Emsal Mahkeme Kararı Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/230 E. 2022/98 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2016/230 Esas – 2022/98
T.C.
ADANA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/230 Esas
KARAR NO : 2022/98

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : … – …

DAVALI : … LTD.ŞTİ – …
VEKİLİ : … – ….

DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ : 04/02/2016
KARAR TARİHİ : 25/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … ile dava dışı eşi …’ ın evli olduğunu, Adana Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı bulunan … Ltd.Şti.’ nde müvekkili …ı’ ın %10 , dava dışı eş …’ ın ise %90 payla ortak olduklarını, şirketin başka ortağının bulunmadığını, taraflar arasında Adana 6. Aile Mahkemesinin 2016/… E. Sayılı dosyası üzerinden yürütülen boşanma davası nedeni ile eşlerin bir araya gelmekten ve birbirleri görüşmekten imtina ettiklerini, müvekkilinin eşi … ın yaklaşık 4 aydır şirketin mali durumuyla ilgili müvekkiline bilgi vermekten kaçındığını, ortaklar arasındaki çekişmeler nedeniyle şirketin devamı ve amacının gerçekleştirilmesinin önünde bir engel teşkil ettiğini, haklı nedenlerle feshine neden oluşturduğunu beyan ederek şirketin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ; davalı vekili savunmalarında özetle: dava dışı ortak …’ın davaya dahil edilmesini istediklerini, aslında davacıya ait hissenin eski TTK hükümleri gereğince zorunluluk sebebiyle verildiğini, gerçekte davacının ödediği bir sermaye payı bulunmadığını, davacının bugüne kadar şirkete uğramadığını, şirketin fail olduğunu, feshini gerektiren bir sebep bulunmadığını, davacının şirkete borçlu olduğunu, davacı adına kayıtlı … plakalı aracın tüm taksitlerinin şirket tarafından ödendiğini, davacıya ait kredi kartı borçlarının da şirket tarafından ödendiğini, şirkete ait olan … ve … plakalı araçların satıldığını, … ve … plakalı araçların kullanılmaya devam edildiğini, ancak … plakalı aracın kredilerinin ödenmeye devam edildiğini, şirketin feshi talebinin reddi ile davacının ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini, ancak davacının çıkma payını kabul etmediklerini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
… Ltd.Şti.’ nin … sicil numarası ile 02/04/2008 tarihinde Adana Ticaret Sicili’ne kayıt edilmiştir. Şirketin %10 pay sahibi davacı …’ ile %90 pay sahibi … olmak üzere iki ortağı bulunmaktadır.
Davacı … ile şirketin diğer ortağı … 08/03/2008 tarihinde evlenmişlerdir. … 25/01/2016 tarihinde açtığı boşanma davasında, eşinden şiddet gördüğünü, 2 yıldır fiilen ayrı yaşadıklarını, eşinin sekreteri ile gönül ilişkisi olduğunu, müşterek konutu terk ettiğini ileri sürerek boşanma talep etmiştir. Davacının eşi …’ ta 19/02/2016 tarihli karşı davayı açmıştır. Adana 6. Aile Mahkemesi’ nin 2016/… E. 2017/… K. Sayılı kararı ile; davacının zinaya dayalı boşanma davasının reddine, şiddetli geçimsiz nedenine dayanan davasının kabulüne, karşı davanın reddine, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Bu kararın İstinaf edilmesi üzerine Adana BAM 2 HD’ nin 2018/… E. 2019/… K. Sayılı kararı ile; ilk derece mahkemesinin kararı tazminat yönünden kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuş, Yargıtay 2 HD’ nin 2020/… E. 2020/… K. Sayılı onama kararı sonrasında boşanma 24/06/2020 tarihinde kesinleşmiştir.
Dava, limited şirketinin TTK’nın 636.maddesi gereğince, fesih ve tasfiyesine ilişkindir. Böyle bir davanın şirket tüzel kişiliğine karşı açılması gerekli ve yeterlidir. Ortakların ya da yöneticilerin hasım gösterilmesine gerek yoktur. (Yargıtay 11. HD 2019/3746 E 2020/2206 K, 2010/11415 E. 2012/2781 K) bu nedenle davalının, şirketin diğer ortağı …’ ın davaya dahil edilmesi talebi yerinde görülmemiştir. Kaldı ki; … davalı şirketin yetkilisi olup, şirketi temsilen dava ve duruşmaları takip etmesi mümkündür.
6102 sayılı TTK’nın 636/3 maddesi gereğince; haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir, denilmiştir.
Şirketin devamlı olarak zarar etmesi, kuruluş ve gayesinin gerçekleşmesine imkan kalmaması, ortaklar arasındaki ciddi anlaşmazlıklar, ortağın bakiye sermaye borcunu ödemekte temerrüdü gibi sebepler haklı sebeplere örnek olarak sayılabilir. (Yargıtay 11. HD 2014/17528 E. 2015/12310 K., 2012/7130 E. 2013/22320 K., HGK 2012/11-560 E. 2012/1103 K.)
Adana İl Emniyet Müdürlüğünden gelen yazı cevaplarına göre; … ve … plakalı araçlar dava tarihinden hemen sonra … plakalı araç ise davadan önce 3. Kişilere devredilmiştir. … ve … plakalı araçlar ise … Ltd.Şti. adına kayıtlı iken davanın devamı sırasında (25/04/2016 ve 07/08/2019 tarihlerinde) 3. Kişilere devredilmiştir. Ancak dava sırasında şirket adına … ve … plakalı araçların alındığı, görülmüştür.
… İli … İlçesi … … Mahallesi … Ada … parsel sayılı 450 m² yüz ölçümündeki arsa şirkete adına kayıtlıdır.
… nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılarak şirket adına kayıtlı taşınmazın değerinin tespiti istenmiştir. … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2017/… Talimat sayılı dosyasında 08/02/2017 tarihinde yapılan keşfe katılan İnşaat Mühendisi ve Gayrimenkul Değerleme Uzmanı bilirkişiler 27/02/2017 tarihli raporlarında; taşınmazın boş arsa olduğunu, üzerinde her hangi bir yapı bulunmadığını, dava tarihi itibariyle değerinin 15.750,00 TL olduğunu beyan etmişlerdir.
Mahkememizce görevlendirilen Mali Müşavir bilirkişi …, Makina Mühendisi bilirkişi … ve nitelikli hesap bilirkişisi … 21/03/2019 tarihli raporlarında; davacının ortaklıktan çıkarılmasının uygun bir çözüm olacağını, çıkma payının 72.993,82 TL olduğunu beyan etmişlerdir. Bu heyette yer alan mali müşavir bilirkişiden alınan 24/02/2020 tarihli ek raporda ise; çıkma payının 85.604,16 TL olduğu belirtilmiştir.
Çıkma payının karar tarihine en yakın verilere göre hesaplanması gerektiği için … da bulunan taşınmazın güncel değeri için talimat yazılarak alınan 10/08/2020 tarihli ek raporda; … İlçesi … … Mahallesi … Ada … Parselin 2020 yılı itibariyle değerinin 24.750,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … ile nitelikli hesap uzmanı bilirkişi Prof. Dr. … 07/04/2021 tarihli raporlarında; şirketin özvarlığının 944.005,26 TL olduğunu, buna göre davacının hissesine isabet eden çıkma payının 95.266,59 TL olarak hesaplandığını, fesih için haklı sebepler bulunduğu, ancak davacının ortaklıktan çıkmasının yerinde olduğunu belirtilmişlerdir.. 16/12/2021 tarihli ek raporda ise; şirket adına kayıtlı … Ada … parselin şirketin defter ve kayıtlarında “252 binalar” hesabında değerinin 394.837,17 TL olarak görüldüğünü, ancak taşınmazın üzerinde her hangi bir bina bulunmadığını, bu nedenle şirket aktiflerinde yalnızca arsasının değerinin dikkate alınması gerektiğini, asıl raporun düzenlenmesinden sonra şirket adına … ve … plakalı araçların tescil edildiğinin belirlendiğini, şirket özvarlığının 478.935,87 TL, davacının çıkma payının ise 48.332,98 TL olarak hesaplandığını, 30/09/2021 tarihli bilançoya göre davacı …’ ın şirkete 85.604,16 TL borçlu olduğu, …’ ın ise 511.000,00 TL alacaklı göründüğünü beyan etmişlerdir. Bu raporda taşınmazın 2020 yılındaki değeri esas alınmış ise de; rapora davacı itiraz etmemiş ve bu yönden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur.
Davalı vekili, şirket kayıtlarında davacının borçlu göründüğünü, bu borcun çıkma payından düşülmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; söz konusu kayıttaki şirket alacağının ihtilaflı olduğu, ayrı bir yargılamayı gerektirdiği gözetilerek mahsup edilmemiştir. (Yargıtay 11. HD 2019/923 E. 2020/3963 K. 2018/3420 E. 2019/4471 K.)
Çıkma payı ödenmesine ilişkin talepler nispi harca tabi olup(Yargıtay 11 HD 2015/9601 E. 2015/11697 K.) 25/01/2022 tarihinde eksik peşin harç tamamlanmıştır.
Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle; tarafların ortağı olduğu şirketin 02/08/2004 tarihinde kurulduğu, davacı ile şirketin diğer ortağı …’ ın 2008 yılında evlendiği, davacının 13/01/2011 tarihinde şirkete ortak olduğu, 2016 yılında tarafların karşılıklı olarak boşanma davası açtıkları, boşanma davasında şiddetli geçimsizlik yanında davalı eşin başka bir kadınla birlikte yaşadığından dolayı zina nedenine de dayanıldığı, boşanma davasına ait dosya içerisindeki deliller ve gerekçeli kararın içeriğine göre, taraflar arasında boşanma davasının öncesinde ve devamı sırasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylar yaşandığı, ortaklığı birlikte yürütmelerini engelleyecek nitelikte güvensizlik ve anlaşmazlıklar meydana geldiği, anlaşmazlıkların uzun süredir devam ettiği, şirketin feshi için haklı sebeplerin olduğu, ancak şirketin faal olduğu, ekonomik bir değer taşıdığı, ülke ekonomisi, istihdam ve taraflar açısından feshinde her hangi bir fayda olmadığı, bunun yerine davacının ortaklıktan çıkarılmasının daha makul bir çözüm olduğu anlaşıldığından, fesih talebinin reddine, davacının ortaklıktan çıkarılmasına, belirlenen çıkma payının ödenmesine karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 11. HD : 2015/3159 E. 2015/8427 K.)
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Şirketin feshi talebinin REDDİNE,
Davacının Adana Ticaret Sicilinin … sırasında kayıtlı … Ltd. Şti’ nin ortaklığından çıkarılmasına,
Çıkma payı olarak belirlenen 48.332,98 TL’nin karar tarihinden itibaren eşleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak davacıya ödenmesine,
2-Karar ve ilam harcı olarak hesaplanan 3.301,62 TL’den peşin alınan 825,40 TL harcın mahsubu ile kalan 2.476,00 TL harcın davalıdan alınrak hazineye hazineye irat kaydına,
Davacının peşin olarak ödediği toplam 825,40 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
3-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT’ne hesaplanan 7.083,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
4-Davacının yaptığı 7.533,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Dair, HMK.’nun 341/1 ve 345.maddesi gereğince; kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, aynı yasanın 343.maddesi gereğince mahkememize yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İSTİNAF YOLUNA başvurulabileceği belirtilerek taraf vekillerin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
25/01/2022

Başkan …
E-İmza

Üye …
E-İmza

Üye …
E-İmza

Katip …
E-İmza