Emsal Mahkeme Kararı Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/358 E. 2021/738 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ADANA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/358 Esas
KARAR NO : 2021/738

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/07/2020
KARAR TARİHİ : 09/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından 21.05.2018 tanzim tarihli 111.000,00 TL bedelli ve 30.05.2018 tanzim tarihli 62.000,00 TL bedelli bononun düzenlenerek alacaklı …’a müvekkilinin borcuna istinaden verildiğini, bilahare müvekkili tarafından mevzubahis borcun ödendiğini ancak davalı tarafından senetlerin iade edilmeyerek icra takibine konu edildiğini, taraflarınca arabuluculuk müessesine başvurulduğunu, ancak taraflar arasında anlaşmaya varılamadığını, müvekkilinin 111.000,00 TL bedelli senedi vade tarihinden 3 gün önce 111.000,00 TL değerindeki senedime istinaden açıklamasıyla borcunu ödediğini, 62.000,00 TL bedelli senedin dayandığı alacağın davalı tarafından müvekkilinin hesabına gerçekletirilen 36.000,00 TL (4 bin TL faiz ile 40.000,00 TL) ve 20.000,00 TL (2 bin faiz ile 22.000,00 TL)’lik havalden kaynaklandığını bu havalelerin açıklamalarını gösteren müvekkili ile davalının whatsapp konuşma kayıtları ve senedin gönderimine ilişkin video kaydını dosyaya sunduklarını, müvekkilinin diğer borçların da dahil olduğu 83.200,00 TL bedelli ödeme dekontunu dosyaya sunduklarını, dekonttaki miktarın senetten fazla olması ile ilgili olarak senetten sonra vade tarihinden önce müvekkilinin senet haricinde davalıdan bir miktar daha borç aldığını, 22.000,00 TL daha müvekkilinin hesabına havale edildiğini, tüm bunların haricinde davalının 15.08.2018 tarihinde … GSM numaralı telefonundan müvekkiline yollamış olduğu mesajda davalıya olan tüm borçlar kapsamında 90.000,00 TL göndereceğim, daha sonra tüm borcu ödemiş olacağım onaylıyor musunuz demesi üzerine davalı doğrudur başka bir borcunuz kalmayacak hesaba düşünce onaylayacağım dediğini, bunun üzerine müvekkilinin parayı gönderdiğini ve davalının tamam borcunuz kalmamıştır dediğini, müvekkilinin takip tarihi itibariyle davalıya borçlu olmadığını belirterek öncelikle telafisi güç zararların önüne geçilebilmesi için takibin teminatsız olarak durdurulmasını, haklı davalarının kabulü ile icra takibinin iptalini, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; icra dosyasındaki borca ilişkin açılan menfi tespit davasında tebligatın yine vekile yapılması gerektiğin, müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, davacı borçlunun davasının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacı borçlunun icra takibine konu bonolar nedeniyle müvekkiline yaptığı bir ödemenin söz konusu olmadığını, davacı borçlu tarafından dava konusu bono bedellerinin halen müvekkiline ödenmediğini, iddia edilen 2 adet banka dekontunun açıklama kısmında ödemenin neye istinaden yapıldığının tam olarak anlaşılamadığını, bu ödemelerin davacı borçluya verdiği daha önce vade tarihli borcun ödenmesi niteliğinde olduğunu, ilgili ödeme hareketlerinin takip konusu bonoların daha öncesinde vadesi geçmiş borçlara ilişkin olduğunu, ödemelerin icra takibine konu bonolar ile bir ilgisi olmadığını, davacı borçlunun ödemesinin icra takibine konu bonoların vadesi olan 16.06.2018 ve 21.06.2019 tarihinden önce olup ödemenin bu bonolara ilişkin olduğuna dair banka dekontlarında açıklayıcı bir kayıt bulunmadığını, banka dekontunda olmayan bir bilgiden yorum yoluyla sonuca ulaşılmasının mümkün olmadığını, öyle ki haksız ve kötü niyetli borçlu tarafından daha önce Adana 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/… Esas sayılı dosyasından borca itiraz davası açıldığını, davanın mahkeme tarafından dekontlarda takip konusu bonolara atıf yapılmadığından reddedildiğini, istinaf başvurusunun da esastan reddedildiğini, hukuka aykırı şekilde elde edilmiş ses ve video kayıtlarında bahsedildiğini, ancak bir hakim kararı olmaksızın iletişimin ve özel hayatın gizliliğini ihlal eder nitelikteki ses ve video kayıtlarının delil olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirterek haksız ve kötü niyetli davanın reddine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
YARGILAMA ve GEREKÇE: Davanın, icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davası olduğu, mahkememizce Adana 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/… Esas sayılı dosyası, Adana 10. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı takip dosyası celp edilerek taraf delilleri toplanmış ve davacı vekili tarafından sunulan CD bilirkişi marifetiyle çözümlenmiş, taraf tanıkları dinlenmiştir.
Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yazılan talimat ile dinlenen tanıklar duruşmadaki beyanlarında tanık … “ben davacı … tanıyorum arkadaşım olur davalı …’u da ismen simayen tanıyorum davacının davalıdan para alıp almadığını ya da neden aldığını bilmiyorum, ancak 2019 yılının mayıs ayında iki taraf da benim evimde konuşmuştur, davacı davalıya borcunu ödediğini söyledi, davalı da bana borcun kalmadı, senetlerin bende ancak malların da bende para vermezsen senetlerini vermem dedi, benim bu olayla ilgili bilgim bundan ibarettir” şeklinde; tanık … “ben davacının kardeşiyim davalıyı da tanırım, davacı abimle Adanada birlikte çalışıyorduk davalıdan yer yer borç para alıp faizi ile birlikte ödüyorduk, davacı da davalıdan para alıp senet düzenlerdi, belli bir süre sonra Ankarada davacı ben davalı da başka bir kişi ile (Selçuk) Ankara da bir cafede oturduk davacı ile davalı birbirlerine olan alacak meselelerine ilişkin hesaplama yaptılar telefonlarından kontrol yaptılar davacı davalıya ben tüm borcumu ödedim benim sana borcum yoktur dedi, davalı da bu durumu kabul etti, yoktur dedi ancak davacıya ait iş malzemelerinin kendisinde olduğunu, Adana’da her an iş malzemelerinin çalınabileceğini ima ederek paraya ihtiyacının olduğunu söyledi, o günün akşamında da bir arkadaşın evinde oturduk davalı taraf yukarıda söylemiş olduğum şekilde paraya ihtiyacı olduğunu söyledi, davacının davalıya borcu yoktur, tüm bunları gördüm ve tanık oldum” şeklinde; Tanık … “davacıyı tanırım arkadaşım olur, davalıyı ismen duymuştum, mayıs 2019 yılı ilk haftası akşam üzeri davacı ile ben oturuyordum, davacının kardeşi … ile davalı … da geldiler davalıyı ilk defa orada gördüm, davacı … telefonundan ve çıkardığı ödeme belgelerini gösterdi, benim sana borcum yoktur tüm senetlerimi ödedim dedi o da kabul etti, doğru bana borcun yok ama benim paraya ihtiyacım var, senin eşyaların da bende hırsızlık falan olursa mesuliyet kabul etmem dedi, bu şekildeki konuşmaya şahidim, tüm bunları gördüm ve tanık oldum” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Mahkememizce duruşmalarda dinlenen davacı ve davalı tanıkları tanık … “Ben davacı …’i ustabaşılığını yaptığım için tanırım, mobilya işiyle uğraşırım … ile yaklaşık 5 ay çalıştım, davalı …’u yanımıza gelip gitmesi sebebiyle tanırım, ben … ile yaklaşık 2 yıl önce çalıştım, tam tarihleri bilmiyorum, 5 ay boyunca yeni adliye binası yapımında çalıştım, … taşeronluk yapmaktadır, bundan yaklaşık 2 sene önce yeni adliye binasında dışarıdaki otoparkta iken – biz orayı atölye olarak kullanıyorduk – … …’e para verdi, ne kadar verdiğini bilmiyorum ancak ben kendisini para verirken gördüm, bu para alışverişi işinden 1-2 ay sonra … beni bir haciz mahaline gönderdi, orada hacze gelen kişi …’du, haciz yapılan adres …’e aitti, … beni oraya kendi mallarına sahip çıkmam ve düzenli şekilde yedi emine gidecekse götürülmesi için yolladı, … bizim yanımızda çalışan bir arkadaştı, … bey malzemeleri onun evine emanet etmiş, muhtemelen alacak verecek meselesi sebebiyle … hacze geldi, ben … beye …’un hacze geldiğini telefonla söyledim, o da borcu ödediğini, bir borcunun olmadığını söyledi, ben de bunu …’a söyledim, oda …’in borçlu olduğunu bu sebeple hacze geldiğini söyledi, ödendiğine dair bir şey demedi, bildiğim kadarıyla bu borç iki tane bonoyla ilgilidir, … beyin bana herhangi bir borcu ya da benden bir alacağı yoktur,” şeklinde; Tanık … “Davalı … benim çocukluk arkadaşım olur, davacı …’i bir defa görmüştüm, yanlış hatırlamıyorsam 2018’in kasım veya aralık ayında biz … ile aynı arabada giderken, …’un telefonu çaldı, telefon bluetoothla arabaya bağlı olduğundan konuşmaları ben de duydum, biz sırada arabada 4 kişiydik, ben diğer iki kişiyi ilk defa o gün gördüm, isimlerini hatırlamıyorum, telefondaki kişi … idi borçları ödemek için …’dan ek süre istedi, … kendisini mahkemeye vereceğini söyledi, … tanıdığı hakim ve savcılar olduğunu, Mahkemeden bir şey çıkmayacağını söyledi, benim taraflar arasındaki alacak ve borç ilişkisi hakkında başka bir bilgim yoktur, bonolar hakkında bilgim yoktur, sadece telefon konuşmasını duydum” şeklinde; Tanık … “Davalı … benim dede tarafından ve yayadan akrabamdır, ben …’i ilk defa bir telefon konuşması sırasında duydum, 2018 yılında yanlış hatırlamıyorsam Kasım veya aralık aylarında biz … ile aynı arabada seyahat ediyorduk, yanımızda … bey ve … bey vardı, arabada bir telefon görüşmesi oldu, telefon araba hoparlörüne bağlı olduğu için biz konuşmayı duyduk, arayan … idi, … borcu ödeme için süre istedi, … zaten daha önce aralarında imzalanmış senetler olduğunu ve buna ilişkin ödeme yapılmadığını söyleyerek ek süre istemini kabul etmedi, onun üzerine … yüksek yerlerde hakim ve savcı tanıkları olduğunu beyan etti ve senetlerden bir şey çıkmayacağını söyledi, 2020’nin yanlış hatırlamıyorsam Haziran ayında Ziyapaşa’da … bey, … bey ve ben bir mekanda oturduk, kendisini ilk defa orada gördüm, bu sefer başka bir teklifle geldi, haczedilen mallarının kendisine iadesini ve karşılığında … bey ile iş yaparak borcunu ödeyeceğini söyledi, … bey yine kabul etmedi, aralarındaki borç alacak ilişkisi olarak başkaca bilgim yoktur, … bey 2020’deki konuşmasında … bey’e malzemeleri verirsen başka bir yapacağım ve sana olan borcumu ödeyeceğim şeklinde beyanda bulundu, ben senetleri görmüş idim ve toplamları yaklaşık 170.000,00 TL civarına geliyordu” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Dava dosyasına ilişik 2020/… sayılı Arabuluculuk Bürosu dosyasının incelenmesinde dava şartı arabuluculuk başvuru dosyasından sarf kararının düzenlendiği, sürecin görüşme sonucu anlaşmama ile sonuçlandığı tespit edilmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların delilleri tanık beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili davaya ve takip dosyasına konu senetler nedeniyle borçlu olmadıklarını, müvekkili tarafından senet bedellerinin vade tarihinden önce ödendiğini belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, davalı vekili ise davacı tarafından yapılan ödemelerde ödemelerin neye istinaden olduğunun belirtilmediği, davacı tarafından yapılan ödemelerin dava ve takip konusu senetlere ilişkin olmadığı, yapılan ödemelerin davacı borçlunun daha önceki senetlerine ilişkin olduğunu iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davacı tarafından sunulan dekontlar ve hesap ekstreleri incelemesinde sonucunda icra takibine dayanak yapılan 21.05.2018 ve 30.05.2018 tanzim tarihli bonolar yönünden tanzim tarihinden sonra icra takibinden önce davalıya ödemeler yapıldığı, 13.06.2018 tarihli dekont açıklamasında “111.000,00 TL senedime istinaden yapılan ödemedir” ibaresi bulunduğu, yine 19.06.2018 tarihli dekontla “sened bedeli” açıklaması ile 83.200,00 TL ödeme yapıldığı, yapılan bu ödemeler takibe dayanak 111.000,00 TL ve 62.000,00 TL’lik bonoları karşıladığı, her ne kadar davalı tarafından bu ödemelerin davacı borçluya verilen önce vade tarihli borcun ödenmesine ilişkin olduğuna dair cevap verilmiş ise de, ödemelerin başka bir borç için yapıldığını savunan ve bu kapsamda ispat yükü kendisinde olan davalının savunmalarını ispat kapsamında herhangi bir delil sunmadığı, davalı tanıkları beyanlarının soyut ve borcun olduğuna dair yeterli olmadığı anlaşıldığından davanın kabulü ile; davacının Adana 10. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyasından ve 16.06.2018 vade tarihli, 21.05.2018 düzenleme tarihli, 111.000,00 TL bedelli bono ile 21.06.2018 vade tarihli, 30.05.2018 düzenleme tarihli, 62.000,00 TL bedelli bono yönünden borçlu olmadığının tespitine, davacının kötü niyet tazminatı talebinin şartların oluşmaması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE; davacının Adana 10. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyasından ve 16.06.2018 vade tarihli, 21.05.2018 düzenleme tarihli, 111.000,00 TL bedelli bono ile 21.06.2018 vade tarihli, 30.05.2018 düzenleme tarihli, 62.000,00 TL bedelli bono yönünden borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin şartların oluşmaması nedeniyle REDDİNE,
3-Alınması gereken 11.817,63 TL harçtan, peşin alınan 2.954,41 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.863,22 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-7155 sayılı kanun 23. Maddesi ile 6325 sayılı Kanuna eklenen 18/A Maddesinin 14. fıkrası gereğince suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabulucuk ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan 2.954,41 TL harç gideri, 713,25 TL bilirkişi ücreti, posta ve talimat gideri olmak üzere toplam 3.667,66 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT’ne göre hesaplanan 20.385,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Hüküm kesinleştiğinde varsa kullanılmayan gider avansının ilgilisine İADESİNE,
Dair, Taraflar ve vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize veya eşdeğer başka bir mahkemeye verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/09/2021

Katip …

Hakim …