Emsal Mahkeme Kararı Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/626 E. 2021/1141 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/626 Esas – 2021/1141
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ADANA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/626 Esas
KARAR NO : 2021/1141

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : … – …
DAVALI : … ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLLERİ : … – …
… – …

DAVA :İstirdat
DAVA TARİHİ : 15/11/2018
KARAR TARİHİ : 21/12/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: …

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
TALEP : Davacı dava dilekçesinde; davalı bankaya … ili … Mahallesindeki Taş evler sitesinde …’ya ait 250.000-TL değerindeki tripleks villayı teminat göstererek 2014 yılında kredi talebinde bulunduğunu, toplam ana para artı faiz olmak üzere 115.000-TL bankadan aldığını, aylık taksit olarak 4.075-TL’nin ödenmesinin kararlaştırıldığını, banka tarafından 26/02/2015 tarihinde gönderilen ihtarname ile 2016 temmuz ayında bitecek olan tüm borcun ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini ayrıca bu borca 2.883,41-TL faiz yürütüldüğünü, toplam 83.527,01-TL istendiğini, bankaya yapılan 13.410,00-TL’nin banka tarafından icra dairesine bildirilmediğini, bu nedenle icra emrinde istenilen rakamların gerçeği yansıtmadığını, haksız olarak fazla faiz yürütüldüğünü, bunun üzerine bankaya göndermiş olduğu ihtarnameler ile bir buçuk yıl sonunda 6.148,99-TL fazla istenen para 17.216,45-TL’den 11.067,46-TL’ye düşürüldüğünü, bankaya olan 80.259,43-TL’lik borcunu 26/04/2016 tarihinde 479,33-TL fazladan olmak kaydıyla ödeyip bitirdiğini ancak buna rağmen banka tarafından 62.553,13-TL hukuk bürosu tarafından ise 45.429,15-TL borcunun bulunduğunun bildirildiğini, ana para borcunu bankaya ödediğini, kendisinden söz konusu banka borcu nedeniyle fazla para talep edildiğini, … Şubesi ve …’nun yanlışlıklar yaparak kendisinden 15.000-TL fazla tahsilat yaptığını, maddi ve manevi zarara uğradığını, açılan davanın kabulü ile kendisinden alınan fazla paranın tarafına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili banka ile davacı arasında kredi sözleşmesi düzenlendiğini, kredi taksitlerini zamanında ödememesi üzerine ihtarname gönderilerek hesabının kat edildiğini, kredinin teminatı olarak alınan … ili … , … köyü, … ada … parsel zemin kat 6 nolu bağımsız bölüm üzerinde … A.Ş.lehine 500.000-TL bedelli 1.derece ipoteğin paraya çevrilmesi için İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2015/… esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davacı tarafından icra takibine konu borç için ödemelerin yapıldığını, bu ödemelerin ilgili icra dosyasına beyan edildiğini ayrıca davanın bir yıllık hak düşürücü sürede açılmadığını, kredinin de genel kredi sözleşmesi olduğunu, davanın Ticaret Mahkemelerinde açılması gerektiğini, takibin İstanbul İcra Dairelerinde başlatıldığını, yetkili mahkemelerinde İstanbul Mahkemeleri olduğunu belirterek açılan davanın öncelikle süre, görev ve yetki yönünden reddini, esasa girilmesi durumunda ise esastan reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, istirdat talebine ilişkin olup; davacı tarafından …’tan ipotek teminatıyla 2014 yılınd6a, aylık 4.075,00 TL ve toplamda 115.000,00 TL geri ödemeli, ticari kredi kullandığı, kredinin teminatına 235.000,00 TL bedelli müşteri senedi verdiği, davalı banka tarafından toplam 83.527,01 TL borcun ödenmesinin talep edildiği, İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2015/… esas sayılı dosyasından toplamda 92.119,28 TL alacağın ödenmesinin talep edildiği, davacının yatırmış olduğu paraların icra emrinde tam olarak gösterilmediği, haksız olarak 17.216,45 TL faiz yürütüldüğü, davalı bankanın davacıdan 15.000,00 TL fazla tahsilat yapmış olması nedeni ile davacı tarafından banka şubesine fazla yatırılan kısmın istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce bankacı bilirkişiye dosyanın tevdi edildiği, bilirkişi tarafından26/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda; takibin kesinleşmesinden sonra yapılan kısmi ödemelerin, yasa ve yerleşik Yargıtay Kararları uyarınca(Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 2016/25285 esas, 2019/9147 karar sayılı, 30/09/2019 tarihli, Ankara Bam 20 Hukuk Dairesinin 2019/315 esas, 2019/1970 karar sayılı 20/11/2019 tarihli kararı) öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi, kalan tutarın ana paradan düşülmesi gerektiği nazara alınarak ve faize faiz işletilmeyeceği gözetilip azalan bakiye sistemine göre düzenlenen hesap tablosunda görüleceği üzere 15/11/2018 dava tarihi itibarıyla davacının fazla ödemesi bulunmadığı 6.723,83 TL ana para, 4.583,41 TL işlemiş faiz, 229,17 TL BSMV olmak üzere toplamda 11.536,41 TL borcu bulunduğunu mahkememize bildirmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda istirdat davası olduğu, dosyaya ibraz edilen bilimsel ve hüküm tesisine elverişli bilirkişi raporuna göre; takibin kesinleşmesinden sonra yapılan kısmi ödemelerin, yasa ve yerleşik Yargıtay Kararları uyarınca(Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 2016/25285 esas, 2019/9147 karar sayılı, 30/09/2019 tarihli, Ankara Bam 20 Hukuk Dairesinin 2019/315 esas, 2019/1970 karar sayılı 20/11/2019 tarihli kararı) öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi, kalan tutarın ana paradan düşülmesi gerektiği nazara alınarak ve faize faiz işletilmeyeceği gözetilip azalan bakiye sistemine göre düzenlenen hesap tablosunda görüleceği üzere 15/11/2018 dava tarihi itibarıyla davacının fazla ödemesi bulunmadığı 6.723,83 TL ana para, 4.583,41 TL işlemiş faiz, 229,17 TL BSMV olmak üzere toplamda 11.536,41 TL borcu bulunduğunu anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2- Alınması gereken 59,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT uyarınca hesap olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK.nun 341/1 ve 345 maddeleri gereğince, kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize veya eşdeğer başka bir mahkemeye verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, alenen ve usulen tefhim kılındı 21/12/2021

Katip …

Hakim …