Emsal Mahkeme Kararı Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/577 E. 2021/1101 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/577 Esas – 2021/1101
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ADANA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/577
KARAR NO : 2021/1101

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : … – …
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 05/08/2021
KARAR TARİHİ : 14/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : …
Mahkememizde görülmekte bulunan davanın yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi ile, … adına kayıtlı olan, borçlu …’ın kiracı olarak bulunduğu işyerinin, işyeri sigortasının müvekkili şirket tarafından yapılmış olup, şirket adına sigortalandığını, müvekkili şirkete sigortalı … adına kayıtlı işyerinin, ilk olarak … ve … isimli şahıslara kiralandığını, … ve …’in söz konusu mülkün kafeterya olarak kullanılması için kira karşılığı olmak üzere bazı eklentileri yaptırdığı fakat zaman içerisinde işlerin bozulması nedeni ile mülk sahibi olan sigortalıya haber vermeden mülkü … ve …’a kiraya verdiğini, ilgili mülkü …’ın eşi … adına vergi mükellefiyeti alarak işletmeye başlatıklarını, işlerinin bozulması üzerine kira ödemelerini yapmadıklarından dolayı haklarında icra takibinin başlatıldığını, yapılan ekspertiz raporunda bina duvarlarında darbe izlerine bağlı hasar oluştuğunu, teras kısmına ait zemin ahşap kaplamaların sökülmüş yer yer kırılmış olduğunu, teras kısmın elektrik tesisatının ve tavan armatürlerinin sökülmüş olduğunu vae yine teras kısmına ait camekanların çerçeveleri ile birlikte söküldüğünün gözlemlendiğini, kiralanan işyerine zarar verilmesi nedeniyle %100 kusurlu ve sorumlu olduğunu, sigorta poliçesinin geçerli olduğu dönemde oluşan zarar neticesinde sigorta şirketi tarafından sigortalısına hasar gören eşyaların niteliğine göre 16.068,99 TL ödemenin yapıldığını, ödenen tazminatın kanun çerçevesinde rücuen tahsili için takibin başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin söz konusu işyerini davacının sigortalısı …’dan değil, …, … ve …’dan kiraladığını, müvekkilinin davacının sigortalısı …’ya ait işyerine zarar verdiğini kabul etmemekle beraber olayların davacının beyan ettiği gibi olduğunun kabul edilmesi halinde dahi BK’nın 259/2 maddesi gözönüne alınarak, alt kiracının kiralananı sözleşmeye aykırı olarak kullanmasından doğan zararlardan dolayı kiracının kiralayana karşı sorumlu olduğunun gözönüne alınmasının gerekmekte olduğunu, müvekkilinin dava konusu taşınmaz işyerini yaklaşık bir yıl … olarak işlettiğini, ayrıca bahsi geçen bütün malzemelerin de faturalarının müvekkilinde mevcut olduğunu, anılan nedenlerde davanın reddine, icra takibinin konusu olan değerin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, davanın …, … ve …’a ihbar edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Adana 7. İcra Müdürlüğüne ve Adana 3. İcra Hukuk Mahkemesi ile … A.Ş Müdürlüğünden dava konusu istenilen bilgi ve belgeler celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Dava, davacı sigorta şirketince sigortalına yaptığı ödemenin rücuen tahsili için başlatılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durdurulduğundan bahisle açılmış itirazının iptali davasıdır.
Dava ve cevap dilekçesi ve tüm dosya kapsamından, davacı tarafça verilen dava dilekçesiyle sigortalısına ait iş yerine davalı kiracı tarafından zarar verildiğinden bahisle Özel İş Yeri Paket Sigorta Poliçesi poliçesi kapsamında sigortalısına ödediği tutarın davalıdan tahsili için başlatılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durdurulduğu belirtilerek itirazın iptali talep edilmiş ise de, uyuşmazlığın davacının sigortalısına poliçe kapsamında yapmış olduğu ödeme hakkında davalıya rücu niteliğinde olduğu, davacının icra takibinde ve eldeki davasında sigortalısının halefi sıfatıyla hareket ettiği, bu itibarla davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlığın çözümünde davacının halefi olduğu sigortalısı ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin nazara alınması gerektiği, başka bir ifadeyle sigortalı ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin niteliği itibariyle uyuşmazlığın çözümünde hangi mahkeme görevliyse sigortalının halefi olmakla onun yerine geçen sigortacının davalıya yönelteceği talep bakımından da aynı mahkemenin görevli kabul edilmesi gerektiği, davacının sigortalısı ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin kira ilişkisi niteliğinde olduğu ileri sürüldüğüne göre 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Sulh Hukuk Mahkemelerinin Görevi” başlıklı 4/(1-a) maddesindeki “Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler” şeklindeki hüküm nazara alındığında kira ilişkisine dayalı uyuşmazlıklarda sulh hukuk mahkemesi görevli olmakla mahkememizin görevli olmadığından anılan kanunun 114/1-c maddesi delaletiyle 115/2 maddesi gereğince davacının davasının mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, görevli ve yetkili mahkemenin Adana Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğuna ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi delaletiyle 6100 sayılı HMK.nun 115/2 maddesi gereğince davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle DAVA ŞARTI NOKSANLIĞI NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-6100 sayılı HMK.nun 20/1 maddesi gereğince taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili ADANA NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK.nun 20/1 maddesi gereğince taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmediği takdirde, mahkememizce DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına(tebliğ ile beraber),
4-6100 sayılı HMK.nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkemece hükmedilmesine,
5-6100 sayılı HMK.nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise, talep halinde mahkememizce verilecek ek kararla dosya üzerinden bu durumun tespiti ile davacıların yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinden mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek dilekçe ile ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

14/12/2021

Katip …

Hakim …