Emsal Mahkeme Kararı Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/613 E. 2021/1092 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ADANA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/613 Esas
KARAR NO : 2021/1092

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALILAR : 1- … -(T.C Kimlik No:…) …
2-… -(T.C Kimlik No:…) …
3- … -(T.C Kimlik No:…) …

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 19/08/2021
KARAR TARİHİ : 09/12/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: …

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; davalı …’ün müvekkil bankadan çekmiş olduğu kredi borcundan ötürü taraflarınca davalı … ve kefil plan diğer davalılar … ve … aleyhlerine Adana Banka alacakları icra Dairesinin 2021/… esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davalıların icra takibine 08/06/2021 tarihinde itiraz etmiş olması nedeni ile takibin durduğunu belirterek davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile Adana Banka Alacakları icra Dairesinin 2021/… esas sayılı takibin devamına, alacağın %20’si oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE :
Mahkemelerin görevi ile ilgili asıl düzenlemeler 6100 sayılı HMK’da yer almakta olup, diğer bazı özel yasalar ile de göreve ilişkin düzenlemeler getirilmiştir. Mahkemeler davanın tarafları ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında somut olay yönünden görevli olup olmadıklarını kendiliklerinden incelemek zorundadır.
Tüketiciler ile ilgili hükümler içeren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, bu yasanın 3/1-k maddesinde tüketicinin kim olduğu tanımlanmıştır. Bu maddeye göre Tüketici ” Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak tanımlanmıştır.
Aynı yasanın 3/1-l maddesinde ise Tüketici İşlemi:”Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık vb. sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır. Ayrıca”Bu madde tanımlar maddesi olup, bu maddede kanunda geçen ana kavramların tanımlarına yer verilmiştir. 4077 sayılı Kanun ile kıyaslandığında “Tanımlar” maddesinden bazı tanımlar çıkarılmış, yeni bazı tanımlar eklenmiş, bazı tanımlar ise değiştirilmiştir. Yapılan en esaslı değişiklikler tüzel kişilerin tüketici kavramının dışında tutulması ve tüketici işlemi kavramının kapsamının genişletilmesidir. Buna göre tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık vb. sözleşmeler de dâhil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder şeklinde yeniden tanımlanmıştır. Böylece uygulamada ortaya çıkan ve tüketici sözleşmelerinin kapsamının daraltan yorumların da önüne geçilmiş olacaktır.”olarak belirtilmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 83/2 maddesinde “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun ( 6502 SY’nın ) görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne yer almaktadır. Aynı maddenin TBMM gerekçesinde ise ” Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” şeklinde belirtilmiştir.
Buna göre taraflar arasında tüketici işleminin (konut finansmanı kapsamında kullandırılan tüketici kredisi) varlığı halinde 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesine göre “yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra 21/06/2016 tarihinde açılan ve sözleşmenin taraflarından birinin tüketici olduğu davalar yönünden 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un özel kanun niteliğinde olması, bu yasanın 6102 Sayılı TTK.’ndan sonra yürürlüğe girmesi ve bu yasanın 83/2 maddesinin özel düzenlemesi karşısında, bu kanunun aksine düzenleme içeren 6100 sayılı HMK.nun 2 ve 4. maddeleri ile, Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev hususunu düzenleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun göreve ilişkin hükümlerinin yukarıda içeriği belirtilen düzenleme karşısında somut olaya uygulanmasının mümkün olmadığı kabul edilmiştir.
Somut olayda uyuşmazlık 6102 sayılı TTK.nun 16/1 maddesi gereğince davalı tüzel kişi tacir … A.Ş ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesine göre ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden davalı arasında düzenlenen “Konut Finansmanı Kapsamında Kullandırılan Tüketici Kredisi” ve dolayısıyla tüketici işleminden kaynaklanan alacağa ilişkin olduğu için uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi gereğince görev hususunun dava şartı olduğu,-6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi delaletiyle 6100 sayılı HMK.nın 115/2 maddesi gereğince davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine ve mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi delaletiyle 6100 sayılı HMK.nın 115/2 maddesi gereğince davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2- 6100 sayılı HMK.nın 20/1 maddesi gereğince taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili ADANA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK.nın 20/1 maddesi gereğince taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmediği takdirde, mahkememizce DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına (tebliğ ile beraber),
4- 6100 sayılı HMK.nın 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-6100 sayılı HMK.nın 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise, talep halinde mahkememizce verilecek ek kararla dosya üzerinden bu durumun tespiti ile davacıların yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK.nun 341/1 ve 345 maddeleri gereğince, kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize veya eşdeğer başka bir mahkemeye verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, alenen ve usulen tefhim kılındı. 09/12/2021

Katip …

Hakim …