Emsal Mahkeme Kararı Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1463 E. 2021/1048 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ADANA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/1463 Esas
KARAR NO : 2021/1048

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … … – …
VEKİLİ : Av. … – …
İHBAR OLUNAN : … -…
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 17/09/2012
ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAH.’NİN BİRLEŞEN 2013/… E. SAYILI DOSYASI:
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … … – …
VEKİLİ : Av. … – …
BİRLEŞEN DAVA :Alacak
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ:11/02/2013
KARAR TARİHİ : 23/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali ve alacak davalarının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı bankanın … şubesindeki … numaralı mevduat hesabından müvekkili dışında yetkisiz kişilere bir kısım ödemeler yapıldığını, 26/05/2005 tarihinde yetkisiz 3. Kişiye 1.325.000,00 TL nominali olan … tahvilini, 26/09/2005 tarihinde yetkisiz 3. kişiye 1.350.000,00 TL, 24/06/2005 tarihinde yetkisiz kişiye 18.000,00 TL ve 07/05/2007 tarihinde yetkisiz kişiye 265.000,00 TL ödeme yapıldığını, bu kişilerin vekaletnameler olmadan ve davacının yerine imza atarak Bankacılık Kanununa aykırı bir şekilde işlem yaptıklarını, çekilen paraların iadesi için Adana 4. İcra Dairesi’nin 2012/… E. Sayılı dosyasında başlatılan takibe haksız olarak itiraz edildiğin belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %20 oranından az olamamak üzere inkar tazminatına karar verilmesin talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, takibe konu edilen işlemlerin esasen davacının bildiği ve onayı dahilinde gerçekleşen işlemler olduğunu, daha sonra grup firmaları ve kardeşleri ile aralarında çıkan anlaşmazlıklardan dolayı dava konusu edildiğini, grup firma olarak her hangi bir zararları olmamasına rağmen banka hakkında haksız talepte bulunduklarını, banka müfettişlerince yapılan araştırmaya göre; 08/12/2003 tarihinde … adına … kodlu … vadeli 1.325.000,00 TL nominal bedelli devlet tahvili alımı yapıldığını, bu tahvilin 04/03/2004 tarihinde …’ın kardeşi ve …. Ltd. Şti ‘nin ortağı …’a imzası karşılığı teslim edildiğini, tahvilin vade tarihinde itfa olunduğunu, bedelinin 25.000,00 TL’lik kısmının davacının hesabına yatırıldığını, 1.300.000,00 TL’ lik kısmının ise tahvili ibraz eden …’ın hesabına yatırıldığını, …’ ın hesabına yatırılan tutarın, bu şahsın yatırım hesabına aktarılarak … kodlu 1.331.493,00 TL nominal bedelli yeni bir tahvil alındığını, vade tarihi olan 23/03/2005 tarihinde bu tahvilin itfa olunarak bedelinin …’ ın hesabına yatırıldığını, 31.493,00 TL’ lik kısmının kasadan çekilerek …. … Ltd. Şti’ nin hesabına aktırıldığını, kalan 1.300.000,00 TL ‘nin vadeli mevduat hesabına bağlandığını, 22/06/2005 tarihinde vadeli mevduat hesabının kapatılarak, hesap bakiyesi olan 1.339.326,00 TL’nin hesaptan çekilerek …’ın hebasına aktarıldığını, sonuç itibariyle 08/12/2003 tarihinde alınan tahvilden dolayı …’ın bir zararının oluşmadığını, 24/06/2005 tarihinde …’ ın hesabından çekilen 18.000,00 TL’ nin ortağı olduğu …. … Ltd. Şti’ nin hesabına aktarıldığını, hesapta kalan tutarın yeniden vadeli mevduata bağlandığını, 26/09/2005 tarihine kadar vadeli hesapta tutulduğunu, bu tarihte hesap bakiyesinin işleyen faizle birlikte 1.354.851,00 TL’ye ulaştığını, 26/09/2005 tarihinde 1.350.000,00 TL’nin …. … Ltd. Şti’ nin hesabına aktırıldığını, tediye fişinin şirketin muhasebecisi … adına düzenlendiğini, fişte bu kişinin imzasının bulunduğunu, şirketin hesabına aktarılan bu paranın aynı şirketin kredi borçlarının tahsilatında kullanıldığını, 07/05/2007 tarihinde hesaptan çekilen 265.000,00 TL’ nin … isimli kişiye ödendiğini, bu ödemenin yapılması için …’ın imzalı talimatının bulunduğunu, … tarafından ortağı olduğu şirketler ve ortakları hakkında muhtelif iddialar yanında bankadaki hesabından 29/06/2005 tarihinde yapılan 1.350.000,00 TL ödemenin usulsüz olduğu gerekçesi ile yapılan şikayet üzerine takipsizlik kararı verildiğin, hesaplar arasında hareket yapılan firmaların grup firmaları olduğunu, bankaca düzenlenen genel kredi sözleşmelerinde birbirlerine kefaletlerinin bulunduğunu, bu sözleşmelerde borçlu kefiller adına mevcut hesaplar üzerinde bankanın her türlü tasarruf hakkının bulunduğunu, davacının operasyonel ufak eksiklikleri ileri sürerek haksız fayda sağlamaya çalıştığını, aradan uzun zaman geçmesine rağmen sessiz kalındığını, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVA :
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2013/… Esas 2013/… Karar sayılı dosyasında davacı vekili özetle; davacı …’ın bankanın … şubesindeki … numaralı hesabından bilgi ve izni olmadan 21/02/2003 tarihinde 241.930,00 TL, 19/03/2003 tarihinde 766.404,00 TL’nin çekildiğini belirterek toplam 1.008,334 TL’ nin hesaptan çekildiği tarihlerden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Savunmanın özeti; davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 19/03/2003 tarihinde davacının ortağı olduğu …. … Ltd. Şti’ ne 766.404,00 TL kredi kullandırıldığını, bu kredinin yanlışlıkla davacı …’ın hesabına aktarıldığını, bu kişinin hesabından hazine bonosu alımı için …’a virman edildiğin, yanlışlık fark edilince paranın …’ın hesabına aktarıldığını, son olarakta hatalı işlem tam olarak düzeltilerek paranın …’ın hesabından çıkarıldığını ve şirketin diğer ortağı …’ın hesabına aktarıldığını, 21/02/2003 tarihinde …’ın hesabından 241.930,00 TL’ nin çekilerek 150.000 USD alındığını ve …’ın hesabına aktırıldığını, 05/06/2003 tarihinde kasadan ödeme yapılarak …’ın hesabına alındığını, davacı ve ortağı olduğu şirketler ve diğer ortaklarla yapılan bankacılık işlemlerinin zaman zaman sözlü talimatlara dayalı olarak yapıldığını, muhtemelen bu işleminde davacının sözlü talimatlarıyla gerçekleştirildiğini, davacı …’ın genellikle şantiye sorumlusu olarak şehir dışında olduğu için kendisine ulaşılamadığında sözlü talimatla işlem yapılmdığını, daha sonra imzasının alınmasının unutulmuş olabileceğini, yıllarca sessiz kalınmasının işlem hakkında bilgisi olduğunu veya zımnen onayladığını gösterdiğini, davacının ortak ve yetkili olarak şirketin bilançosunu, hesap hareketlerini, alacak-vereceklerin, takip eden ve bilen bir kişi olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davacı …’ın … T.A.Ş … Şubesi’nde … numaralı mevduat hesabı bulunmaktadır. 08/12/2003 tarihinde … kodlu … vadeli 1.325.000,00 TL nominal bedelli devlet tahvil alımı yapılmıştır. Bu tahvil 04/03/2004 tarihinde imza karşılığında davacının kardeşi …’a teslim edilmiştir. Diğer taraftan aynı hesaptan 24/06/2005 tarihinde çekilen 18.000,00 TL …. … Ltd. Şti’ nin hesabına aktarılmış, 26/09/2005 tarihinde … adına düzenlenen ve onun imzasını taşıyan tediye fişi ile 1.350.000,00 TL çekilerek …. … Ltd. Şti’ nin hesabına aktarılmıştır. Bu işlemlerle ilgili olarak davacının yazılı bir talimatı yada imzası bulunmamaktadır. 07/05/2007 tarihinde davacının yazılı talimatı ile … isimli kişiye 265.000,00 TL ödenmiştir.(Davacı asil 26/02/2014 tarihli celsede talimattaki imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmiştir.) 19/03/2002 tarihinde …. … Ltd. Şti’ ne 766.404,00 TL kredi kullandırılmış, bu para davacının hesabına aktarılmış, daha sonra da geri alınmıştır. 05/06/2003 tarihinde davacının hesabından kendisinin imzası ve yazılı talimatı bulunmaksızın 241.930,00 TL çekilerek …’ın hesabına aktarılmıştır.
Davacı … asıl ve birleşen davada söz konusu işlemler nedeniyle alacak talebinde bulunmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının hesabından yapılan bu işlemlerin davacının bilgi ve talimatı ile gerçekleşip gerçekleşmediği, bu işlemlerden dolayı davacının zararının olup olmadığı ve davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktalarında toplanmaktadır.
Adana 4. İcra Dairesi’nin 2012/… E. Sayılı dosyasında, alacaklı … borçlu … T.A.Ş hakkında 30/07/2012 tarihinde 1.350.000,00 TL +1.325.000,00 TL+265.000,00 TL+18.000,00 TL= 2.958.000,00 asıl alacak, 4.652.190,68 TL işlemiş %16,5 oranında faiz olmak üzere toplam 7.610.190,68 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatmış, bankanın süresinde yapmış olduğu itiraz üzerine icra takibi durmuştur. İtiraz dilekçesinde yetkiye, borca ve faize itiraz edilmiş, ayrıca zamanaşımı def’i ileri sürülmüştür.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 62. maddesinde “zamanaşımı” kavramı kullanılmış ise de burada ifade edilen “zamanaşımı” borçlar hukuku anlamında “zamanaşımı” kavramından farklılık arz etmektedir. Zira 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 62. maddesindeki zamanaşımı, borçlar hukuku anlamında zamanaşımı kavramından farklı olarak, şartların gerçekleşmesi hâlinde mevduatın Fon’a devrine ve bu şekilde sözleşmenin ve mevduat sahibinin alacak hakkının tamamen sona ermesine neden olmaktadır. 6098 sayılı TBK’nın 146.maddesi ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 125. Maddesi gereğince ise mevduat hesapları için 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanması gerekmektedir. Davaya konu hesaptan yapılan işlemlerin tarihinden, takip ve dava tarihlerine kadar 10 yıllık süre dolmamış olup davalının zamanaşımı def’i yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler Prof. Dr. … ve Prof. Dr. … 10/10/2016 tarihli raporlarında özetle; 07/05/2007 tarihli 265.000,00 TL tutarındaki …’ya yapılan ödemenin davacının yazılı talimatı ile gerçekleştiği, diğer işlemlerde davacının yazılı talimatının olmadığı, 24/06/2005 tarihli 18.000,00 TL tutarındaki para çekme işlemenin, … Ltd. Şti’nin kredi borcuna mahsup amacıyla banka görevlilerince gerçekleştirdiği, diğer işlemlerin … adına hareket ettiği beyan edilen … ve … tarafından gerçekleştirildiği, bu kişilerin … Ltd. Şti’nin çalışanı olduğu, 08/12/2003 tarihinde …’ın hesabından çekilen para ile … vadeli 1.325.000,00 TL nominal değerli tahvil alımı işleminde senedin fiziki tesliminin 04/03/2004 tarihinde davacının kardeşi …’a yapıldığı, vadenin dolduğu … tarihinde itfanın gerçekleştirildiği, elde edilen 1.325.000,00 TL’nin …’ın hesabına aktarıldığı, kalan 1.300.000,00 TL’nin davacının kardeşi …’ın hesabına yatırıldığı, bu tutarlar 23/03/2005 vadeli 1.331.493,00 TL nominal değerli tahvil alımı yapıldığını, vade tarihinde tahsil edilen paradan 31.493,00 TL’sinin … Ltd. Şti ‘ nin hesabına aktarıldığını, kalan 1.300.000,00 TL’ nin vadeli mevduata bağlandığı, 22/06/2005 tarihinde vadesinin dolması üzerine, 1.339.326,00 TL’ nin çekildiği ve aynı gün …’ın hesabına aktarıldığı, dolayısıyla söz konusu paranın davacının hesabına geri döndüğü, ancak 26/09/2005 tarihinde şirket muhasebecisi … tarafından bu paranın çekilerek … Ltd. Şti’ nin kredi borcunun geri ödemesinde kullanıldığı, bu kişinin daha sonraki tarihlerde de …’ın talimatı ile banka hesabından bir çok kez para çekme işlemi yaptığı hususları dikkate alındığında işlemlerin davacının bilgi ve talimatı altında gerçekleştiği kanaatinin oluştuğu, dosyaya sunulan hesap hareketleri incelendiğinde davacının basit bir incelme ile hesabından haksız bir biçimde 3. kişilere ödem yapıldığını tespit edebileceğini, işlemlerin üzerinden 5 yıldan fazla bir süre geçtikten sonra itiraz edilmesi dikkate alındığında banka nezdinde işlemi yapan bu kişilerin davacının temsilcisi olduğu yönünde bir güven oluşturulduğu, …’ın hesabından 4 işlem halinde yapılan 2.958.000,00 TL tutarındaki para çekme işlemlerinin davacının bilgisi dahilinde yapıldığı sonucuna varıldığı beyan edilmiştir.
İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak alınan ve mali müşavir emekli banka müdürü …, Yrd. Doç. Dr. … , Prof. Dr. … tarafından hazırlanan 19/01/2018 tarihli raporda özetle; davacı …’ın yatırım hesabına 08/12/2003 tarihinde … itfa tarihli 1.325.000,00 TL tutarında tahvil alımı yapıldığını, davalı banka yetkililerince 04/03/2004 tarihinde … hesabından 1.300.000,00 TL tutarındaki tahvilin fiziki olarak …’a teslim edildiğin, … tarihinde itfa olunan 1.325.000,00 TL tutarındaki tahvilin, 1.300.000,00 TL’lik kısmının tahvili ibraz eden …’ın hesabına, 25.000,00 TL lik kısmının ise davacı …’ın hesabına alacak olarak kaydedildiğini, …’ın hesabından 24/06/2005 tarihinde ödenen 18.000,00 TL’nin dekontuna göre; … hebasına geçirmek üzere ödendiği, davacının imzasını havi bir tevdiye fişi bulunmadığı, davacının hesabından 26/09/2005 tarihinde ödenen 1.350.000,00 TL’nin …’e ödendiği ve aynı tarihte …. … Ltd. Şti’nin hesabına alacak kaydedildiği, davacının imzasını taşıyan bir talimat bulunmadığı, 07/05/2007 tarihinde ise, davacının yazılı talimatı ile …’ya 265.000,00 TL ödendiği, taraflar arasındaki kredi ilişkisi ve akdedilen sözleşmeler kapsamında davacının talimatı olmadan yapılan işlemler yönünden davacının ortağı olduğu …. … Ltd. Şti’nin cari hesabına aktarıldığı dikkate alınarak, davacının takip tarihi itibariyle hak ve alacağının bulunmadığını, aksi halde 1.350.000,00 TL ile 18.000,00 TL ödemenin takip tarihi itibariyle işlemiş faizinin 1.567.648,50 TL olduğunu beyan etmişlerdir.
Aynı heyet tarafından düzenlenen 27/12/2019 tarihli ek raporda ise; davacının hesabından 21/02/2003 tarihinde ödenen 241.930,00 TL ile 19/03/2003 tarihinde ödenen 766.404,00 TL’ nin ödeme dekontlarında davacının imzasının bulunmadığı, 766.404,00 TL’nin akıbetinin tespiti için davacının yatırım hesabı ekstresinin sunulmadığı belirtilmiştir.
03/02/2021 tarihli ek raporda ise; 19/03/2002 tarihinde …. … Ltd. Şti’ne 766.404,00 TL kredi kullandırıldığı, bu paranın davacının hesabına aktarıldığı, devamında davacının yatırım hesabına aktarıldığı, daha sonrada bu paranın şirketin kredi kullandırımı sırasındaki açıklamaya uygun olarak …’ın hesabına aktarıldığı, davacının hesabından 21/02/2003 tarihinde ödenen 241.930,00 TL ile satın alınan 150.000 USD’nin 05/06/2003 tarihinde …’a ödenmek üzere …’ ın USD hesabına aktarıldığı, davacının birleşen dosya yönünden dava tarihi itibariyle bankadan her hangi bir alacağının bulunmadığını beyan etmişlerdir.
…, … ve … kardeş olup, 23/11/1976 tarihinde sicile tescil edilen …. … Ltd. Şti’ ni birlikte kurmuşlardır. Davacı … Adana 4. Noterliği’nde düzenlenen 07/07/1998 tarihli … ve … yevmiye numaralı hisse devir senetleri ile şirketteki hisselerin tamamını … ve …’a devrederek ortaklıktan ayrılmıştır. Davacı … Adana CBS’nin 2012/… soruşturma sayısına kaydedilen şikayet dilekçesinde imzasının taklit edilerek … Ltd. Şti’ndeki hissesinin … ve … tarafından zimmetlerine geçirildiği ileri sürülmüştür. Davacı 15/05/2006 tarihinde şirkete yeniden ortak olmuştur.
Ticaret Siciline 18/09/1984 tarihinde tescil edilen …. Ltd. Şti. aynı şekilde …, … ve … tarafından kurulmuştur. Daha sonra … ve …’ın şirket ortaklığından ayrıldıkları anlaşılmaktadır.
… A.Ş. ise 19/07/2004 tarihinde, …, …, …, … ve … tarafından kurulmuştur.
… T.A.Ş. ile …. … Ltd. Şti arasında 01/09/1995 tarihli 16.000,00 TL , 13/03/1990 tarihli 1.000,00 TL, 24/10/1991 tarihli 1.000,00 TL, 01/02/1988 tarihli 300,00 TL, 04/12/1989 tarihli 250,00 TL, 09/03/1995 tarihli 3.000,00 TL, 28/05/1991 tarihli 500,00 TL, 15/10/1993 tarihli 2.461,00 TL, 23/10/2002 tarihli 350.000,00 TL, 10/09/2002 tarihli 250.000,00 TL tutarında genel kredi sözleşmeleri imzalanmıştır. Bunlar dışında … Ltd. Şti’ nin asıl borçlu olduğu kredi sözleşmeleri de bulunmaktadır. Davacı … bu sözleşmelerdeki kefil olarak kendi adına atılan imzaların bir kısımını kabul etmiş, bir kısmını inkar etmiş, bazı sözleşmelerin yalnızca bazı sayfalarındaki imzaları kabul etmiştir. 12/10/2014 tarihli ekspertiz raporunda; 01/02/1988 tarihli 300,00 TL tutarındaki GKS’nin 36. Sayfasında … adına atılı imzanın, 10/09/2002 tarihli ve 250.000,00 TL tutarındaki GKS’de … içerikli kaşe üzerinde atılı imzaların, 23/10/2002 tarihli 350.000,00 TL tutarındaki GKS’nin 35. sayfasında basılı olan …’a ait kaşenin üzerinde alt kısmında atılı bulunan … adına atılı imzanın, diğer sayfalarında basılı bulunan ve aynı şirkete ait kaşe üzerindeki imzaların, 04/12/1989 tarihli 250,00 TL tutarındaki GKS’ nin 36. sayfasında bulunan … adına atılı imzanın, 35. sayfasında 04/12/1989 rakamlarının altındaki imzanın 05/10/2001 tarihli 150.000,00 TL tutarındaki GKS’nin 35. sayfasında basılı bulunan … kaşesi üzerindeki imza ile bu sayfada … adına atılı imzanın, 32 ve 33. Sayfalar hariç diğer sayfalarda atılı bulunan imzaların, 28/05/1991 tarihli 500,00 TL tutarındaki GKS’ nin 36. Sayfasında … adına atılı imzanın 35. Sayfasında tarih altındaki imzanın, 24/10/1991 tarihli ve 1.000,00 TL değerindeki GKS’ nin 36. Sayfasında … adına atılı imzanın, 13/03/1990 tarihli 1.000,00 TL tutarındaki GKS’ nin 36. sayfasında … adına atılı bulunan imzanın ve 35. sayfasında … Ltd. Şti’ ne ait kaşenin altındaki imzanın, 03/08/2000 tarihli 50.000,00 TL tutarındaki GKS’ nin 35. sayfasında … adına atılı imzanın, ayrıca tarihsiz GKS’nin 43. sayfasında … adına atılı imzanın davacı …’ın elinden çıktığı, aynı sözleşmede … kaşesinin üzerinde bulunan imzanın …’ın elinden çıkmadığı belirtilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 02/04/2015 tarihli … sayılı raporunda ise; 05/10/2001 tarihli 150.000,00 TL, 28/05/1991 tarihli 500,00 TL tutarındaki sözleşmelerde …’a ait imzaların , 23/10/2002 tarihli 350.000,00 TL tutarındaki sözleşmede … ve … Ltd. Şti’ ne, 03/08/2000 tarihli 50.000,00 TL tutarındaki sözleşmede …’a, 10/09/2002 tarihli 250.000,00 TL tutarındaki sözleşmede …’a , tarihsiz ve miktar kısmı boş olan GKS’nin 43. sayfasında … ‘a atfen atılı imzaların …’ ın eli ürünü olduğu, tarihsiz sözleşmenin 43. Sayfası hariç diğer sayfalarında …’a ait imzalar ile 24/10/1991 tarihli 1.000,00 TL, 01/02/1988 tarihli 300,00 TL, 13/03/1990 tarihli 1.000,00 TL ve 04/12/1989 tarihli 250,00 TL tutarındaki sözleşmelerde …’a atfen atılı imzaların bu kişiye ait olmadığı belirtilmiştir.
Davacı … İnşaat Ltd. Şti’nde 1998-2006 tarihleri arasında ortak olmadığını, ayrıca genel kredi sözleşmelerin bir kısmında imzaların kendisine ait olmadığını ileri sürmüştür. Şirket ortağı olup olunmaması( davacı 1998 yılında yapılan hisse devirlerindeki imzalarında sahte olduğunu ileri sürmüştür.) kredi sözleşmelerindeki kefaleti etkilemeyeceği gibi bu kredi sözleşmelerinden dolayı açılmış bir menfi tespit davası bulunmamaktadır. Uzun yıllar boyunca bu sözleşmeler gereğince kullanılan krediler şirket işlerinde kullanılmış ve ayrıca geri ödemeleri de yapılmaya devam edilmiştir. Eldeki davanın konusu ve aşağıda açıklanacak diğer nedenlerle bu kredi sözleşmelerindeki imzaların tam olarak hangilerinin davacıya ait olup olmadığının tespitinin bu dava açısından gerekli olmadığı düşünülmüştür.
Davacının hesap dökümleri incelendiğinde, davaya konu işlemlerden sonra da …, … ve … tarafından çok sayıda para çekme işlemlerinin yapılmaya devam edildiği ve söz konusu işlemlerle ilgili açılmış bir dava bulunmadığı anlaşılmaktadır.
…, … ve … arasında 2012 yılında uyuşmazlık çıktığı ve çok sayıda dava ve soruşturma dosyası açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı … Adana CBS’nin 2012/… soruşturma sayısına kaydedilen şikayet dilekçesinde; Adana 4. Noterliği’nde düzenlenen 07/07/1998 tarihli … ve … yevmiye numaralı hisse devir senetlerindeki ( 07/07/1998 tarihli … ve … yevmiye numaralı hisse devir senetlerinin suretlerinin onaylanmasına ilişkindir.), 05/07/2000 tarihli … yevmiye numaralı ve … ‘ya verilen vekaletname, 02/07/2001 tarihli … , … yevmiye numaralı ve aynı kişiye verilen vekaletname, 13/03/2002 tarihli … yevmiye numaralı vekaletname, 30/05/2006 tarihli … yevmiye numaralı imza sirküleri, 11/09/2006 tarihli … yevmiye numaralı imza beyannamesindeki kendisine ait imzaların sahte olduğunu, … A.Ş ‘den 250.000,00 TL’lik Konsantre Kron Tesisi Yapım İşi alındığına dair sözleşme ve bilemedikleri başka sahte sözleşmeler yaparak bu şirketten haksız olarak 1.180.000,00 TL’nin … Ltd. Şti’ ne transfer edildiği, Adana 4. Noterliği’nde düzenlenen 07/07/1998 tarihli … ve … yevmiye numaralı hisse devir sözleşmelerindeki imzasının taklit edilerek payının … ve … tarafından zimmetlerine geçirildiğinden bahisle Adana 4. Noteri … , …, … ve … hakkında şikayette bulunmuştur. …, … ve … hakkındaki resmi belgedeki sahtecilik suçuna ait dosya tefrik edilerek 2012/… soruşturma sırasına, …, … , … ve … hakkındaki görevi ihmal suçuna ait soruşturma tefrik edilerek 2013/… soruşturma sırasına kaydına karar verilmiştir. 2012/… soruşturma sayılı dosyada , şüpheliler …, …, … hakkında; 1998 ile 2002 tarihleri arasındaki bir kısım belgelerdeki sahtecilik iddiasının 8 yıllık zamanaşımı dolmuş olması nedeniyle incelemeye alınmadığı, 30/05/2006 tarihli …-…, 11/09/2006 tarihli … yevmiye numaralı imza beyannamelerindeki imzanın müşteki …’a ait olmadığı tespit edilmiş ise de; Noterde saklanması zorunlu belgeler üzerinde yapılan incelemede imza sirkülerlerinin sol yan kenarındaki ” …” isimli yazının bu kişinin yanında çalışan şüpheli …’ un elinden çıktığının belirlendiği, bu kişinin müştekinin işlerin takip ettiği, imza sirkülerinin taraflara dolaştırılarak imzalattırıldığı, …’ın imzalarının onun bilgisi dahilinde … tarafından düzenlendiği, … ve …’ın sahtecilik suçunu işledikleri konusunda delil bulunmadığı, müştekinin kardeşleri ile ticari ilişkisinin bozulmasından sonra 2006 ve öncesine dayanan iddiaların 2012 yılında şikayete konu edildiği, müştekinin diğer iddiaları hakkında 2012/… soruşturma sayılı dosyasında takipsizlik kararı verildiğinden bahisle kovuşturma açılmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ nin 2014/… D.İş sayılı ve 21/05/2014 tarihli kararı ile; takipsizlik kararının …, … ve … yönünden kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu eylemlerle ilgili olarak Adana 8.Asliye Ceza Mahkemesi’ nin 2014/… E. Sayılı dosyasında yürütülen yargılama sonunda, 2015/… K. Sayılı karar ile; sanıklar …, … ve … hakkında 30/05/2006 tarihli … ve … yevmiye numaralı belgeler yönünden açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine, 11/09/2006 tarihli … yevmiye numaralı belge yönünden ise sanıkların beratine karar verilmiştir. Bu karar Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 2019/… E., 2019/… K. Sayılı ilamıyla zamanaşımı süresi dolmadığından bahisle bozulmuştur. Yeniden yapılan yargılama sonunda 2019/… E., 2020/… K. Sayılı karar ile; sanıkların resmi belgede sahtecilik suçundan ayrı ayrı beratlerine karar verilmiştir. Bu karar temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderilmiştir. Adana 2. Sulh Ceza Mahkemesi’ nin 2013/… E., 2014/… K. Sayılı kararı ile; Noterlikte görevli olan …’ ün …-… ve … yevmiye numaralı imza beyannamelerinin düzenlenmesi sırasında gerekli özen göstermeyerek katılan yerine başkaları tarafından imza atılmasına sebebiyet verildiğinden bahisle görevi ihmal suçundan cezalandırılmasına karar verilmiş bu karar 08/04/2014 tarihinde kesinleşmiştir. 2013/… soruşturma sayılı dosyada 10/01/2013 tarihli takipsizlik kararı verilmiştir.
2012/… soruşturma sayılı dosyada, şüpheliler …, …, …, …, … ve … hakkında 2012/… sayılı karar ile; şüphelilerin …, … ve … isimli şirketler üzerinde yaptıkları işlemler ile her 3 şirketi de borçlandırıp 6.418.373,92 TL ‘yi zimmetine geçirdiği, … ve … şirketlerini zarar ettirdikleri, … Mahallesindeki 9 adet villanın şirket parası ile alındığı ve aynı mahalledeki evin tadilatının şirkete fatura ettirildiği, 26/09/2005 tarihinde …’taki hesaptan çekilen paranın … tarafından …’ın hesabına aktarıldığından bahisle şikayetçi olunmuş ise de; uyuşmazlığın hukuki mahiyette olduğu ve ayrıca hesaptan çekilen 1.350.000,00 TL’nin …’ında müşterek kefil olduğu kredi borçlarına tahsis edildiğinden bahisle takipsizlik kararı verilmiş, bu karara yapılan itiraz reddedilmiştir.
… Tic. Ve San. Ltd. Şti tarafından … T.A.Ş ve banka şube müdürü …’ a karşı 08/08/2012 tarihinde açılan ve Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/… E. sırasına kaydedilen davada, şirketin hesabından yetkisiz kişiler tarafından ve şirket yetkilisi …’ın bilgisi dışında çekilen paraların tahsili istenmiş, Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/… sayısına kayıtlı ve tarafları aynı olan davada da benzer sebeplerle alacak talebinde bulunulmuştur. Her iki dava birleştirilmiş ve 2018/… K. Sayılı 26/09/2018 tarihli karar ile ; işlemlerin davacı şirketin ortağı ve yetkilisi …’ın bilgisi dahilinde yapıldığı, bu kişinin aynı zamanda … İnşaat Ltd. Şti’nin de ortağı olduğu, her iki şirketin birbirlerine kefil olduğu, işlemlerin …’ın bilgi ve onayı dahilinde yapıldığı, bankanın davacının zararına sebebiyet vermediğinden bahisle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş olup bu dosya istinaf incelemesine gönderilmiştir.
Davacı … tarafından … Ltd. Şti’ne karşı açılan ve şirketin feshine ilişkin dava Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/… E. Sayılı dosyasında halen derdesttir. … ve arkadaşları tarafından …, …, … T.A.Ş aleyhine açılan ve … A.Ş’nin uğradığı zararların tazminine ilişkin olduğu anlaşılan davanın Adana 1 ATM ‘ nin 2012/… E. sayısında derdesttir. Mahkememizin 2012/… E. Sayısına kayıtlı davada; … tarafından, …, … ve …’in … İnşaat Ltd. Şti’ne verdikleri zararlardan dolayı tazminat davası açılmış olup, dava halen derdesttir. Taraflar arasında bu davanın konusu ilgilendirmeyen başka dava ve soruşturma dosyaları da bulunmaktadır.
Özetle belirtmek gerekirse; davacı … ile kardeşleri … ve … ‘ ın ilki 1976 yılında olmak üzere 3 ayrı şirket kurdukları, bu şirketlerin işlerin yürütülebilmesi için değişik tarihlerde imza beyannameleri, vekaletnameler düzenledikleri, hisse devirleri yaptıkları, şirketler adına banka ile değişik tarihlerde genel kredi sözleşmeleri imzaladıkları, davacının kredi sözleşmelerindeki imzaların bir kısımını inkar ettiği, ekspertiz raporu ve ATK’nın raporunda inkar edilen imzaların büyük bir kısmının davacıya ait olduğunun belirtildiği, bu kredilerin şirket işlerinde kullanıldığı, uzun yıllar boyunca geri ödemelerin yapıldığı ve yeni krediler kullanıldığı, bu sözleşmeler nedeniyle açılmış bir menfi tespit davası olmadığı, kredi işlemlerini büyük oranda uzun yıllardır şirketin muhasebeciliğini yapan …’in takip ettiği, davacının hesaplarından zaman zaman gerek bu kişinin gerekse şirket çalışanları … ve …’nun para çekme işlemleri yaptığı, çekilen bu paraların bir kısmının çekilen kredilerin geri ödemesinde kullanıldığı, para çekme işlemlerinin davaya konu işlemlerden sonrada devam ettiği, diğer işlemler için her hangi bir dava açılmadığı, bilirkişi raporlarında açıklandığı üzere, davacının hesabından çekilen parayla alınan 1.325.000,00 TL tutarındaki tahvilin daha sonra davacının hesabına geri döndüğü, hesabından … tarafından çekilen 1.350.000,00 TL ‘nin … Ltd. Şti’nin kredi borçlarının ödemesinde kullanıldığı, hesaptan çekilen 18.000,00 TL’nin de aynı amaçla kullanıldığı, 265.000,00 TL’nin davacının da imzasını taşıyan yazılı talimat ile …’ya ödendiği, hesaptan çekilen 766.404,00 TL paranın zaten davacıya ait olmadığı, … Ltd. Şti’ nin çektiği kredi olduğu, yanlışlıkla davacının hesabına aktarıldığı, 05/06/2003 tarihinde çekilen 241.930,00 TL için her hangi bir talimat bulunmadığı, ancak bu işlemden 9 yıl sonra 2012 yılında kardeşler arasında çıkan uyuşmazlıklar sonucu eldeki davanın açıldığı, davaya konu işlemlerden sonuncusu ile dava tarihi arasında 5 yıllık süre bulunduğu, bu işlemlerden sonra da davacının hesaplarında çok sayıda işlem yapıldığı ve hatta …, … ile … tarafından da para çekilmeye devam edildiği, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davaya konu edilen işlemlerin davacının bilgisi dahilinde gerçekleştiği, davacının yapılan işlemlerden haberdar olmamasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, üstelik uzun süredir devam eden işlemlere sessiz kalan davacının bu davranışının zımnen icazet olarak değerlendirilmesi gerektiği, kaldı ki benzer mahiyette çok sayıda işlem yapıldığı anlaşıldığından asıl ve birleşen davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Asıl dava yönünden icra takibinin kötü niyetli olarak başlatıldığı ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminat talebi yerinde görülmemiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın REDDİNE,
Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL maktu red karar ve ilam harcının, peşin alınan 74.960,45 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 74.901,15 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca 164.726,90 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
2-Birleşen davanın REDDİNE,
Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL maktu red karar ve ilam harcının peşin olarak alının 17.219,85 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 17.160,55 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca 67.466,70 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, HMK.’nun 341/1 ve 345.maddesi gereğince; kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, aynı yasanın 343.maddesi gereğince mahkememize yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İSTİNAF YOLUNA başvurulabileceği belirtilerek davacı vekili ile ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı, davalı … T.A.Ş vekilinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/11/2021

Başkan …
E-İmza

Üye …
E-İmza

Üye …
E-İmza

Katip …
E-İmza