Emsal Mahkeme Kararı Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/292 E. 2021/908 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ADANA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/292 Esas
KARAR NO : 2021/908

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI-
KARŞI DAVALI : … – – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI-
KARŞI DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/06/2020
KARAR TARİHİ : 21/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete davalı şirket tarafından Adana 4. Noterliği’nin … yevmiye numaralı 09.01.2020 tarihli ve … yevmiye numaralı 17.01.2020 tarihli ihtarnameler ile müvekkili şirket ile olan iş akdini sözleşmenin 12. Maddesine göre feshettiğini ve en geç 15.02.2020 tarihine kadar taşımacılık yapılmasını ihtar ettiğini, müvekkili şirket tarafından Adana 7. Noterliği’nin … yevmiye numaralı 14.02.2020 tarihli ihtarname ile cevap verildiğini, müvekkili şirketin 10.01.2020 tarihinde davalı şirket önünde taşımacılık yapmak üzere saat 17:30’a kadar hazır bulunduğunu, ancak davalı şirketin müvkekili şirketin hazır bulunmasına rağmen servis yapmasına müsaade etmediğini, bu hususun tanıklarla sabit olduğu gibi video kayıtları ile de sabit olduğunu, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete taşımacılık yapılması için sözleşme yapılması gerektiği, taşımacılık sözleşmesinin bulunmadığı takdirde ilgili belediye tarafından günlük 3.000,00 TL ceza yazılacağının ayrıca araçların trafikten men edileceğinin belirtilmesine rağmen muhatap şirket tarafından bu hususta özleşme yapılmaya yanaşılmadığı gibi davalı şirketin …’e ait firma ile anlaşmak suretiyle taşımacılık yaptırmaya başladığını, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yapılan sözleşmenin 15. Maddesinin 2 fıkrasına göre “iş bu sözleşmenin süre bitiminden 15 gün önce feshi ihbar etmediği sürece sözleşme süresi 1 yıl uzar” denilmesine rağmen sözleşme bitiminden 15 gün önce sözleşmenin feshi ihbar edilerek tebliğ edilmediğinden müvekkilinin 419.000,00 TL kar marjından mahrum kaldığını, müvekkili şirket tarafından 15.02.2020 tarihine kadar taşımacılık yapılması istenmesini ve bu hususta sözleşme yapılması istenilmesine rağmen davalı şirket tarafından bu hususun yerine getirilmediğinden müvekkilinin 1 yıllık kar marjından mahrum kaldığını, müvekkili şirket tarafından yasa gereği arabulucuğa başvurulduğunu, tarafların uzlaşamadığını, müvekkili şirketin davalı şirketten 419.000,00 TL alacaktan şimdilik 25.000,00 TL alacağın yasal faiziyle birlikte tahsilini arz ve talep etmiştir.
CEVAP-KARŞI DAVA: Davalı-karşı davacı vekili sunduğu cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiğini, davacı karşı davalı ile müvekkili arasında 31.12.2018 tarihli Servis Taşıma Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 12. Maddesinde fesih koşulları, 15. Maddesinde ise sözleşmenin süresinin düzenlendiğini, müvekkili tarafından davacı karşı davalı yana Adana 4. Noterliği’nin … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sözleşmenin 12. Maddesi doğrultusunda sözleşmenin 15.02.2020 tarihinden itibaren sonuç doğurmak kaydıyla feshedildiği, bu tarihe kadar sözleşmeden kaynaklanan tüm yükümlülüklerinin aynen yerine getirilmesi, sözleşmenin yenilenmesi iradesinin bulunmadığının bildirildiğini, davacı karşı davalıya sözlü olarak iletildiğini, müvekkilin tüm bu iyiniyetli yaklaşımı karşısında davacı karşı davalının 15.02.2020 tarihini beklemeksizin 10.01.2020 tarihinde saat 15:30 sonrası vardiya çıkışında müvekkili şirket personellerini taşımayarak işi bıraktığını, bu nedenle personellerin o gün geç saatlere kadar işletmede beklemek zorunda kaldıklarını, davacı karşı davalının sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmemiş olması nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararları talep haklarının saklı olduğunu, davacının işbu davasını kısmi dava olarak açmasında hukuki yararı bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, davacının davayı açmasında hukuki yararı olmadığını, hukuki yarar dava şartı olduğunu, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, servis taşıma sözleşmesinin müvekkili şirket tarafından fesih ihbar sürelerine uyularak hukuka uygun şekilde feshedildiğini belirterek davanın reddini, karşı dava yönünden davalarının kabulü ile taraflar arasında imzalanmış olan 31.12.2018 tarihli Servis Taşıma Sözleşmesi’nin davacı karşı davalı tarafından tek taraflı olarak ve haksız feshedildiğinin, müvekkili tarafından sözleşmenin 15.02.2020 tarihinden itibaren sonuç doğurmak üzere sözleşmenin 12. Maddesi koşullarına uygun olarak feshedildiğinin tespitine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
KARŞI DAVAYA CEVAP: Davacı-karşı davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle, davalı karşı davacı tarafın davaya cevap dilekçesinde ve karşı dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususları kabul etmediklerini, müvekkili şirketin 10.01.2020 tarihinde davalı şirketin önünde taşımacılık yapmak üzere saat 17:30’a kadar hazır bulunduğunu, ancak davalı şirket müvekkili şirketin hazır bulunmasına rağmen servis yapmasına müsaade etmediğini, davalı tarafın kendisini iyi niyetli göstererek sanki davacı müvekkilinin işe devam etmediğine dair iddialarının asılsız olduğunu, somut bir dayanağı olmadığını, karşı davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı tarafın sözleşmenin 12. Maddesine göre geçerli feshedildiğinin ispatını istediğini, ancak sözleşmenin hükümlere uygun feshedilmediğini, davalı tarafın açmış olduğu karşı davasında hukuki yarar söz konusu olmadığını, karşı dava açmanın şartlarını taşımadığını, davalı tarafın açtığı davanın ayrı bir dava olduğunu esas davadan ayrılması gerektiğini, taraflarınca açılan davanın sözleşme ile ilgili olmadığını, tazminat davası olduğunu belirterek davanın kabulünü, karşı davanın reddini arz ve talep etmiştir.
YARGILAMA ve GEREKÇE: Mahkememizce, İncirlik Polis Merkezi Amirliğinden davaya konu tutanak celp edilmiş, davaya konu güvenlik kamerası görüntüleri celp edilmiştir.
Dava duruşmaları sırasında dinlenen tanıklar Davalı-karşı Davacı Tanığı … “Ben 2018 yılından buyana ve halen … şirketinde güvenlik amiri olarak çalışıyorum, nizamiyede görev yapıyorum, ben işe başladığımdan buyana şirket … ile birlikte çalışırdı, personeli taşıtırdı, son zamanlarda aksaklıklar olmaya başladı, servisler geç geliyordu, arabalar arıza veriyordu, ben de servisten faydalanıyordum, duraklarda beklerken farklı farklı araçların geldiği oluyordu, bu durum biz personelin işe geç kalmasına sebep oluyordu, araç arızalandığında … oğlu ismini … olarak bildiğim kişi kendi şahsi … aracılıyla biz personeli taşıyordu, … araçla taşıma son 1 haftada olmuştur, biz personeli duraklardan ya da işyerinden hiç almamazlık ettiklerini duymadım, yaşanan aksaklıklar nedeniyle … şirketi yeni bir şirket ile taşımacılık konusunda anlaştı, olayın yaşandığı gün … araçları personeli şirkete bıraktı, normalde içeride durmaları gerekiyordu, şirketin içine girdikten ve personeli bıraktıktan sonra dışarıya çıktılar, dışarıya çıkma sebeplerini bilmiyorum bu sırada dışarıda yeni anlaşılan taşıma firmasının araçları bekliyordu, yeni anlaşılan firmanın araçları da içeriye girmediler, onlar ayrılsın biz girelim dediler, …’in araçları ayrıldıktan sonra yeni anlaşılan firma araçları içeriye girdiler, …’in araçları yeni firmayı gördükleri için mi dışarıda beklediler bilmiyorum, oysaki içeride beklemeleri gerekiyordu, o gün personel yeni anlaşılan firmanın aracıyla evine döndü ve halen yeni anlaşılan firmayla taşımacılık devam ediyor, son dönemde ne oldu da bu kadar aksaklık yaşandı bilmiyorum,” şeklinde ve Davalı-karşı davacı vekilinin sorusu üzerine; “işçiler işe geç geldiğinde operatör işe geç başlıyor, üretimde bu şekilde sıkıntı yaşanıyordu,” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davalı-karşı Davacı Tanığı … “Ben 2016 yılından buyana … şirketinde idari işler yöneticisi olarak çalışıyorum, işe başladığımda davalı şirket personel taşımacılığı işini yürütüyordu, 2018 yılı 6.ayından sonra davalı … borcu olan firmalardan bize icra takipleri gelmeye başladı, kanunen yükümlü olduğumuzdan … firmasına ödemekle yükümlü olduğumuz borcumuzun bir kısmını takip alacaklılarına ödemeye başladık, kendilerini bir yıl kadar bu şekilde idare ettik, 2019 yılı sonlarına doğru … durumunu düzeltmesini borcunu temizlemesini söyleyerek uyardık, bir iki ay kadar bize icra takibi gelmedi, 2019 yılı Kasım-Aralık ayında yine icralar gelmeye başladı, ayrıca son 6 ay içerisinde yasal mevzuat dışarısına çıkan araçlarla “S” plaka olmayan, sözleşmede belirtilen marka modeller dışında olan ve taraflar arasında anlaşılan saatlerden 15-20 dakika gecikecek şekilde taşımalar yapılmaya başladı, bu taşmalar tüm araçlarda değil bir kısım araçlarda oluyordu, sözleşmede anlaşılan çoğu maddeyi ihlale etmeye başladılar, geç gelmeler başladı, bu geç gelmeler üretimde … şirketini sıkıntıya düşürmeye, iş gücü ve maliyet kaybına yol açmaya başladı, tüm bunlar üzerine yaşanan sıkıntılar nedeniyle … firması … şirketine noterden ihtar yolladı, ihtar ulaşmış olacak ki 2-3 gün sonra geldiler, biz beklemeyeceği 3-5 gün sonra işi bırakacağız dediler, biz sözleşme gereği kendilerine taşımanın 15 Şubat’a kadar devam etmesi gerektiğini hatırlattık, ancak gelmeyeceklerini belirttiler, bunu bize belirttiklerinden şirketin işleyişini aksatmamak adına etraftan 3-5 bir yerden 3-5 bir yerden farklı araçlar temin etmeye çalıştık, bundan kastım farklı araçlara haber gönderdik, … şirketi bizi bırakırsa bize yardım edebilir misiniz bizi taşır mısınız diyerek söz aldık, 10 Ocak günü … araçları personeli fabrikaya bıraktı, araçlarını park edip beklemeleri gerekirken çıkıp gittiler, birkaç tanesi dışarıda bekledi, geri kalanı çıktı gitti, bunun üzerine … Şirketinin sahibi … bey ile bizi bırakmayın şeklinde yeniden konuşmamıza rağmen kendisi kabul etmedi, bunun üzerine dışarıdan bir kaç araç temin etmeye çalışarak personelimizi yolda bırakmamaya çalıştık ve sonrasında farklı bir şirketle taşımacılık yönünde sözleşme yaptık” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce dosya mali müşavir bilirkişi … ile Prof. Dr. … tarafından düzenlenen 18.05.2021 tarihli raporda özetle, karşı davada davalı şirketin ihtarnamesiyle 15.02.2020 tarihinden itibaren hüküm ve sonuç doğurmak üzere sözleşmenin feshedildiğini, davacı şirkete bildirmiş olduğunu, 30 gün önceden yazılı ihbarda bulunma şartının mevcut olduğunu, dolayısıyla feshin TTK m.18/3. Hükmüne ve taraflar arasındaki sözleşmenin 12.maddesine uygun olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 15.02.2020 tarihi itibariyle sona erdiği, ancak davacı şirketin 10.01.2020 tarihinden sonraki süreçte taşıma yükümlülüğünü yerine getirmediğinin anlaşıldığını, dosya kapsamında davalı şirketin engellemesi sebebiyle davacı şirketin taşıma yapamadığı iddiası yönünde bir tespit yapılamadığını, davaya konu olayda fesih ihtarnamesi 09.01.2020 tarihli olduğunu, sözleşme süresinin bittiği 31.12.2019 tarihinden 15 gün önce gönderilmediğine göre taraflar arasındaki sözleşmenin 31.12.2019 tarihinden itibaren 1 yıl süreyle uzadığının anlaşıldığını, ancak aynı sözleşmede 30 gün önceden sözleşmenin feshine imkan tanındığı ve bu durumda taşıyıcının tazminat talep edemeyeceğinin kararlaştırıldığı davacı şirketin kar mahrumiyeti talebinin sözleşmeye uygun olmadığı, davacı şirketin 2019 yılındaki vergi sonrası net dönem karının 25.021,74 TL olduğu, davacının kar mahrumiyeti talep edebileceğinin kabulü halinde ise bu tutarın esas alınabileceği belirtilmiştir.
Mahkememizce dosyaya sunulan bir kısım kamera görüntülerinin çözümü amacıyla Bilgisayar Teknisyeni bilirkişi …’dan alınan raporda özetle; incelenen kamera görüntülerinin ne zaman ve hangi saat diliminde çekildiğine dair bir bilgi görülmemekte olduğunu, görüntülerde servis firmasını engelleme olduğuna dair herhangi bir tartışma ortamı da görülmediğini, bazı görüntülerde bir grup insanın beklediğinin gözüktüğünü, neden beklediklerinin anlaşılamadığını, 1. Sırada izlenen video kaydında bir tarafta üzerinde … yazan servislerin olduğunu, firma içinde de kalabalık bir grup insanın beklediği görüntüsü olduğunu, davalı … davacı tarafın servislerin gelmediği ya da servislere izin verilmediği hususundaki iddiaların dosyada mevcut görüntü kayıtlarından anlaşılamadığı belirtilmiştir.
Dava dosyasına ilişik 2020/1385 sayılı Arabuluculuk Bürosu dosyasının incelenmesinde dava şartı arabuluculuk başvuru dosyasından sarf kararının düzenlendiği, sürecin görüşme sonucu anlaşmama ile sonuçlandığı tespit edilmiştir.
Dava dilekçesi, cevap ve karşı dava dilekçesi, karşı davaya cevap dilekçesi ve bilirkişi raporları birlikte incelendiğinde, davacı vekili müvekkili ile davalı arasındaki sözleşmenin davalı tarafından Adana 4. Noterliği’nin … yevmiye numaralı 09.01.2020 tarihli ve … yevmiye numaralı 17.01.2020 tarihli ihtarnameleri feshedildiğini ve en geç 15.02.2020 tarihine kadar taşımacılık yapılmasını ihtar ettiğini, müvekkili şirketin 10.01.2020 tarihinde davalı şirket önünde taşımacılık yapmak üzere bulunmasına rağmen servis yapmasına müsaade edilmediğini, davalı şirketin …’e ait firma ile anlaşmak suretiyle taşımacılık yaptırmaya başladığını, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yapılan sözleşmenin 15. Maddesinin 2 fıkrasına göre denilmesine rağmen sözleşme bitiminden 15 gün önce sözleşmenin feshi ihbar edilerek tebliğ edilmediğinden müvekkilinin 419.000,00 TL kar marjından mahrum kaldığı iddiasında iken, davalı vekili 31.12.2018 tarihli Servis Taşıma Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 12. Maddesinde fesih koşulları, 15. Maddesinde ise sözleşmenin süresinin düzenlendiğini, müvekkili tarafından davacı karşı davalı yana Adana 4. Noterliği’nin … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sözleşmenin 12. Maddesi doğrultusunda sözleşmenin 15.02.2020 tarihinden itibaren sonuç doğurmak kaydıyla feshedildiği, bu tarihe kadar sözleşmeden kaynaklanan tüm yükümlülüklerinin aynen yerine getirilmesi, sözleşmenin yenilenmesi iradesinin bulunmadığının bildirildiğini, davacı karşı davalıya sözlü olarak iletildiğini, müvekkilin tüm bu iyiniyetli yaklaşımı karşısında davacı karşı davalının 15.02.2020 tarihini beklemeksizin 10.01.2020 tarihinde saat 15:30 sonrası vardiya çıkışında müvekkili şirket personellerini taşımayarak işi bıraktığını, bu nedenle personellerin o gün geç saatlere kadar işletmede beklemek zorunda kaldıklarını, davacı karşı davalının sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmemiş olması nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararları talep haklarının saklı olduğunu iddia ederek davanın reddini, karşı dava yönünden davalarının kabulü ile taraflar arasında imzalanmış olan 31.12.2018 tarihli Servis Taşıma Sözleşmesi’nin davacı karşı davalı tarafından tek taraflı olarak ve haksız feshedildiğinin, müvekkili tarafından sözleşmenin 15.02.2020 tarihinden itibaren sonuç doğurmak üzere sözleşmenin 12. Maddesi koşullarına uygun olarak feshedildiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, davalı şirketin ihtarnamesiyle 15.02.2020 tarihinden itibaren hüküm ve sonuç doğurmak üzere sözleşmenin feshedildiği, davacı şirkete bildirmiş olduğu, 30 gün önceden yazılı ihbarda bulunma şartının mevcut olduğu, dolayısıyla feshin TTK m.18/3. Hükmüne ve taraflar arasındaki sözleşmenin 12.maddesine uygun olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 15.02.2020 tarihi itibariyle sona erdiği, ancak davacı şirketin 10.01.2020 tarihinden sonraki süreçte taşıma yükümlülüğünü yerine getirmediğinin anlaşıldığı, dosya kapsamında davalı şirketin engellemesi sebebiyle davacı şirketin taşıma yapamadığı iddiası yönünde bir tespit yapılamadığı, davaya konu olayda fesih ihtarnamesi 09.01.2020 tarihli olduğu, sözleşme süresinin bittiği 31.12.2019 tarihinden 15 gün önce gönderilmediğine göre taraflar arasındaki sözleşmenin 31.12.2019 tarihinden itibaren 1 yıl süreyle uzadığının anlaşıldığı, ancak aynı sözleşmede 30 gün önceden sözleşmenin feshine imkan tanındığı ve bu durumda taşıyıcının tazminat talep edemeyeceğinin kararlaştırıldığı davacı şirketin kar mahrumiyeti talebinin sözleşmeye uygun olmadığı anlaşıldığından asıl davanın reddine, karşı davada talep edilen tespit hususu hakkında asıl davada yapılan yargılama ile değerlendirme yapılabileceği bu sebeple davanın açılmasında hukuki yarar olmadığı anlaşıldığından karşı davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın REDDİNE,
2-Karşı davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
3-Asıl dava yönünden Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 426,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 367,64 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı-karşı davalıya İADESİNE,
4-Karşı dava yönünden, Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 300,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 240,70 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı-karşı davacıya İADESİNE,
5-Asıl dava yönünden; 7155 sayılı kanun 23. Maddesi ile 6325 sayılı Kanuna eklenen 18/A Maddesinin 14. fıkrası gereğince suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabulucuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
6-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı-karşı davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT’ne göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya VERİLMESİNE,
8-Davalı-karşı davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT’ne göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya VERİLMESİNE,
9-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının talep halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize veya eşdeğer başka bir mahkemeye verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/10/2021
Katip …

Hakim …