Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2022/869 E. 2023/145 K. 08.03.2023 T.

DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/869 E.  ,  2023/145 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/869
Karar No : 2023/145

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı – …
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …Turizm Otelcilik İşletmesi ve İnşaat
Sanayi Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı ısrar kararının aleyhe olan hüküm fıkrasının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, yatırım maliyetine eklenmek suretiyle izlenmesi gereken bazı iktisadi kıymet ve gayrimaddi haklara ilişkin ayrılan amortismanların ve iktisadi kıymetlerin alımına ilişkin kullanılan banka kredileri nedeniyle katlanılan finansman giderlerinin bir kısmının doğrudan gider olarak dikkate alınamayacağı yolundaki tespitler üzerine yeniden düzenlenen beyan tablosu uyarınca 2008 ve 2010 yıllarından 2011 yılına devreden geçmiş yıllara ait zararının azaltılması gerektiği sonucuna varılan …tarih ve …sayılı Vergi İnceleme Raporu’na istinaden ihtirazi kayıtla verilen 2012 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesiyle beyan edilen matrah üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinin iadesiyle istemiyle dava açılmıştır.
…Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı:
Davacı şirket hakkında 2010 yılına ilişkin düzenlenen vergi inceleme raporunun sonuç bölümünde, davacı şirketin 2008 yılından 2011 yılına devreden zararının 1.667.787,10 TL olduğu tespit edilmiştir. Bunun üzerine davalı idare tarafından 2011 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde gerekli düzeltmelerin yapılması gerektiğine yönelik …tarih ve …sayılı yazı davacıya tebliğ edilmiştir.
Davacı tarafından, anılan yazının iptali istemiyle (…Vergi Mahkemesinin …sayılı esasına kayıtlı) dava açılmıştır. Davacı şirket tarafından 2012 yılında mahsubu gereken zarar 23.456.878,80 TL olarak ve vergi inceleme raporuna göre ayrılması gereken amortisman tutarı da dikkate alınarak ihtirazi kayıtla verilen beyannamede yer alan matraha 16.847.506,26 TL ilave edilmesi suretiyle bu tutar üzerinden tahakkuk ettirilen 1.053.660,45 TL kurumlar vergisinin iptali ve iadesi istemiyle işbu dava açılmıştır.
2012 yılına ait kurumlar vergisine ilişkin ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannamesine konulan ihtirazi kayıt … tarih ve …sayılı işleme dayanmaktadır.
16/10/2012 tarih ve 23478 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan dava …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla sonuçlandırılmıştır.
Anılan kararda şu değerlendirmelere ve gerekçelere yer verilmiştir:
i. Davacı şirket adına tespit edilen 3.309.666,00 TL tutarındaki matrah farkının, 3.300.000,00 TL’lik kısmı üst hakkı bedeli üzerinden ayrılan amortisman giderinin kabul edilmemesinden kaynaklanmaktadır. Gayrimaddi hak kapsamında değerlendirilen ve aynı zamanda bağımsız ve sürekli nitelikte olan üst hakkı bedelinin amortisman yoluyla itfa edilmesinde yasal bir engel bulunmamaktadır. Bu nedenle, inceleme raporunda, üst hakkı bedelinin “258 Yapılmakta Olan Yatırımlar” hesabında izlenmesi gerektiğinden bahisle bulunan matrah farkında hukuki isabet bulunmamaktadır.
ii. Davacı şirket adına tespit edilen 3.309.666,00 TL tutarındaki matrah farkının, 9.666,00 TL’lik kısmı ise, davacı tarafından …adlı tesisin alınması sırasında ödenen ve “Diğer Maddi Duran Varlıklar” hesabına kaydedilerek 50.000,00 TL tutarıyla muhasebeleştirilen iktisadi kıymete ilişkin ayrılan amortisman giderinin kabul edilmemesinden kaynaklanmaktadır. …turizm tesisinin iktisabında ödenen 50.000,00 TL’nin “258 Yapılmakta Olan Yatırımlar” hesabında muhasebeleştirilmesi gerekirken söz konusu bedel üzerinden ayrılan amortisman gideri reddedilmek suretiyle tespit edilen matrah farkında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
iii. İnceleme raporunda tespit edilen 4.473.321,87 TL ve 1.201.575,61 TL tutarındaki matrah farkları, davacının anılan tesisin iktisabı ve tesis içinde natamam otel inşaatının tamamlanması için kullandığı kredi nedeniyle yüklendiği finansman giderinin reddedilmesinden kaynaklanmaktadır.
iv. İnceleme raporunda, yatırım maliyeti, aktifleştirilen maliyet ve giderleştirilen maliyet tutarlarının oranlaması yapılmış, davacı tarafından anılan tesis içinde yer alan natamam otel inşaatının tamamlanması için yatırım maliyetine eklenmesi gereken tutarın 6.267.475,87 TL olması gerektiği tespit edilmiştir. Davacının dikkate aldığı 1.794.154,00 TL tutarındaki pay dikkate alınmak suretiyle 4.473.321,87 TL tutarında matrah hesaplanmıştır.
v. Raporda, davacının anılan tesis içinde yer alan aktifleştirilmesi gereken iktisadi kıymetlerin maliyet bedeline eklenmesi gereken tutarın 1.462.690,26 TL olması gerektiği tespit edilmiş, 2010 yılında tahakkuk eden finansman giderlerinden aktif kıymetlerin maliyetine pay verilmediği bu nedenle söz konusu tutarın gider hesaplarından çıkartılması ve yatırım hesaplarına eklenmesi gerektiği tespit edilmiştir. Bu tespit ışığında iktisadi kıymetlerin maliyet bedeline eklenen bu tutara isabet eden amortisman tutarının düşülmesi neticesinde 1.201.575,61 TL matrah farkı hesaplanmıştır.
(Tespit edilen 4.473.321,87 TL ve 1.201.575,61 TL tutarındaki matrah farklarına ilişkin hukuki değerlendirme)
vi. Davacı tarafından, kullanılan kredilerden doğan gider ve masraflardan “258 Yapılmakta Olan Yatırımlar” hesabında izlenen maliyete pay verilse de diğer iktisadi kıymet maliyetine pay vermeden direkt olarak dönem kazancının tespitinde gider olarak alınmasının sebebinin söz konusu tesis içinde natamam otel inşaatı haricindeki kıymetlerin işler halde bulunmasından kaynaklandığı ifade edilmiştir.
vii. 163 Seri No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde, yatırımların finansmanında kullanılan kredilerle ilgili faizlerden kuruluş dönemine ait olanların sabit kıymetle birlikte amortisman yoluyla itfa edilmek üzere yatırım maliyetine eklenmesi gerektiği ve işletme dönemine ait olanların ise ilgili bulundukları yıllarda doğrudan gider yazılması ya da maliyete intikal ettirilmek suretiyle amortismana tabi tutulması gerektiği belirtilmiştir.
viii. Vergi inceleme raporunda, natamam otel inşaatının ne kadarlık kısmının hangi yıllarda sona erdiği tespit edilmemiş, devam eden inşaata ilişkin olarak yıllar bazında kullanılan kredinin miktarına yönelik araştırma yapılmamıştır. Bu nedenle doğrudan kullanılan kredinin miktarı ve türü dikkate alınarak söz konusu kredi tutarlarının toplam kredi tutarlarına oranlanması neticesinde bulunan yatırım (banka) kredisi tutarının ve akabinde yatırım maliyet, aktifleştirilen maliyet ve giderleştirilen maliyet tutarlarının toplam maliyete oranlanması neticesinde natamam otel inşaatının tamamlanması için gerekli olan maliyet bedeline eklenmesi gerektiğinden bahisle saptanan matrah farkında hukuki isabet bulunmamaktadır.
ix. Tüm bu değerlendirmeler ışığında anılan gerekçelerle, dava konusu işlemin 9.666,00 TL matrah farkından kaynaklanan kısmı yönünden davanın reddine, dava konusu işlemin diğer matrah farkından kaynaklanan kısmının iptaline karar verilmiştir.
x. Ayrıca anılan kararda davacının 2010 yılından gelecek yıllara devreden zararının 10.642.684,58 TL olduğu belirlenmiştir.
Diğer taraftan, …Vergi Mahkemesinin …ve …sayılı esasına kayıtlı dosyalarında verilen ara kararıyla davalı idareden, davacının 2011 yılına ait kurumlar vergisi ve 2011 yılının Ocak-Mart, Nisan-Haziran ve Ekim-Aralık; 2012 yılının Ocak-Mart, Nisan-Haziran ve Ekim-Aralık dönemlerine ilişkin geçici vergi beyannameleri üzerine tesis edilen işlemlere karşı dava açılıp açılmadığı sorulmuş, davalı idarece verilen cevabi yazıda anılan beyannamelerin ihtilaf konusu edilmediği belirtilmiştir.
Uyuşmazlığın çözümü için davacı şirketin 2011 yılına devreden zararının 10.652.350,58 TL’den 1.667.787,10 TL’ye indirilmesine ilişkin işlemin, 9.666,00 TL matrah farkından kaynaklanan kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı, diğer matrah farkından kaynaklanan kısmında ise hukuka uygunluk bulunmadığı yolunda verilen … Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının sonucunun dikkate alınması gerekmektedir.
Bu nedenle, davacı tarafından ihtirazi kayıtla verilen kurumlar vergisi beyannamesiyle hesaplanan verginin, 9.666,00 TL matrah farkından kaynaklanan kısmında hukuka aykırılık; diğer matrah farkından kaynaklanan kısmında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle hesaplanan kurumlar vergisinin, 2010 yılına ait 9.666,00 TL tutarındaki matrah farkından kaynaklanan kısmı yönünden davanın reddine, diğer matrah farkından kaynaklanan kısmı yönünden davanın kabulüne ve anılan kısımdan kaynaklanan verginin iadesine karar vermiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesinin 25/06/2018 tarih ve E:2016/4624, K:2018/3523 sayılı kararı:
Dava konusu tahakkuka ilişkin beyannamenin ihtirazi kayıtla verilmesine neden olan …tarih ve …sayılı işleme yönelik açılan davada verilen …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının, dava konusu işlemin iptaline ilişkin hüküm fıkrası Danıştay Üçüncü Dairesinin 25/06/2018 tarih ve E:2016/4623, K:2018/3519 sayılı kararıyla bozulmuştur. Anılan bozma kararı uyarınca verilecek kararın sonucu, bu davayı da etkileyeceğinden, sözü edilen karara göre yeniden karar verilmek üzere Mahkeme kararının temyiz istemine konu hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir.
Daire, bu gerekçeyle kararın, tahakkuk eden verginin kaldırılması ve iadesi yolundaki hüküm fıkrasını bozmuştur.
Davacının karar düzeltme istemini kabul ederek önceki kararını kaldırdıktan sonra temyiz istemini yeniden inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesinin 30/09/2020 tarih ve E:2019/5027, K:2020/3434 sayılı kararı:
Temyize konu kararda dayanak alınan …Vergi Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı karar, Danıştay Üçüncü Dairesinin 25/06/2018 tarih ve E:2016/4623, K:2018/3519 sayılı kararıyla iptali istenilen işlemin kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğinde olmadığı, uyarı ve bilgi verme niteliği taşıdığı, idari davaya konu edilmesine olanak bulunmadığı, bu nedenle davanın incelenmeksizin reddi gerekirken esası incelenmek suretiyle davayı sonuçlandıran mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuştur. Danıştay Üçüncü Dairesince verilen karara davacı tarafından yöneltilen karar düzeltme istemi de reddedilmiştir.
Buna göre, davacı tarafından, 2012 yılına ilişkin olarak ihtirazi kayıtla verilen kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden tahakkuk ettirilen vergiye dair uyuşmazlığın, verginin dönemi de dikkate alınarak, davacının beyannameye ihtirazi kayıt koyma nedenleri ile vergi dairesinin ihtirazi kaydın konusunu oluşturan nedeni kabul etmemesine dayanak edilen …tarih ve … sayılı Vergi İnceleme Raporu incelenerek çözümlenmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, temyize konu kararın belirtilen esaslara göre yeniden inceleme yapılmak üzere bozulması gerekmiştir.
Daire bu gerekçeyle davacının karar düzeltme istemini kabul ederek önceki kararını kaldırdıktan sonra Vergi Mahkemesi kararını bozmuştur.
…Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı ısrar kararı:
Davacı şirketin 2008 yılından 2011 yılına devreden zararının 1.667.787,10 TL olduğu ve 2011 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde gerekli düzeltmelerin yapılması gerektiğine ilişkin tesis edilen …tarih ve …sayılı işleme karşı açılan davada …Vergi Mahkemesince verilen E:…, K:…sayılı kararın dava konusu işlemin iptaline ilişkin hüküm fıkrası, Danıştay Üçüncü Dairesince, dava konusu edilen işlemin kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğinde olmayıp uyarı ve bilgi verme niteliği taşıdığından, idari davaya konu edilmesine olanak bulunmadığı, bu nedenle davanın incelenmeksizin reddedilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma kararı üzerine …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar edilmiş ve anılan karar taraflarca temyiz edilmemiştir. Sonuç itibarıyla anılan karar kesinleşmiştir.
Vergi mahkemesi ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak bu gerekçeyle ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Israr kararının aleyhe olan hüküm fıkrasının hukuka aykırı olduğu belirtilerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: 2008 ve 2010 yıllarından 2011 yılına devreden geçmiş yıllara ait zararının azaltılması gerektiği sonucuna varılan 07/09/2012 tarih ve … sayılı Vergi İnceleme Raporu’nda yer alan tespitlerin hukuka aykırı olduğu belirtilerek ısrar kararının davanın kısmen kabulüne dair hüküm fıkrasında hukuki isabetsizlik bulunmadığı bu nedenle davalının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Davacının, 2012 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesiyle beyan ettiği matrahın hesabında geçmiş yıl zararının 23.456.878,80 TL olarak dikkate alınması gerektiği ihtirazi kaydı kabul edilmemiş, geçmiş yıl zararı 4.938.516,92 TL olarak kabul edilerek vergi tahakkuk ettirilmiştir.
Davacının, ihtirazi kayda konu ettiği geçmiş yıl zararı, 2008 yılından 2010 yılına devreden geçmiş yıl zararın; 2010 yılında ortaya çıkan 2011 yılına devreden cari yıl zararının ve 2011 yılında ortaya çıkan 2012 yılına devreden cari yıl zararın azaltılmasından kaynaklanmaktadır.
Vergi inceleme raporunda yer alan tespitler mahiyet itibarıyla sadece 2010 yılına ait kurumlar vergisi beyan tablosunu değil dönemsel olarak 2011 ve sonraki yıllara ait beyan tablosunu da etkiler niteliktedir. 2011 ve sonraki yıllarda beyan edilen ticari bilanço kârı/zararı tutarını etkileyip etkilemediği de ihtirazi kaydın konulma nedenine ve bu nedene bağlı olarak bilanço kârının/zararının değişip değişmediğine bağlıdır.
İhtirazi kayda konu zararın, 2010 yılında ortaya çıkan 2011 yılına devreden cari yıl zararının yok edilmesi ile 2008 yılından 2010 yılına devreden geçmiş yıl zararının azaltılmasından kaynaklanan kısmı, vergi inceleme raporundaki tespitlere dayanan …tarih ve …sayılı işleme karşı açılan davada incelenmiş ve Danıştay Üçüncü Dairesince verilen bozma kararına uyulmayarak verilen ısrar kararı temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu davada verilen kararın ısrar kararına esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Ancak 2011 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesinde hesaplanan ticari bilanço zararı, ihtirazi kayıtla verilen 2012 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde azaltıldığından, 2011 yılından 2012 yılına devreden geçmiş yıl zararının azaltılmasından kaynaklanan kısmı yönünden hukuka uygunluk denetimi kesinleşen yargı kararında yapılmamıştır.
Her ne kadar, 2010 yılında ortaya çıkan 2011 yılına devreden zararın yok edilmesi; 2008 yılından 2010 yılına devreden geçmiş yıl zararının azaltılması ile 2011 yılından 2012 yılına devreden geçmiş yıl zararının azaltılması aynı tespitlerden kaynaklansa da zararın azaltılması her yıl itibarıyla dönemsellik ilkesi gereğince konu unsuru yönünden farklı değerlendirmeyi gerekli kılmaktadır.
Bu nedenle dava konusu istemin sebep ve konu unsuru yıllar itibarıyla ayrı ayrı dikkate alınmaksızın bütüncül bir değerlendirmeyle yapılan yargılama, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 22 ve 24. maddelerine aykırılık oluşturduğundan, ısrar kararının, davanın kabulüne dair hüküm fıkrasının anılan Kanun’un 49. maddesinin (2) numaralı fıkrasının “c” bendi uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Davacı adına düzenlenen …tarih ve …sayılı Vergi İnceleme Raporu’nda şu tespitlere yer verilmiştir:
i. 2010 yılına ait hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde yatırım maliyetine eklenmek suretiyle izlenmesi gereken bazı iktisadi kıymet ve gayrimaddi haklara ilişkin ayrılan amortismanların ve iktisadi kıymetlerin alımına ilişkin kullanılan banka kredileri nedeniyle katlanılan finansman giderlerinin bir kısmının doğrudan gider olarak dikkate alınamayacağı tespit edilmiştir.
ii. Anılan tespitler üzerine yeniden düzenlenen beyan tablosu uyarınca 2010 yılına ait cari yıl zararının (7.184.406,44 TL) bulunmadığı; 2008 yılından 2010 yılına devreden 3.467.944,14 TL tutarındaki geçmiş yıl zararının ise azaltılarak 1.667.787,10 TL olarak dikkate alınması ve 2011 yılına devreden geçmiş yıla ait zararın 1.667.787,10 TL olarak kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
İşbu dosya ile …Vergi Mahkemesinin E:…, …, …sayılı dosyalarına bir takım bilgi ve belgeler sunulmuştur. Bu belgelere göre:
i. Davacı, 2011 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesini vergi inceleme raporunun düzenlendiği tarihten önce 27/04/2012 tarihinde vermiştir.
ii. 2011 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesi ihtirazi kayıtla verilmemiştir.
iii. 27/04/2012 tarihinde verilen 2011 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesinde, cari yıl zararı 12.812.305,51 TL hesaplanmıştır. 19/04/2013 tarihinde ihtirazi kayıtla verilen 2012 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesi ise vergi inceleme raporunda yer alan tespitler nedeniyle 2010 yılından devreden geçmiş yıl zararı 1.667.787,10 TL olarak beyan edilmek; 2011 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesinde hesaplanan 12.812.305,51 TL tutarındaki zararı ise 3.270.729,82 TL tutarına azaltılmak suretiyle verilmiştir.
iv. Anılan rapor düzenlendikten sonra davalı idarenin …tarih ve …sayılı yazısı davacıya tebliğ edilmiştir. İlgili yazıda, anılan raporda yer alan tespitler ışığında 2008 yılından 2011 yılına devreden zararın 1.667.787,10 TL olduğu ve 2011 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde gerekli düzeltmelerin yapılması gerektiği belirtilmiştir.
v. Davacı, …tarih ve …sayılı işlemin iptali istemiyle dava açmıştır. …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla, dava konusu işlemin, 9.666,00 TL tutarında ayrılan amortismandan kaynaklanan kısmı yönünden dava reddedilmiş, diğer matrah kalemlerinden kaynaklanan kısmı ise iptal edilmiştir.
vi. …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının dava konusu işlemin iptaline ilişkin hüküm fıkrasına karşı davalı idare tarafından kanun yoluna başvurulmuş, davanın reddine dair hüküm fıkrasına karşı davacı tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmamıştır.
vii. Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesince, dava konusu edilen işlemin kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğinde olmayıp uyarı ve bilgi verme niteliği taşıdığından, idari davaya konu edilmesine olanak bulunmadığı, bu nedenle davanın incelenmeksizin reddedilmesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline ilişkin hüküm fıkrası bozulmuştur. Ayrıca Daire davacının karar düzeltme istemini de reddetmiştir.
viii. Bozma kararı üzerine …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla, ilk kararda yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar edilmiş ve anılan karar taraflarca temyiz edilmemiştir. Sonuç itibarıyla anılan karar kesinleşmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 22. maddesinin (1) numaralı fıkrasında konular aydınlandığında meselelerin sırasıyla oya konulacağı ve karara bağlanacağı, kararlarda bulunacak hususları düzenleyen 24. maddesinin birinci fıkrasının (e) işaretli bendinde kararın dayandığı hukuki sebepler ile gerekçesinin ve hükmün kararda gösterilmesinin zorunlu olduğu kurala bağlanmış, 49. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (c) işaretli bendinde ise usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması bozma sebebi olarak sayılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Olayda, davacının 2012 yılına ait kurumlar vergisi matrahının hesabında esas alınan geçmiş yıl zararı 23.456.878,80 TL olarak dikkate alınması gerektiği ihtirazi kaydı kabul edilmeyerek geçmiş yıl zararı 4.938.516,92 TL olarak dikkate alınmıştır. Anılan beyannamede ihtirazi kayda konu edilen geçmiş yıl zararı yıllar itibarıyla şu şekildedir:
i. 2008 yılından 2010 yılına devreden geçmiş yıl zararı
ii. 2010 yılında ortaya çıkan 2011 yılına devreden cari yıl zararı
iii. 2011 yılında ortaya çıkan 2012 yılına devreden cari yıl zararı
Uyuşmazlığın, 2008 yılından 2010 yılına devreden geçmiş yıl zararı ile 2010 yılında ortaya çıkan 2011 yılına devreden cari yıl zararının azaltılmasından kaynaklanan kısmı 16/10/2012 tarih ve 23478 sayılı işleme karşı açılan davada çözüme kavuşturulmuştur.
Anılan davada, Danıştay Üçüncü Dairesinin ilgili bozma kararı üzerine verilen …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı ısrar kararı taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Dolayısıyla anılan mahkeme kararının doğurduğu hukuki durum dikkate alındığında, 2008 yılından 2010 yılına devreden geçmiş yıl zararı ile 2010 yılında ortaya çıkan 2011 yılına devreden cari yıl zararının azaltılmasına sebep teşkil eden hususun ilgili yargı kararı doğrultusunda kesinleştiğinin kabulü gerekmektedir.
Ancak 2011 yılında ortaya çıkan 2012 yılına devreden zararın azaltılmasına sebep teşkil eden hususların, 2012 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesine konulan ihtirazi kayıtla işbu davada ihtilaf konusu edildiği dikkate alındığında, Mahkemece, bu yönden de uyuşmazlığın incelenerek dava konusu istem hakkında karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, davacı tarafından 2012 yılına ilişkin olarak ihtirazi kayıtla verilen kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden tahakkuk ettirilen verginin iadesine dair uyuşmazlığın, zararın ait olduğu dönemler ayrı ayrı dikkate alınarak, davacının beyannameye ihtirazi kayıt koyma nedenleri ile vergi dairesinin ihtirazi kaydın konusunu oluşturan nedeni kabul etmemesine dayanak alınan …tarih ve …sayılı Vergi İnceleme Raporu incelenerek çözümlenmesi gerekmektedir.
Bu yönde bir inceleme ve hukuki değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken bütüncül bir değerlendirmeyle yapılan yargılama sonucunda verilen ısrar kararının davanın kısmen kabulü yolundaki hüküm fıkrası 2577 sayılı Kanun’un 22 ve 24. maddelerinde yer alan usul kurallarına uygun düşmemiştir.
Bu durumda, 2577 sayılı Kanun’un 22 ve 24. maddelerindeki usul kurallarına aykırı olarak verilen temyize konu ısrar kararının davanın kısmen kabulü yolundaki hüküm fıkrasının aynı Kanun’un 49. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (c) bendi uyarınca bozulması gerekmektedir.
Öte yandan, yeniden verilecek kararda, Mahkemenin ilk kararının davanın kısmen reddi yolundaki hüküm fıkrasının davacı tarafından kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiğinin de gözetileceği tabiidir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı ısrar kararının, davanın kısmen kabulüne dair hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.