Emsal Mahkeme Kararı Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/249 E. 2021/785 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ADANA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/249 Esas
KARAR NO : 2021/785

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – (T.C Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … … – …
DAVALI : … –
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/01/2020
KARAR TARİHİ : 21/09/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: …

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkili …, tarafları … A.Ş ve … A.Ş arasında imzalanan 1.500.000,00 TL meblağlı Genel Kredi Sözleşmesine kefil olduğunu, müvekkilinin kefil olduğu genel kredi sözleşmesine müvekkiline ait … betonarme apartman ve arsası olan taşınmaz üzerinde … Mahallesinde … arsa paylı, … blok, … kat … nolu bağımsız mesken üzerinde ipotek tesis edildiğini, müvekkil yalnızca 1.500.000,00 TL tutarındaki sözleşme bakımından … A.Ş’ye kefil olduğunu, bu krediye ilişkin borcun taksitlerini de müvekkil tarafından muhtelif zamanlarda ödendiğini, müvekkilinin bilgisi dışında banka tarafından kullandırılan kredilerle müvekkilinin bağının bulunmadığını, bu yüzden takibe konu değerin müvekkil bakımından gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin yalnızca imzalamış olduğu sözleşmede belirtilen miktar bakımından sorumlu tutulması gerekirken, asıl borçlunun daha sonra çekmiş olduğu kredilerden sorumlu tutulmaması gerektiğini, ilgili kredinin kapanmasından sonra, yeniden kullandırılan kredi hakkında müvekkilin bilgisi olmayıp, müvekkilinin kefil olmadığı krediden sorumluluğuna gidilemeyeceğini belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davanın kabulüne, dava sonuçlanıncaya kadar takibin ve satışın teminatsız, mahkeme aksi kanaatte ise uygun görülebilecek bir teminat karşılığında tedbiren durdurulmasına karar verilmesini, oluşabilecek hak kayıpları göz önünde bulundurularak bahsi geçen taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkil banka ile dava dışı … A.Ş arasında 11/02/2015 tarihinde 10.000.000,00 TL tutarında Genel Kredi Sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşmede kefil sıfatı ile … ve … borçlu olduğunu, her ne kadar davacı taraf dilekçesinde kendisinin kefil olduğunu iddia etse de yalnızca ipotek veren sıfatıyla Adana İli Seyhan İlçesi … Mah. … Ada … parsel, … blok kat:… No:…’de kayıtlı taşınmazın 1.5000.000,00 TL limitli ipotek verdiğini, buna ilişkin olarak borç süresinde ödenmediğinden İskenderun İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine geçildiğini, bu takipte davacı … ipotek veren sıfatıyla borçlu konumunda olup, banka tarafından kendisine karşı başlatılmış başkaca icra takibi bulunmadığını, banka nezdinde borçlu ya da kefil sıfatıyla imzaladığı herhangi bir kredi sözleşmesi de bulunmadığını, her ne kadar davacı taraf borcu ödediğini iddia etse de bu husus kesinlikle doğru olmadığını belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine ve davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE :
Dava İİK 72. Maddesine dayanan menfi tespit davası olup, davacı …, tarafları … A.Ş ve … A.Ş arasında imzalanan 1.500.000,00 TL meblağlı Genel Kredi Sözleşmesine kefil olduğunu, davacının borcunu ödendiği, davalı tarafından borcun ödenmemesi nedeni ile İskenderun İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı takip dosyasından dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti ile iş bu dava açılmıştır.
İskenderun İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı dosyası ile; … tarafından borçlular … A.Ş ve … aleyhine toplam 832.140,86 TL alacağın tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığı anlaşıldı.
Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişiler tarafından 02/07/2021 tarihli raporunda; davalı … A.Ş ile daa dışı … A.Ş arasında akdedilen 10.000.000,00 TL limitli 11/02/2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi dava dışı … ve … tarafınan müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, kredi sözleşmesinde davacının kefaleti bulunmadığından davacının kefil sıfatının tespit edilemediğini, davacı …’un maliki olduğu … pafta, … ada, … parselde bulunan … arsa paylı kat …, … blok, … numaralı bağımsız bölüm üzerinde 15/01/2016 tarihli ve … yevmiye numaralı ipotek senedi ile davalı … A.Ş lehine 1.500.000,00 TL ipotek tesis ettiğini, davacının kefil sıfatıyla değil, rehin veren sıfatıyla davalı banka karşısında sorumlu tutulabileceği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 883 hükmündeki “alacak sona erince ipotekli taşınmazın maliki, alacaklıdan ipoteği terkin ettirmesini isteyebilir” şeklindeki düzenleme yanında “Borçtan şahsen sorumlu olmayan rehinli taşınmaz maliki, borçluya ait koşullar içinde borcu ödeyerek taşınmazın üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını isteyebilir. Alacak, borcu ödeyen malike geçer”hükmünün mevcut olduğunu, ipotek senedinde davacıya ait taşınmazın … A.Ş’nin … A.Ş’den kullandığı ve kullanacağı tüm nakdi ve gayr-i nakdi kredilerin teminatı olacağının öngörüldüğünü, dosyada bulunan İskenderun 2.Noterliğinin 8 Ocak 2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamede dava dışı şirketin 830.380,08 TL nakdi borcunun ve 10.920,00 TL gayri nakdi borcunun bulunduğunun anlaşıldığını, davacının rehin veren sıfatıyla davalı banka karşısında sorumlu olduğu, TMK.m.883 ve 884 hükmü uyarınca ipoteğin fekki koşullarının mevcudiyetinin tespit edilemediği belirtilmiştir.
Dosyaya ibraz edilen bilimsel ve hüküm tesisine elverişli bilirkişi raporlarına göre, ipotek senedinde davacıya ait taşınmazın … A.Ş’nin … A.Ş’den kullandığı ve kullanacağı tüm nakdi ve gayr-i nakdi kredilerin teminatı olacağının öngörüldüğünü, dosyada bulunan İskenderun 2.Noterliğinin 8 Ocak 2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamede dava dışı şirketin 830.380,08 TL nakdi borcunun ve 10.920,00 TL gayri nakdi borcunun bulunduğunun anlaşıldığını, davacının rehin veren sıfatıyla davalı banka karşısında sorumlu olduğu, TMK.m.883 ve 884 hükmü uyarınca ipoteğin fekki koşullarının mevcudiyetinin tespit edilemediği anlaşılmış olup, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2- Alınması gereken 59,30 TL red harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT uyarınca hesap olunan 42.050,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-7155 sayılı kanun 23. Maddesi ile 6325 sayılı Kanuna eklenen 18/A Maddesinin 11. fıkrası gereğince suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabulucuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
6-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı HMK.nun 341/1 ve 345 maddeleri gereğince, kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize veya eşdeğer başka bir mahkemeye verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, alenen ve usulen tefhim kılındı 21/09/2021

Katip …

Hakim …