Emsal Mahkeme Kararı Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/702 E. 2021/764 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ADANA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/702 Esas
KARAR NO : 2021/764

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/09/2019
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından müvekkili aleyhine Adana 10. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ödeme emrinin müvekkiline 04.07.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkilinin 2009 yılında Adana barosuna kayıtlı … sicil numaralı avukat …’un yanında sigortalı olarak çalışmaya başladığını, müvekkilinin buradaki görevinin icra mahkemelerindeki ve diğer mahkemelerdeki takip dosyalarını ve yazışma işlemlerini takip etmek ve dosya borçlusu alacaklılara ait işlemleri yapmak olduğunu, müvekkilinin çalışmaya başladıktan bir süre sonra hem ailevi hem de sosyal nedenlerden dolayı ekonomik sıkıntılar yaşamaya başladığını, müvekkilinin ekonomik sıkıntılardan dolayı yanında çalıştığı davalının icra dosyalarındaki borçluların aracı olması halinde yakalama avansı yatırıp ve dosya haricen tahsil edildiğinde e-imza ortamında Vakıfbank … Şubesi … numarasını bildirerek reddiyat yapılarak kendi hesabına para aktardığını, davalının bu durumu müvekkili olan … A.Ş. Tarafındna tespit edildiğini müvekkiline beyan ettiğini, bu durumun müvekkilinin işten çıkarıldığı tarih olan 03.06.2019 tarihine kadar devam ettiğini, davalının bu usulsüzlüğü tespit ettiğinde müvekkilinin iş akdine son verdiğini ve müvekkilini işten çıkardığını, müvekkili işten çıkarıldıktan sonra davalı 96.500,00 TL zararının olduğunu ve bu zararın bir an önce tazmin edilmesini istediğini belirttiğini, müvekkilinin bu durum üzerine çevrende eş dosttan 80.000,00 TL toparlayıp davalıya teslim ettiğini, müvekkilinin bakiye kalan miktar için kısa bir süre istediğini ve temin edip ödemek istediğini beyan ettiğini, davalının Aralık 2017 yılı sonlarına doğru müvekkilinin kız kardeşine 2.000,00 TL gönderildiğinin tespit ettiğini ve müvekkilinin kız kardeşinin polis olması sebebiyle bu durumun ortaya çıkması durumunda mesleğinden ihraç edileceğini bu nedenle kendisine teminat olarak iki ayrı senet vermesini istediğini, müvekkilinin yaptığı işin pişmanlığını daha üzerinden atlatamamışken bir de kız kardeşinin bu işten zarar görmemesi için teklifi kabul ettiğini ve 2 adet 200.000,00 TL miktarları bono imzalayıp davalıya teslim ettiğini, müvekkilinin davalı çalışanı olan eski iş arkadaşı …’le birlikte bankadan 80.000,00 TL parayı çekip davalıya elden telsim ettiğini, bu işlemlere dair herhangi bir belge almadığını, ancak davalı tarafından müvekkili hakkında Adana 10. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı takip dosyasıyla 200.000,00 TL tutarında takip başlatıldığını, müvekkilinin sağladığı menfaat nedeniyle davalı tarafın çıkartmış olduğu 96.500,00 TL tutarındaki borcun büyük bir kısmını ödediğini, davalının müvekilini tehdit ve şantaj yoluyla iki adet senedi yazdırıp imzalattığını, müvekkilinin tüm bu işlemler içinde çaresiz kaldığını ve davalı hakkında ve kendisi hakkında Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/…. soruşturma sayılı dosyası ile soruşturmanın devam ettiğini belirterek öncelikle müvekkili hakkında yapılan icari işlemlerden elde edilecek olan paranın dava neticeleninceye kadar alacaklıya verilmemesi hakkında teminatsız olarak veya belirlenecek teminat ile ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeniyle %40 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen davacı …’ın müvekkil yanında sigortalı çalıştığı bilgisi doğru olduğunu, davalının icra dosyalarındaki borçlulara işlem yaparken adına kayıtlı araç bulunan borçlulara bankanın karşılamış olduğu yakalama avansını önce dosyaya yatırarak işlem yaptığı sonra ise borçlunun dosyası haricen kapandıktan sonra dava dilekçesinde yazdığı gibi yakalama avansını kendi hesabına UYAP üzerinden e-imza ortamında müvekkilden habersiz olarak aktardığı, bu durumdan müvekkilin kesinlikle haberi olmadığını, davacı vekili vasıtası ile de açıkça hırsızlık yaptığını, güveni kötüye kullandığını ve dolandırıcılık kastını itiraf ettiğini, davacının dava dilekçesinde de belirttiği gibi müvekkilinden habersiz ve müvekkilinin zararına olacak şekilde kendine ait olmayan paraları hesabına usulsüz şekilde aktararak haksız bir kazanç elde ettiğini, bu haksız fiili ile de hem müvekkile hem de müvekkilinin sözleşmeli şekilde çalıştığı …’ye zarar verdiğini, müvekkilinin … ile sözleşmeli olarak çalıştığını, sözleşme gereği banka uğradığı bu ve benzer nedenlerle uğradığı zararları doğrudan müvekkilinden talep ettiğini, bu olayda da öyle olduğunu, banka genel müdürlüğü tarafından gelen bir mail ile davacının yaptığı haksız fiil hırsızlık ortaya çıktığını, gelen mailde 5 adet borçlu ile ilgili yakalama avansı reddiyatlarının yapıldığı ama bunların normal olarak gönderilmesi gereken banka hesabına gelmediği nerede olduğu sorulduğunu, bu nedenle davacıya müvekkili tarafından işlemlerin sorulduğunu, davacı tarafından önce konu bilmemezlikten gelinmiş sonra paraları kendi hesabına aktardığı yazılı olarak itiraf edildiğini, ilk önce davacı 5 dosyadan bahsetmiş sonrasında hesap hareketleri istendiğinde 2014 yılına kadar olan hareketleri getirdiğini, sonrasında hesabı 2012 yılında açtığı tespit edildiğini, 2012 yılına kadar olan hareketler istenildiğini, bu sürece kadar zarar miktarının belirlenemediğini, kendisi ile yapılan görüşmede borcu ödeyeceğini ama parası olmadığını söylediğinden borcun zararın miktarı da henüz belirlenemediğinden zararın yüksek olma ihtimaline karşılık 200.000 TL ‘lik bir senet alındığını, tüm hesap hareketleri geldiğinde davacının kendi hesabına aktardığı tüm dosyalar ortaya çıktığını, banka ve davalı tarafça yapılan incelmelerde 120.000 TL civarı bir zarar tespit edildiğini, davacı ile görüşüldüğünü ve hatta ilk 5 dosya içinde kendisine 11.000 TL civarı borç verildiğini, (Bu 11.000 TL bankaya ilgili dosyalar için ödendiğini) Senedin sadece 120.000 TL’lik kısmının işleme konulma nedeni zararın artık tespit edilmiş olduğundan kaynaklı olduğunu, bu zarar sadece hesabına geçirdiği paralar nedeniyle oluşan zarar olduğunu, bu işlemi yaptığı için yaklaşık 6 aydır bankadan davalıya dosya akışı durduğunu, bölgenin en iyi bürosu iken kazandıkları aylık tüm paranın azaldığını, bankaya müzekkere yazılarak kaç dosya gönderildiği akışın ne zaman durduğu, neden durduğu öğrenilebileceğini, davacı vekilinin ve davacının tehdit ,şantaj ,kız kardeşini işten attırırım gibi beyanlarla bono imzalandığına dair dayanaksız, mesnetsiz ve kendilerince kurgulanmış hikayeden ibaret iddialarına ne cevap verileceğini bilmediklerini, iddiaların ispattan yoksun kurgu iddialar olduğunu, davacının hırsızlık yaptığını ve bunu itiraf ettiğini, hırsızlığına kardeşini de karıştırmış olabileceği noktasında zaten davalı tarafça hem kendi hakkında hem de kardeşi hakkında suç duyurusunun mevcut olduğunu, kesinlikle tehdit şantaj ve benzeri durumlar olmadığını, bu hususta gerekirse tanık dinletebileceklerini, davacı tarafından müvekkiline para verilmediğini, icra işleminden önce para verilmediğini, davacının … ile bankaya gidilmiş bile olsa bu neye delil olabileceğini, … davacının neden para çektiğini nereye götürdüğünü ya da ne düşündüğünü bilebilecek konumda olmadığını, davacının zarar doğmadığı iddiası ise yersiz olduğunu, davacı tarafından haksız şekilde kendi hesabına geçirilen paralar maalesef müvekkilin kendi çabaları ile banka hesaplarına aktarıldığını, zararın doğduğu an haksız eylemin hırsızlığın gerçekleştiği an olduğunu, bunun gerçek bir hırsızlık olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
YARGILAMA ve GEREKÇE: Mahkememizce Adana CBS’den 2019/… soruşturma sayılı dosyası, Adana 10. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı takip dosyası, Vakıfbank’tan … numaralı hesap numarasına ait hesap özeti ile … numaralı hesap numarasına ait hesap özeti ve Adana SGK İl Müdürlüğü’nden davacıya ait hizmet dökümü celp edilmiştir.
Mahkememizce, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yazılan talimat ile dinlenilen davacı tanığı …: “Davacı … benim bacanağım olur. Bacanağım daha önceden davalının yanında çalışıyordu. Bir gün … beni arayarak yanında çalıştığı avukata borcu olduğunu, acilen nakit paraya ihtiyacı olduğunu söyledi. Ben de onun hesabına 40.000,00 TL para gönderdim. Onun hesap numarasının bulunduğu banka ismini şubesini ve hesap numarasını hatırlamıyorum. İstenirse bankadan dekontlar çıkartılabilir. Daha sonra … bana başkası adına hesaptan parayı geri gönderdi.” Talimat ekinde bulunan banka dekontları tanığa gösterildiğinde, “… ‘in eniştesi olduğunu biliyorum. … ondan da para istemişti. Ancak …’un ne kadar para gönderdiğini bilmiyorum. Avukata olan borcunu kapattığını söyledi. Benim bilgi ve görgüm bundan ibarettir. Tanık ücreti talebim yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yazılan talimat ile dinlenen davacı tanığı …: “davacı benim eşimin abisi olur, davacı … avukat yanında sigortalı olarak icra mahkemeleri ve diğer mahkemelerdeki takip dosyalarını ve yazışmaları takip ediyordu, davacı Adana da ikamet etmektedir ben ise İstanbul’da yaşıyorum benim bildiklerim kardeşimin bana anlattıkları kadardır. Hatırladığım kadarıyla davacı beni yaklaşık bir yıl önce arayarak yanında çalıştığı avukata borcu olduğunu, yardım edip edemeyeceğini sordu, borcun miktarını bana net olarak söylemedi ancak 90.000,00TL’nin üzerinde olduğunu kendisine ne kadarlık meblağ için yardımcı olabileceğimi sordu, bende kendisine 40.000,00TL gönderdim, bununla ilgili banka dekontları mevcuttur, bu parayı avukata ödemek için benden istemiştir, bilgim ve görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti talebim yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememiz 22/10/2020 tarihli celsede dinlenen davacı tanığı … “Ben …’ın dayısı olurum, kendisi önceden davalı …’un yanında çalışırdı, bu dönemde hakkı olmadığı halde 80.000,00 TL’yi kendi hesabına aktarmış, biz ablamla birlikte bu parayı … Bey’e elden teslim ettik, biz bu parayı ödedikten sonra … bey …’in kız kardeşini memur olması sebebiyle kız kardeşi üzerinden hakkında işlem başlatacağını söyleyerek tehdit etmiş, … kız kardeşine zarar gelmemesi açısından …’in istediği üzere 2 adet 200.000,00 TL bedelli senedi tehdit altında imzalamış, ben senetlerin imzalandığını görmedim, yeğenimden duydum daha sonra … bizim ödediğimiz 80.000,00 TL’yi düşerek 120.000,00 TL üzerinden takip başlatmış,” şeklinde beyanda bulunmuştur. Yine aynı celsede dinlenilen tanık …: “Ben …’in annesi olurum, oğlum bir hata yapmış, hakkı olmadığı halde hesabına para geçirmiş, biz … bey ile konuşmaya kardeşimle birlikte gittik, kendisine elden 80.000,00 TL teslim ettik, daha sonra yeniden konuşmaya gittik, bize bağırdı, “ev de benim araba da benim” dedi, ben oğlum …’den öğrendiğime göre … bey kendisine 2 tane 200.000,00 TL değerinde senet imzalatmış, senetleri kız kardeşinin memur olmasını sebep göstererek kız kardeşinin başını derde sokacağını tehdit ederek, bu senetleri biz parayı ödemeden önce imzalamış, ben senetlerin imzalandığını görmedim, oğlumdan duydum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememiz 11/02/2021 tarihli celsede dinlenen davacı tanığı … “Ben 2015 yılından bu yana Av. …’un ofisinde katip olarak çalışmaktayım, davacı …’ı da bu iş yerinde çalışmış olmasından dolayı tanıyorum, kendisiyle yaklaşık 2 senedir görüşmüyorum, çalıştığım dönemde her ikisinden de duyduğum kadarıyla … senet imzalamış ve senedi … beye vermiş, senedin 200.000,00 TL olduğunu duydum, senedin ne için verildiğini bilmiyorum, birlikte çalıştığım … iş nedeniyle açtığımız icra takiplerinde satış ve yakalama avanslarını icra müdürlüğü hesabından iade edileceği sırada bankaya ya da borçluya iade edilmesi gerekirken kendi hesabına aktarmıştır, yapmış olduğu bu hatalar nedeniyle hakkında soruşturma da başlamıştır, bu nedenle iş akdi sona erdi, iş arkadaşım … ile birlikte yürüttüğümüz takip işleri ve sair işler nedeniyle birçok kez birçok banka şubesine gitmişliğimiz vardır, genelde Adana ili içerisinde bankalara gideriz, … ile çalışırız, şehir dışında gittiğimiz banka şubesi yoktur,” davacı vekilinin talebi üzerine tanıktan sorulduğunda “Davacı … tarafından kaç adet senet düzenlendiğini bilmiyorum, 31.05.2019 tarihinde … …/Adana şubesine neden gittiğimizi şuan hatırlamıyorum, biz kendisiyle birlikte biraz önce belirttiğim gibi banka şubelerine iş nedeniyle gidiyorduk, biz iş yerinde sürekli icra takibi açıyoruz, eldeki davaya konu icra takibinin borcunun kaynağının neyden kaynaklandığını şöyle biliyorum biraz önce anlattığım gibi … iş yerinde yapmış olduğu usulsüzlükler nedeniyle iş yerini zarara uğrattı, bunun için hakkında icra takibi açıldı ben bu şekilde biliyorum, 200.000,00 TL’lik senet nedeniyle neden 120.000,00 TL tutarında takip başlatıldığını bilmiyorum,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce, mali müşavir bilirkişi …’ten alınan raporda özetle; davacının davalı yanında 08.01.2009 tarihinde işe girdiği ve iş akdinin 03.06.2019 tarihinde feshedildiği, davacı tarafın davalıya 80.000,00 TL ödeme yaptığını iddia ettiğini, ancak dosya kapsamında imzalı bir ödeme belgesi bulunmadığını, davacı tarafın …’dan gelen 40.000,00 TL bedelin davalıya ödendiğini iddia etmiş ise de, …’ın talimat dosyasında alınan beyanında davacıya 40.000,00 TL parayı gönderdiği, daha sonra davacının parayı kendisine başkası adına hesaptan geri gönderdiğini beyan ettiği, davacının herhangi bir ödeme belgesini dosyaya sunmadığı, ancak davalının Adana CBS’ye verdiği 22.07.2019 tarihli dilekçesinde … tarafından yazılmış imzalanmış kendi itirafına dair evrakın sunulduğunu 4 sayfa liste olduğunu, bu listede hangi icra dosyalarından dolayı ne kadar tahsilat yapıldığını gösterdiğini, bu listelerin toplamının da 95.784,17 TL olduğunu, %18,5 faiz talebine bağlı olarak davacının davalıya 97.333,17 TL ana para ve ferileri olmak üzere borçlu olduğu, 24.607,20 TL yönünden borçlu olmadığı belirtilmiştir.
Dava dosyasına ilişik 2019/… sayılı Arabuluculuk Bürosu dosyasının incelenmesinde dava şartı arabuluculuk başvuru dosyasından sarf kararının düzenlendiği, sürecin görüşme sonucu anlaşmama ile sonuçlandığı tespit edilmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, celp edilen dosyalar ve bilirkişi raporu kapsamında incelendiğinde, davacının davalıya ait avukatlık bürosunda sigortalı olarak çalışmaktayken icra dosyasında alacaklı dava dışı bankaya iade edilmesi gereken avansları davalı avukatın e-imzasını kullanarak Vakıfbank nezdinde bulunan … numaralı hesap ile … numaralı hesaba gönderilmesini icra müdürlüğü aracılığıyla sağlayarak haksız kazanç elde ettiği, bu işlemi sonucu işten çıkartıldığı, davalı tarafından bu işlemlere istinaden davalının da kabulünde olduğu üzere teminat olarak 200.000,00 TL tutarında senet alındığı, davalı tarafından 200.000,00 TL’lik senedin Adana 10. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasında takibe konularak 120.000,00 TL asıl alacak, 1.581,37 TL işlemiş faiz ve 360,00 TL komisyon talep edildiği, ancak Adana CBS’de başlatılan soruşturmaya istinaden davalı tarafından sunulan 22.07.2019 tarihli dilekçe ekinde davacının eylemine konu usulsüz aktarılan paraların toplam bedelinin 95.784,17 TL olarak belirtildiği, taleple bağlılık ilkesi gereğince bu bedele %18,5 faiz işletildiğinde davalının (alacaklı dava dışı bankanın) toplam zararının 97.333,17 TL (95.784,17 TL asıl alacak, 1.262,25 TL işlemiş faiz ve 287,35 TL senet komisyonu) olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, davacının Adana 10. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı takip dosyası ile dayanak kambiyo senetlerinden dolayı davalıya 24.607,20 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalının tazminat talebinin şartları oluşmaması sebebiyle reddine, davacının tazminat talebinin şartları oluşmaması sebebiyle reddine,
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE, davacının Adana 10. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı takip dosyası ile dayanak kambiyo senetlerinden dolayı davalıya 24.607,20 TL borçlu olmadığının TESPİTİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Davalının tazminat talebinin şartları oluşmaması sebebiyle REDDİNE,
3-Davacının tazminat talebinin şartları oluşmaması sebebiyle REDDİNE,
4-Alınması gereken 1.680,92 TL harçtan, peşin alınan 2.049,30 TL harcın mahsubu 368,38 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5-7155 sayılı kanun 23. Maddesi ile 6325 sayılı Kanuna eklenen 18/A Maddesinin 14. fıkrası gereğince suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL’nin; 270,68 TL’sinin arabulucuk ücretinin davalıdan tahsili ile, bakiye 1.049,32 TL’sinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
6-Davacı tarafından yapılan 1.680,92 TL harç gideri, 769,30 TL (bilirkişi ücreti, posta ve talimat gideri) olmak üzere toplam 2.450,22 TL yargılama giderinden kabul ve reddolunan kısım dikkate alınarak 502,44 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT’ne göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT’ne göre hesaplanan 13.012,32 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine İADESİNE,
Dair, Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize veya eşdeğer başka bir mahkemeye verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/09/2021
Katip …

Hakim …