Emsal Mahkeme Kararı Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/101 E. 2021/1010 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/101 Esas – 2021/1010
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ADANA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/101
KARAR NO : 2021/1010

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … – T.C: …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 04/03/2020
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : …
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile tüketici … arasında genel kredi sözleşmesi yapıldığını, sözleşmede müvekkili …’ın kefil olduğunu, davalı şirketin Adana 12. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyası ile müvekkili … adına icra takibi başlattığını, sözleşmenin akdedildiği tarihte yürürlükte bulunan 4822 Sayılı kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 10/3 maddesi gereğince; ” kredi veren taksitlerden birinin veya bir kaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanabilir. Ancak kredi verenin bu hakkını kullanabilmesi için en az bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir. Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez. ” denildiğini, kanunda da açıkça belirtildiği üzere davalı – alacaklının dava dışı asıl borçluya icra takibi başlatması gerektiğini, bu icra takibinde dosya borçlusunun borcu ödeme kabiliyetinin olmadığını tespit ederek aciz vesikası alması gerektiğini, alacaklının asıl borçlu ile ilgili aciz vesikası aldıktan sonra ancak kefile icra takibi açabileceğini beyan ederek ilgili icra dosyasında müvekkili …’ın alacaklı …. Ltd. Şti’ne borçlu olmadığının tespitine, davalı …. Ltd. Şti’nin %20 oranında kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davetiye tebliğine rağmen davalının davaya cevap vermediği görülmüştür.
Davalı vekili dosyaya sunmuş olduğu 18/06/2021 tarihli beyan dilekçesinde özetle, davaya konu senedin kıymetli evrak niteliğine haiz bono olduğunu, kıymetli evraktan kaynaklanan borçlarda aval verenin müteselsil borçlu sıfatıyla sorumlu olduğunu, bononun ön yüzünde kefil yazmasının avalın niteliğini değiştirmediğini, bonoda şeklen bir eksiklik bulunmadığını, dava konusu bononun tüketici işleminden kaynaklanmadığını, senet metninde tüketici işlemi kapsamında verildiğine ilişkin herhangi bir ibarenin yer almadığını, ayrıca aval veren konumunda olan davacı tarafın imzaya ilişkin inkarda da bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Adana 12. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı takip dosyası celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Adana 3. Tüketici Mahkemesinin 2020/… Esas-2020/… Karar ve 11/12/2020 günlü görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzi edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, davacı tarafça, davalının kendisi aleyhine Adana 12. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlattığı icra takibinin dayanağı olan senetten dolayı davalıya borçlu olamadığının tespiti ve davalının inkar tazminatına mahkum edilmesi talebiyle açılmış menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliği, uyuşmazlık konusu bononun dava dışı …’in davalı şirkete tüketici işlemi kapsamında verilip verilmediği, davacının söz konusu bonoya tüketici işlemi kapsamında kefil sıfatıyla imza koyup koymadığı, davalının, davacıdan bono bedelini talep etmeden önce dava dışı …’e öncelikle başvurmasının gerekli olup olmadığı, uyuşmazlık konusu bono sebebiyle davacının kefaletten kaynaklı borcunun olup olmadığı ve miktarı hususlarındadır.
Dosyamız arasına getirtilen Adana 12. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, takip alacaklısı …. Ltd. Şti vekili tarafından verilen 25/09/2018 tarihli takip taleb ile 9.556,92 TL alacağa %19,50 avans faizi ile birlikte takip borçluları … ve …’dan tahsili için genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, söz konusu takipte düzenlenen ödeme emrinin 15/11/2018 tarihinde takip borçlusuna tebliğ edildiği görülmüştür.
Dosyamız arasına getirtilen takip dosyası kapsamındaki 07/07/2017 düzenleme ve 22/01/2018 vade tarihli ve 10.250,00 TL bedelli bononun incelenmesinde, borçlu … tarafından alacaklı …. Ltd. Şti emrine düzenlenmiş olduğu, bononun ön yüzünde kefil sıfatıyla davacı …’a atfen imzalanmış olduğu görülmüştür.
Kıymetli evrak müessesesi 6102 sayılı TTK’nın 645 ve devamı maddelerinde, bu kapsamda poliçe müessesesi anılan kanunun 671 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş, kanunun 700.maddesinin 1.fıkrasında poliçede bedelin ödenmesinin aval suretiyle tamamen veya kısmen teminat altına alınabileceği, kanunun 701.maddesinin 1.fıkrasında aval şerhinin poliçe veya alonj üzerine yazılacağı ve 3.fıkrasında ise muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere poliçenin yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılacağı, kanunun 778.maddesinin 3.fıkrasında avale ilişkin 700 ilâ 702 nci maddelerin bonolar hakkında uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinde, eldeki menfi tespit davasında davacı tarafından davalı şirketin kendisi hakkında başlattığı Adana 12. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı icra takibinin dayanağını teşkil eden bononun davalıya tüketici işlemi sebebiyle verilmiş olduğu ve kendisinin kefil olduğundan bahisle öncelikle bononun asıl borçlusu hakkında takip yapılarak bu konuda alacağın haciz vesikasına bağlanması halinde kefil sıfatıyla kendisinden talepte bulunulabileceği belirtilerek davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talep edilmiş ise de, dosyamız arasına getirtilen takip dayanağı bononun incelenmesinde senet metninde bononun tüketici işlemi nedeniyle verildiğine ilişkin bir ibarenin yer almadığı, davalı tarafın da yargılamada vermiş olduğu beyan dilekçesinde söz konusu bononun tüketici işlemi verildiği iddiasını kabul etmediği, 4721 sayılı TMK’nın 6.maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 190/1.maddesi gereğince bononun tüketici işlemi sebebiyle davalıya verildiğini ileri süren davacı tarafından bu iddiasını ispatlar nitelikte ayrıca bir delil ibraz edilmemiş olduğundan davacının bu iddiasına itibar edilemeyeceği, öte yandan uyuşmazlık konusu bononun ön yüzünde her ne kadar kefil sıfatıyla imza atıldığı belirtilmiş ise de 6102 sayılı TTK’nın 701.maddesinin 3.fıkrası uyarınca muhatap ve bonoyu düzenleyen borçlu dışında bononun ön yüzüne imza koyan davacının aval veren konumunda sayılması gerektiği gözönüne alındığında davacının kendisinin bonoda kefil sıfatının bulunduğuna yönelik iddiasına da itibar edilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmakla davacının uyuşmazlık konusu bononun tüketici işlemi sebebiyle verildiği ve kendisinin bonoda kefil sıfatının bulunduğundan bahisle davalıya borçlu olmadığına ilişkin iddiasını ispat edemediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 163,21 TL’nin mahsubu ile bakiye 103,91 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin ilgili maddesi gereği 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Peşin alınan ve harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinden mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek dilekçe ile ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/11/2021

Katip …

Hakim …