Emsal Mahkeme Kararı Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/395 E. 2021/1043 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ADANA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/395 Esas
KARAR NO : 2021/1043

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/01/2015
KARAR TARİHİ : 23/11/2021
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …
Davacı tarafından açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı bankanın Adana … Şubesi arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme uyarınca kendisine … nolu kredi hesabı açıldığını, müvekkilinin 14/01/2014 tarihinde 5 yıl vadeli yılda bir kez ödemeli 2.000.000,00-Tl kredi kullandığını, kredi borcunun tamamını 06/01/2015 tarihinde erken ödediğini, müvekkili firmadan 14/01/2014 tarihinde kredi kullanımı sırasında tahsis ücreti adı altında haksız ve hukuki mesnetten yoksun olarak 550,00-TL alındığını, erken kapatma sırasında 2.000.000,00-TL ana para, 275.810,67-TL faiz, 92.093,40-TL erken kapama cezası ve 350,00-TL ipotek fek ücreti olmak üzere toplam 2.368.254,07-TL alındığını, davalı banka tarafından neden bu kadar kesinti yapıldığı hususunda tatmin edici bir cevap alınamadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı tarafından komisyon ve dosya masrafı, erken kapatma ücreti, ipotek fek ücreti adı altında müvekkilinden tahsil edilmiş olan 9.000,00-TL ile davalı tarafından yanlış hesaplama sonucu faiz ve BSMV adı altında fazla alınan 1.000,00-TL’nin tahsil tarihlerinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Talep arttırım: komisyon ve dosya masrafı(erken kapama ücreti) , ipotek fek ücreti alacağı olan 9.000,00-TL’yi, 57.458,00-TL’ye yükselttiklerini beyan etmiştir
Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle;davacı tarafın müvekkili bankanın Adana … Şubesinin … nolu müşterisi olduğunu, davacının imzalamış olduğu 14/01/2014 tarihli genel kredi sözleşmesi çerçevesinde müvekkili bankadan, 14/01/2014 tarihli, son taksit tarihi 14/01/2019 olan 2.000.000,00-TL bedelli kredi kullandığını, davacının, bankaya müraacatıyla, kullanmış olduğu kredileri erken kapatmak istediğini belirtmesi üzerine, kredinin erken kapatılması halinde, maliyetin olacağı, bu maliyetin karşılanması halinde kredinin erken kapatılabileceğinin belirtildiğini, davacının buna rağmen, 2.000.000,00-TL’lık kredinin vadesinden önce erken kapatılmasını ve erken kapama ücretlerinin … nolu hesabından tahsil edilmesini kabul ettiğini, davacı ile müvekkili banka arasında mutabakata varılması üzerine, BSMV ücreti dahil toplam 92.093,40-TL erken kapama ücreti/komisyonu alınarak kredisinin kapatıldığını, ayrıca genel kredi sözleşmesindeki yetki ile ilgili düzenleme gereğince, davaya bakmakla yetkili mahkemelerin İstanbul Mahkemeleri olduğunu belirterek, öncelikle davanın yetki yönünden reddi ile, yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine, HMK.’nun 107 ve 109.maddeleri uyarınca davanın açılmamış sayılmasına, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Taraflar arasında imzalanan 14/01/2014 tarihli 3.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi gereğince davacı aynı gün her yıl 584.176,13.TL. taksit ödemeli ve 5 yıl vadeli 2.000.000,00.TL tutarında taksitli ticari kredi kullanmıştır. Kredi 06.01.2015 tarihinde kapatılmıştır. Kredinin kullanımı sırasında davacıdan 550,00.TL tahsis ücreti, kapatılması sırasında da 87.708,00.TL erken kapama komisyonu, 4.385,40 TL BSMV, 333,33.TL ipotek fek masrafı, 17,77 TL BSMV, 262.676,83 TL faiz, 13.133,84 TL BSMV tahsil edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin I/11.maddesinde; “müşterinin, karz akdi uyarınca kullandırılacak kredilerde bakiye borcunu vadesinden önce ödeyerek bankanın mutabakatı ile hesabını kapatabileceği, erken ödeme bankanın mutabık kalması halinde, taksit ödeme tarihlerinden birinde veya ödeme vadesinde işlemiş faiz ile kalan ana paranın bankanın o gün itibariyle katlanmak zorunda kalacağı maliyetler çerçevesinde belirleyeceği miktarda bir erken kapatma ücreti ile erken ödeme nedeniyle doğabilecek vergi, KKDF gibi mali yükümlülüklerin nakden ve defaten ödenmesi kaydıyla mümkün olduğu, bankanın erken ödeme tarihi ile vade tarihi arasındaki süre için erken ödeme sebebiyle mahrum kalacağı ilgili kredi faiz oranı üzerinden hesaplanmış faiz tutarını da talep hakkı saklı olduğu”, VII/1.maddesinde ise; “taraflar iş bu sözleşme ile eki olan kredi özel şartları uyarınca açılan ve açılacak her türlü krediler ile hesaplar ve alınan teminatlar ile ilgili olarak, banka düzenlemelerine veya teamüllerine göre talep edilebilecek ve iktisadi koşullar çerçevesinde bankanın belirlediği her türlü komisyon, ücret, masraf, muhabirlere veya diğer bankalara ödenecek olan komisyon ve masraflar da dahil olmak üzere vs giderlerin müşteri tarafından ödenmesi hususunda mutabık kaldıkları” belirtilmiştir.
Sözleşmede erken kapama ücreti, komisyon, ücret, masraf, istihbarat ücreti, ekpertis ücreti ve bunun gibi işlemler için ücret alınabileceği kararlaştırılmıştır. Davacı sözleşmeyi imzalamakla bu ücretleri ödemeyi peşinen kabul etmiştir. Ancak sözleşmede alınacak ücretlerin miktarı ve oranı belirtilmemiştir.
Mahkememizin 2018/… E. 2018/… K. Sayılı kararı ile;”Kredinin kullanımı sırasında davacıdan 550,00.TL tahsis ücreti, 435,00.TL ekspertiz ücreti, 570,00.TL komisyon ile kredinin kapatılması sırasında 87.708,00.TL erken kapama komisyonu ile 333,33.TL ipotek fek ücreti tahsil edilmiş, davacı tarafından kredinin kullanımı sırasında alınan 550,00.TL tahsis ücreti ile kredinin kapatılması sırasında alınan 87.708,00.TL erken kapama komisyonu ve 333,33.TL ipotek fek ücreti dava konusu yapılmıştır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede bankanın ücret alabileceği kararlaştırılmış, ancak miktar veya oranı belirtilmemiştir. Sözleşmede alınacak ücretler hususunda banka ile müşterinin karşılıklı mutabık kaldıkları belirtilmiş olmasına rağmen tarafların bu hususta mutabakata vardıklarına ilişkin her hangi bir belge sunulmamıştır. Bunun üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın yerleşik içtihatları gereği farklı bankalar tarafından benzer kredilerde alınan ücretlere ilişkin emsal araştırması yapılmıştır. Bilirkişi tarafından dosyaya sunulan bilimsel ve hüküm tesisine elverişli rapora göre, davalı banka tarafından kredinin kullandırılması ve kapatılması sırasında alınan tahsis ücreti, ekspertiz ücreti, komisyon ve ipotek fek bedelinin diğer bankalar tarafından alınan ortalama ücretin altında olduğu, ancak farklı bankalar tarafından ortalama 30.250,00.TL.sı erken kapama komisyonu alınmasına rağmen davalı banka tarafından 87.708,00.TL.sı alındığı, dolayısıyla davalı banka tarafından davacıdan 57.458,00.TL.sı fazla ücret alındığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulü ile, 57.458,00.TL’ nin tahsil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
Bu karar davalı vekilinin istinaf talebi üzerine Gaziantep BAM 11. HD’nin 2017/… E. 2017/… K. Sayılı kararı ile; “somut olayda, dava dilekçesi ile komisyon, dosya masrafı, erken kapama ve ipotek fek ücreti adı altında tahsil edilen tutardan şimdilik 9.000 TL’nin; faiz, Bsmv adı altında tahsil edilen tutardan şimdilik 1.000 TL’nin tahsili istenmiş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda erken kapama ücretine ilişkin olarak davacıdan 57.548 TL’nin haksız olarak alındığı, diğer taleplerin ise yerinde olmadığı belirtilmiş, davacı vekili ıslah dilekçesiyle dava dilekçesinde 9.000 TL olan taleplerini 48.458 artırarak 57.458 TL’nin hüküm altına alınmasını istemiş, mahkemece davanın kabulüne, 57.458 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Oysa, yukarıda açıklandığı gibi HMK’nın 297/2. maddesine uygun olarak taleplerin her biri hakkında ayrı ayrı, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hüküm kurulmadığı gibi, dava dilekçesinde ki hangi istemlerin reddedildiği de denetime elverişli olacak şekilde açıklanmamış, 9.000 TL olarak talep edilen dosya masrafı, erken kapama ve ipotek fek ücretine ilişkin olarak, hangi kalem alacak için hangi miktar istendiği davacı tarafa açıklattırılmadan hüküm kurulmuştur. Bu itibarla, denetime elverişli usulün aradığı niteliklere haiz bir kararın bulunması istinaf incelemesinin yapılabilmesinin ön şartı olup bu nitelikte olmayan bir kararla ilgili olarak istinaf denetim ve yargılaması yapılarak bir hüküm verilemeyeceğinden bahisle” kaldırılmıştır.
Davacı vekiline dava dilekçesindeki alacakların hangi kalem alacak için, hangi miktar istendiğini açıklamak üzere süre verilmiş, davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 17/05/2018 tarihli dilekçe ile “dava dilekçelerinde belirtilen 9.000,00-TL’nin, 550,00-TL’sının dosya masrafı (tahsis ücreti), 333,33-TL’sının ipotek fek masrafı ve 8.116,67-TL’sının erken kapama komisyon ücreti olduğu” belirtilmiştir.
Mahkememizin 2018/… E. 2018/… K. Sayılı kararı ile; davacıdan tahsil edilen 550,00-TL dosya masrafı, 333,33-TL ipotek fek ücreti ve 1.000,00-TL BSMV ve faizin sözleşmeye ve başka bankalarca tahsil edilen emsal ücretlere uygun olup, davacı tarafından talep edilemeyeceği, ancak, davacının, erken kapama ücreti olarak kendisinden tahsil edilen 87.708,00-TL’nın diğer bankaların tahsil ettiği ücretin aritmetik ortalaması olan 30.250,00-TL’nın üzerinde olup, davacının fazladan alınan 57.458,00-TL’nın davalıdan tahsilini talep edebileceği anlaşıldığından, talep arttırım dilekçesi dikkate alınarak, 56.574,67-TL erken kapama ücretinden kaynaklanan alacağın 06/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 550,00-TL dosya masrafı, 333,33-TL ipotek fek ücreti ve 1.000,00-TL BSMV ve faiz olmak üzere 1.883,33-TL’nın davalıdan tahsiline yönelik talebin ise reddine karar verilmiştir.
Bu karar da, davalının istinaf talebi üzerine Gaziantep BAM 11. HD’nin 2018/… E. 2019/… K. Sayılı ilamı ile; “dava konusu kredinin 14.01.2014 tarihinde TBK’nın yürürlüğünden sonra imzalandığı, TBK’nın 2-25. maddelerinde genel işlem koşullarına ilişkin düzenlemelere yer verildiği, ancak mahkemece genel işlem şartlarına ilişkin olarak herhangi bir değerlendirme yapılmadan hüküm kurulması doğru olmamıştır. Öte yandan, bir an için dava konusu genel kredi sözleşmesinin geçerli olduğu kabul edilse bile, 15.11.2014 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kâr ve Zarara Katılma Oranları İle Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Tebliğ (SAYI: 2006/1)’de Değişiklik Yapılmasına Dair 2014/6 sayılı Tebliğ’in 4. maddesine göre 2006/1 sayılı Tebliğ’in 6. maddesi “Bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar.” şeklinde değiştirildiği, bu durumda ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken öncelikle anılan yasal düzenleme gereğince ilan ve yayım yapılmışsa, bankaların bu oranlar üzerinden masraf vb. alabileceğinin kabulü ile hüküm kurulması, şayet gerekli ilan ve yayımlar yapılmamış ise emsal banka uygulamalarına göre alınan erken kapama ücretinin makul olup olmadığının belirlenmesinin gerektiği, mahkemece anılan düzenlemeler nazara alınmadan hüküm kurulduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararının kaldırılmasına,” karar verilmiştir.
Yargıtay HGK, 6098 sayılı TBK’nın yürürlük tarihinden önce aynı banka tarafından imzalanmış bir kredi sözleşmesi hakkındaki uyuşmazlıkla ilgili olarak 2017/11-410 E. 2020/189 K sayılı kararında;” Genel kredi sözleşmesinin yoğun güven ilişkine dayandığı ve müşteriye kredi limiti dâhilinde kredi kullandırılacağına dair güven oluşturulduğu, her ne kadar bankanın erken kapama talebini kabul etme yükümlülüğü bulunmamakta ise de banka bu hakkını kullanırken dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına uymak zorunda olduğu ( genel işlem koşullarına ilişkin denetim mekanizmaları baki kalmak kaydıyla), erken kapama ücretinin belirlenmesinde de bankacılık uygulamalarını gözeterek dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına uygun davranması gerektiği , kredinin erken kapatılmasının her iki tarafın da menfaatine olduğu, tarafların serbestçe erken kapama ücretini belirleyebilecekleri, ancak bunun sınırının dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı olduğu, tüketici kredisi niteliğindeki konut finansmanı kredilerinin erken kapatılması hâlinde dahi erken kapama ücreti alınmasının mümkün olduğu gözetilerek diğer bankaların dava konusu krediler ile aynı özellikteki (kullanım tarihi, vade tarihi, taksit ödeme aralığı, miktarı, erken kapama tarihi) kredilerin erken kapatılması hâlinde alacakları erken kapama ücreti tespit edilerek, her iki tarafın menfaatleri de dikkate alınıp TMK’nin 2. maddesi çerçevesinde yukarıda bahsedilen hususlar da gözetilerek erken kapama ücretinin belirlenmesi gerekmektedir.” içtihadında bulunmuştur.
Diğer taraftan Yargıtay 11. HD, aynı bankanın benzer hüküm bulunan başka bir kredi sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkta; “6098 sayılı TKB’nın 20. maddesinde genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleri olarak tanımlanmış, aynı Kanun’un 21. maddesinde ise, karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlı olduğu, aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı, sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşullarının da yazılmamış sayılacağı düzenlenmiştir. Genel işlem koşulu olduğu tespit edilen sözleşme hükümlerinin, sözleşmenin kapsamında kalması için, bu hükümlerin, taraflar arasında sonuca etkili şekilde müzakere edilmiş ve düzenleyenin genel işlem koşulu hakkında yaptığı bilgilendirmenin açık olması gerekir. Aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı tartışmasızdır. sözleşmenin yukarıdaki ilkeler doğrultusunda genel işlem koşulu denetimine tabi tutulması ve sözleşme hükmünün bu nitelikte olduğunun tespiti halinde, bu hükmün yazılmamış sayılması ve ortaya çıkan boşluğun da doldurularak, varsa davacıdan tahsil edilen fazla tutarların iadesine karar verilmesi gerekir. Taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinin 11. maddesinde bankanın erken ödeme ücreti alabileceği belirtilmiş, ancak bu ücretin oranına ya da hesaplama tarzlarına sözleşmede yer verilmemiştir. Alınan masraf ve komisyonlar konusunda 6098 sayılı TBK döneminde alınan krediler yönünden 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 144. maddesinin vermiş olduğu yetkiye istinaden, Bakanlar Kurulunun 16.10.2006 tarih ve 2006/11188 sayılı kararına istinaden Merkez Bankasının çıkarmış olduğu 09.12.2006 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 2006/1 sayılı tebliğin 4. maddesi hükmü de dikkate alınmak suretiyle, Merkez Bankasına yapılan bildirim oranları varsa bu miktarlar aşılmamak suretiyle, 6098 sayılı TBK’nın 96. maddesi gözetildiğinde, davalı bankanın erken ödeme halinde uygun bir komisyon alabileceği kabul edilerek mahkemece, genel kredi sözleşmesi, banka kayıtları ve konuya ilişkin sözleşme hükümleri ile diğer bankaların da benzer işlemlerdeki emsal uygulamaları getirtilip, bankacılık uygulamasında davalının tahsil ettiği tutarın uygun olup olmadığının araştırılması gereği” içtihadında bulunmuştur.
Yargıtay 11. HD içtihatlarında, kredi sözleşmelerinde yer alan masraf tahsiline ilişkin hükümlerin genel işlem şartı sayılmasından dolayı yazılmamış sayılması sebebiyle oluşan boşlukların öncelikle bankanın 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen 2006/1 sayılı Tebliğin 3., 4. ve 6/2 maddeleri uyarınca belirleyip ilan ettiği oranlar, bankanın bu yönde yapmış olduğu bir ilan bulunmadığının tespit edilmesi halinde ise emsal banka uygulamaları gözetilerek doldurulması gerekmekte, böylelikle genel işlem koşulları ile taraflar arasında bozulmuş olan hak ve borçların adil dağılım dengesi, yani menfaatler dengesi sağlanmış olmaktadır. Görüşüne yer vermektedir. (Yargıtay 11 HD 2018/4910 E. 2019/8174 K.)
T.C. Merkez Bankası’ndan, bankaların kredi işlemlerinde aldıkları tahsis ücreti, komisyon, ipotek fek bedeli, erken kapama ücreti gibi kesintilerin miktarları sorulmuştur.
Mahkememizce görevlendirilen bankacı bilirkişi … 19/10/2021 tarihli ek raporunda; diğer bankaların uyguladıkları oranlar ve maktu tutarlar esas alınarak bulunan aritmetik ortalama ile tahsil edilen tutarlar karşılaştırıldığında, kredi tahsis ücretinin aritmetik ortalamadan daha az, ipotek fek ücretinin aynı olduğu, davalı bankanın erken ödeme talebini kabul etmekle faiz alacağından 526.644,41 TL eksik tahsil ettiğini, diğer bankaların tahsil ettikleri ortalama erken ödeme tutarının 113.679,65 TL olduğunu, davalı bankanın 87.708,00 TL erken ödeme ücreti ve bunun üzerinden 4.385,40 TL BSMV tahsil ettiğini, iade talebinin yerinde olmadığını beyan etmiştir.
Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle; sözleşmede yer alan masraf ve erken kapama ücreti alınacağına dair hükmün genel işlem şartlarına ve dürüstlük kuralına aykırı olmadığı, ancak erken kapama ücretinin sözleşmenin imzalandığı tarihte miktarının yada oranının net olarak belirlenmediği, tamamen bankanın insiyatifine ve kararına bırakıldığı, hükmün bu kısmının taraflar arasındaki menfaatler dengesini davacı aleyhine bozduğu ve genel işlem şartlarına aykırı olduğu düşünülse dahi yukarıda açıklanan içtihatlar gereğince, bankanın tebliğler uyarınca belirleyip ilan ettiği oranlar, bankanın bu yönde yapmış olduğu bir ilan bulunmadığının tespit edilmesi halinde ise emsal banka uygulamalarının esas alınması gerektiği, en nihayetinde bankanın tahsil ettiği miktarların bankaların emsal uygulamaların altında kaldığı anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki hüküm hukuka uygun bulunmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı olarak hesaplanan 59,30-TL’nin, ıslah harcı ile birlikte peşin alınan toplam 998,33-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 939,03 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
Davalının yapmış olduğu 381,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, kararın verildiği tarihte yürürlükte olan AAÜT’nin 6. maddesi gereğince hesaplanan 8.269,54 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
2-Dair, HMK.’nun 341/1 ve 345.maddesi gereğince; kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, aynı yasanın 343.maddesi gereğince mahkememize yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İSTİNAF YOLUNA başvurulabileceği belirtilerek davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2021
Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza