Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ADANA
ASLİYE TİCARET 2. MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/515 Esas
KARAR NO : 2021/681
HAKİM : …
KATİP : … …
DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 1- … – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALILAR : 2- … – … …
3- … – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 26.07.2019
KARAR TARİHİ : 03.09.2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …
Davacı tarafından açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Adana 4. Noterliğinin 20.05.2011 tarih ve … yevmiye numaralı belgesi ile davalılardan …’nin kendi adına asaleten diğer muhatap … adına vekaleten olmak üzere yine diğer davalılardan … Limited Şirketi ile düzenleme şeklinde satış vaadini havi kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdettiklerini, akabinde ilgili inşaat sözleşmesine istinaden Adana 4. Noterliğine ait 26.04.2013 tarih ve … yevmiye numarası ile davacı müvekkili adına vekaleten … ve muhataplardan … arasında bedeli nakden ve peşinen ödenen düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 30.000,00-TL’nin davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı … vekili mahkememize sunmuş olduğu dilekçesinde, haksız yere açılan davanın usulden reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Diğer iki davalının cevapları alınamamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır.
Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir.
Davaya konu uyuşmazlık; arsa sahibi ile yüklenici arasında düzenlenen taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle davacının arsa sahibine bırakılacak olan taşınmaz nedeniyle gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı alacak talebine ilişkindir.
Davacı ile davalılardan … ve …’in arsa sahibi gerçek kişiler olduğu, diğer davalı … ticari işletme olduğu, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin ticari işletmesiyle ilgili olduğu ancak davacının arsa sahibinden taşınmaz satış vaadi gereğince arsa sahibine ödediği bedeli talep ettiği, buna göre davalı şirketin işletmesi ile ilgisinin bulunmadığı, dolayısıyla nisbi ticari davadan söz edilemeyeceği, yine TTK’nın 4/son maddesinde düzenlenen hususlardan veya diğer kanunlarda yer alan hususlardan kaynaklanan mutlak ticari davalardan sayılamayacağı, davalı arsa sahiplerinin de Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3.maddesinde sayılan satıcı niteliğinde bulunmadığı, dolayısıyla davacı ile arsa sahibi arasında da tüketici işlemi de bulunmadığı anlaşılmakla görevli mahkeme, asliye hukuk mahkemesidir.
Dava tarihi itibariyle davada görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup, tarafların sıfatı ve temel ilişkinin taşınmaz satış vaadi olduğu dikkate alındığında görevli mahkeme ticaret mahkemesi olmayıp, asliye hukuk mahkemesidir.
Bu nedenlerle davaya bakmakla görevli mahkeme 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesidir.(HGK. 21/03/2019 tarih ve 2017/11-2630 esas-209/328 Karar sayılı ilamı).
Görev hususu HMK 114/c maddesi gereğince dava şartı olup, dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi, 6100 sayılı HMK’nın 30, 115/1. ve 138. maddeleri ve usul ekonomisi uyarınca mümkün olduğundan (Hukuk Genel Kurulu 2017/15-2141E. 2019/442 K.) mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki hüküm hukuka uygun bulunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev yönünden reddine, Adana Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna, karar kesinleştikten sonra İKİ HAFTA içerisinde taraflarca talep edilir ise, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine
2-Dosyanın süresi içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi istenmez ise, alınması gereken harç konusunda, HMK 20/1-son cümle gereğince; açılmamış sayılması kararı ile birlikte karar verilmesine, yargılama giderleri konusunda ise HMK 331/2 maddesi gereğince talep halinde dosya üzerinden karar alınmasına,
3-Dosyanın süresi içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi istenir ise, HMK 331/2 maddesi gereğince, harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemede karar verilmesine,
4-Dair, HMK.’nun 341/1 ve 345.maddesi gereğince; kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, aynı yasanın 343.maddesi gereğince mahkememize yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İSTİNAF YOLUNA başvurulabileceği belirtilerek tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/09/2021
Katip …
e- imzalıdır
Hakim …
e- imzalıdır