Emsal Mahkeme Kararı Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/666 E. 2021/1029 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/666 Esas – 2021/1029
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ADANA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/666 Esas
KARAR NO : 2021/1029

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACILAR: 1- … -(T.C Kimlik No: … ) …
2- … – (T.C Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …
Av. … – …
Av. … – …

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 19/09/2019
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: …

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkilinin icra dosyasında bulunan dört borçludan ikisi müvekkili olduğunu, söz konusu borcun dayanağı olarak iki adet genel kredi sözleşmesi gösterildiğini, kredi sözleşmeleri … ile düzenlenmiş ve alacak, icra takibinden sonra … A.Ş’ye temlik edildiğini, Genel Kredi sözleşmeleri 22/05/2013 ve 27/06/2013 tarihinde imzalanmış olduğunu, iki adet olmasının sebebi, birinci sözleşmeden sonra şirketin ünvan ve amaç-konu değişikliği yapmış olduğnu, söz konusu şirketin ….Ltd.Şti.iken Işık Data Görüntülü Ses Sistemleri Bilgisayar ve Teknolojileri Ticaret Limited Şirketi olduğunu, ticaret sicil gazetesine 27/06/2013 tarihinde tescil edildiğini, … birinci sözleşmeye dayanarak değil 27/06/2013 tarihli ikinci sözleşmeye dayanarak kredi kullandırıldığını, 22/05/2013 tarihli kredi sözleşmesinin kefili olan müvekkili …’nın 27/06/2013 tarihli kredi sözleşmesinde imzasının bulunmadığını, iki sözleşmede müteselsil kefil olarak müvekkili …’nın ismi ve imzasının bulunmadığını, ancak kefaletin geçerli olabilmesi için gerekli kurucu unsur olan eş rızası sözleşmede bulunmadığını, müvekkili … iki sözleşme imzalanırken de şirketin yetkilisi olmadığından söz konusu kefalet hiçbir halde geçerlilik kazanamayacağını, geçersiz olan kefalete dayanarak yapılan takibin de kötü niyetli olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, kefaletin geçersiz olması, kefalet verenin yanıltıcı hareketleri ile olmuş ise yapılacak takibin kötü niyetli olmadığının taraflarınca kabul edilecek ise de söz konusu kredi sözleşmelerinin birinde …’nın eşinin, diğerin de kızının imzası bulunmakta olup, …’nın evli olduğu bariz şekilde görüldüğünü, ya da işi kredi vermek olan bir şirketten ve basiretli bir tacirden beklenecek olan basit bir araştırmayla ortaya çıkarılabileceğini anlaşılmış olmakla, müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespitine, davalının kötü niyetli olması dolayısıyla %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, her bir davacı için ayrı ayrı vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin tümünün davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket dosyayı temlik almadan önce … ile davacılar arasında iki adet genel kredi sözleşmesi imzalandığını, imzalanan genel kredi sözleşmelerinde davacı … her iki sözleşmede müteselsil kefil olarak imzası bulunduğunu, davacı … ise sadece ilk sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğunu, davalı …’nın ilk sözleşmede kefil iken ikinci sözleşmede kefil olmadığını, müteselsil kefil sıfatını etkilemeyeceğini, davacıların iddiaları müvekkil şirkete olan borçlarını ödemekten kaçmaktan öteye gitmeye gitmediğini, hukuki dayanaktan yoksun iddialarını kabul etmenin mümkün olmadığını, Genel Kredi sözleşmeleri birbirini tamamlar nitelikte olduğunu, bu sebeple birbirinden bağımsız düşünülmediğini, davalı … ilk sözleşmede kefil iken ikinci sözleşmede kefil olmadığını, ancak bu durumun müteselsil kefil sıfatını etkilemeyeceğini, her iki genel kredi sözleşmesinin birbirinden bağımsız eğil birbirini tamamlar nitelikte sözleşmeler olduğunu, şirket unvan değiştirdiğinden ikinci sözleşme yapmak zorunluluğu doğduğunu, davalıların …’nın eşinin rızası olmadığı bu nedenle de kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu iddiasının yersiz olduğunu belirterek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE :
Dava İİK’nun 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit talebine ilişkin olup, davacının 22/05/2013 tarih ve 27/06/2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespiti talebiyle iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Adana 13. İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı takip dosyası ile alacaklı … A.ş tarafından davalılar …, …, … Limited Şirketi, … aleyhine Genel Kredi Sözleşmesi nedeni ile 271.079,74 TL nedeni ile icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi tarafından12/07/2021 tarihli raporunda; davacı …’nın kefil sıfatıyla imzaladığı sözleşmeye dayalı taksitli ticari kredide, dava tarihi 19/09/2019 itibariyle sorumlu olduğu miktarın; 51.563,54 TL’nin 13/03/2015 tarihi itibariyle kapital alacak, 90.065,35 TL’nin 22/01/2015/19.09.2019 arası gecikme temerrüt faizi,, 4.503,22 TL faize %5 BSMV olmak üzere toplam 146.132,16 TL olduğu, kefaletin eş muvafakati bulunmayan …’nın, kefalet tarihinde evli olması koşulu ile kefaletinin yasal şartları taşımaması nedeniyle kredi borcundan sorumlu olmadığını mahkememize bildirmiştir.
Davalı vekili tarafından itirazları doğrultusunda ek rapor düzenlenmesi için bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından 08/10/2021 tarihli raporunda; dava dışı kredi borçlusunun 19/09/2019 dava tarihi itibariyle borç tutarının genel toplamda 240.027,65 TL, icra kapak hesabındaki harç, vekalet ücreti ve masraflar toplamı 31.214,47 TL’nin eklenmesiyle 271.269,12 TL olduğu, her iki sözleşmede de kefaleti bulunmakla birlikte, şirket ortağı olmayan ve kefaletin eş muvakafati bulunmayan …’nın kefaletinin geçerli olduğunun kabulü halinde borcun tamamından sorumlu olduğu, icra dosya kapak hesabına göre 461.771,03 TL -271.269,12 Tl= 190.501,91 TL, kefaletininin geçerli olmadığının kabulü halinde ise icra dosya kapak hesabına göre 461.771,03 TL borçlu olmadığı, sadece taksitli ticari kredi dayanağı 22/05/2013 tarihli Genel kredi Sözleşmesinde imzası bulunan …’nın sorumlu olduğu kredi tutarının; 51.563,54 TL’nin 13/03/2015 tarihi itibariyle kapital alacak, 90.065,35 TL’nin 22/01/2015/19.09.2019 arası gecikme temerrüt faizi, 4.503,22 TL faizin %5 BSMV olmak üzere toplam 146.132,16 TL olduğu, icra kapak hesabındaki harç, vekalet ücreti ve masrafı toplamı 31.241,47 TL’nin eklenmesiyle 177.373,63 TL borç toplamından sorumlu olduğu, icra kapak hesabına göre 461.771,03 TL- 177.373,63 TL=284.397,40 TL borçlu olmadığı kanaat ve sonucuna varıldığını, icra dosya kapak hesabında, tüm alacak kalemlerinin ikişer defa sisteme girilmiş olması nedeniyle alacak tutarının 2 kat olarak hesaplandığı görüldüğünden, alacağın takip alacağının takip talebine uygun olarak yarısı esas alındığını mahkememize bildirmiştir.
Dosyaya ibraz edilen bilimsel ve hüküm tesisine elverişli bilirkişi raporlarına göre,dava dışı kredi borçlusunun 19/09/2019 dava tarihi itibariyle borç tutarının genel toplamda 240.027,65 TL, icra kapak hesabındaki harç, vekalet ücreti ve masraflar toplamı 31.214,47 TL’nin eklenmesiyle 271.269,12 TL olduğu, her iki sözleşmede de kefaleti bulunmakla birlikte, şirket ortağı olmayan ve kefaletin eş muvakafati bulunmayan …’nın kefaletinin geçerli olduğunun kabulü halinde borcun tamamından sorumlu olduğu, icra dosya kapak hesabına göre 461.771,03 TL -271.269,12 Tl= 190.501,91 TL, kefaletininin geçerli olmadığının kabulü halinde ise icra dosya kapak hesabına göre 461.771,03 TL borçlu olmadığı, sadece taksitli ticari kredi dayanağı 22/05/2013 tarihli Genel kredi Sözleşmesinde imzası bulunan …’nın sorumlu olduğu kredi tutarının; 51.563,54 TL’nin 13/03/2015 tarihi itibariyle kapital alacak, 90.065,35 TL’nin 22/01/2015/19.09.2019 arası gecikme temerrüt faizi, 4.503,22 TL faizin %5 BSMV olmak üzere toplam 146.132,16 TL olduğu, icra kapak hesabındaki harç, vekalet ücreti ve masrafı toplamı 31.241,47 TL’nin eklenmesiyle 177.373,63 TL borç toplamından sorumlu olduğu, icra kapak hesabına göre 461.771,03 TL- 177.373,63 TL=284.397,40 TL borçlu olmadığı, TBK584.maddesindeki açık ve kesin hüküm karşısında şirket ortak ve yöneticisi olmayan …’nın sözleşme imza tarihleri olan 22/05/2013 ve 27/06/2013 itibarıyla evli olması halinde eş muvafakatinin bulunmadığından kefaletinin geçerli olmayacağını belirtmiştir. Sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davacı …’nın 22/05/2013 kefalet tarihi itibarıyla kredi kullanan şirketin tek ortağı ve yetkilisi olması nedeniyle eş muvafakatı aranmayacağı anlaşıldığından, kefil sıfatıyla imzaladığı sözleşme kapsamında kullandırılan taksitli ticari kredi bakiyesi ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumlu olduğu, davacı …’nın ise 22/05/2013-27/06/2013 itibarıyla evli olması nedeniyle eş muvafakatı bulunmadığından kefaletinin geçerli olmadığı anlaşıldığından; Davanın kısmen kabulüne, Davacı …’nın Adana 13.icra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı takip dosyası yönünden 135.539,87 TL yönünden davalı … A.Ş’ye borçlu olmadığının tespitine, Davacı … yönünden davanın reddine, koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne,
A)Davacı …’nın Adana 13.icra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı takip dosyası yönünden 135.539,87 TL yönünden davalı … A.Ş’ye borçlu olmadığının tespitine,
B)Davacı … yönünden davanın reddine,
Koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine,
2-Alınması gereken 9.258,72 TL karar harcından, peşin alınan 2.314,69 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.214,03 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-7155 sayılı kanun 23. Maddesi ile 6325 sayılı Kanuna eklenen 18/A Maddesinin 11. fıkrası gereğince suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabulucuk ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davanın kabul edilen kısmı yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT uyarınca hesap olunan 16.826,29 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’ya ödenmesine,
5-Davanın red edilen kısmı yönünden davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT uyarınca hesap olunan 16.826,29 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 2.314,69 TL peşin harcın tamamının davalıdan alınarak davacı …’ya ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 44,40TL başvuru harcı, 132,10 TL, posta gideri, 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 676,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı …’ya ödenmesine,
7-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK.nun 341/1 ve 345 maddeleri gereğince, kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize veya eşdeğer başka bir mahkemeye verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, alenen ve usulen tefhim kılındı 25/11/2021
Katip …

Hakim …