Emsal Mahkeme Kararı Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/38 E. 2021/860 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/38 Esas – 2021/860
T.C.
ADANA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/38
KARAR NO : 2021/860

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … –
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …
Av. … – …
DAVALI : 1- … LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 2- … LTD ŞTİ – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 3- … LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALILAR: 4- … SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ

5- … LTD.ŞTİ.
– …
6- … LİMİTED ŞİRKETİ
– …
7- … TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – …
– …

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/01/2019
KARAR TARİHİ : 06/10/2021
YAZIM TARİHİ : 07/10/2021

Mahkememizde görülen Tazminat (Rücuen Tazminat) davası yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında açma kapama ve endeks okuma ile ilgili olarak imzalanan sözleşme gereğince, davalı şirketin müvekkili şirket adına kendi çalışanları ile açma kapama ve su sayacı endeksi okuma hizmet işini yürüttüğünü, davalı şirkete bağlı olarak çalışan işçilerden …’nın iş akdinin sona erdirildiğini, bunun üzerine … tarafından müvekkiline ve davalı şirketlere karşı Adana 4. İş Mahkemesinin 2017/… Esas sayılı dosyası ile alacak davası açıldığını, mahkemenin 24/04/2018 tarih ve 2018/… kararı ile; davanın kabulüne karar verildiğini, kararın … tarafından müvekkiline karşı Adana 11. İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin 48.236,67 TL ödeme yaptığını, dava ve icra takibine konu işçilik alacaklarından davalı yüklenicilerin sorumlu olduğundan bahisle 48.236,67 TL ‘nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ; Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin yapılan ödeme ile ilgili herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, işçilerin asıl işvereninin davacı kurum olduğunu, özlük haklarından tamamen sorumlu tutulmasını, 4857 sayılı yasanın 112.maddesinde 2014 yılında değişiklik yapılarak kamu kuruluşlarının sorumluluklarının tamamen kamu kurumlarına bırakıldığını, dava konusu talep haklarının ortaya çıkmasına neden olan fesih olgusunun müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilmediğini, aksine düşüncenin kabulü halinde dahi müvekkili şirketin yargılama giderlerinden kaynaklı sorumlu tutulamayacağını, yerleşik içtihatlar doğrultusunda yarı nispetinden sorumluluğa gidilmesi gerektiğini belirterek müvekkili hakkındaki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacı ile müvekkil şirket arasında asıl alt işveren ilişkisinin kurulu bulunduğunu, işe alım ve çıkartılma konularında yetkinin tamamen davacı kurumda bulunduğunu, aksine düşüncede dahi müvekkili şirketin kendi dönemindeki alacaklarından dolayı sorumlu tutulması gerektiğini, dava dışı işçinin müvekkili şirkette kıdeminin 4 ay olduğunu, bu sebeple kıdem tazminatı ve yıllık izne hak kazanması imkanı olmadığını, ödemelerden kaynaklı sadece müvekkilinin sorumlu tutulması imkanı olmadığını yerleşik içtihatlar doğrultusunda hareket edilmesi gerektiğini belirterek müvekkili hakkındaki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava dışı işçiye ait hizmet sözleşmesi, işe giriş bildirgeleri, devir sözleşmesi, işçiye yapılan ödemelere ait belgeler, belediyenin hizmet alımlarına ilişkin ihale evrakı, şartnameler ve sözleşmeler ibraz edilmiş, işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyaları ve icra dosyaları getirtilmiştir.
Davacı tarafından bazı birimlerde personel çalıştırılması amacıyla değişik tarihlerde açılan ihaleler davalılar tarafından alınmış ve ihaleyi alan firma ile davacı arasında hizmet alımına ilişkin sözleşme imzalanmıştır.

Dava dışı işçi … tarafından bu sözleşme kapsamında çalıştığı sırada hizmet hakkının fesh edilmesi nedeniyle … ve davalılar aleyhine alacak talebi ile açılan davada Adana 4. İş Mahkemesinin 2017/… Esas 2018/… Karar sayılı kararı ile; davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karar Adana 11. İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı dosyasında icra takibine konu edilmiştir. Bu dosyaya 48.236,67 TL ödeme yapılmıştır.
Adana 4. İş Mahkemesinin 2017/… Esas 2018/… Karar sayılı kararı Adana BAM 7.H.D. 2018/… E. 2020/… K. Sayılı ilamı ile düzeltilerek onanmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, hizmet alım sözleşmeleri gereğince çalıştırılan dava dışı işçiye yapılan ve yukarıda açıklanan işçilik alacakları ile yargılama giderlerinden hangi tarafın ne oranda sorumlu olacağı noktasında toplanmaktadır. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, aynı sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınmalıdır.
Gerek 4857 sayılı İK’nun 2/6 maddesinde gerekse 1475 Sayılı İK’nun 1/son maddesinde, asıl işveren- alt işveren tanımlanmış olup yasa işçilik haklarının korunması amacıyla asıl ve alt işvereni birlikte sorumlu tutmuştur. Ancak bu sorumluluğun işçiye karşı düzenlenmiş bir sorumluluk olduğu, işcilik haklarını güvenceye almayı amaçladığı, rücu ilişkisini etkilemeyeceği açıktır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 112. maddesine, 6552 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile eklenen fıkralarda, 04.01.2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 62. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatları bakımından idarenin sorumluluğu düzenlenmiş isede kamu asıl işvereninin alt işverenlere rücu işlemine dair herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu kanunun 120. md. gereğince halen yürürlükte olan 1475 sayılı yasanın 14’üncü maddesine göre; işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır. 4857 sayılı Kanun’un 2. maddesi hükmüne göre; kıdem tazminatından asıl işveren ve alt işverenin birlikte sorumluluğunun söz konusu olduğu ve sözü edilen hükümde bir değişiklik yapılmadığı halde, Kamu İhale Mevzuatına tabi alt işverenlik sözleşmeleri kapsamında çalışanların kıdem tazminatının salt son kamu kurumunda ödeneceğinin öngörülmesi, işçi açısından seçimlik hakkı bertaraf etmeyeceği gibi davalı asıl işverenin rücu hakkını da ortadan kaldırmayacaktır. Diğer taraftan değişiklik işçiyi güvence altına almak amacıyla konulmuş bir hüküm olup, emredici nitelikte değildir. (Yargıtay 22. HD 2017/582 E. 2020/7597 K. , 9. HD 2017/24649 E. 2020/19067 K., Yargıtay 13. HD. 2016/7178 E. 2016/11227 K., 2016/15019 E. 2018/7581 K. , 23. HD. 2016/4603 E. 2019/394 K. , 2019/2366 E. 2021/227 K.)
7166 sayılı Yasanın 11.maddesi ile, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112. Maddesine eklenen 6. fıkrasında; ” 4134 sayılı Kanunun 62.maddesinin 1.fıkrasının (e) bendi uyarınca alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilere 11/09/2014 tarihinden sonra imzalanan ihale sözleşmeleri kapsamında, kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde 11/09/2014 tarihinden sonra geçen süreye ilişkin olarak kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemeleri için sözleşmesinde kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık bir hükme yer verilmemişse alt işverene rücu edilemez.” hükmü bulunmaktadır. 7166 sy. Kanunun 12. Maddesi ile 4857 sayılı Kanuna eklenen geçici 9. Maddede ise; 112/6. fıkranın yürüyen davalara etkisi düzenlenmiştir. Ancak Anayasa Mahkemesinin E: 2019/42, K: 2019/73 Sayılı Kararı ile, 4857 sy. Kanunun 112/6. Fıkrası ve geçici 9. Maddesinin 1. cümlesi iptal edilmiştir.
Hizmet alım sözleşmelerinden kaynaklanan rücu davalarının temyiz inceleme merci olan Yargıtay 23. Hukuk Dairesi; Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğunun olmadığı, işveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması gerektiği, işçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden, ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğu, hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabildiği, bu halde işyeri devri suretiyle işçilerin yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam ettiği ve işçilik alacaklarının da bu doğrultuda hesaplandığı, işçiye ödenen kıdem tazminatının iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplandığı ve tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yüklenicilerin işverene karşı sorumlu oldukları, yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüştüğü, sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenicinin sorumlu olacağı, ihbar tazminatından da son işverenin sorumlu olduğu, bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yüklenicilerin işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu oldukları, işveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemelerin de aynı esasla yüklenicilerden tahsil edilebileceği (Yargıtay 23 HD 2016/9323 E. 2020/543 K. ,2019/1267 E.2020/1418 K.) İşçinin hizmet aktini yüklenici ile imzalamasına rağmen, işyerinin işverene ait olması nedeniyle işçinin işe iadesinin işveren ve yüklenici birlikte gerçekleştirmek zorunda olduğu, işverinin kabulü olmadan yüklenicinin işçiyi iade etmesinin mümkün olmadığı, ayrıca iş mahkemesince işveren ve yüklenici müteselsilen sorumlu tutulduğundan ve hizmet alım sözleşmesinde bu hususu düzenleyen bir hüküm de yoksa işçinin işe iade edilmemesi nedeniyle işçiye ödenen bedelden (işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücreti) tarafların yarı yarıya sorumlu tutulmaları gerektiği(Yargıtay 23 HD 2019/1088 E. 2020/2054 K , 2019/523 E. 2020/526 K.) esasları benimsenmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi … 28/07/2021 tarihli raporunda; dava dışı işçi …’nın 15/02/2008-17/01/2017 tarihleri arasında 8 yıl 11 ay 02 günlük çalışması karşılığı kıdem ve ihbar tazminatı almaya hak kazandığını, … Hiz. Ltd.şti. ‘de 15/02/2008-08/08/2010 tarihleri arasında 2 yıl 5 ay 23 günlük çalışmasından dolayı işbu davalının 13.627,96 TL’den, … Şti. ‘de 12/07/2012-31/07/2013 tarihleri arasında 1 yıl 19 günlük çalışmasından dolayı işbu davalının 6.294,89 TL’den, … Şti. ‘de 01/08/2013-26/07/2014 tarihleri arasında 11 ay 25 günlük çalışmasından dolayı iş bu davalının 5.412,12 TL’den, … şti.’de 27/07/2014-04/09/2016 tarihleri arasında 2 yıl 1ay 7 günlük çalışmasından dolayı iş bu davalının 11.537,22 TL ‘den, … Şti.’de 06/09/2016-17/01/2017 tarihleri arasında 4 ay 11 günlük çalışmasından dolayı iş bu davalının 10.590,00 TL ‘den sorumlu olduklarını, … Şti 2 ay 24 günlük çalışması olduğunu kıdem tazminatının önceden ödenmiş olmasından dolayı bu davalının sorumluluğunun bulunmadığını, … Şti. ‘nde 1 yıl 8 ay 7 günlük çalışması olduğunu kıdem tazminatının önceden ödenmiş olmasından dolayı bu davalının sorumluluğunun bulunmadığını beyan etmiştir. Raporda işçinin hangi işveren yanında ne kadar süre ile çalıştığı ve dönemleri detaylı olarak gösterilmiştir.
Asıl işverenden tahsil edilen işçilik alacakları, çoğunlukla işçinin birden fazla alt işverenler nezdindeki çalışmalarını kapsamaktadır. İşçinin çalışmış olduğu her bir alt işverenin dönemine isabet eden işçilik alacaklarından, ilgili olan alt işveren sorumlu olacağından, davalı alt işverenin sorumluluğu da sadece kendi dönemi ile sınırlı olmalıdır. Davalının “son işveren“ olması da bu sonucu değiştirmez. Bununla birlikte feshe bağlı bir hak olan ihbar tazminatından ise, diğer işverenler sorumlu olmayıp, sadece son işveren sorumludur. Yıllık izinler de kullanılmadığı takdirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son işveren olduğu ve yıllık izinlerin de bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son işveren sorumlu olacaktır. Başka bir ifade ile davacı üst işveren, dava dışı işçiye ödemiş olduğu ihbar tazminatını ve yıllık izin ücretini ancak son işverenden talep edebilir. Bunun dışındaki hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi tüm işçilik alacaklarından ise, işçinin çalışmış olduğu alt işverenler, üst işverene karşı, kendi dönemleriyle sınırlı olmak üzere sorumludurlar. Yine, asıl işveren, yargılama gideri (dava ve icra), avukatlık ücreti, harç, faiz gibi fer’i borçlardan, her bir davalı alt işverenin toplam ana para tutarı içinde sorumlu olduğu tutarına oranı kadarını ilgili alt işverenlere rücu edebilir. Uyuşmazlığın İş Hukuku değil, Borçlar Hukuku hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, mahkemece “iş hukukunda geçerli olan mevzuat ve içtihatlara göre yapılan değerlendirmeler” rücu davalarında hükme esas alınamaz.
Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine bakılmalı, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir. Hizmet Alım Sözleşmesinin 22. maddesinde “Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları ilgili mevzuatın ve bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve genel şartnamenin altıncı bölümünde belirtilmiş olup, yüklenici bunlara aynen uymakla yükümlüdür.” denilmektedir. Davalılar ile davacı arasında yapılan her bir teknik şartnamelerde muhatabın davalı platform dışında açıkça yükleniciler olduğu belirtilmiştir.
Şu halde, asıl işveren olan davacının, sorumluluk alanındaki işin bir kısmını, değişik zamanlarda açtığı ihaleler sonucu imzaladığı hizmet alım sözleşmeleri ile farklı alt işverenlere verdiği, dava dışı işçinin bu sözlemelere konu iş kapsamında alt işverenler yanında çalıştığı, iş akdinin feshi nedeniyle işçinin asıl işverene karşı açtığı davada hüküm altına alınan işçilik alacaklarının, icra takip dosyasına davacı tarafından ödendiği, asıl ve alt işverenlerin yasa gereğince işçiye karşı birlikte sorumlu oldukları, işverenler arasındaki rücu ilişkisinde İK’nun 2/6.maddesinin uygulanamayacağı, öncelikle sözleşme hükümlerine bakılması gerektiği, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması halinde işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğu, hizmet alım sözleşmelerinde dava dışı işçiye yapılan ödemelerden yüklenicilerin sorumlu olduğunun açıkça düzenlendiği yıllık izin ücreti ile ihbar tazminatlarından son alt işverenin, kıdem tazminatı, hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yüklenicilerin işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu oldukları anlaşıldığından, yukarıda açıklandığı üzere davanın kısmen kabulüne, 13.627,96 TL asıl alacağın davalı … Ltd. Şti.’den, 6.294,89 TL asıl alacağın davalı … Ltd. Şti.’den, 5.415,12 TL asıl alacağın davalı … Ltd. Şti.’den 11.537,22 TL asıl alacağın davalı … Ltd. Şti.’den 10.590,00 TL asıl alacağın davalı … Şirketi’den alınarak davacıya verilmesine, davalılardan … ve … şirketleri açısından dava dışı işçinin davalı şirketlerde çalıştığı zamana denk gelen süre için kıdem tazminatının önceden ödenmiş olduğunun tespit edildiği bu bakımdan davalıların sorumluluğunun bulunmadığı anlaşıldığından bu davalılar açısından davanın reddine karar verilmiş ve davalıların dava tarihinden önce temerrüde düşürülmediği dikkate alınarak dava tarihinden itibaren faize hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne;
A) Davalı … yönünden davanın reddine,
-AAÜT gereğince hesaplanan (dava dışı işçinin çalıştığı gün ve sorumlu olduğu miktar dikkate alınarak) 193,71 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine,
B) Davalı …yönünden davanın reddine,
-AAÜT gereğince hesaplanan (dava dışı işçinin çalıştığı gün ve sorumlu olduğu miktar dikkate alınarak) 2.177,52 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine,
C) 13.627,96 TL’nin davalı … Ltd. Şti.’den, 6.294,89 TL’nin davalı … Ltd. Şti.’den, 5.415,12 TL’nin davalı … Ltd. Şti.’den, 11.537,22 TL’nin davalı … Ltd. Şti.’den, 10.590,00 TL’nin davalı … Şirketi’den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı olarak hesaplanan 3.242,34 TL harçtan peşin alınan 823,77 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.418,57 TL harcın davalı … ve … şti. Haricindeki diğer davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
3-AAÜT gereğince hesaplanan 6.970,47 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 771,48 TL (davalı … ve … şti. haricindeki) vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılara ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.661,35 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmına göre hesaplanan 1.634,77 TL’sinin, (yargılama giderlerinin tüm davalılar için ortak yapıldığı gözetilerek) tüm davalılardan (davalı … ve …şti. haricindeki) alınarak davacıya ödenmesine, kalan masrafın davacının üzerinde bırakılmasına, tahsil edilerek davacıya ödenmesine, kalan masrafın davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, … Ltd. Şti. yönünden KESİN olmak üzere diğer taraflar yönünden kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, aynı yasanın 343.maddesi gereğince mahkememize yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İSTİNAF YOLUNA başvurulabileceği belirtilerek davacı vekili ile davalı …vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğundan, verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/10/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza