Emsal Mahkeme Kararı Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/232 E. 2021/1127 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ADANA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/232 Esas
KARAR NO : 2021/1127

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2017
KARAR TARİHİ : 16/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili mahkememize verdiği 04/04/2017 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı şirkete ait adreste bulunan … market binasının inşaat işlerini yaparak teslim ettiğini, ancak yapılan iş bedeli olan 43.365,00TL’nin halen müvekkili şirkete davalı tarafından ödenmediğini, müvekkili şirket tarafından mevcut işle ilgili olarak 18.09.2015 tarihli ve 43.365,00TL bedelli faturanın kesildiğini ve Adana 9. Noterliği’nin 08.10.2015 tarihli ihtarnamesi ile davalıya tebliğ edildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla davalı tarafından ödenmeyen 43.365,00TL fatura bedelinin 18.09.2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği 02/05/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı şirket ile müvekkili davalı şirket arasında ofis ve market tadilatı konusunda anlaşmanın bulunmadığını, müvekkili şirketin davacı ile bir ticari ilişkisi bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA: Mahkememizce, Ziyapaşa Vergi Dairesinden ve 5 Ocak Vergi Dairesinden davacı ve davalıya ait BA-BS formları celb edilerek incelenmiş, davalı şirketin yetkili temsilcileri Adana Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden sorulmuş, davacı tanık listesinde adı geçenlerin SGK kayıtları celbedilmiş ve mahallinde inşaat bilirkişisi refakate alınarak keşif icra edilmiştir.
Mahkememizce her ne kadar öncelikle davacı vekilinin tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiş ise de; davacı vekili tarafından delil dilekçesine ekli mail yazışmaları ve sair fotoğraflar yazılı delil başlangıcı kabul edilerek taraflar arasında bir sözleşmenin bulunup bulunmadığının tanık delili ile ispatının elverişli olduğu kanaatine varılmakla keşif mahallinde davacı tanıkları dinlenilmiştir.
Mahkememizce mahallinde yapılan keşif esnasında dinlenen davacı tanığı …; ”Ben 2015 yılından buyana davacı … şirketi adına iç dış boyama seramik elektrik işlerinde usta olarak çalışmaktayım, 2015’in Haziran aylarında ofis market binasının iç dış boyama işlerinde seramik döşeme işlerinde görev aldım, yevmiyemi davacı … şirketinden aldım, diğer tanıklar … ve … de benimle birlikte inşaat yapım işlerinde çalışmışlardı.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce mahallinde yapılan keşif esnasında dinlenen davacı tanığı …; ”Ben yaklaşık 8-9 yıldır … şirketi adına, bu şirketin yaptığı inşaat işlerinde inşaat ustası olarak çalışmaktayım, ofis market binasının iç duvarlarında belli yerlerini yıkarak yeni duvarlar yaptık, dış cephe sıvasını yaptım, bir de su tesisatını yeniledim, ben diğer tanık …’dan iş alırım ekibimle birlikte gelerek biraz önce belirttiğim işleri yaptım, paramı da …’dan aldım, biz sürekli ekip olarak …’nın işlerini … aracılığıyla alırız. Binaya ilave bir kısım dahil etmedim, binayı büyütmedim.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce mahallinde yapılan keşif esnasında dinlenen davacı tanığı …; ” Ben yaklaşık 10 yıldır davacı … şirketinde yetkili olup aynı zamanda bu şirketin çalışanıyım, asma tavan, duvar kağıdı ve alçı sıva işlerinde çalışırım, ofis market binasının asma tavanlarını ben yaptım, şirketteki yetkili sıfatım nedeniyle aynı zamanda başka ustalara iş dağıtırım yani işleri yönetirim, yapılacak inşaat işlerinde ustaları temin ederim onlara görevlerini bildiririm, paralarını bazen ben bazen kardeşim … verir, ofis market binasının boya işleri tanık …’e tarafımca verilmiş olup, … tarafından boya, su tesisatı, dış cephe sıvası, iç cehpe sıvası görevlerini verdim, diğer tanık …’e de tarafımca iç dış boya, iç granit seramik döşeme, yıkım-örüm-harfiyat işi ve elektrik tesisatı görevlerini verdim, bina aynı zamanda Usta … tarafından hem arka tarafa hem de yan tarafa olmak üzere 1’er metre büyütüldü, iç ve dış kapıların ve pencereler tarafımca satın alınmış olup, benim kontrolüm altında montajı yapılmıştır, bu işler yapılırken dışarıdan iskele kiraladım, nakliye ile buraya getirdim, iş bitiminde de iskeleyi geri alamadık, burada bıraktık.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce yapılan keşfin ardından dosya inşaat bilirkişisine tevdi edilmiş, inşaat bilirkişisi tarafından düzenlenen 13.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusunun … isimli akaryakıt petrol istasyonunda tadilat işi olup, dosyada taraflar arasında ne tür işler yapılacağının ve bedelinin belirlendiği bir anlaşmanın bulunmadığı, dosyadaki proje ve yerindeki saptama ile yapılan işlerin kısmen metrajlandığı ile yapılan işlerin KDV dahil bedelinin 41.412,00TL tutarda olacağı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilmesi neticesinde alınan bilirkişi ek raporunda kök raporda değerlendirmenin uygun bedeller kapsamında olduğu kanaati ile raporda herhangi bir değişiklik yoluna gidilmediği belirtilmiştir.
Mahkememizce taraflara ticari defterlerini ve belgelerini sunmaları yönünde süre verilmiş taraflarca sunulan ticari defterlerin incelenmesi amacıyla dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 01.08.2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraf defterlerinin genel kabul görmüş muhasebe usul ve esasları ile kanun ve mevzuata uygun tutulmadığını, davacı defterlerine göre davalıdan herhangi bir alacağı bulunmadığını, fatura bedelinin peşin tahsil edilmiş olarak kayıtlara işlendiğini, davalı defterleri içeriğinde davacı tarafından düzenlenen faturanın kayıtlara işlenmediğinin ve davacıya herhangi bir ödemenin yapılmadığının tespit edildiğini, faturanın davalı tarafından BA formunda beyan edilmediğini, dosyaya göre davalıya ait iş yerindeki inşaatın 2015 yılında yapıldığını ancak celbedilen sigorta kayıtlarına göre tanıkların 2015 yılında davacı yanında sigortalı olarak çalışmadıklarını, davalı tarafından yapılan bir ödeme olmadığından davacıya yapılan bir ödeme olmadığından davacının dava tarihi itibariyle davalıdan 41.412,00TL alacağının olduğunun tespit edildiği, ancak davacı defterlerine göre fatura bedeli olan 43.365,00TL’nin tahsil edilmiş olarak işlenmiş olmasının değerlendirmesinin mahkememizin takdirinde olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporunun taraflara tebliğinin ardından davacı vekili tarafından sunulan beyan dilekçesi içeriğinde; davacı şirket mali müşaviri ile yapılan görüşmede 20.09.2015 tarihli dava konusu fatura için aynı gün 20.09.2015 tahsilat tarihli olarak yapılan işlemin sehven yapıldığının tespit edildiğini, konuyla ilgili hatanın düzeltilerek vergi dairesine ve ilgili kurumlara bildirimin yapıldığını belirtmiş ve düzeltme işlemine dair belgeler dilekçe ekinde dosyaya ibraz edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu 29/11/2018 tarih, 2017/… Esas ve 2018/… Karar sayılı ilam ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz ilamıyla ilgili istinaf başvurusu sonucu Adana BAM 6. Hukuk Dairesi’nin 08/02/2021 tarih, 2019/… Esas ve 2021/… Karar sayılı ilamı ile; “Davalı akdi ilişkiyi inkar etmiştir. Akdi ilişki inkar edildiğine göre, akdi ilişkinin kurulduğunu ispat yükü davacı yüklenici üzerinde kalmaktadır. Davacı inkar edilen akdi ilişkiyi yazılı delille, yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ikrar ve yemin veya davalının açık muvafakati olmak kaydıyla tanık beyanıyla ispat etmesi gerekmektedir. Davalı akdi ilişki ile ilgili tanık dinlenmesine açıkça muvafakat etmemiştir. Davacı yemin deliline dayanmıştır. Davacının hem akdi ilişkinin ispatı hem de fatura bedelinin tahsil edilip edilmediği hususunda davalıya yemin teklif etme hakkı bulunmaktadır. Mahkemece yapılacak iş; Davacıya yemin teklif hakkının hatırlatılması, yemin teklif hakkının kullanılacağının beyan edilmesi halinde, davacıya yemin metni hazırlaması ve sunması için süre verilmesi, yemin metni ve yemin davetiyesinin davalıya tebliğ edilmesi, yeminin davalı tarafından eda edilip edilmemesine göre değerlendirme yapılması gerekir. Davacıya yemin teklif hakkı hatırlatılmadan davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Sonuç itibariyle; Davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılması, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle İstinaf başvurusunun kabulüne, mahkememiz ilamının kaldırılmasına ve yeniden görülmek üzere dosyanın mahkememize gönderildiği ve yukarıdaki esas sırasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce, Adana Ticaret Sicili Müdürlüğü’nden davalı şirketin 18.09.2015 tarihi itibariyle yetkili temsilcisine ilişkin kayıt celp edilmiş, davacı vekiline “davalıya karşı davaya konu akdi ilişkinin ispatı ve fatura bedelinin tahsil edilip edilmediği konusunda yemin metnini hazırlayıp mahkemeye sunmak üzere 2 hafta kesin süre verilmesine, aksi halde yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtarına, (ihtarat yapıldı.)” şeklinde süre verilmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan yemin metni davalı şirkete tebliğ edilmiştir.
Mahkememiz 25/11/2021 tarihli celsede davalı şirket yetkilisi huzura alınarak yemin metni okunmuş ve ” Ben davalı şirketin yetkilisiyim 2015 yılında da yetkilisiydim, 2015 yılında … Mah. … Blv. No: … …/Adana adresinde bulunan …. A.Ş.’ye ait ofis market binasında inşaat ve tadilat işleri yapıldı. Bu işler davacı … …. Ltd. Şti. Tarafından yapılmadı, başka bir şirket olan …-… tarafından yapıldı. Bu işler davacı şirket tarafından yapılmadığından 43.365,00 TL fatura bedeli de davacı şirkete ödenmedi. Vermiş olduğum beyan konusunda yeminimi tekrar ederim. dedi.” şeklinde, “Davalıya 6100 sayılı HMK’nın 238/1.maddesi gereğince, tutanağa geçirilen beyanları yüksek sesle okunarak yemininde ve beyanında ısrar edip etmediği soruldu: ben yemin ettiğim hususa ilişkin yeminimde ısrar ediyorum,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi istinaf ilamı ve tüm dosya kapsamından; Davacı vekili tarafından sunulan delillere istinaden, taraflar arasında inşaat yapımına dair bir sözleşmenin bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla keşif icra edilmiş, davacı tanıkları dinlenilmiş olup, mail yazışmaları, tanık beyanları ve davacı delilleri birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında bir yapım sözleşmesinin mevcut olduğu kanaatine varılmış ise de; davalı tarafından böyle bir sözleşmenin bulunmadığına yönelik savunmaları karşısında taraf defterlerinin incelenmesinde davalı defterlerinde herhangi bir ödeme kaydına rastlanmamış olması ile faturanın davalı defterlerine kaydedilmemiş olması hususunun yanında davacı defterleri içeriğine göre davalıdan herhangi bir alacağı bulunmadığı, fatura bedelinin peşin tahsil edilmiş olarak kayıtlara işlendiğine dair kayıtlar birlikte değerlendirildiğinde davacının davalıdan herhangi bir alacağı bulunmadığı kanaatine varılmış, her ne kadar davacı vekili tarafından tahsilat işleminin sehven yapıldığı ve ilgili hatanın düzeltilerek vergi dairesine ve ilgili kurumlara bildirimin yapıldığı belirtilmiş ve sair belgeler ibraz edilmiş ise de hatanın bilirkişi raporunun sunulmasının ardından tespit edilerek düzeltim yapılmasının davacının haklılığını ispatlayamayacağı kanaatine varılmış olup, Yargıtay 19. H.D’nin 2016/…. 2017/…. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere;” Davacının ticari defter kayıtlarında fatura bedelinin nakden tahsil edildiği ve borcun sıfırlandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda icra takibine konu fatura bedelinin ödendiğinin kabulü ile davanın reddi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” denilmekle, davalı tarafından ödeme iddiasında bulunulmasa dahi davacı defterleri içeriği doğrultusunda ve davacı tarafından sunulan yemin metni ve içeriğine ilişkin davalı şirket yetkilisinin yemin metnine karşı beyanları dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın, peşin alınan 740,57 TL harçtan mahsubu ile bakiye 681,27 TL harcın talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT’ne göre hesaplanan 6.437,45 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5- Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine adesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize veya eşdeğer başka bir mahkemeye verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/12/2021

Katip …

Hakim …