Emsal Mahkeme Kararı Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/566 E. 2021/1142 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/566 Esas – 2021/1142
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ADANA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/566 Esas
KARAR NO : 2021/1142

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … – (T.C Kimlik No: …)
VEKİLİ : … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : … – …
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/09/2020
KARAR TARİHİ : 21/12/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: …
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; davalı tarafından 19/09/2019 tarihinde, 23/12/2009 düzenleme tarihi, 17/03/2017 vade tarihli, 253.000,00 TL bedelli, düzenleme yeri …, ihtilaf vuukunda yetkili yer … olarak yazılan bir adet senet, … icra Müdürlüğü 2019/… esas sayılı dosyası ile müvekkil aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin davalı tarafa herhangi bir borcu olmamasına rağmen icra takibine maruz kaldığını, müvekkilinin kötüniyetli olarak açılan söz konusu icra takibine karşı süresinde borca itiraz etmiş ancak itirazı icra Müdürlüğüne sunduğu için icra müdürlüğü, takibin kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapıldığı, bu nedenle bu konuda karar verme yetkisinin olmadığını, icra hukuk mahkemesine dava açılması gerektiğine ilişkin karar verildiğini, böylece müvekkil söz konusu borca itiraz etme süresini kaçırmış ve iş bu kötü niyetli takip kesinleştiğini belirterek, öncelikle kötüniyetle açıldığı açık olan icra takibin teminatsız ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, müvekkilinin sözü konusu senedin borçlusu olmadığının tespiti ile … İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı icra takibinin iptaline, davalının kötüniyetli olmasından dolayı %20 tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına ve hak düşürücü süreye uğradığını, davacı yan dava konusu olan … İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosyasında da icra hukuk mahkemesine dava açmadığını, bu da borcunun olduğunun başka bir kanıtı olduğunu, dava dilekçesinde de belirtildiği gibi davalı taraf farklı vekiller tarafından çok sayıda itiraz, dava ve şikayette bulunduğunu, bahsi geçen dava ve şikayetlerin tamamının müvekkil lehine sonuçlanarak kesinleştiğini, süresinde yetkili ve görevli mahkemede dava açmayan davacı haksız ve dayanaksız davayı açtığını, Yargıtay yerleşik kararları ile de basit olduğu üzere davada borçlu olmadığının ispat yükünün davacı borçluya ait olduğunu, icra takibine konu alacak kambiyo senetlerine mahsus olduğunu, davacı yan borçlu olmadığını aynı geçte yazılı belgelerle ispat etme zorunluluğu olduğunu, bunun dışında dayanılacak hiçbir delile muvafakatlarının olmadığını, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere yargılamaya konu önceki icra takiplerine karşı vekili tarafından süresinde Silifke İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/… esas sayılı dosya ile dava açmış, ancak söz konusu bu davayla sadece yetki itirazında bulunulduğunu, davacı tarafından 09/08/2019 tarihinde Silifke İcra Müdürlüğünün 2012/… esas sayılı dosyaya 393.079,00 TL ve 05/08/2019 tarihinde Silifke İcra Müdürlüğünün 2014/… esas sayılı dosyaya 324.072,00 TL olmak üzere toplamda 717.151,00 TL ödeme yaparak dosyaları kapattığını, söz konusu ödemelerin tamamını bizzat serbest iradesi ile yaptığını, borcunu ödemiş ve dosyaya kapattığını, esasen … icra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosyası dışında ki soruşturma icra ve dava ile bağlantısı olmadığını belirterek mahkemenin görevsizlik ve yetkisizlik kararı vermesine, haksız davanın öncelikle zaman aşımı, derdestlik ve dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesine, aksi düşünce varsa esastan reddine karar verilerek %20’den aşağı olmamak üzere davacı yanın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE :
Dava İİK’nun 72. maddesinde düzenlenen icra takibinden sonra açılan menfi tespit talebine ilişkin olup,… İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı takip dosyası ile davacının 23/12/2019 düzenleme tarihli, 17/03/2017 vade tarihli, 253.000,00 TL bedelli bondan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti talebiyle iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili bononun davacının reşit olmadan düzenlendiğini ve geçersiz olduğunu ileri sürmüştür. Davacı taraf 10/10/1991 doğumludur. Bononun tanzim tarihi itibariyle davacı 18 yaşını ikmal etmiş durumdadır. Bononun üzerinde belirtilen tanzim tarihinden önce düzenlendiği yönünde; yazılı belge, ikrar, mahkeme hükmü gibi kati bir delil sunulmamıştır. Bu nedenlerle ispatlanmayan bu iddia sabit görülememiştir.
Davacı vekili bononun davacıya kredi kartı çıkartılacağı hilesiyle imzalatıldığını ve geçersiz olduğunu ileri sürmüştür. Davacı taraf bu konuda delil sunmamıştır. Soruşturma dosyalarında davalıya ait ifade tutanaklarında bu iddiayı sabit gösteren bir ikrar bulunmamaktadır. Bu nedenlerle ispatlanmayan bu iddia sabit görülmemiştir.
Davacı vekili, davacıya hileyle bononun imzalatılmasından sonra davacının yasal yollara başvurmasının veya bu durumu yakınlarına anlaşmasının eşcinsel ilişkisinin açıklanacağı tehdidiyle engellendiğini ileri sürmüştür. Davacı taraf soruşturma dosyaları haricinde bu konuda delil sunulmamıştır. Soruşturma dosyalarında davalıya ait ifade tutanaklarında bu iddiayı sabit gösteren bir ikrar bulunmamaktadır. Yapılan soruşturmalar sonucunda hiçbirinde ceza davası açılmasını gerektirecek bir durum görülmemiştir. Sonuç itibariyle ispatlanamayan bu iddia yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili bonodaki imza, düzenleme tarihi ile diğer yazıların farklı kalemlerden yazılmış olması nedeniyle bononun geçersiz olduğunu ileri sürmüştür.
6102 sayılı TTK 778 ve 680 maddeleri uyarınca tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmamış bononun aradaki anlaşmalara aykırı bir şekilde doldurulduğu iddiasının yazılı belge ile ispatlanması gerekmektedir. Davacı taraf, bononun açık bir şekilde tanzim edildiği ve anlaşmaya aykırı doldurduğu iddiası konusunda yazılı bir delil sunulmamıştır. Bono ilgili bir ceza davası bulunmamaktadır. Bu iddiaları doğrulayan bir ikrar da yoktur, bu nedenlerle bu iddia ispatlanmamış kabul edilmiştir.
Menfi tespit davasında kural olarak hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklı hukuki ilişkinin(borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görünenden farklı bir hukuki ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Zira davacı borçlu senedin bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, başka bir hukuki ilişkiye dayandığını ileri sürmekte; temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmektedir.
Davalı taraf bono nedeni ile takip yapmıştır. Takip, kıymetli evrak niteliğindeki bonoya dayalıdır. Kıymetli evrak, içerdiği hak, senetle birlikte ileri sürülebilen ve devredilen belgelerdir. Kıymetli evrak, evraka dayanan tarafın temel ilişkiyi ispat zorunluğu bulunmamaktadır. Alacağı kıymetli evraka dayanan tarafın temel ilişkiyi ispat zorunluluğu bulunmamaktadır. Kıymetli evraka karşı somut davada olduğu gibi imza itirazı dışında ileri sürülen iddiaları ispat yükü borçlu tarafa düşmektedir. Somut olayda davacı senetlerdeki imzayı inkar etmemiş, davalının eşi ile birlikte 2006-2009 yılları arasında davacının evinin alt katında oturduğu, davacının 15-16 yaşında iken düzenleme tarihi ve imza dışındaki kısımların sonradan doldurularak, davacının reşit olmadan, hile, tehdit ile boş olarak iki adet bononun imzalattırıldığı, … İcra Müdürlüğünün 2009/… esas sayılı takibine konu 23/12/2009 düzenleme 17/03/2017 vade tarihli 253.000,00 TL bedelli bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiş ise de bu iddialarını ispatlayacak yazılı bir delil dosyaya sunulmamıştır. Dosya kapsamında açılmış bir ceza davası yoktur. İzah edilen nedenlerle ispatlanamayan davanın ve tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar harcından, peşin alınan 5.893,70TL harcın mahsubu ile bakiye 5.834,40TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3-7155 sayılı kanun 23. Maddesi ile 6325 sayılı Kanuna eklenen 18/A Maddesinin 11. fıkrası gereğince suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabulucuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA, davalı arabuluculuk toplantısına katılmamış
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT uyarınca hesap olunan 32.608,02 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK.nun 341/1 ve 345 maddeleri gereğince, kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize veya eşdeğer başka bir mahkemeye verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, alenen ve usulen tefhim kılındı. 21/12/2021

Katip …

Hakim …