Emsal Mahkeme Kararı Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/164 E. 2021/1051 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/164 Esas – 2021/1051
T.C.
ADANA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/164 Esas
KARAR NO : 2021/1051

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALILAR : 1- … A.Ş.- …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …
: 2- … A.Ş. – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 31/01/2017
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/11/2016 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın seyir halinde iken aracın bankere girmesi sonucu araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını, belinde kırık oluştuğunu, Ç.Ü. Adli Tıp ABD Başkanlığı’ndan alınan rapora göre %41,2 oranında malu kaldığını, gerçekleşen bu kazada araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, … plakalı aracın ZMMS’nin davalı … A.Ş. tarafından, Ferdi Kaza Koltuk Sigortası’nın ise davalı … A.Ş. tarafından yapıldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kalıcı iş görememezlik nedeniyle 3.500,00 TL tazminatın davalı … A.Ş’den, ferdi kaza sigortasından dolayı da 3.500,00 TL maddi tazminat’ın davalı … A.Ş’den kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
TALEP ARTTIRIM: Davacı vekili 06/10/2021 tarihli dilekçesi ile; … A.Ş. Hakkındaki taleplerini 92.015,46 TL’ye ve … A.Ş. hakkındaki taleplerini de 52.500,00 TL’ye yükseltmiştir.
SAVUNMA ÖZETİ: Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, 30/01/2017 tarihinde 72.620,00 TL ödendiğini ve sorumluluklarının yerine getirildiğini, aksi halde hesaplanacak tazminattan ödenen miktarın mahsup edilmesi gerektiğini, davacının maluliyetinin Adli Tıp Kurumu’ndan alınacak raporla tespitini talep ettiklerini, geçici iş göremezlik tazminatının teminat dışında kaldığını, tazminat hesabının ZMMS genel şartları ile getirilen esaslara göre yapılacağını, SGK’nın yaptığı ödeme olup olmadığının araştırılarak, varsa tazminattan düşülmesi gerektiğini, taşımanın hatır için yapıldığını , bu nedenle indirim yapılmasını istediklerini, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir,
Davalı … A.Ş. Cevap dilekçesi vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Kazaya karışan aracın tescil kayıtları, sigorta poliçeleri ve sigorta tazminat dosyası, davacıya ait tedavi evrakları, kaza nedeniyle başlatılan soruşturmaya ilişkin dosya getirtilmiş, davacının ekonomik ve sosyal durumu araştırılmış, gösterilen diğer deliler toplanmıştır.
08/11/2016 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın seyir halinde iken yol üzerindeki kasisin üzerinden hızlı geçmesi sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacı … yukarıya savrulup düşmesi sonucu yaralanmıştır.
Bu kaza nedeniyle Adana CBS’nin 2017/… sayılı soruşturma dosyasında başlatılan soruşturma sonucunda 12/01/2017 tarihinde 2017/… karar sayılı karar ile; şüpheliye atfedilecek bir kusur bulunmadığı, müştekinin yaralanmasının araç içinde meydana gelen doğal ortamdan kaynaklandığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.
… plakalı araç 07/03/2016-2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere davalı … A.Ş. tarafından ZMMS poliçesi ile sigortaanmıştır. … A.Ş. İse aynı aracı kaza tarihini de kapsayacak şekilde ferdi kaza koltuk sigortası’ ile sigortalamıştır. Dava tarihinden önce 30/01/2017 tarihinde davalı … A.Ş. 72.620,00 TL ödeme yapmıştır.
SGK tarafından rücuya tabi bir ödeme yapılmamıştır.
Mahkememizce görevlendirilen trafik konusunda uzman bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan 29/12/2017 tarihli raporda; … plakalı araç sürücüsü …’in 2918 sayılı KTK’nın 52/b maddesinde açıklanan “sürücüler araçlarının hızlarını, aracının teknik özelliği, hava, yol ve trafik durumuna göre ayarlaması gerekir” kuralını ihlal ettiği, daha önceden bilmediği yoldan gittiği, trafik ve yol durumunu dikkatli bir şekilde gözlemleyip kasisi görerek yavaşlayarak çok yavaş bir şekilde kasisten geçmesi gerekirken görüşü engelleyen bir unsur olmadığı halde kasisi fark etmekte gecikip kasisten hızla geçmesi nedeniyle %50 oranında kusurlu olduğu, davacı …’ın ise 2918 sayılı KTK’nın 47/d maddesinde açıklanan “yolcular, trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk ve yükümlülüklere uymak zorundadırlar” kuralını ihlal ettiği, kendisinin araç içerisinde gerekli tedbirleri almadan, tutma yerlerinden yeterince tutunmaksızın kendi can güvenliği için gerekli tedbirleri almadığından %50 oranında kusur olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekilinin rapora karşı itirazı sonucu Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’ndan alınan 17/05/2018 tarihli raporda; yolda hız kesici kasise yönelik işaretleme yok ise; sürücü …’in kusursuz olduğu, yolcu …’ın %50 oranında kusurlu olduğu, yolun yapım, bakım ve denetiminden sorumlu kuruluşun %50 oranında kusurlu olduğu, hız kesici kasise yönelik gerekli işaretleme varsa; sürücü …’in %50 oranında kusurlu olduğu, yolcu …’ın %50 oranında kusurlu olduğu, yolun yapım, bakım ve denetiminden sorumlu kuruluşun kusursuz olduğu belirtilmiştir.
Daha önce görevlendirilen bilirkişi … 01/08/2018 tarihli ek raporunda; kaza yerine gelmeden 50 mt geride yolun sağında kasis yaklaşımı ikaz işareti bulunduğunu belirterek asıl rapordaki gibi sürücü … ile davacının %50’şer oranda kusurlu olduklarını beyan etmiştir.
Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… sayılı talimat dosyasında karayolları fen heyetinden oluşan bilirkişiler kurulunda yer alan …, … ve …’dan alınan 20/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda; sürücü …’in tedbirli ve dikkatli davranmayarak aracın hızını, aracın yük ve teknik özelliklerini, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadığı, dikkatini ilerisine vermediği, seyrine göre sağ tarafta bulunan kasis yaklaşımı levhasına rağmen hızını azaltmadığı, aracının hızını far ışıkları altında görebildiği mesafeye göre ayarlamadığı, kasisi fark edemeyerek mevcut hızı ile kasisten kontrolsüz bir şekilde geçerek otobüsün sert bir şekilde sarsılmasına sebebiyet verdiğinden tamamen kusurlu olduğu, davacı yolcunun ise oturur vaziyette iken aracın hızlı bir şekilde kasisin üzerinden geçişi sırasında oturduğu koltuktan yukarı doğru hareketlendiği, bu durumu önlemek için alabileceği bir tedbir bulunmadığı, otururken önündeki koltuğun tutamacından tutmaması nedeniyle kendisine kusur verilemeyeceği davacının ve yolun yapım ve bakımından sorumlu kuruluşun kusurlu olmadığını belirtmişlerdir. Bu rapor toplanan delillere ve kazanın oluşuna uygun bulunarak hükme esas alınmıştır.
İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulu’nun 23/10/2019 tarihli raporunda; davacıda Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine göre davacının tüm vücut engellik oranın %23 olduğu ve iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir. Davacı tarafından daha önce ibraz edilen Ç.Ü. Adli Tıp ABD Başkanlığı’ndan alınan 27/12/2016 tarihli raporda, davacının %41.2 oranında malul olduğu belirtilmiştir. Bu raporda Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Yönetmeliğine (SSK Sağlık İşlemleri Tüzüğü) göre değerlendirme yapıldığı belirtilmiş olup, diğer taraftan Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nun 23/10/2019 tarihli raporuna davacı itiraz etmemiştir.
Hesap bilirkişisi … ve Uzman Dr. … tarafından düzenlenen 10/09/2021 havale tarihli ek raporda; TRH-2010 Yaşam Tablosu ve Progresif rant formülüne göre asgari ücret, %23 maluliyet oranı ile %100 kusur oranı esas alınarak öncelikle kısmi ödeme tarihi itibariyle hesaplama yapılmış, 72.620,00 TL ödemenin zararı karşılamadığı belirlendikten sonra, bu kez güncel verilere göre yeniden hesaplama yapılmıştır. ZMMS kapsamında davacının … A.Ş’den talep edebileceği tazminatın, kısmi ödemenin güncellenmiş değerinin mahsubundan sonra 92.015,46 TL olduğu, ferdi kaza sigorta poliçesi kapsamında … A.Ş’den istenebilecek tazminatın ise, poliçe genel şartlarının A.3.2 maddesinde belirtilen tabloya göre bel kemiğinin belirgin bir eğilme nedeniyle hareketsizliğinden dolayı limitin %30’u oranında ödeme yapılması gerektiğinden 175.000,00 TL olan poliçe limitinin %30’na tekabül eden 52.500,00 TL olduğunu belirtmişlerdir.
Anayasa Mahkemesi 17/7/2020 Tarih, Esas 2019/40, Karar 2020/40 Sayılı Kararı ile; KTK’nın 90. Maddesinin Birinci Cümlesinin “…bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” Bölümünde Yer Alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” İbaresi, İkinci Cümlesinde Yer Alan “…ve genel şartlarda…” İbaresinin, Kanun’un 92. Maddesinin (i) Bendi “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” ibaresinin, Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. ve 48. maddelerine aykırı olduğundan iptallerine karar vermiştir.
Bu iptal kararından sonra Yargıtay 17. ve 4. HD.’nin TRH 2010 Yaşam Tablosunun ve Progresif rant tekniğinin esas alınarak tazminat hesabı yapılması gerektiği yönündeki kararları bulunmaktadır. (Yargıtay 17. HD. 2019/3292 E. 2021/1848 K., 2020/2628 E. 2021/2552 K., 4. HD 2021/14534 E. 2021/3594 K.)
7327 sayılı kanun ile değiştirilen 2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesi gereğince, sürekli sakatlık tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı ve sürekli sakatlık oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak,hesaplanması gerekir. Ancak 7327 sayılı kanun, 23. maddesi gereğince yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Kanun 19/06/2021 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir ve yürürlük tarihinden sonraki poliçe ve olaylara uygulanması gerekmektedir.
Bu nedenlerle TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant formülünü esas alan rapor dosya kapsamına, toplanan delilere ve yöntemine uygun bulunarak hükme esas alınmıştır.
Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır. Hatır taşıması varsa 6098 sayılı TBK’nin 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması gerekir.
Müterafik kusur ise; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. TBK’nın 52.maddesinde; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği belirtilmiştir.
Hatır taşıması savunması def’i olup ancak belirli sürelerde ileri sürülebilir. Müterafik kusur ise itiraz niteliğindedir ve re’sen dikkate alınmalıdır. (Yargıtay 17. HD. 2016/3135 E., 2018/11955 K., 2016/10102 E. 2019/4225 K.)
Davacının yolculuk ettiği araç iş yeri servisi olup hatır taşıması söz konusu olmadığı gibi davacının müterafik kusuru sayılabilecek bir davranışı da bulunmamaktadır. Bu nedenlerle tazminattan indirim yapılmamıştır.
2918 Sayılı KTK’nun 85 /1 maddesinde işletenin sorumluluğu düzenlenmiş, 91/1 maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmü getirilmiştir. Devam eden maddelerde ise zorunlu trafik sigortasının kapsamı düzenlenmiştir. ZMSS, motorlu bir aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracı işletenin zarara uğrayan 3.kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitlerle sigortalamaktadır.
Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası ise, yolculuğun başlangıcından bitişine kadar, otobüsün içinde veya dışında, otobüs hareket halinde iken veya değilken, yolculuk sırasında veya bekleme, duraklama ve mola yerlerinde karşılaşılabilecek her türlü kazalara karşı, sigortalılar (yolcular, sürücüler ve yardımcılar) yararına taşımacı tarafından yaptırılması zorunlu bir kaza (can) sigortası olup, kazanın oluşunda taşımacının yada sürücü ve yardımcılarının bir kusurları bulunmasa bile, ölümlerde sigorta poliçesinde yazılı tutarın tamamı, bir zarar hesabı yapılmaksızın,yaralanmalarda beden gücü kayıp oranına göre zarar gören kişilere ödenir. Bir meblağ sigortası olan zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısı, Zorunlu Mali Mesuliyet yada Zorunlu Taşımacılık Sigortası’ndan ayrı olarak sorumludur.
KTK’nun 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir.(Yargitay 17. HD. 2014/10652 E. 2016/11067 K. 2014/17333 E. 2017/1258 K.)
Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle; davalı … A.Ş tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası yapılan, … A.Ş’nin ferdi kaza sigortasını yaptığı araç sürücüsünün %100 oranındaki kusuru ile sebebiyet verdiği kazada davacının yaralandığı, davacıda geçici ve sürekli iş gücü kaybı oluştuğu, kalıcı iş gücü kaybından kaynaklanan zarardan … A.Ş’nin 2918 sayılı KTK’ nun 85 ve 91. maddeleri gereğince poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere sorumlu olduğu, dava tarihinden önce yapılan ödemenin zararı tam olarak karşılamadığı, ödeme tarihinden itibaren KTK’nın 111. maddesinde belirtilen 2 yıllık süre içerisinde iş bu davanın açıldığı, diğer taraftan bir can sigortası türü olan ferdi kaza sigortası kapsamında, sigorta limitinin, genel şartlarda davacının beden gücündeki kayıp oranına göre tekamül eden oranında ödeme yapılması gerektiği, ferdi kaza sigorta limitinin olay tarihinde 175.000,00 TL olduğu, davacının belinde oluşan yaralanmadan dolayı genel şartlardaki tabloya göre limitin %30’u oranında (52.500,00) tazminat belirlendiği anlaşıldığından her iki davalı hakkındaki davanın ayrı ayrı kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-… A.Ş hakkındaki davanın KABULÜNE,
92.015,46 TL maddi tazminatın 27/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … A.Ş’den tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
Karar ve ilam harcı olarak hesaplanan 6.285,58 TL den peşin olarak alınan toplam 501,40 TL harçtan … A.Ş hakkındaki davaya isabet eden 319,24 TL’sinin mahsubu ile bakiye 5.966,34 TL harcın … A.Ş’den alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı tarafından peşin 319,24 TL harcın davalı … A.Ş’den alınarak davacıya ödenmesine,
A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 12.691,47 -TL vekalet ücretinin davalı … A.Ş’den alınarak davacıya ödenmesine,
2-… A.Ş hakkındaki davanın KABULÜNE,
52.500,00 TL maddi tazminatın 26/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … A.Ş’den tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
Karar ve ilam harcı olarak hesaplanan 3.586,27 TL den peşin olarak alınan toplam 501,40 TL harçtan … A.Ş hakkındaki davaya isabet eden 182,16 TL’sinin mahsubu ile bakiye 3.404,00 TL harcın … A.Ş’den alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı tarafından peşin olarak ödenen toplam 182,16 TL’nin davalı … A.Ş’den alınarak davacıya ödenmesine,
A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 7.625,00 TL vekalet ücretinin davalı … A.Ş’den alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 5.371,45 TL yargılama giderinin her iki davalı için yapıldığı gözetilerek davalılardan eşit olarak alınıp davacıya ödenmesine,
4-Hüküm kesinleştiğinde artan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
5-Dair, HMK.’nun 341/1 ve 345.maddesi gereğince; kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, aynı yasanın 343.maddesi gereğince mahkememize yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İSTİNAF YOLUNA başvurulabileceği belirtilerek davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
25/11/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza