Emsal Mahkeme Kararı Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1060 E. 2021/839 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/1060 Esas – 2021/839
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ADANA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1060
KARAR NO : 2021/839

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI-
KARŞI DAVALI : … LİMİTED ŞİRKETİ/… ŞUBESİ –
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI-
KARŞI DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARŞI DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 30/10/2018
KARAR TARİHİ : 06/10/2021
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili firma sahibi …’in Adana’da faaliyet gösteren … A.Ş nin sahibi …’in, davalı …’dan sözleşmeye konu böyle bir iş olduğunu ve buna uygun bir firma aradığını, yapılan tüm görüşmelerde firma sahibi …, işadamı … ve Dr. … ve …’ın hazır bulunduğunu, davalının, müvekkiline söz konusu işin kesin olarak var olduğunu ve BM tarafından ihaleye çıkarıldığını ve ihalenin de kendisinin aracı olduğu …. Ltd. ŞTi tarafından alındığını, ana firmanın …. Ltd. Şti olduğunu ve taşeron olarak da belirlenen şartlar dahilinde bu işi müvekkili firmaya bağlayabileceğini, fakat öncelikle iptalini istemiş olduğu sözleşmenin imzalanmasının şart olduğunu söylediğini, davalının, İstanbul’da boğazda yer alan bir villaya müvekkili ve diğer ismi geçen …, Dr. …’yı götürmüş ve söz konusu villanın kendisine ait olduğunu ve 25 milyon dolar değerinde olduğunu, ayrıca kendilerinin yurt dışında bankalarının olduğunu ve İran Devletinde de işlerinin olduğunu söylediğini, … Ltd. Şti nin ihaleyi aldığı izlenimi uyandıran … Ltd. Şti ne ait kaşeli 15/03/2018 tarihli belgeyi de gösterdiğini, müvekkili firma yetkilisinin davalıya sürekli olarak BM nin böyle bir işinin olup olmadığını, ihaleye çıkartılıp çıkartılmadığını ve çıkartılmış ise bahse konu ana firma olan … … ve Ticaret Ltd. Şti tarafından alınıp alınmadığı hususunda bilgi, belge ve evrak istediğini, ancak bu aşamanın daha sonraki bir safha olduğunu ve öncelikle iptalini istemiş olduğu sözleşmenin imzalanmasının şart olduğunu, bu sözleşmenin ön sözleşme olduğu ve bu iş olmadığı takdirde sözleşmenin geçersiz oludğnu ve herhangi bir bir talepte bulunmayacağı telkinlerinde bulunarak ana firmanın bu sözleşmenin imzalanmış halini görmeden görüşme yapmayacağını ve masaya oturmayacağını söyleyerek müvekkilini hile ile hataya sürükleyerek ikna ettiğini, müvekkili firmanın davalı ile bu sözleşmenin imzalanmasından sonra ise … Firması ile ekte sunmuş olduğu 09/04/2018 tarihli sözleşmeyi imzaladığını, müvekkili firma yetkilisinin aradan geçen süreye rağmen söylenen sözlerden ve bahsedilen taahhütlerden hiç birinin gerçekleşmediğini görünce araştırma yapmış ve BM nin iptalini talep etmiş olduğu sözleşmeye konu Suriye İdlib Kentinde böyle bir yemek ihalesi işinin olmadığını ve böyle bir ihale yapılmadığını ve gerek davalı ve gerekse ana firma diye bahsi geçen firmanın böyle bir ihale almadıklarını, uzun süren çalışmaları sonucunda öğrendiğini ve davalıya bu konuyu söylediğini, davalının bu konuyu örtbas etme yoluna gittiğini, müvekkilinin yazılı sözleşme ile sözleşmeyi iptal etmek istediğini, davalının ise iptal etmeye gerek olmadığını söylediğini ancak Adana 14.İcra Müdürlüğünün 2018/… e. Sayılı dosyası ile müvekkili firma hakkında ilamsız icra takibi yapıldığını ve müvekkili tarafından süresi içerisinde itiraz edilerek takibin durdurulduğunu ve davalı tarafça Adana 4.İcra Hukuk Mahkemesinini 2018/… E. Sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, takip konusu yapılan sözleşmeyi müvekkili firmanın 24/10/2018 tarihinde Kozan 2.Noterliğinin … yevmiyeli fesh ihtarnamesi ile fesh edildiğinden bahisle öncelikle müvekkilinin mağdur olmaması için ve dosyaya yansıyan bilgilerde dikkate alındığında ve sözleşmeye konu işin hayali bir iş olduğu hususu da dikkate alınarak müvekkilinin ticari hayatının sekteye uğramaması için yargılama sonuna kadar icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkili firma ile davalı arasında yapılan 05/04/2018 tarihli sözleşmeden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve sözleşmenin iptaline karar verilmesini, müvekkili hakkında Adana 14.İcra Müdürlüğünün 2018/… E. Sayılı dosyası ile yapılan icra takibinin iptaline karar verilmesini, davalının dava konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama, harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, davacı aleyhine Adana 14.İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı takip dosyasından açılan ilamsız takibe süresinde itiraz edildiği ve takibin durdurulduğunu, ortada durmuş bir takip varken üstüne bir de menfi tespit davasının açılmasının bir anlamı olmadığını, tarafların işin iki aşamasında iki ayrı ücret kararlaştırıldığını, davacının ödemesi gereken takibe konu yapılan sözleşmenin 6.1 maddesinde kararlaştırılan ücret olduğunu, davacının, danışmanlık hizmetini almadığı iddiasında olmadığını, icra takibinde talep edilen alacağın dayanağı sözleşmenin içeriğine göre açılmış bir ihalenin söz konusu olmayıp, açılması düşünülen bir ihalenin konusu olan bir işin davacı tarafından yüklenilmesi konusunda danışmanlık sözleşmesi yapıldığını, bu durumda ihalenin açılıp açılmadığının araştırılmasının uyuşmazlığın çözümüne hiçbir etkisinin olmadığını, ortada hile ya da saikte hata durumu olmadığını, tanık deliline muvafakatlerinin olmadığından bahisle Adana 14.İcra Müdürlüğünün 2018/… E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazla takibin durdurulduğundan hukuki yararı olmayan davanın usul yönünden reddine, icra takibi itirazla durmuş olmakla davacı aleyhine takip talebinde belirtilen takip miktarı üzerinden %20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiş, ayrıca davalı – karşı davacı aynı dilekçesinde; müvekkili karşı davacı … oğlu ile karşı davalı … LTD şti arasında 05/04/2018 tarihli yazılı sözleşme ile taraflar arasında danışmanlık sözleşmesi akdedildiğini, danışmanlık sözleşmesi hükümlerine göre müvekkili, Suriye’nin İdlib kentinde yapılması düşünülen yemek servis işinde karşı davalı firmaya danışmanlık hizmetleri vereceğini, buna karşılık karşı davalı, sözleşmenin 6.maddesinde danışmanlık ücreti gereği 150.000 USD ödemeyi kabul ettiğini, yine sözleşmenin 3.2 maddesinde işbu sözleşmenin sona ermesi durumunda da danışmanlık ücretinin davalı tarafından müvekkiline ödeneceği hususu olduğunu, müvekkiline sözleşmeden hemen sonra ödenmesi gereken miktarı karşı davalıdan talep etmesine rağmen ödenmediğini, bu sözleşmeye dayalı olarak Adana 14.İcra Müdürlüğünün 2018/… E. Sayılı takip dosyasından karşı davalı-borçlu aleyhine icra takibinde bulunulduğunu, karşı davalı borçlunun takibe itiraz ettiğini ve itirazın kaldırılması için Adana 4.İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/… E. Sayılı dava dosyasından açılan davada mahkemenin sözleşmenin kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediği gerekçesiyle reddedildiğin bahisle Adana 14.İcra Müdürlüğünün 2018/… E. Sayılı takip dosyasında asıl alacağa ve faize yapılan itirazın iptaline takibin devamına, davacının yaptığı itirazın haksız olduğunu, davacı aleyhine takip talebinde belirtilen takip miktarı üzerinden %20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dava, İİK 72. Maddesine dayanan menfi tespit davası olup, karşı dava ise İİK 67.maddesine dayanan itirazın iptali davasıdır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (a) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Bir uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olabilmesi için, her iki tarafın da Ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Aksine düzenleme bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir. (TTK’nın 5/1.)
Ticari davalar, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez.
Dava, danışmanlık sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve karşı dava olarak itirazın iptali davası olup, bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olması için tarafların tacir ve uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur.
Davacı şirketin tacir olduğu ve dava konusu işin ticari işletmesi ile ilgili olarak yaptığında tereddüt bulunmamaktadır. Buna karşılık, davalı tacir olmadığı gibi esnaf dahi değildir. Eldeki dava, mutlak yada nispi ticari dava niteliğinde olmayıp davaya bakmak görevi HMK’nın 2. Md. gereğince Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir.
6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi gereğince görev hususunun dava şartı olduğu, 6100 sayılı HMK.nun 115/1 maddesi gereğince dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılacağının belirtildiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK.nun 114/1-c , 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine ve mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşıldığından, davanın, dava ve karşı dava yönünden HMK 114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE, karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın görevli ve yetkili Adana Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-Yargılama giderlerinin, 6100 s. HMK’nin 20 ve 331/2. maddeleri uyarınca davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde görevli mahkemesince takdir edilmesine, davaya görevli mahkemesinde devam edilmemiş olması ve talep halinde ise Mahkememizce gerekli kararın verilerek değerlendirilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren, iki hafta içinde mahkememize başvurulup, dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, mahkememizce Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 20 uyarınca DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLECEĞİ’nin ihtarına,
4-Davacı tarafından yatırılıp kullanılmayan gider avansından artan kısmının, 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde (ve dosyanın görevli Mahkemeye süresinde gönderilmemesi halinde) re’sen davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK.nun 341/1 ve 345 maddeleri gereğince, kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize veya eşdeğer başka bir mahkemeye verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle karar verildi. 06/10/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …