Emsal Mahkeme Kararı Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1058 E. 2022/1 K. 04.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/1058 Esas – 2022/1

T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA ADANA GEREKÇELİ KARAR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1058 Esas
KARAR NO : 2022/1

HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : … – …
VEKİLİ : … – …
DAVALI : … ANONİM ŞİRKETİ – …
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 30/12/2021
KARAR TARİHİ : 04/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; davaya konu … plakalı aracın maliki davacı …’ın olay günü … idaresindeki aracın müvekkil davacının da yolcu olarak bulunduğu sırada … Mahallesinden … Mahallesine doğru seyahat ederken sürücünün aracı yoldaki çakıllara kaptırarak aracın hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrası davalı şirkete zararın tazmini için … nolu hasar dosyası ile başvuru yapıldığını fakat meydana gelen hasarı şüpheli bulduğunu, tazminat talebinin dayanağı olan kazanın oluş şekli ve zamanı konusunda yeterli kanaat oluşmaması nedenli ile TTK 1445/5 maddesi gereğince reddedilerek ödeme yapılamayacağını belirtildiğini, bunun üzerine dava tarafından 27/02/2020 tarihinde 2020/… Esas numarasıyla Sigorta Tahkim Komisyonuna zararın tazminine karar verilmesi için başvuru yapıldığını, davalı şirketin soyut iddialar ile davacı hakkında sigorta şirketlerinden haksız kazanç elde etmek maksadıyla eylemde bulunduğu iddiasıyla Tufanbeyli Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturma sonucu kovuşturma yapılmak üzere Kocan Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/… Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, mahkemece kovuşturma yapıldığını, iddialara yönelik delilleri topladığını, tanıkların dinlendiğini, neticede müvekkiline beraat kararı verildiğini, …’a ait araç … A.Ş. poliçesinde “gerek hareket gerek durma halindeyken sigortasına sahiptir” olduğunu, sigorta dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar” kasko teminatları arasında sayıldığını, tek taraflı meydana gelen kaza aracı kullanan Ali’nin iradesi dışında aracın savrulmasıyla sol arka tekerin kopması ve devamında beton su giderine çarpmasıyla meydana geldiğini, bu sebeple kaza kasko teminat kapsamında yer aldığını, yapılan arabuluculuk oturumunda da davalı ile anlaşma sağlamadığını dava masraflarının haksız taraf olan kasko şirketine yüklenmesini talep etmiştir.
YARGILAMA ve GEREKÇE: Dava kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklı tazminat davası olup, taraflar arasındaki ihtilaf davalı şirket ile davacı arasında düzenlenen … sayılı 26/06/2019-2020 vadeli Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesinden kaynaklanmaktadır.
6502 Sayılı Tüketicisinin Korunması Hakkında Kanun’unun 3. Maddesinin (k) bendinde, “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi tüketici,” olarak tanımlanmış (l) bendinde ise, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi tüketici işlemi” olarak tanımlanmıştır.
Aynı yasanın 73. Maddesinde, “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu”, 83/2. maddesinde ise, “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Davanın konusu kasko sigorta poliçesinden kaynaklandığı gibi davacının tacir sıfatı bulunmamakta ve dava konusu aracın hususi kullanımda olduğu anlaşılmıştır. Yine dava TTK.nun 4/1-a-f bentlerinde sayılan mutlak ticari davalardan (tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın) da değildir. Dava konusu tek taraflı meydana gelen kaza nedeni ile davacının araçta oluşan hasar ve değer kaybının kasko sigortasından karşılanması talebine ilişkin olduğu anlaşılmakla, davanın ticari bir yönü yoktur. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’unun 3/k-1,73 ve 83/2. Maddeleri dikkate alındığında mahkememiz bu davaya bakmakta görevli değildir.
HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca davada mahkemenin görevli olması dava şartıdır. HMK’nun 115. Maddesi ;” Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” ve HMK’nun 138. Maddesi; ”Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir.” hükümleri uyarınca, eldeki davanın görevsiz mahkemede açıldığı anlaşılmakla HMK.’nın 114/1-c ve 115/1-2 maddeleri gereğince mahkememizin görevsizliği nedeniyle, davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi delaletiyle 6100 sayılı HMK.nın 115/2 maddesi gereğince davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-6100 sayılı HMK.nın 20/1 maddesi gereğince taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili ADANA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK.nın 20/1 maddesi gereğince taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmediği takdirde, mahkememizce DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına (tebliğ ile beraber),
4- 6100 sayılı HMK.nın 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerinin (suç üstü ödeneğinden karşılanan arabuluculuk ücreti dahil) görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-6100 sayılı HMK.nın 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise, talep halinde mahkememizce verilecek ek kararla dosya üzerinden bu durumun tespiti ile davacıların yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmesine,
Dair, Davacı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize veya eşdeğer başka bir mahkemeye verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/01/2022

Katip …

Hakim …