Emsal Mahkeme Kararı Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/636 E. 2021/996 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C. GEREKÇELİ KARAR
ADANA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/636 Esas
KARAR NO : 2021/996

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … -(T.C Kimlik No:…) …
DAVALI : … –

DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
DAVA TARİHİ : 01/09/2021
KARAR TARİHİ : 23/11/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: …

Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde; … … Şubesine ait 17/03/2019 ödeme tarihli, keşidecisi …, keşide yerinin Adana olan … seri numaralı, … iban numaralı, 30.000,00 TL tutarındaki çek yaprağı ile çek yaprağının kötü niyetli üçüncü şahısların eline geçmesi ve kullanılması hallerinde şahsın mağdur olacağını, açıklanan nedenlerle çek yaprağının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE :
Dava; zayi nedeniyle çek iptali talebine ilişkin olup, ihtilaf, keşidecinin zayi ettiği çek nedeni ile iptal davası açma hakkının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
T.T.K.’nun 757.maddesinde “İradesi dışında poliçe elinden çıkan kişinin, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki Asliye Ticaret Mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten menedilmesini isteyebileceği”, 764.maddesinde ise, “Elden çıkan poliçe verilen süre içerisinde mahkemeye sunulmazsa, iptaline karar verileceği” düzenlenmiştir. Madde metinlerinden de anlaşıldığı üzere çek iptalini isteme hakkı sadece lehtara (hamile) tanınmış olup, keşidecinin zayi nedeniyle iptal davası açma hakkı bulunmamaktadır. Keşideci; kaybettiği çekin bedeli kendisinden talep edildiğinde veya çekin kimde olduğunu öğrendiğinde T.T.K.’nun 790-792 maddeleri uyarınca hasım gösterip borçlu olmadığının tespiti yönünde dava açmak ve o aşamadan sonra tedbirleri istemek hakkına sahiptir.
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 114. Maddesinde dava şartları sayılmış olup, “d” fıkrasında, “tarafların taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları”, “h” fıkrasında ise, “davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması” dava şartrı olarak belirtilmiştir. Aynı kanunun 115. maddesinde, mahkeme tarafından dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı, dava şartı noksanlığının tespit edilmesi halinde davanın usulden reddine karar verileceği, dava şartının giderilmesi mümkün ise tamamlanması için kesin süre verileceği, kesin süre içerisinde dava şartı noksanlığının giderilmemesi halinde davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedileceği belirtilmiştir.
T.T.K.nun 757. ve 764.maddeleri göz önüne alındığında davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gibi bu aşamada dava açmakta hukuki yararının da bulunmadığı, ayrıca duruşma açılıp, toplanması gereken delil de bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu açılan davanın HMK’nun 115/2.md. uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK.nun 341/1 ve 345 maddeleri gereğince, kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize veya eşdeğer başka bir mahkemeye verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, alenen ve usulen tefhim kılındı 23/11/2021

Katip …

Hakim …