Emsal Mahkeme Kararı Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/163 E. 2021/981 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ADANA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/163 Esas
KARAR NO : 2021/981

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … -( …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2019
KARAR TARİHİ : 18/11/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: …
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil aleyhine Adana 6. İcra Müdürlüğünün 2019/… esas numaralı takibi ile icra takibi başlatıldığını, davacı müvekkil icra takibinde alacaklı görünen davalıyla hiçbir şekilde ticari alışveriş içerisinde bulunmadığını, icra takibine dayanak kambiyo senetleri müvekkil tarafından daha önceden protokde isimleri yazılı şahıslara protokol ve harici diğer verilmiş senetlerin devamı olarak borcuna karşılık alacaklı kısmı boş düzenlenerek verildiğini, ancak müvekkil tarafından ilgili icra takibine konu senetlere karşılık ödeme yapılmasın rağmen alacaklılar tarafından ilgili senetler müvekkiline teslim edilmediğini, davalı alacaklının protokol de isimleri yazılı şahıslardan …’nin damadı olduğu hususunda duyumları aldıklarını, hangi alacak verecek ilişkisine dayandığı belli olmayan takibe konu kambiyo senedine ilşkin alacaklı olduğunu ispatla mükellef olan kişi davalı yandır, davalı taraf HMK uyarınca yazılı delil ile buna ispatla mükellef olduğunu, müvekkil hiçbir suretle alacaklı görünen tarafı tanımamakta ve ilgili şahsa borcu bulunmadığını belirterek Adana 6. İcra Müdürlüğünün 2019/… esas numaralı dosyanın durdurulmasına ve her halükarda haklı davanın kabulü ile %40 kötü niyet tazminatıyla beraber yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın sunmuş olduğu protokolle yapmış olduğu takip arasında herhangi bir illiyet bağının bulunmadığını, …’nin …’ın damadı olduğu varsalıyacak olsa bile bunun müvekkil …’ı bağlayan herhangi bir hukuki sorumluluğu olmadığını, kambiyo senetlere sebepten mücerret olduğu, mücerret kıymetli evrak, doğumuna sebep olan ilişkiden bağımsız ve soyut olduğunu, kıymetli evrak bir defa doğduktan sonra, doğumuna sebep olan ilişkideki bir aksaklık veya bozukluk kıymetli evrakın geçerliliğine etkili olmayacağını, söz konusu bono geçerliliği koruduğu sürece herkes için hak ve mukabilinde sonuç doğuracağını, davacı tarafın borcu itfa ettiğinin ispat etmesi gerektiğini, borçlu, borçlu olmadığını veya borcun itfa veya imhal edildiğini ancak resmi veya imzası alacaklı tarafından ikrar edilmiş bir belge ile ispat edilebileceğini, tüm bunlardan anlaşılacağı üzere de borçlunun bu unsurları taşıyan bir itiraz ya da belgesi de söz konusu olmayıp açılan dava hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olduğunu, icra takibinden doğan uyuşmazlıklara ilişkin davalar Asliye Ticaret Mahkemesinde açılacağını, bu mahkeme görevsizdir ve görevsiz mahkemede açılan davanın usulden reddine karar verilmesini, davacı borçlunun icra takibine yönelik haksız ve kötü niyetli olarak açmış olduğu davanın esastan reddine, takibin kaldığını yerden devamına, kötü niyetli davacı borçluya %20’dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatı yüklenmesine, kötü niyetli davacı borçluya %10 oranında icra inkar tazminatı yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER ve GEREKÇE :
Dava İİK’nun 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit talebine ilişkin olup, davacının davalıya 15/04/2016 tanzim ve 15/10/2016 vade tarihli 25.480,00 TL bedelli, 28/06/2016 tanzim ve 28/12/2016 vade tarihli 29.900,00 TL bedelli senetlerden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti talebiyle iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Adana 6. İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı takip dosyası ile … tarafından borçlu … aleyhine 15/04/2016 tanzim ve 15/10/2016 vade tarihli 25.480,00 TL bedelli, 28/06/2016 tanzim ve 28/12/2016 vade tarihli 29.900,00 TL bedelli senedin tahsili nedeni ile icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Dosyanın Adana 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/10/2020 tarih ve 2019/… esas 2016/… karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize gelmiş olduğu anlaşıldı.
Davalıya yemin teklifinde bulunulduğunu, 11/11/2021 tarihli beyanında; Adana 6.İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası kapsamında Borçlu …a karşı başlatmış olduğum icra takibine dayanak teşkil eden 15.04.2016 tanzim 15.10.2016 vade tarihli 25.480,00 TL tutarındaki bono ile 28.06.2016 tanzim 28.12.2016 vade tarihli 29.900,00 TL tutarındaki bononun dayandığı temel borç ilişkisinin, davacı şahıs … tarafından dava dosyasına sunulan 22.11.2017 tarihli protokolde geçen borç ilişkisi ile aynı olmadığına; takibe konu bonoların, lehtar kısmı boş bırakılarak geri kalan unsurları davacı tarafından doldurulmuş şekilde protokolde ismi geçen … ve … isimli şahıslara verilen ve sonrada lehtar kısmını kendi ismimle doldurduğum tahrif edilmiş bonolar olmadığına, iş bu takibe konu bonoların davacı ile aramızda mevcut başka bir borç ilişkisinden kaynaklı olduğuna ve takibin kötü niyetli haksız bir takip olmadığına dair namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum. Şeklinde metin sesli olarak davalı asil …’a okundu: tarafıma okunan yemin metnini kabul etmiyorum, ben davaya konu senetler ile ilgili borçluya daha önce ihtarda bulundum, ben bu senetlerin sonradan doldurulduğunu kabul etmiyorum, ben davacı …’dan alacağım olduğu için daha önce ihtarda bulundum, ödemediği için de icra takibini başlatmak zorunda kaldım, davaya konu 15/10/2016 vade tarihli 25.480,00 TL bedelli, 28/12/2016 vade tarihli 29.900,00 TL bedelli bonolar nedeni ile davacıdan alacaklı olduğum hususunda yemin ederim”şeklinde yemin etmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Kural olarak bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran, iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. (TMK 6, HMK 190.maddeleri) İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları içinde geçerlidir. Menfi tespit davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Menfi tespit davalarında da kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında da borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme vb. gibi bir nedenle borcun bittiğini ileri sürebilir. Bununla birlikte Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu’nun 12/04/1933 tarih ve 1933/31 E. – 1933/7 K.sayılı ilamında da belirtildiği gibi senede bağlanmış hukuki ilişkiye karşı ileri sürülen iddianın senetle ispatı zorunludur.
Menfi tespit davalarında ispat yükümlülüğü kural olarak davalı (alacaklı) tarafa düşer. Davalının alacağının varlığını ispatlaması gerekir. İmzası ikrar edilmiş kambiyo senedi alacağın varlığını ispatlayan kati delillerdendir. Alacak kambiyo senedine dayanıyorsa davacının (Menfi tespit talebinde bulunan davacının) temel ilişkiye dayanarak bedelsizlik savunmasında bulunması mümkündür. Ancak bu durumunda senetle ispatı gerekir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacının davalı (borçlu) ile herhangi bir ticari alışverişinin olmadığı, icra takibine konu kambiyo senedinin 22/11/2017 tarihli protokol gereğince senetlerin boş olarak verildiğini, ödeme yapılmasına rağmen bu senetlerin teslim edilmediğini iddia etmiş ise de; dava değeri itibariyle 6100 sayılı HMK’nın 201.maddesinde senede karşı senet kuralı gereğince tanık dinletilemeyeceği senetle ispat zorunluluğunun istisnası bakımından (HMK mad.203) taraflar arasında bir yakınlığın bulunmadığı, davacının iddialarını yazılı delille ispatlamasının gerektiği anlaşıldığından, davacı tanıkları dinlenmemiş, davacı tarafından dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı, davacı vekiline 17/06/2021 tarihli celsede yemin hakkı hatırlatıldığı, davacının davalıya yemin metni hazırladığı, davalı asil duruşmaya gelerek davacının yemin metnindeki iddialarına karşı yemin eda ettiği, yemininde sebat ettiği, davacının bono ile aynı kuvvette başkaca bir delil ibraz edemediği, yeminin kesin delil niteliğinde olduğu anlaşılmakla davanın reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
İİK 72/4 maddesi gereğince 11.076,00 TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 59,30 red harcından, peşin alınan 945,76 TL harcın mahsubu ile bakiye 886,46TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT maddesi uyarınca hesap olunan 7.999,40TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
5-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı HMK.nun 341/1 ve 345 maddeleri gereğince, kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize veya eşdeğer başka bir mahkemeye verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, alenen ve usulen tefhim kılındı. 18/11/2021
Katip …

Hakim …