Emsal Mahkeme Kararı Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/300 E. 2021/950 K. 28.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/300 Esas – 2021/950
T.C.
ADANA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/300 Esas
KARAR NO : 2021/950

HAKİM : …
KATİP : …

ASIL VE BİRLEŞEN
DOSYADA DAVACI : ….

VEKİLİ : Av. … – …
ASIL VE BİRLEŞEN
DOSYADA DAVALILAR : 1- ….LTD.ŞTİ. – …
VEKİLİ : Av. … – …
: 2- ….LTD.ŞTİ – …
VEKİLİ : Av. … – …
: 3- ….LTD.ŞTİ. – …
VEKİLİ : Av. … – …
: 4- ….SAN.VE.TİC.LTD.ŞTİ – …
5- … LTD. ŞTİ. – …
6- ….TİC.LTD.ŞTİ – …
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/02/2017
KARAR TARİHİ : 28/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketlerin aldıkları ihale sonucu davacı idare ile imzalanan sözleşmeler gereğince hizmet işlerinin yürütüldüğünü, davalı şirketlere bağlı olarak çalışan işçilerden …’nın 01/09/2014 tarihinde iş sözleşmesinin sona erdirildiğini, dava dışı …’nın davalı şirketlere ve müvekkili …’ne karşı kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ücret alacağı talebi ile ilgili Adana 7. İş Mahkemesinin 2014/… Esas sayılı dosyasından alacak davası açtığını, yapılan yargılama sonucunda mahkemenin 25/03/2016 tarih ve 2016/… kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, verilen kararın davacı tarafından Adana 3. İcra Müdürlüğünün 2016/… Esas sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu, … için 09/05/2016 tarihinde 30.921,75 TL ödeme yapıldığından bahisle 30.921,75 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ;
Davalı …. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; ödeme yapılan işçinin asıl işvereninin davacı kurum olduğunu, özlük haklarından davacının sorumlu bulunduğunu, 4857 sayılı kanunun 112 maddesinde yapılan değişiklik ile kıdem tazminatından kamu kurumlarının sorumlu tutulduğunu, …’nın davacı tarafından işten çıkarıldığını, müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, belirli süreli iş sözleşmesi imzaladığını, bu nedenle kıdem tazminatı ödenmesinin söz konusu olmadığını, taraflar arasında imzalanan özel güvenlik hizmet alımı sözleşmesi kapsamında müvekkiline kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, bayram ücreti ve genel tatil ücreti ödenmediğini, davacının müteselsil tahsil talebinde bulunmasına rağmen her işverenin kendi dönemiyle sınırlı sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; …’nın aslında davacı kurumun işçisi olduğunu, davacı tarafından işe alındığını, davacının emir ve talimatlarına göre çalıştırıldığını ve yine davacı tarafından işten çıkarıldığını bu nedenle …’nın davacının işçisi olduğunu, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, işçinin müvekkili şirket nezdinde çalıştığı dönem için tüm haklarının kullandırıldığını, müvekkilinin son iş veren olmaması nedeniyle ihbar tazminatından sorumlu tutulamayacağını, 24/07/2012 tarihinde işçiye 2.540,61 TL kıdem tazminatı ödendiğini, müvekkilinin iş mahkemesindeki davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını belirtilerek davanın müvekkili şirket yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti. firması vekili tarihli cevap dilekçesinde özetle;Davacı tarafından açılan davanın zamanaşımına uğradığını, kıdem tazminatından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, 6552 sayılı yasa ile yapılan değişiklik sonucunda kıdem tazminatında asıl işveren kamu kurumu sorumlu olduğunu, açılan davanın yersiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalılar cevap dilekçesi vermemiş ve herhangi bir savunmada bulunmamıştır.
Adana 1. ATM’nin birleşen2021/… e. 2021/… karar sayılı dosyası;
DAVA :Davacı vekili birleşen davanın dava dilekçesinde özetle; dava dışı işçi …’ya Adana 3. İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı dosyasına 09/05/2016 tarihinde yapılan ve asıl davanın konusu oluşturan 30.921,75 TL ödeme dışında 10/05/2016 tarihinde 3.119,84 TL daha ödendiğini belirterek asıl davada ki sebeplerle 3.119,84 TL’nin ödeme tarihinden itibaren hesaplanan yasal faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalılardan tahsiline, dosyanın Adana 2.Asliye Ticaret MAhkemesinin 2018/300 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ve dava etmişdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Asıl dava ilk olarak Adana 3.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, mahkemenin 2017/… esas 2018/… karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilmekle yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
Birleşen davanın açıldığı tarihe göre, 7155 Sayılı yasanın 20. md. ile 6102 sy. TTK’na eklenen 5/A maddesi kapsamına girdiği ve dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olarak düzenlendiği, davacı vekili tarafından arabuluculuk son tutanağının ibraz edildiği, dava şartının yerine getirildiği görülmüştür.
Davacı tarafından güvenlik hizmet alımı amacıyla değişik tarihlerde açılan ihaleler davalılar tarafından alınmış ve ihaleyi alan firma ile davacı arasında hizmet alımına ilişkin sözleşme imzalanmıştır.
Dava dışı işçi … tarafından yukarıda anlatılan hizmet alım sözleşmeleri kapsamında yaptığı çalışmalar nedeniyle …, …. Ltd. Şti aleyhine açılan ve diğer davalılara ihbar edilen işçilik alacaklarına ilişkin davada Adana 7. İş Mahkemesinin 2014/… Esas 2016/… karar sayılı kararı ile; 15.135,99 TL kıdem tazminatı, 2.853,14 TL ihbar tazminatı, 4.756,15 TL yıllık izin ücreti, 1.039,70 TL fazla çalışma ücreti, 268,37 TL ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm altına alınan işçilik alacakları Adana 3. İcra Müdürlüğünün 2016/… Esas sayılı dosyasında icra takibine konu edilmiştir. Bu dosyaya 09/05/2016 tarihinde 30.921,75 TL, 10/05/2016 tarihinde ise 3.119,84 TL ödeme yapılmıştır. İş mahkemesinin kararı 14/10/2019 tarihinde kesinleşmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, hizmet alım sözleşmeleri gereğince çalıştırılan dava dışı işçiye ödenen ve yukarıda açıklanan işçilik alacakları ile yargılama giderlerinden hangi tarafın ne oranda sorumlu olacağı noktasında toplanmaktadır. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, aynı sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınmalıdır.
Gerek 4857 sayılı İK’nun 2/6 maddesinde gerekse 1475 Sayılı İK’nun 1/son maddesinde, asıl işveren- alt işveren tanımlanmış olup yasa işçilik haklarının korunması amacıyla asıl ve alt işvereni birlikte sorumlu tutmuştur. Ancak bu sorumluluğun işçiye karşı düzenlenmiş bir sorumluluk olduğu, işcilik haklarını güvenceye almayı amaçladığı, rücu ilişkisini etkilemeyeceği açıktır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 112. maddesine, 6552 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile eklenen fıkralarda, 04.01.2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 62. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatları bakımından idarenin sorumluluğu düzenlenmiş isede kamu asıl işvereninin alt işverenlere rücu işlemine dair herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu kanunun 120. md. gereğince halen yürürlükte olan 1475 sayılı yasanın 14’üncü maddesine göre; işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır. 4857 sayılı Kanun’un 2. maddesi hükmüne göre; kıdem tazminatından asıl işveren ve alt işverenin birlikte sorumluluğunun söz konusu olduğu ve sözü edilen hükümde bir değişiklik yapılmadığı halde, Kamu İhale Mevzuatına tabi alt işverenlik sözleşmeleri kapsamında çalışanların kıdem tazminatının salt son kamu kurumunda ödeneceğinin öngörülmesi, işçi açısından seçimlik hakkı bertaraf etmeyeceği gibi davalı asıl işverenin rücu hakkını da ortadan kaldırmayacaktır. Diğer taraftan değişiklik işçiyi güvence altına almak amacıyla konulmuş bir hüküm olup, emredici nitelikte değildir. (Yargıtay 22. HD 2017/582 E. 2020/7597 K. , 9. HD 2017/24649 E. 2020/19067 K., Yargıtay 13. HD. 2016/7178 E. 2016/11227 K., 2016/15019 E. 2018/7581 K. , 23. HD. 2016/4603 E. 2019/394 K. , 2019/2366 E. 2021/227 K.)
7166 sayılı Yasanın 11.maddesi ile, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112. Maddesine eklenen 6. fıkrasında; ” 4134 sayılı Kanunun 62.maddesinin 1.fıkrasının (e) bendi uyarınca alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilere 11/09/2014 tarihinden sonra imzalanan ihale sözleşmeleri kapsamında, kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde 11/09/2014 tarihinden sonra geçen süreye ilişkin olarak kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemeleri için sözleşmesinde kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık bir hükme yer verilmemişse alt işverene rücu edilemez.” hükmü bulunmaktadır. 7166 sy. Kanunun 12. Maddesi ile 4857 sayılı Kanuna eklenen geçici 9. Maddede ise; 112/6. fıkranın yürüyen davalara etkisi düzenlenmiştir. Ancak Anayasa Mahkemesinin E: 2019/42, K: 2019/73 Sayılı Kararı ile, 4857 sy. Kanunun 112/6. Fıkrası ve geçici 9. Maddesinin 1. cümlesi iptal edilmiştir.
Hizmet alım sözleşmelerinden kaynaklanan rücu davalarının temyiz inceleme merci olan Yargıtay 23. Hukuk Dairesi; Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğunun olmadığı, işveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması gerektiği, işçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden, ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğu, hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabildiği, bu halde işyeri devri suretiyle işçilerin yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam ettiği ve işçilik alacaklarının da bu doğrultuda hesaplandığı, işçiye ödenen kıdem tazminatının iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplandığı ve tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yüklenicilerin işverene karşı sorumlu oldukları, yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüştüğü, sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenicinin sorumlu olacağı, ihbar tazminatından da son işverenin sorumlu olduğu, bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yüklenicilerin işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu oldukları, işveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemelerin de aynı esasla yüklenicilerden tahsil edilebileceği (Yargıtay 23 HD 2016/9323 E. 2020/543 K. ,2019/1267 E.2020/1418 K.) İşçinin hizmet aktini yüklenici ile imzalamasına rağmen, işyerinin işverene ait olması nedeniyle işçinin işe iadesinin işveren ve yüklenici birlikte gerçekleştirmek zorunda olduğu, işverinin kabulü olmadan yüklenicinin işçiyi iade etmesinin mümkün olmadığı, ayrıca iş mahkemesince işveren ve yüklenici müteselsilen sorumlu tutulduğundan ve hizmet alım sözleşmesinde bu hususu düzenleyen bir hüküm de yoksa işçinin işe iade edilmemesi nedeniyle işçiye ödenen bedelden (işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücreti) tarafların yarı yarıya sorumlu tutulmaları gerektiği(Yargıtay 23 HD 2019/1088 E. 2020/2054 K , 2019/523 E. 2020/526 K.) esasları benimsenmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi …’nın 26/07/2018 tarihli raporu ile 17/12/2018 havale tarihli ek raporu belirtilen esasları karşılamadığı için yeni bir bilirkişi görevlendirilmiştir. Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi …’nun 26/12/2019 havale tarihli raporundan sonra, asıl davada 30.921,75 TL birleşen davada ise 3.119,84 TL’nin tahsilinin istendiği ve ayrıca … Ltd. Şti. Tarafından dava dışı işçiye kıdem tazminatından dolayı 2.540,61 TL ödeme yapıldığı, iş mahkemesinin dosyasına hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu ödeme düşürülerek kıdem tazminatı hesaplandığı ve Yargıtay 23. H.D’nin uygulamalarına göre ihbar tazminatı ve yıllık izin ücretlerinden son işverenin, kıdem tazminatı, fazla mesai ve hafta tatili ücretlerinden her alt işverenin kendi dönemiyle sınırlı olduğu gözetilerek bu hususlar yönünden ek rapor alınmıştır. 06/08/2021 tarihli ek raporda özetle; dava dışı işçi …’nın davalı işverenler nezdindeki çalışma süreleri detaylı bir şekilde gösterilmiş, kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti ve genel tatil ücretleri her iş verenin kendi yanında gerçekleşen çalışma sürelerine orantılılı olarak dağıtılmış, ancak davalı … …. Ltd. Şti. kıdem tazminatını ödediği için davacı asıl iş verenin yapıtığı kıdem tazminatı ödemesi bu iş veren dışındaki diğer alt işverenlere dağıtılmış, yıllık izin ücreti ile ihbar tazminatından son işveren …. Ltd. Şti. sorumlu tutulmuş, buna göre ; 17.834,82 TL’nin davalı … san. Tic. Ltd. Şti. yanındaki çalışmalara ,716,00 TL’nin davalı …. Ltd. Şti. yanındaki çalışmalara, 1.446,71 TL’nin davalı … . Ltd. Şti. yanındaki çalışmalara, 3.132,48 TL’nin davalı …. Ltd. Şti. yanındaki çalışmalara, 2.781,68 TL’nin davalı …. Ltd. Şti. yanındaki çalışmalara, 8.129,90 TL’nin de davalı … Ltd. Şti. yanındaki çalışmalara isabet ettiği belirtilmiştir. Rapor toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına uygun bulunarak hükme esas alınmıştır.
Şu halde, asıl işveren olan davacının, sorumluluk alanındaki işin bir kısmını, değişik zamanlarda açtığı ihaleler sonucu imzaladığı hizmet alım sözleşmeleri ile farklı alt işverenlere verdiği, dava dışı işçinin bu sözlemelere konu iş kapsamında alt işverenler yanında çalıştığı, iş akdinin feshi nedeniyle işçinin asıl işverene karşı açtığı davada hüküm altına alınan işçilik alacaklarının, icra takip dosyasına davacı tarafından ödendiği, asıl ve alt işverenlerin yasa gereğince işçiye karşı birlikte sorumlu oldukları, işverenler arasındaki rücu ilişkisinde İK’nun 2/6.maddesinin uygulanamayacağı, öncelikle sözleşme hükümlerine bakılması gerektiği, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması halinde işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğu, hizmet alım sözleşmelerinde bu yönde bir düzenleme olmadığı, yıllık izin ücreti ile ihbar tazminatlarından son alt işverenin, kıdem tazminatı, hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yüklenicilerin işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu oldukları, davalı … …. Ltd. Şti. kendi dönemi için kıdem tazminatını ödediği anlaşıldığından gerek asıl gerekse birleşen davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl ve birleşen davanın KABULÜNE,
17.834,82 TL’nin davalı …. San. Ve Tic. Ltd. Şti. ‘den,
716,00 TL’nin davalı …. Ltd. Şti’den,
1.446,71 TL’nin davalı … …. Ltd. Şti’den,
3.132,48 TL’nin davalı …. Ltd. Şti’den,
2.781,68 TL’nin davalı …. Ltd. Şti.’den,
8.129,90 TL’nin davalı … Ltd. Şti.’den,
Tahsil edilerek davacıya ödenmesine, tüm alacaklara dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
2-Karar ve ilam harcı olarak hesaplanan 2.325,38 TL harçtan, asıl ve birleşen davada peşin alınan toplam 587,37 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.738,01 TL harcın, 910,56 TL’sinin davalı ….san.ve.tic.ltd.şti ‘den, 36,55 TL’sinin davalı …. Ltd. Şti’den, 73,86 TL’sinin davalı … …. Ltd. Şti’den, 159,93TL’sinin davalı …. Ltd. Şti’den, 142,00 TL’sinin davalı …. Ltd. Şti.’den, 415,00 TL’sinin davalı … Ltd. Şti.’den alınarak hazineye irat kaydına,
Davacının peşin olarak ödediği toplam 587,37 TL harcın davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
4- Davacı tarafından yapılan toplam 3.006,95- TL yargılama giderinin davalılardan mütesaviyan alınarak davacıya ödenmesine,
5-AAÜT gereğince hesaplanan 5.106,15 TL vekalet ücretinin, 2.675,17 TL’sinin davalı ….san.ve.tic.ltd.şti ‘den, 107,39 TL’sinin davalı …. Ltd. Şti’den, 217,00 TL’sinin davalı … …. Ltd. Şti’den, 469,86 TL’sinin davalı …. Ltd. Şti’den, 417,24 TL’sinin davalı …. Ltd. Şti.’den, 1.219,46 TL’sinin davalı … Ltd. Şti.’den alınarak davacıya ödenmesine,
6- Birleşen dava yönünden, T.C. Adalet Bakanlığı Bütçesinden ödenmesine karar verilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı HUAK ‘ nın 18/A ve HUAK Yönetmeliğinin 25-26. Maddeleri gereğince, 6183 sayılı kanuna göre tüm davalılardan müteselsilen tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
7-Dair, davalılardan … Ltd. Şti. ve … san. Tic. Ltd. Şti. yönünden kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık, diğer taraflar yönünden kesin olmak üzere, davacı vekili ile davalılardan … …. Ltd. Şti. vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/10/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza