Emsal Mahkeme Kararı Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/761 E. 2021/922 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/761 Esas – 2021/922
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ADANA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/761
KARAR NO : 2021/922

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … – T.C: … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … ANONİM ŞİRKETİ – … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 30/11/2020
KARAR TARİHİ : 26/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : …
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı aracın davalı tarafından … poliçe numarası ile genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalandığını, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın yine davalı sigorta şirketi tarafından … poliçe numaralı genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalandığını, meydana gelen kaza sonrasında müvekkiline ait aracın …. Tic. Ltd. Şti’nde tamir edildiğini, bu tamir bedelinin bir bölümünün müvekkilinin genişletilmiş kasko poliçesi kapsamında ödendiğini, fakat 2.400,00 TL’lik bir bölümünün haksız ve hukuka aykırı bir şekilde ödenmediğini ve bu bedelin müvekkili tarafından ödenmek zorunda kalındığını belirterek ek dava açma hakları saklı kalmak kaydı ile araçta değer kaybı bedeli olarak 1.000,00 TL ve sigorta şirketi tarafından ödenmeyen 2.400,00 TL olmak üzere toplam 3.400,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar erilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle, öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, müvekkili şirketin meydana gelen kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Adana Trafik Tescil Şube Müdürlüğü, … A.Ş Müdürlüğü ve …. Tic. Ltd. Şti’nden dava konusu istenilen bilgi ve belgeler celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Duruşmanın 26/10/2021 günlü celsesinde davacı vekilinin imzası ile onayladığı beyanında, celse arasında sunmuş oldukları beyan dilekçesini tekrar ettiklerini, dava konusu taleplerinden tamir bedeli nitelemesiyle talep ettikleri tazminat taleplerinin müvekkilinin davalı sigorta şirketi nezdindeki genişletilmiş kasko sigortası poliçesi kapsamında talep edildiğini, dava konusu taleplerinden değer kaybı zararına yönelik taleplerini takipsiz bıraktıklarına ilişkin beyanda bulunmuştur.
Duruşmanın 26/10/2021 günlü celsesinde davacının değer kaybı zararına yönelik davasının eldeki davadan tefrik edilerek mahkememizin ayrı esas sırasına kaydedilmiştir.
Dava, davalı sigorta şirketi nezdinde genişletilmiş kasko sigortası poliçesiyle sigortalı davacıya ait aracın hasarlandığından bahisle açılmış tazminat davasıdır.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 3. Maddesinin (1) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaşlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73.maddesi uyarınca, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında, anılan kanunun 83.maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafça davalı sigorta şirketi nezdinde genişletilmiş kasko sigortası poliçesi ile sigortalı aracın hasarlanması sebebiyle poliçe kapsamındaki zararının giderilmesi hususunda eldeki tazminat davasını açtığı, uyuzmazlığın esasen gerçek kişi davacı adına trafik sicilinde kayıtlı olup kullanım amacı “hususi” nitelikte olan motorlu araca ilişkin olarak düzenlenen Genişletilmiş Kasko Sigortası sözleşmesine dayandığı, bu itibarla uyuşmazlığın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2.maddesi kapsamında tüketici işlemi niteliğinde olduğu, dolayısıyla aynı kanunun 73.maddesine göre uyuşmazlığın çözüm yeri tüketici mahkemesi olduğu anlaşıldığından 6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi delaletiyle, 6100 sayılı HMK.nun 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine ve mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi delaletiyle 6100 sayılı HMK.nın 115/2 maddesi gereğince davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-6100 sayılı HMK.nın 20/1 maddesi gereğince taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili ADANA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK.nın 20/1 maddesi gereğince taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmediği takdirde, mahkememizce DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına (tebliğ ile beraber),
4-6100 sayılı HMK.nın 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-6100 sayılı HMK.nın 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise, talep halinde mahkememizce verilecek ek kararla dosya üzerinden bu durumun tespiti ile davacıların yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğundan gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinden mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek dilekçe ile ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/10/2021

Katip …

Hakim …