Emsal Mahkeme Kararı Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/240 E. 2021/805 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ADANA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/240
KARAR NO : 2021/805

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – T.C:… – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 02/03/2018
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ: …
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde, davalı şirketten dolu tülü (File) satın alarak elma ağaçlarının üzerini file kaplattığını, ancak 18.05.2016 tarihinde meydana gelen rüzgarda davalıdan satın aldığı ve 10 gün önce kaplaması yapılan filede yırtılmalar ve çökmeler meydana geldiğini, ancak bitişik bahçesinde 3 yıl önce kaplanan filede hiçbir zarar oluşmadığını, Karaman Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/… D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırdığını belirterek tüm işçilik ve file bedelleri dahil 237.045,40 TL maddi zararının olay tarihi olan 18.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, dava açma süresinin TBK 231 maddesi uyarınca malın alıcıya devri tarihinden itabiren 2 yıl olduğunu, fatura tarihinin 26.02.2016, dava tarihinin ise 01.03.2018 olduğunu, zamanaşımı nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, ayrıca taraflar arasında düzenlenen faturalara göre uyuşmazlığın çözümünde Adana mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın yetkisizlik nedeniyle reddini, yargılama neticesinden davanın esastan reddini talep etmiştir.
Dava, satın alınan ayıplı ürün ve işçilik bedelinden kaynaklanan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Karaman 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/… Esas-2018/… Karar ve 04/07/2018 günlü ilamı ile yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Adana Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi üzerine Adana 9. Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edildiği görülmüştür.
Adana 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/… Esas-2019/… Karar ve 18/12/2019 günlü ilamı ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın yetkili ve görevli mahkeme sıfatıyla mahkememize gönderilmesi üzerine mahkememizin yukarıda yazılı esas sırasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Karaman Meteoroloji Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere cevabı, Karaman Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/… Değişik İş sayılı tespit dosyası celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Talimat yolu ile ve mahkememizce taraf tanıkları dinlenilmiştir. Davacı Tanığı …’in talimat mahkemesi aracılığıyla tespit edilen beyanında “Davacı …’a ait tarım arazisinde SGK lı olarak çalışmaktayım. Davacı elma bahçesinin üzerine File çekmek için davalı firmadan malzeme siparişi verdi. Verilen siparişler kış döneminde davacıya teslim edildi. Hava koşulları müsait olmadığı için fileler kendi ambalajında bir yada iki ay süre ile bekletildi. Daha sonra bahar döneminde filelerin montajı yapıldı. Montaj işlemini Karaman İlinde bu konuda faaliyet gösteren … isimli kişi gerçekleştirdi. Filelerin ruloları açıldığında bazı kısımlarında tel kaçması ve ufak tefek yırtıklar vardı. Montajı yapıldıktan bir hafta ongün sonra bölgede meydana gelen orta şiddetli bir rüzgar suretiyle filelerin büyük kısmı yırtıldı ve zarar gördü. Bunun üzerine davacı davalı ile irtibata geçerek zararının karşılanmasını talep etti. Aynı bölgede davacıya ait başka elma bahçelerinde 2012 yılında çekilen fileler halen sağlam bir şekilde kullanılmaktadır. Bu filelerin montajıda aynı şekil ve yöntemle … tarafından gerçekleştirilmiştir” şeklinde beyanda bulunduğu, Davacı Tanığı …’in talimat mahkemesi aracılığıyla tespit edilen beyanında “Ben davacı …’ ın elma bahçesine file çektiğim için kendisini tanırım. Ben vergi mükellefi olarak 7 yıldan bu yana elma bahçelerinin file döşemesini yapmaktayım, vergi kaydından önce de 8 yıl süre ile bu işle uğraştım. 3-4 yıl önce bir gün davacı beni arayarak file aldığını bunların montajını benim yapmamı istediğini söyledi. Ben arazide montaj işlerine başlamadan önce filelerin rulolarını açıp yere serdim. Yere serdiğimde filelerin pek çok yerinde özürler olduğunu gördüm. Durumu davacıya bildirdim ve bunun montajını yaptığımız taktirde çok uzun süreli olmayacağını yırtılabileceğini söyledim. Bunun üzerine davacı benim yanımda davalı firma ile irtibata geçti. Davalı firma yetkilileri filenin ayıpsız olduğunu bir proplem olmayacağını söylemişler. Bunun üzerine ben montajı gerçekleştirdim. Yapılan montaj işlemi kesinlikle meslek kurallarına uygundur. Benim bölgede montajını yaptığım filelerle ilgili bugüne kadar hiç bir sorun yaşanmamıştır. Montajdan yaklaşık bir ay sonra bölgedeki hafif orta şiddetdeki bir rüzgarda filelerin büyük bir kısmının yırtıldığını öğrendim. Konu ile ilgili bilgim bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunduğu, Davacı Tanığı …’nin talimat mahkemesi aracılığıyla tespit edilen beyanında “Ben tanık olarak dinlenen ve filelerin montajını yapan …’ in yanında işçi olarak çalıştım. Filelerin montajında da yer aldım. Aynı davacıya ait başka elma bahçelerine de file montajı yaptık. Başka elma bahçeleri için temin edilen filelerde hiç bir proplem yaşanmadı. Ancak davalı firmadan alınan fileler montajdan yaklaşık bir ay sonra orta kuvvetli bir rüzgarla yırtıldı. Biz filelerin montajını yaparken filelerin özürlü olduğu konusunda davacıyı uyardık. Davacı bunun üzerine firma yetkilileri ile telefonda görüşüp durumu anlattı. Firma yetkilileri ise herhangi bir sorun olmayacağını söylediler. Bizde filerin montajını gerçekleştirdik. Yapılan montaj işlemi tamamı ile meslek kurallarına uygundur. Bu güne kadar Karaman ilinde yüzlerce elma bahçesine file çektik. Hiç bir proplem yaşamadık” şeklinde beyanda bulunduğu, Davalı tanığı … (….)’ın mahkememizce duruşmada tutanağa geçirilen beyanında “Ben tekstil mühendisiyim, 2015 yılının ağustos ayından 2019 yılının mart ayı sonuna kadar davalı şirkette kalite kontrol uzmanı olarak çalıştım, davacı tarafı tanımam, davacı taraf çalıştığım davalı şirketten bahçe tülü olarak bilinen ürünlerden satın almış, ancak daha sonra bu ürünlerde sorun çıktığından davalı şirkete başvuruda bulunulmuş, biz davalı şirketin kalite kontrol departmanında görevli personel olarak ürünlerin müşterileri ile muhatap olmayız, ancak müşterilerden gelen şikayet üzerine şirket içerisinde mail yazışması yoluyla şirket içi haberleşmelerde bulunup bize gönderilen ürün ve numuneleri kalite bakımından inceleriz, bahsettiğim şekilde 2016 yılının ocak veya şubat ayında davacı tarafın şikayetine konu bahçe tülü ürünlerinden alınan örnekler çalıştığım şirketin yetkilileri tarafından kalite kontrol departmanına gönderildi, yaptığımız incelemeler sonucunda gönderilen ürünlerde üretim kaynaklı herhangi bir sorun tespit edilmedi, yani ürünler standart ürün niteliğindeydi, benim olayla ilgili bildiklerim ve diyeceklerim bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunduğu, adı geçen tanığın davalı vekilinin talebi üzerine sorulduğunda “benim çalıştığım dönemde davalı şirkette 24 saat esasına göre sürekli olarak kalite kontrol uzmanı personel görev yapardı, bu uzman üretimin devam ettiği sırada üretilen ürünlerden mutlaka örnekler alır, bunları inceler ve teste tabi tutardı, bu şekilde üretim sırasında istenilen vasıfta ürün çıkarılmaması halinde derhal üretim o aşamada durdurulurdu” şeklinde beyanda bulunduğu, Davalı tanığı …’nun mahkememizce duruşmada tutanağa geçirilen beyanında “Ben 2004 yılından beri davalı şirketin mali işler sorumlusu olarak çalışmaktayım, davacı 2015 yılının Aralık ayında 365 cm ve 440 cm enindeki dolu tüllerinden sipariş etti, söz konusu tüller davalı şirket tarafından üretilip 2016 yılının Şubat ve Mart aylarında davacı tarafa sevk edilerek teslim edildi, aradan 15 gün kadar süre geçince davalı taraftan üründen memnun olup olmadığı konusunda memnuniyet yazısı istenildi, davacı taraf davalı şirkete üründen memnun olduğuna dair yazı verdi, daha sonra Mayıs ayının hatırladığıma göre ortalarında davacı taraf tüllerin zarar gördüğünü bildirdi, bunun üzerine davalı şirket personel görevlendirerek tüllerin zarar görüp görmediğini yerinde inceledi, ilgili personelin incelemeleri sonucunda tüllerin zarar görmesinin imalattan kaynaklanmadığı ve tüllerin gerektiği gibi kurulmadığından meydana geldiği tespit edildi, ilgili personel bu konudaki fotoğrafları çekip şirkete verdiğinden davalı şirket davacının taleplerini kabul etmedi, satılan ürünler İl Tarım Müdürlükleri ve Kalkınma Ajanslarının destekleri kapsamında hibe edilen ya da desteklenen ürünlerden olduğundan davalı şirket uyuşmazlık konusu tüllerle aynı nitelikteki tüllerden 2016 yılına kadar yaklaşık 6 milyon metrekare dolu tülü üretip satmıştır, bugüne kadar bu tüllerle ilgili bir şikayet davalı şirkete bildirilmemiştir, benim bildiklerim ve diyeceklerin bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunduğu, adı geçen tanığın davalı vekilinin talebi üzerine sorulduğunda “Üretimden sonra Kalite Kontrol testleri yapılır, tüller için yapılan testler elastikiyat, gramaj, atkı ve çözgü testlerinden ibarettir” şeklinde beyanda bulunduğu, Davalı tanığı …’ın mahkememizce duruşmada tutanağa geçirilen beyanında “Ben yaklaşık 8 yıldır davalı şirkette satış şefi olarak çalışmaktayım, davalı şirket tarafından davacıya uyuşmazlık konusu dolu tülleri teslim edildikten yaklaşık 3 ay sonra davacı tüllerin zarar gördüğünü şirkete bildirdi, şirket benimle aynı birimde görev yapan … isimli personeli davacının bahçesinde dolu tülleri hakkında inceleme yapmakla görevlendirdi, adı geçen personel davacının bahçesinde gerekli incelemeleri yaptı, bu konuda yerinde fotoğraf ve video kayıtları aldı, bunları şirkete getirdi, orada ilgililer olarak hep birlikte fotoğraf ve video kayıtlarını inceledik, yaptığımız incelemeler sonucunda tüllerin imalatında bir sıkıntı olmadığını, tüllerin zarar görmesinin hatalı kurulumdan kaynaklandığını tespit ettik, kurulum hataları olarak tespit ettiğimiz hususlar dolu tüllerinin metal direkleri üzerinendeki bu direkleri örten plastik şapkalar üstüne monte edilirken en üste de plastik klipsler yerine metal klips kullanılmış olmasıydı, metal klips kullanıldığında iklim şartlarından dolayı paslanma, ısınma ve sürtünmeden dolayı zaman içinde tüllerin de zarar görmesiydi, esasen plastik klips kullanılması gerekirken davacının bahçesinin bulunduğu mahalle gerek davacının ve gerekse komşu bahçe sahiplerince piyasadan temininin kolaylığından ve geçmiş alışkanlıktan dolayı metal klips tercih edilmektedir, bizim tespitlerimize göre tüllerin rüzgardan zarar görmesinin asıl sebebi çok büyük ihtimalle belirttiğim şekilde hatalı kurulumdur, çalıştığım şirket uyuşmazlık konusu tüllerden büyük miktarda üretip satmaktadır, ancak bugüne kadar bu şekilde davalık olunmamıştır, söz konusu üretimlerle ilgili memnuniyet bildiren büyük referanslar vardır, zaten davacının da üründen memnuniyeti konusunda davalı şirkete gönderdiği memnuniyet yazısı bulunmaktadır, benim bildiklerin ve diyeceklerim bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 07/09/2021 tarihli raporda, davalı firma tarafından davacıya teslim edilen filenin ayıplı olduğunun tespit edilemediği, davacının bahçesine direkler üzerine tüller yerleştirilirken sürtünme ile aşınma ve yıpranmaları önleyecek plastik pullar, klipsler vb.uygun montaj malzemesi kullanılmadan montajın yapıldığını, tüllerin yırtılmasının ana nedeninin tekniğine uygun montaj malzemesi kullanılmadan montajın yapılması olduğu, yöredeki esen rüzgarın şiddeti gösteren meteorolji kayıtlarının incelenmesinde rüzgar ile tüllerin yırtılması arasında bir nedensellik bağının kurulamadığı, montajı sırasında iki direk arasında destek amaclı olarak geçmesi gereken çelik tellerin kullanılmamasının yırtılmayı tetiklediği ve hızlandırdığı, metal klipsler, kancalar, teller vb.uygun olmayan malzeme kullanılmasının ürünün yıpranmasına ve yırtılmasına neden olduğu, TBK m.229 hükmünde satış sözleşmesinde ayıplı mal teslimi halinde alıcının uğradığı zararın tazmininin talep edebileceğinin öngörüldüğü, davaya konu olayda ürünün niteliğinden kaynaklı bir ayıp teslim edilemediğinden hasarın montaj ve uygun olmayan malzeme kullanımından kaynaklandığı anlaşıldığından davacının talep edebileceği alacağın hesaplanmadığına ilişkin görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinde, davacı tarafça açılan eldeki davada davacının davalıdan satın aldığı dolu tülü olarak anılan filenin davacıya ait bahçeye kurulmasından sonra bahçenin bulunduğu mahalde 18/05/2016 tarihinde meydana gelen rüzgar sebebiyle filede yırtılma ve çökmeler oluştuğu belirtilerek ayıplı mal satışı sebebiyle davalıya ödenen bedelin iadesi ve uğranılan zararın tazmini talep edilmiş, davalı tarafça verilen cevap dilekçesinde davacının davasının zamanaşımı süresi içinde açılmadığından zamanaşımı def’i ileri sürülerek satışa konu ürünün imalatından kaynaklanan bir ayıbın bulunmadığı ve davacının ileri sürdüğü zararın satışa konu filenin hatalı montajından kaynaklandığı savunulmuş, taraflarca dosyaya sunulan belgelerden davacının 18/12/2015 tarihli sipariş formunda davalıdan uyuşmazlık konusu malı sipariş etmiş olduğu, bunun üzerine davalı tarafça 23/12/2015 tarihli 135.200,00 TL bedelli proforma faturanın düzenlenmiş olduğu, davaya konu olayda satılan ürünün davacı alıcıya tesliminin sevk irsaliyesine göre fatura tarihi olan 28/02/2016 ve 02/03/2016 tarihleri olduğu, eldeki davanın 01/03/2018 tarihinde açılmış olduğu, davacının rüzgar olayı sonucu malın yıprandığını iddia etmesine göre söz konusu ayıp iddiasının gizli ayıp niteliğinde ve dolayısıyla TBK’nın 231.maddesi uyarınca 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde ileri sürülmesi gerektiği, buna göre dava tarihi itibariyle satışa konu ürünün bir bölümü hakkında düzenlenen 28/02/2016 tarihli faturaya konu mal bakımından 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olduğu söylenebilir ise de esasen söz konusu faturaya konu ürünün davacıya teslim edilmesi gerekli malın bir bölümünden ibaret olduğu, satışa konu malın geriye kalan kısmının 02/03/2016 tarihi itibariyle davacıya teslim edilmiş olduğu, dolayısıyla davalının aynı satış sözleşmesinden kaynaklanan malın teslim etme borcunun satışa konu ürünün son bölümünün teslimi ile yerine getirilmiş kabul edilmesi gerektiği, bu itibarla davanın 01/03/2018 tarihinde açıldığı nazara alındığında davalının satışa konu malın son bölümünün davacıya teslim edildiği 02/03/2016 tarih üzerinden iki yıllık zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı anlaşılmakla davalının zamanaşımı def’inin reddine karar verilmiş, mahkememizce yapılan yargılamada taraflarca bildirilen tanıklar dinlenilip Karaman Meteoroloji Müdürlüğü’nden davacının iddia ettiği tarih itibariyle mahalde meydana gelen rüzgar durumuna ilişkin müzekkere cevabı ve Karaman Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/… Değişik İş sayılı tespit dosyası da dosyamız arasına alındıktan sonra uzman bilirkişi heyetinden alınan raporda meteorolojik bilgilere göre 18/05/2016 tarihinde Ayrancı Meteoroloji İstasyonunda 18.1 m/s hızında fırtına karakterli rüzgar ve Karaman Meteoroloji İstasyonunda ise 11.3 m/s hızında kuvvetli rüzgar esmiş olduğu, davacının parselinin Karaman ve Ayrancı Meteoroloji İstasyonları arasında yer aldığı, uzaklıklar esas alındığında davacının parseli ve çevresindeki ortalama rüzgar hızının 14.4 m/s olacağı ve bu rüzgarın fırtınamsı karakterli olacağının tahmin edildiği, fırtınamsı karakterli bir rüzgarın tekniğine uygun olarak montajı yapılmış olan fileyi yırtamayacak nitelikte olduğu, davaya konu filenin teknik özellikleri dikkate alındığında direk uç noktalarında plastik şapkalar ve klipsler kullanılarak tekniğine uygun montaj yapıldığında tahmin edilen 14.4 m/s ve gözlenen 18.1 m/s hızındaki fırtına karakterli rüzgar ile yırtılmasının beklenmemesi gerektiği, davalı tarafça davacıya teslim edilen filenin ayıplı olduğunun tespit edilemediği, davacının bahçesine direkler üzerine tüller yerleştirilirken sürtünmeyle aşınma ve yıpranmaları önleyecek plastik pullar, klipsler vb.uygun montaj malzemeleri kullanılmadan montajın yapıldığı, sonuç olarak tüllerin yırtılmasının ana nedeninin tekniğine uygun montaj malzemesi kullanılmadan montaj yapılması olduğu, meteorolojik kayıtlara konu rüzgar ile tüllerin yırtılması arasında nedensellik bağı bulunmadığı, montaj sırasında iki direk arasında destek amaçlı geçmesi gereken çelik tellerin kullanılmamasının yırtılmayı tetiklediği ve hızlandırdığı, metal klipsler, kancalar, teller vb.uygun olmayan malzeme kullanılmasının ürünün yıpranmasına ve yırtılmasına neden olduğu görüş ve kanaati belirtilmiş, söz konusu bilirkişi raporunun dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerle uyumlu, gerekçeli ve denetime elverişli olduğu anlaşılmakla bilirkişi raporu mahkememizce hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiş, sonuç olarak davalı tarafından davacıya satışı yapılan dolu tülü niteliğindeki filenin zarara görmesine esasen niteliğine uygun montaj malzemesi kullanılmaması ve usulüne uygun montaj yapılmamasından kaynaklandığı, taraflar arasındaki alım satım ilişkisinin sadece file satışını kapsadığı, bu filenin montajı işinin taraflar arasındaki sözleşme kapsamında bulunmadığı, filenin montajının davacı tarafça dava dışı üçüncü kişilere yaptırıldığı ve dolayısıyla davalının hatalı montajdan kaynaklanan zarardan bir sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 4.048,15 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 3.988,85 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin ilgili maddesi gereğince hesaplanan 25.043,22 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Peşin alınan ve harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinden mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek dilekçe ile ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
30/09/2021

Katip …

Hakim …