Emsal Mahkeme Kararı Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/816 E. 2021/861 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

T.C.
ADANA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/816 Esas
KARAR NO : 2021/861

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – TCKN:…, …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 21/12/2020
KARAR TARİHİ : 13/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : …
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirketin %12 hissesine sahip ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, 5 Ekim 2020 tarihli ve 2020/005 sayılı yönetim kurulunda alınan kararla 26/10/2020 tarihli genel kurul toplantısının yapıldığını, yönetim kurulu toplantısına müvekkilinin davet edilmediğini, 2019 yılı olağan genel kurulunun 26/10/2020 tarihinde şirket merkezinde toplandığını, hak kaybına uğramamak için müvekkilinin bu genel kurula katıldığını ve muhalefet şerhini ve itirazlarını genel kurul tutanağına geçirdiğini, 4 Kasım 2020 tarihli yönetim kurulu kararı ile aynı gündem maddeleriyle 26 Kasım 2020 tarihli olağan genel kurul toplantısının yapıldığının belirtildiğini, bu yönetim kurulu toplantısına da davet edilmediği için çağrı kararının yok hükmünde olduğunu, dolayısıyla genel kurul kararlarının da geçersiz olduğunu, davalı …. A.Ş nin 05/10/2020 ve 04/11/2020 tarihli yönetim kurulu kararları ile 26/10/2020 ve 26/11/2020 tarihli genel kurul kararlarının geçersiz olduğundan bahisle davanın kabulü ile 05/10/2020 tarihli 2020/005 sayılı, 4 Kasım 2020 ve 2020/007 sayılı yönetim kurulu kararları ile bu kararlara istinaden yapılan 26/10/2020 tarihli 2019 yılına ilişkin genel kurul toplantılarında alınan kararlar ile 26/11/2020 tarihli 2019 yılına ilişkin olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespitine, dava konusu kararların icrasının telafisi güç zararlar doğuracak olması sebebiyle dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından zorunlu arabuluculuk kurumuna başvurulmamış olduğunu, davacının 2020/005 ve 2020/007 sayılı yönetim kurulu kararlarının iptaline dair talebinin hukuken kabul edilebilir bir talep olmadığını, öncelikle usulden mahkemece aksi kanaatte olunması halinde ise esastan reddi gerektiğini, 26/10/2020 ve 26/11/2020 tarihli genel kurullarında alınan tüm kararların iptalinin hukuka aykırı şekilde talep edildiğini, 6102 sayılı yasa ve şirket esas sözleşmesi dikkatle incelendiğinde alınan tüm kararlar ve genel kurullar toplantı ve karar nisaplarına, kanun ve esas sözleşme ile öngörülen her türlü düzenlemeye uygun olup, iptalinin bu sebeplerle mümkün olamayacağını, davacının, hukuka ve hukukun temel ilkelerinden olan iyi niyet kurallarına aykırı şekilde müvekkilinden bağımsız denetçi atanması için mahkemeden bağımsız denetçi atanmasını talep ettiğini, davacının bu davayı açma hakkı bulunmadığını, HMK 389.madde hükmü uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gerekli şartların gerçekleşmediğini, davacının genel kurul kararlarının yürütülmesinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddinin gerektiğinden bahisle davacının hukuka aykırı şekilde talep ettiği kararların yürütülmesinin durdurulması yönündeki tedbir talebinin reddine, hukuka aykırı şekilde ikame edilmiş davanın öncelikle dava şartı yokluğundan usulden reddine, mahkeme aksi kanatte ise davanın esastan reddine, masraf ve vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirkete ait ticaret sicil dosyası celp edilmiş, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi Prof.Dr. … 03/09/2021 tarihli raporunda; davalı şirketin, davacının telefonla, e-mail ile çağrılar yapıldığı, mesajlar, whatsapp iletileri ile yönetim kurulu toplantısına davet edildiğini ileri sürmüş ise de bu hususta herhangi bir belgenin dosyada tespit edilemediğini, davalı şirketin, davacıyı yönetim kurulu toplantısına davet ettiğini ispatlayamaması halinde Yargıtay kararlarında ve doktrinde benimsenen görüşler uyarınca davaya konu 05/10/2020 tarihli ve 04/11/2020 tarihli yönetim kurulu kararlarının yok hükmünde olduğu kanaatine varıldığını, davaya konu olayda Ticaret Sicil Gazetesindeki ilan ve iadeli taahhütlü mektupla yapılan tebligatların mevcut oludğundan davacının 26/10/2020 tarihli ve 26/11/2020 tarihli gneel kurul toplantılarına TTK 414.madde hükmüne uygun olarak davet edildiğini, 26/10/2020 tarihli genel kurul toplantısında davacının erteleme talebi dikkate alınmadan TTK 420/1 m. Hükmüne aykırı hareket edilmesi sebebiyle finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konularda alınan kararların geçersizliğinin söz konusu olacağının anlaşıldığını, davalı şirketin, sonradan alınan yönetim kurulu kararı ile davacının talebini kabul ederek aynı gündem maddeleriyle 26/11/2020 tarihli genel kurul toplantısını gerçekleştirdiğinden ticaret sicil müdürlüğüne 26/11/2020 tarihli toplantıda alınan genel kurul kararlarının bildirildiğini, 26/10/2020 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların fiilen hüküm ifade etmeyecek olması sebebiyle geçersizliğinin tespitine gerek olmadığının düşünüldüğünü, davalı şirketin bağımsız denetime tabi şirketlerden olduğu, 6102 sayılı TTK m.397 vd. Hükümlerinin uygulanmasının gerektiğini, davalı şirketin 2019 yılı finansal tablolarının ve yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun denetimden geçmeden 2019 yılı olağan genel kurul toplantısının yapıldığı, 2019 yılı faaliyet raporlarının okunması, müzakeresi ve karara bağlanması konulu 2.gündem maddesinde; 2019 yılı bilanço ve kar-zarar hesaplarının okunması, müzakeresi ve tasdiki konulu 3.gündem maddesine, kar dağıtımı konulu 4.gündem maddesine ve 2019 yılı faaliyeti sebebiyle yönetim kurulu üyelerinin ibrası konulu 5.gündem maddesine ilişkin genel kurul kararlarının hukuka aykırı olduğu kanaatine varıldığını, 26/10/2020 tarihli genel kurulda, azınlık pay sahibi konumundaki davacının erteleme talebinin kabul edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin sonradan 26/10/2020 tarihli genel kurul toplantısını erteleyip yerine aynı gündem maddeleriyle 26/11/2020 tarihli genel kurul toplantısını yaptığı, davalı şirketin aynı gündem maddeleriyle 26/11/2020 tarihli genel kurul toplantısını gerçekleştirdiğini, 26/10/2020 tarihli genel kurul toplantısındaki hukuka aykırılığın 26/11/2020 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların geçerliliğini etkilemeyeceği, davaya konu olayda davacının katılımı olmadan alınan 04/11/2020 tarih ve 2020/007 sayılı yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunun kabulü halinde, Yargıtay kararlarında belirtilen genel kurulun geçersiz yönetim kurulu kararına dayalı olarak toplantıya çağrılması halinde yaptırımın yokluk olacağı görüşünün esas alındığında yok hükmündeki yönetim kurulu kararına istinaden toplanan 26/11/2020 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde olduğunun söylenebileceği belirtilmiştir.
Dava, yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ile bu yönetim kurulu kararlarına dayanılarak yapılan genel kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespitine ilişkindir.
Davalı … A.Ş’nin altı ortaklı bir şirket olup davacı …’in hisse oranı %12 dir. Davalı şirketin yönetim kurulu 5 kişiden oluşmaktadır. Yönetim Kurulu Üyeleri …, …, …, … ve …’tir. İptali istenen 05/10/2020 tarihli 2020/005 sayılı yönetim kurulu kararı, yönetim kurulu üyeleri …, … ve …’in katılımları ile alınmıştır. Bu kararda 2019 yılı olağan genel kurul toplantısının 26/10/2020 tarihinde şirket merkezinde yapılmasına karar verilmiştir. Ancak bu karar alınırken diğer yönetim kurulu üyelerinin bu toplantıya davet edildiği veya haberdar edildiği yönünde dosyaya hiçbir bilgi ve belge sunulmamıştır. Yine iptali istenen 04/11/2020 tarihli ve 2020/007 yönetim kurulu kararı, yönetim kurulu üyeleri …, …, … ve …’in katılımları ile alınmıştır. Bu kararda da 2019 yılı olağan genel kurul toplantısının 26/11/2020 tarihinde yapılmasına karar verilmiştir. Bu karar alınırken diğer yönetim kurulu üyesinin toplantıya davet edildiği veya haberdar edildiği yönünde herhangi bir belge sunulmamıştır.
TTK da yönetim kurulunun toplantıya çağrılması usulü hakkında özel bir düzenleme mevcut değildir, olağanüstü durumlarda her üyenin başkan veya vekiline yazılı olarak müracaat ederek yönetim kurulunun toplantıya çağrılmasını isteyebileceği öngörülmüştür. O halde yönetim kurulu başkan veya başkan vekilinin yapacağı çağrı ile toplanabilmektedir. (TTK 392/7) Toplantıya davet usulü kanunda düzenlenmediği için çağrının belirli şekilde yapılma zorunluluğu bulunmamaktadır. Önemli olan tüm üyelerin toplantıdan haberdar edilmiş olmasıdır. Yönetim kurulu üyelerinin toplantıya davet edilmesi zorunlu olmakla birlikte bu davetin ne şekilde yapıldığının önemi bulunmayıp davetin yapıldığının herhangi bir şekilde ispatlanması mümkündür. Davetin, toplantıdan makul bir süre önce toplantı gündemini içerecek şekilde yapılması gerekmektedir. Yönetim kurulu üyeleri için toplantıya katılmak vazgeçilmez ve sınırlandırılmaz bir hak niteliği taşıdığından çağrının usulsüz yapılması sebebiyle bazı üyelerin katılamadığı toplantıda alınan kararlar yok hükmündedir. TTK 390/4 maddesi; toplantı yapılmaksızın da karar alma imkanı tanımıştır. Ancak, bu şekilde karar alınabilmesi için önerinin bütün üyelere yapılmış olması şarttır. Böylelikle bütün üyeler yönetim kurulunda alınan kararlardan haberdar olacaklar, yeterli kabul oyunun sağlanması ile karar alınmış olacaktır. Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 17/06/2020 tarih 2019/… Esas 2020/… Karar sayılı ilamında da yönetim kurulu üyesinin davet edildiği ispatlanamadan yapılan yönetim kurulunda alınan kararların yok hükmünde olduğu kabul edilmiştir. Tüm bu nedenlerle davalı şirketin davacıyı yönetim kurulu toplantısına davet ettiği ispatlanamadığından 05/10/2020 tarihli ve 2020/005 sayılı yönetim kurulu kararı ile 04/11/2020 tarihli ve 2020/007 sayılı yönetim kurulu kararları yok hükmünde olduğundan bu yönetim kurulu kararları uyarınca yapılan 26/10/2020 ve 26/11/2020 tarihli 2019 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde olduğu kabul edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; Adana Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı davalı …’nin 05/10/2020 tarih 2020/005 sayılı, 04/11/2020 tarih 2020/007 sayılı Yönetim Kurulu Kararları ile bu kararlara istinaden yapılan 26/10/2020 tarihli 2019 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında ve 26/11/2020 tarihli 2019 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespitine,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar harcından, peşin alınan 54,40 TL harın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT uyarınca hesap olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL peşin harcın ve 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 108,80 TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 167,50 TL tebligat/müzekkere gideri ve 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.667,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK.nun 341/1 ve 345 maddeleri gereğince, kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize veya eşdeğer başka bir mahkemeye verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, alenen ve usulen tefhim kılındı. 13/10/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …