini, bu fatura karşılığını 28/02/2019 tarihinde 38.314,25 TL tahsil ettiklerini ve bakiye 7.236,75 TL alacaklarının kaldığını, davalı tarafın alım satımla ilgili edimi yerine getirmediğini, müvekkili şirkete karşı bakiye borcuna ilişkin ödeme yapmadığını bunun üzerine davalı borçlu aleyhine Adana 10.İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı icra dosyası üzerinden icra takibine geçildiğini, itiraz üzerine icra takibinin durduğunu belirterek takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir
SAVUNMANIN ÖZETİ;Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirketin ihracatçı bir şirket olduğunu, davacı şirket ile yaş meyve alım satımı şeklinde ticari ilişkilerinin olduğunu, bahsedilen ticari ilişki içerisinde müvekkili şirketin ihracat yapacağı malların tedariğini garanti altına almak için davacı tarafa 2018 yılı Eylül ayında 450.000 TL avans verdiğini, bu avans karşılığında müvekkili şirketin ihtiyacı olduğunda davacı şirketten mal istediğini, davacı tarafın alacağa konu olarak gösterilen işlemin konusu malların ayıplı olduğunu, ayıplı malları dair fotoğraf ve videoların bulunduğunu, söz konusu ayıplı malların bedelinin rücu ilişkisi neticesinde müvekkili şirkete kadar döndüğünü, müvekkilinin buradan zararının 3.420 Euro olduğunu, alacağın kaynağı olan greyfurt alımı işleminde müvekkili ve davacı şirketin malın birim değeri için 2 TL olarak anlaştığını, ancak anlaşmaya rağmen davacı tarafın dürüstlük kuralına aykırı olarak cari hesap ekstresinde alınan malın birin fiyatını 2,22 TL girerek kendi adlarına fazladan alacak olarak gösterdiğini, müvekkili şirkete ait olan ve malların hızlı teslimatı için davacı şirkete emanet olarak bırakılan 1080 adet yaklaşık 5.000 TL değerindeki kolilerin davacı şirketin yerinde çıkan yangından dolayı zayi olduğunu belirterek davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava İİK’nun 67.maddesi gereğince açılan itirazın iptali davası olup deliller bu çerçevede toplanarak değerlendirilmiştir.
Davanın, 6102 sayılı TTK’ nın 5/A maddesi gereğince; dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması zorunlu ticari davalardan olduğu, 6325 sayılı HUAK ‘ nın 18/A maddesi gereğince arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın ibraz edildiği, dava şartının yerine getirildiği görülmüştür.
Adana 10.İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı icra dosyasında, alacaklı davacı borçlu davalı hakkında 04/04/2019 tarihinde fatura dayanak gösterilmek sureti ile 7.236,75 TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatılmış, süresinde yapılan itiraz üzerine takip durmuştur.
Tarafların mal ve hizmet alım ve satışlarına ilişkin BA ve BS formaları getirtilmiş, ticari defter ve belgelerin incelenmesine karar verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi … 25/12/2019 tarihli raporunda: davacının 2016-2017-2018-2019 yılı defterlerinin e-defter olduğunu, beratlarının süresinde verildiğini, GİB imzalı berat indirildiğini, ayrıca bu defterlerin VUK’nun 215.ve müteakip maddelerinde belirtilen kayıt nizamına göre ve genel kabul görmüş muhasebe standartları, muhasebe sistem uygulama genel tebliğ hükümlerine uygun olarak tutulduğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığını, davacı şirketin kayıtlarına göre davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 7.236,75 TL asıl alacağının bulunduğunu belirtmiştir.
Davalı tarafın ticari defter ve belgelerinin incelenmesi için Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat sonucunda bilirkişi … tarafından hazırlanan 29/09/2020 tarihli raporda; davalı tarafın ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığını, davalının defterlerine göre davacı firmadan toplam 445.578,77 TL tutarında mal aldığını karşılığında 483.893,00 TL ödeme yaptığını ve davacı firmadan 38.314,26 TL alacağının olduğunu, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, davalı tarafın bahse konu faturayı kabul ettiğini, süresinde itirazda bulunmadığını, davalı tarafın defter kayıtlarına göre alımı yapılan mal veya hizmete ait faturaların verilen avanstan mahsup edildiğini, davalı tarafın vermiş olduğu avans neticesinde davacı firmadan 30.021,25 TL alacağının olduğunu belirtmiştir.
Taraf vekillerinin itirazları neticesinde dosyanın yeniden Mali müşavir Emrah Tülü’ye tevdi ile alınan 16/02/2021 tarihli ek rapor da; taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2017 yılında başlayıp 2019 yılında sona erdiğini, davacı tarafın davalıdan 2017 yılında 4.000 TL sipariş avans almak suretiyle ticari ilişkinin kurulmuş olduğunu, bu sipariş avansından sonra 2018 yılının başında davacı taraf, davalıya 34.423,49 TL ‘lik karpuz satarak 10/05/2018 tarihli faturayı düzenlediğini, söz konusu faturanın davalı tarafın muhasebe kayıtlarında yer almadığını, davalı tarafın 34.423,49 TL karpuz bedeline karşı 15/05/2018 tarihinde 26.000 TL bedelli çek verdiğinin gözüktüğünü, ancak 26.000 TL ‘lik söz konusu çeke davalı defterlerini inceleyen bilirkişi tarafından yer verilmediğini, davacı şirket defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıması ve davalı defterinin de ise bazı fatura ve ödemelerin yer almaması nedeniyle davalı defterinin bu davanın çözülmesinde delil niteliği taşımayacağını, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 7.236,75 TL asıl alacağının olduğunu belirtmiştir.
Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. ( 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2.) Fatura öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Faturayı alan (faturayı defterlerine kaydetmemesi koşulu ile) akdi ilişkiyi inkâr ettiğinde, faturayı gönderenin önce akdi ilişkiyi kanıtlaması gerekir. Fatura, sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. 6102 sayılı TTK’nın 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. 2. fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura içeriğinin doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir. Faturanın ispat aracı olması, ancak niteliği gereği faturaya geçirilmesi gereken bilgiler (olağan içerik) hakkında geçerlidir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir.(Yargıtay 23 HD 2015/2467 E 2015/7975 K ve 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. İBK )
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; Davanın, İİK.’nun 67.maddesi gereğince açılmış faturadan kaynaklı alacağın ödenmemesi nedeniyle başlatılmış icra takibine yapılan itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine Adana 10. İcra Müdürlüğü’ne ait 2019/… sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girişildiği, takibin dayanağının, 07.02.2019 tarihli 205299 nolu 45.551,00 TL bedelli faturaya istinaden 28.02.2109 tarihinde davalı tarafça ödenen 38.314,25 TL’nin mahsubu ile kalan 7.236,75 TL’nin davalıdan tahsiline ilişkin olduğu, başlatılan söz konusu takibe davalı borçlunun borca itiraz etmesiyle durdurulmasına karar verildiği, itirazın iptali davasının 1 yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı, taraflar arasında düzenlenmiş yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, taraflar arasında mal alım satımından kaynaklanan ticari ilişkinin olduğu, ticari ilişkinin ve takibe dayanak faturanın varlığının taraflarca kabul edildiği, uyuşmazlığın davalının iddiası gereğince davacı tarafça davalıya gönderilen malların ayıplı olması, davacı taraftan alınan malların birim fiyatının 2.00 Tl olarak anlaşılmasına karşılık davacı tarafça 2.20 TL olarak belirlenerek fatura düzenlenmesinden ayrıca davacı şirkete emanet olarak bırakıldığı iddia edilen 1080 adet yaklaşık 5.000 TL değerindeki kolilerin davacı şirketin yerinde çıkan yangından dolayı zayi olmasından dolayı davacı tarafa borcunun bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı, tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapıldığı, mali müşavir bilirkişisi tarafından düzenlenen 25/12/2019 tarihli raporda: davacının 2016-2017-2018-2019 yılı defterlerinin e-defter olduğunu, muhasebe sistem uygulama genel tebliğ hükümlerine uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davacı şirketin kayıtlarına göre davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 7.236,75 TL asıl alacağının bulunduğunun tespit edildiği, davalının defter incelemesi için talimat yazıldığı alınan raporda takibe konu faturanın davalı tarafça inkar edilmemesine rağmen ve davalı tarafça davacıya verilen davacı tarafın muhasebe kaydında bulunmasına rağmen davalı defterine işlenmemiş olduğu halde defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğunun tespit edildiği bu sebeple hükme esas alınamayacağı değerlendirilerek yeniden rapor alındığı 16/02/2021 tarihli mali müşavir bilirkişisi ek rapor da; davacı şirket defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığını, davalı defterinin de ise bazı fatura ve ödemelerin yer almaması nedeniyle davalı defterinin bu davanın çözülmesinde delil niteliği taşımayacağının davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 7.236,75 TL asıl alacağının olduğunun tespit edildiği, raporun tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde usule ve oluşa uygun olduğu görülerek hükme esas alındığı, davalının ilgili faturanın taraflarına teslim edilmediğine dair bir itirazının bulunmadığı,davalının davacı tarafça 2.20 TL birim fiyatının esas alınarak faturanın düzenlendiğini beyan etmekle fatura içeriğini bildiği ve faturayı teslim aldığının kabulünün gerektiği, bu faturaya karşı herhangi bir itirazda bulunulmadığı ve iade edilmediği aksini gösterir delilin dosyada mevcut olmadığı, TTK ‘ nun 21/2 maddesi gereğince, faturayı alan kişinin 8 gün içinde içeriği hakkında bir itirazda bulunmamış ise faturanın içeriğini kabul etmiş sayılacağı, bu bakımdan davalının fatura içeriğini kabul etmiş sayıldığı, davalının malların ayıplı olduğuna dair iddiasına yönelik dosyaya fotoğraflar sunulduğu, sunulan fotoğrafta yer alan malların takibe konu faturaya dayanak mallar olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığı gibi, TTK’nun 18/3 maddesine göre tacirler arasındaki ayıba yönelik ihbarların noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla, elektronik posta ile yapılması gerektiği, her ne kadar bu bildirimlerin yapılış şekli geçerlilik şartı olmasa da ispat açısından önem arz ettiği, davalının ayıp ihbarını bildirdiğine ilişkin herhangi bir delil ibraz edilmediği, bu nedenle işin mevcut şekli ile kabul edilmiş sayılacağı, ayrıca davayı tarafından davacı şirkete emanet olarak bırakıldığı iddia edilen 1080 adet yaklaşık 5.000 TL değerindeki kolilerin davacı şirketin yerinde çıkan yangından dolayı zayi olduğuna dair bir delilinde dosyada bulunmadığı anlaşıldığından açıklanan tüm bu nedenlerle davacının davalıdan 7.236,75 TL alacağının bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, alacağın faturaya dayalı likit alacak olduğu gözetilerek %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne;
Davalının Adana 10. İcra Dairesi’nin 2019/… sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin icra dosyasındaki şartlarla aynen devamına,
Hükmolunan alacağın % 20’si olan 1.447,35 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı olarak hesaplanan 494,34 TL’den peşin ödenen 123,58 TL harcın mahsubu ile bakiye 370,76 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu 1.939,25 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının peşin olarak ödediği 123,58 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-A.A.Ü.T. Gereğince takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-T.C. Adalet Bakanlığı Bütçesinden ödenmesine karar verilen 1.320,00 TL Arabuluculuk Ücretinin 6325 sayılı HUAK ‘ nın 18/A ve HUAK Yönetmeliğinin 25-26. Maddeleri gereğince, 6183 sayılı kanuna göre davalıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
Dair, HMK.’nun 341/1 ve 345.maddesi gereğince; kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, aynı yasanın 343.maddesi gereğince mahkememize yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İSTİNAF YOLUNA başvurulabileceği belirtilerek taraf vekillerin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/10/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA