Emsal Mahkeme Kararı Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/155 E. 2021/1004 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ADANA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/155
KARAR NO : 2021/1004

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : Çocuk …’a velayeten (.C.No:…)
1-… – T.C.No:…- …
2-… – T.C.No: …- …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : A.Ş. – … V.D.:…- …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/06/2014
KARAR TARİHİ : 24/11/2021
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı … tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi düzenlenen … plaka sayılı aracın 23.04.2011 tarihinde müvekkiline çarpması sonucu müvekkilinin meslekte kazanç kaybı oluşturacak şekilde yaralandığını, meydana gelen kazada müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını belirterek, 3.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde … nolu ZMMS poliçesi ile 20/10/2010-2011 tarihleri arası sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, sürücü ve davacının kusur oranları ile meslekte kazanç kaybı raporlarının ATK’dan alınması gerektiğini, ayrıca dava açılmadan önce müvekkili şirkete başvurulmadığı için olay tarihinden itibaren faiz istenemeyeceği gibi, olayın haksız fiil olması nedeni ile kendilerinden ancak yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 25/06/2015 tarih 2014/… E. 2015/… K. Sayılı ilamı ile “kanıtlanamayan davanın reddine” karar verilmiştir.
Süresi içerisinde davacı vekili tarafından kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17.H.D.’nin 10/10/2019 tarih 2017/… E. 2019/… K. sayılı kararı ile “Davacı vekilince dava dilekçesinde hastane kayıtlarına dayanıldığından, kazayla ilgili tüm tedavi evrakları getirtilip dosyada mevcut bilgi ve belgelerle davacının muayene edilmeden eldeki delillere göre maluliyet raporunun hazırlanması gerektiği, keyfiyeti bildirmek suretiyle Adli Tıp Kurumundan dosya üzerinden denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak maluliyet olup olmadığı, varsa ne oranda olduğunun belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verildiği” gerekçesi ile mahkememiz kararın bozulmasına karar verilmiş ve dosyanın mahkememizin yukarıdaki esas numarasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun görülen Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 10/10/2019 tarih 2017/… E. 2019/… K. Sayılı ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce dosya Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda; davacı … …’ın tedavisine ilişkin tüm tedavi evrakları celp edilmiş ve davacıda olay nedeniyle oluşan maluliyet oranının tespiti için dosya ATK 3.İhtisas Kuruluna gönderilmiştir.
ATK 3.İhtisas Kurulunca düzenlenen ön raporda, davacının en yakın Eğitim ve Araştırma Hastanesi veya Üniversite Hastanesine sevki ile yeni yaptırılacak tetkikler ve çekilecek grafiler ile birlikte dosyanın gönderilmesi halinde rapor düzenleneceği belirtilmiştir.
Ancak mahkememizce daha önce davacı vekiline bu eksikliklerin giderilmesi hususunda kesin süre verilmiş olmasına rağmen belirtilen eksik hususlar giderilmediğinden ve davacı vekiline verilen kesin süre nedeniyle davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğundan, dosyanın bu haliyle değerlendirilerek davacıda oluşan maluliyet oranının tespit edilebilecek olması halinde rapor tanzimi için dosya yeniden ATK’ya gönderilmiş ve İstanbul 2.Adli Tıp İhtisas Kurulunca düzenlenen 24/05/2021 tarih 2021/…/… A.T.No 2021/… K. Sayılı raporda; davacının son durumunu gösterir herhangi bir tıbbi belge ve olay tarihli radyolojik incelemeler bulunmadığından, maluliyet oranı hususunda görüş bildirilemediği belirtilmiştir.
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun, 54/1-2-3 ve 55. maddeleri kapsamında açılan çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat talebine ilişkindir.
Davacının talep ettiği tazminat miktarının belirlenebilmesi için olay nedeniyle beden gücü kayıp oranının tespit edilmesi gerekir.
Mahkememizce verilen kesin süreye rağmen, davacı tarafından bu raporun temin edilemediği, Yargıtay bozma ilamı uyarınca dosya kapsamında bulunan davacıya ait tüm tedavi evraklarının Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kuruluna gönderildiği, ATK 2.İhtisas Kurulunun 24/05/2021 tarih 2021/…/… A.T.No 2021/… K. Sayılı raporunda, dosya kapsamındaki tedavi evraklarıyla maluliyet oranının tespit edilemeyeceğinin bildirilmesi karşısında, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL red harcından, peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 34,10 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT uyarınca hesap olunan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde, mahkememize veya eşdeğer başka bir mahkemeye verilecek bir dilekçe ile TEMYİZ YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, alenen ve usulen tefhim kılındı. 24/11/2021

Katip …

Hakim …