Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2022/466 E. 2023/112 K. 15.02.2023 T.

DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/466 E.  ,  2023/112 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/466
Karar No : 2023/112

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı – … (…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …Yapı Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından 29/12/2011 tarihinde geçirilen trafik kazası sonucunda yanarak kullanılamaz hale gelen …plaka sayılı araçtan kaynaklanan motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyet kaydının yanma tarihinden itibaren kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
…Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı:
Davacı tarafından adına 06/09/2011 tarihinde tescil ettirilen …plaka numaralı aracın 29/12/2011 tarihinde tamamen yanarak kullanılamaz hale geldiğinden bahisle anılan araca ait motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin sona erdirilmesi istemiyle 02/10/2015 tarihinde Yeğenbey Vergi Dairesi Müdürlüğüne yapılan başvuru reddedilmiştir.
…plaka numaralı aracın 29/12/2011 tarihinde tamamen yandığı ve kullanılmaz hale geldiği dava dosyasında bulunan Haymana Belediyesi İtfaiye Müdürlüğünün …tarih ve …sayılı tutanağından anlaşılmakta olup bu konuda taraflar arasında herhangi bir çekişme bulunmamaktadır.
Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Olayda davaya konu araç 29/12/2011 tarihli kazada tamamen yanarak hurda haline geldiğinden mevcut haliyle bir motorlu taşıttan beklenen fayda ve işlevi yerine getirmesi mümkün bulunmamaktadır.
Anılan nedenle motorlu araç trafik tescil kaydında araç kaydı gözükmekle birlikte gerçekte davacının üzerinde tasarrufta bulunabileceği bir aracın olmaması nedeniyle davacının bu araç nedeniyle motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin sürdürülmesinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Mahkeme bu gerekçeyle dava konusu işlemi iptal etmiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesinin 10/12/2020 tarih ve E:2016/11281, K:2020/5118 sayılı kararı:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinde vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu hükmüne yer verilmiştir.
197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun 3, 7 ve 8. maddelerine göre motorlu taşıtlar vergisinin mükellefi, trafik sicili ile Ulaştırma Bakanlığınca tutulan sivil hava vasıtaları sicilinde adlarına motorlu taşıt kayıt ve tescil edilmiş olan gerçek ve tüzel kişiler olup mükellefiyet anılan sicillere kayıt ve tescil ile başlamakta ve kayıtlarının silinmesi ile sona ermektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Araçların satış, devir ve tescili ile bu işlemlerle ilgili yetki ve sorumluluk” başlıklı 20. maddesinin birinci fıkrasının (a) işaretli bendinde araç sahiplerinin tescili zorunlu ve ilk tescili yapılacak olan araçların satın alma veya gümrükten çekme tarihinden itibaren üç ay içinde tescili için, bunların hurda durumuna gelmesi halinde ise bir ay içinde tescilin silinmesi için ilgili trafik tescil kuruluşuna veya Emniyet Genel Müdürlüğünün belirleyeceği kamu kurum veya kuruluşları ile gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerine başvurmaları gerektiği belirtilmiş; (c) işaretli bendinde ise tescil belgesinin aracın başkasına satış veya devrine, hurdaya çıkarılmasına veya araçta yönetmelikte belirtilen niteliklerin değişmesine kadar geçerli sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Öte yandan 2918 sayılı Kanun uyarınca çıkarılan 18/07/1997 tarih ve 23053 (mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin olay tarihinde yürürlükte bulunan şekliyle “Araçların Hurdaya Çıkarılması” başlıklı 39. maddesinde ise ekonomik ömrünü doldurma, eskime, yıpranma, kaza, yanma, tahrip edilme ve benzeri nedenlerle kullanılamaz duruma gelen araçlar, sahiplerinin, kanuni temsilcilerinin, vekillerinin veya tüzel kişiliklerce yetkilendirilen kişilerin dilekçesi üzerine muayeneye tabi tutulmadan ilgili vergi dairesinden alınmış motorlu taşıtlar vergisi, gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası, trafik idari para cezası ile 25/6/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 30. maddesine göre verilen idari para cezaları ile geçiş ücreti borcu bulunmadığına dair ilişik kesme belgesinin veya hurdaya ayrılmasında sakınca bulunmadığına dair belgenin ibrazı ve kayıtlarında haciz, rehin, tedbir gibi kısıtlayıcı şerhler bulunmaması halinde müracaat tarihi itibariyle herhangi bir trafik tescil şube veya bürosunca hurdaya çıkarılacağı düzenlenmiştir.
Anılan mevzuat hükümleri ile dosyanın birlikte incelenmesinden davacının adına kayıtlı aracının hurdaya ayrılması için öncelikle bağlı bulunduğu vergi dairesi müdürlüğüne başvurup borcu bulunmadığına dair ilişik kesme belgesini veya hurdaya ayrılmasında sakınca bulunmadığına dair belgeyi temin ederek ve bu bahsi geçen belgelerden birini ekleyerek aracın hurdaya çıkarılması talebini içeren bir dilekçeyle trafik tescil şube müdürlüğüne veya bürosuna başvurması gerekmekte iken mükellefiyet kaydının terkini istemiyle doğrudan davalı idareye başvuruda bulunduğu anlaşılmış olup belirtilen usule uyulmadan yapılan başvurunun reddine dair işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Daire bu gerekçeyle kararı bozmuş; davacının karar düzeltme istemini de reddetmiştir.

…Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı ısrar kararı:
Mahkeme, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davaya konu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
Davalının temyiz isteminin REDDİNE,
2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.