Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2022/232 E. 2022/1728 K. 28.12.2022 T.

DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/232 E.  ,  2022/1728 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/232
Karar No : 2022/1728

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- … Metal ve Sanayi Mamülleri Dış Ticaret Limited Şirketi
2- …
3- …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı … Metal ve Sanayi Mamülleri Dış Ticaret Limited Şirketi adına, 2008 yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde gerçek bir emtia teslimine dayanmaksızın düzenlendiği tespit edilen faturaları kayıtlarına dahil ettiği yolunda düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca 2008 yılının Aralık döneminden devreden katma değer vergisi azaltılmak suretiyle yeniden düzenlenen beyan tablosu dikkate alınarak 2009 yılının Haziran dönemi ve 2010 yılının Mart dönemi için re’sen tarh edilen katma değer vergileri ile vergilerin üç katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
Dilekçe ret kararı üzerine yenilenen davanın süresinde olduğu anlaşıldığından işin esasının incelenmesi gerektiği gerekçesine dayalı bozma kararına uyularak verilen … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı:
Davacılardan … Metal ve Sanayi Mamülleri Dış Ticaret Limited Şirketi yönünden yapılan hukuki değerlendirme:
Davacı adına, 2008 yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde gerçek bir emtia teslimine dayanmaksızın düzenlendiği tespit edilen faturaları kayıtlarına dahil ettiği yolunda düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca 2008 yılının Aralık döneminden devreden katma değer vergisi azaltılmak suretiyle yeniden düzenlenen beyan tablosu dikkate alınarak 2009 yılının Haziran dönemi ve 2010 yılının Mart dönemi için katma değer vergileri tarh edilmiş ve verginin üç katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezaları kesilmiştir.
Uyuşmazlık konusu tarhiyatların dayanağı 2008 yılının Temmuz ila Kasım dönemleri için re’sen tarh edilen katma değer vergileri ile vergilerin üç katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezalarını içeren ihbarnameler ilanen tebliğ edilmiştir.
İlanen tebliğden önce ihbarnamelerin şirketin bilinen adresinde tebliğe çalışıldığına ilişkin tebliğ alındısının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 102. maddesinde belirtilen şeklide tutanak haline getirilmediği, dolayısıyla anılan ihbarnamelerin usulüne uygun tebliğ edilmediği görülmüştür.
Bu durumda, uyuşmazlık konusu devreden katma değer vergisinin dayanağı 2008 yılına ilişkin cezalı tarhiyatlarla ilgili vergi/ceza ihbarnamelerinin vergi alacağının doğduğu takvim yılı olan 2008 yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve tebliğ edilmesi gerekirken, 31/12/2013 tarihine kadar usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği görüldüğünden, ihbarnameler içeriği vergi ve cezaların zamanaşımına uğradığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu nedenle tarh zamanaşımına uğrayan katma değer vergileri dikkate alınarak davacı şirketin izleyen dönem katma değer vergisi beyanlarının düzeltilmesi sonucunda ortaya çıkan ödenecek vergilere ilişkin cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmamıştır.
Davacılardan … ve … yönünden yapılan hukuki değerlendirme:
Uyuşmazlık konusu ihbarnamelerin … ve … adına düzenlenmediği anlaşılmış olup anılan şahıslar yönünden hukuki bir sonuç doğurması söz konusu olamayacaktır.
Bu nedenle … ve … tarafından kendi adlarına açılan davanın ehliyet yönünden reddi gerekmektedir.
Mahkeme bu gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, kısmen ehliyet yönünden reddine karar vermiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 29/03/2021 tarih ve E:2019/7228, K:2021/1869 sayılı kararı:
Uyuşmazlık konusu tarhiyatların dayanağı 2008 yılının muhtelif dönemleri için re’sen tarh edilen katma değer vergileri ile vergilerin üç katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezalarını içeren ihbarnamelerin tebliğine ilişkin alındıda 213 sayılı Kanun’da belirtilen şekilde herhangi bir şerh ve imza bulunmadığı açıktır.
Ancak şirket müdürü … ‘in ikametgah adresinde düzenlenen 25/06/2013 tarihli ”adres tespit tutanağı” ile şirket müdürünün söz konusu adreste bulunmadığı, adreste bir başka şahsın bulunduğu hususlarının mahalle muhtarı ve yoklama memuru imzasıyla tespit edildiği anlaşılmaktadır.
31/12/2013 tarihinde dolacak tarh zamanaşımı süresinin dolmasından önce 25/06/2013 tarihinde şirket müdürünün bilinen adresinde düzenlenen adres tespit tutanağıyla adreste bulunamadığı hususunun mahalle muhtarı nezdinde usulüne uygun tespit edilmiş olması nedeniyle bu aşamadan sonra ilanen tebliğin usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı hususu araştırılarak işin esası incelenmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken cezalı tarhiyatı kaldıran Mahkeme kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Daire bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı ısrar kararı:
Dava konusu cezalı tarhiyatların dayanağı olan 2008 yılının Temmuz ila Kasım dönemlerine ilişkin cezalı tarhiyatlara ait ihbarnamelerin davacı şirkete tebliğ edilememesi üzerine yapılan adres araştırması sonucunda düzenlenen adres tespit tutanağının anılan ihbarnameler ile ilişkilendirilemediği, bu haliyle adreste bulunamama halinin usulüne uygun bir şekilde ortaya konulamadığı açıktır.
Mahkeme ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak bu gerekçeyle ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Uyuşmazlık konusu vergi ve cezalarda hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … ‘IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı adına, 2008 yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde gerçek bir emtia teslimine dayanmaksızın düzenlendiği tespit edilen faturaları kayıtlarına dahil ettiği yolunda düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca 2008 yılının Aralık döneminden devreden katma değer vergisi azaltılmak suretiyle yeniden düzenlenen beyan tablosu dikkate alınarak 2009 yılının Haziran dönemi ve 2010 yılının Mart dönemi için katma değer vergileri tarh edilmiş ve vergilerin üç katı tutarında vergi ziyaı cezaları kesilmiştir.
Dava konusu vergi ve cezalara ilişkin ihbarnameler 25/06/2013 tarihinde şirket müdürü …’in ikametgah adresinde kendisine tebliğ edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu tarhiyatların dayanağı 2008 yılının Temmuz ilâ Kasım dönemleri için re’sen tarh edilen katma değer vergileri ile vergilerin üç katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezalarını içeren ihbarnameler de aynı adrese tebliğe çıkarılmış ve 25/06/2013 tarihli adres tespit tutanağı ile şirket müdürü …’in söz konusu adreste bulunmadığı, adreste bir başka şahsın bulunduğu hususlarının mahalle muhtarı ve yoklama memuru imzasıyla tespit edildiğinden bahisle ilanen tebliğ edilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT :
213 sayılı Kanun’un “Tebliğ esasları” başlıklı 93. maddesinde “Tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilümum vesikalar ve yazılar adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasiyle ilmühaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmiyenlere ilan yolu ile tebliğ edilir.” kuralına yer verilmiştir.
Anılan Kanun’un “Tebliğ evrakının teslimi” başlıklı 102. maddesinin 7061 sayılı Kanun’un 17. maddesiyle değiştirilmeden önceki hali şu şekildedir:
“Tebliğ olunacak evrakı muhtevi zarf posta idaresince muhatabına verilir ve keyfiyet muhatap ile posta memuru tarafından taahhüt ilmühaberine tarih ve imza konulmak suretiyle tesbit olunur.
Muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memuru durumu zarf üzerine yazar ve mektup posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderilir.
Muhatabın geçici olarak başka bir yere gittiği, bilinen adresinde bulunanlar veya komşuları tarafından bildirildiği takdirde keyfiyet ve beyanda bulunanın kimliği tebliğ alındısına yazılarak altı beyanı yapana imzalatılır. İmzadan imtina ederse, tebliği yapan bu ciheti şerh ve imza eder ve tebliğ edilemiyen evrak çıkaran mercie iade olunur.
Bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tayin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğ çıkarılır. İkinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeple tebliğ edilemiyerek iade olunursa tebliğ ilan yolu ile yapılır.
Muhatap imza edecek kadar yazı bilmez veya her hangi bir sebeple imza edemiyecek durumda bulunursa sol elinin baş parmağı bastırılmak suretiyle tebliğ olunur.
Muhatap tebelluğdan imtina ederse tebliğ edilecek evrak önüne bırakılmak suretiyle tebliğ edilir.
Yukarıdaki fıkralarda yazılı işlemler komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyet taahhüt ilmühaberine yazılarak tarih ve imza vaz’edilmek ve hazır bulunanlara da imzalatılmak suretiyle tesbit olunur.”
Kanun’un 103. maddesinin 7061 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle değiştirilmeden önceki halinde ise muhatabın adresinin hiç bilinmemesi, bilinen adresinin yanlış veya değişmiş olması nedeniyle gönderilmiş olan mektubun geri gelmesi ve başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmaması hallerinde tebliğin ilan yoluyla yapılacağı belirtilmiş, 104. maddesinde ise ilanen tebliğin şekil şartlarına yer verilmiştir.
Anılan Kanun’un 106. maddesinde de ilanın neticeleri düzenlenmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 113. maddesinde zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmış ve zamanaşımının, mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade edeceği belirtilmiş, 114. maddede vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı hükme bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
213 sayılı Kanun’a göre tebliğin ilan yoluyla yapılabilmesi ancak muhatabın adresinin hiç bilinmediği, bilinen adresinin yanlış olduğu, muhatabın bilinen adresten sürekli olarak ayrıldığı, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmadığının ilanen tebliğ tarihinden önce usulüne uygun olarak tespit edilmiş olması durumunda mümkündür.
Olayda uyuşmazlık konusu ihbarnameler ile ihbarnameler içeriği tarhiyatların dayanağı 2008 yılının muhtelif dönemleri için re’sen tarh edilen katma değer vergileri ile vergi ziyaı cezalarını içeren ihbarnameler aynı adrese tebliğe çıkarılmış, uyuşmazlık konusu ihbarnameler şirket müdürü …’in ikametgah adresinde kendisine 25/06/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir. Ancak 2008 yılının muhtelif dönemleri için re’sen tarh edilen katma değer vergileri ile vergi ziyaı cezalarını içeren ihbarnameler, şirket müdürü …’in söz konusu adreste bulunmadığı, adreste bir başka şahsın bulunduğu yönünde tespit içeren aynı tarihli adres tespit tutanağına istinaden ilanen tebliğ edilmiştir.
Aynı tarihte şirket müdürüne yapılan tebligat dikkate alındığında dava konusu tarhiyatların dayanağı 2008 yılının Temmuz ila Kasım dönemlerine ait ihbarnameler yönünden, şirket müdürünün bilinen adresinde bulunamadığı hususunun usulüne uygun olarak tespit edilmiş olduğundan söz edilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır. Bu nedenle 2008 yılının anılan dönemleri için re’sen tarh edilen katma değer vergileri ile vergi ziyaı cezalarını içeren ihbarnamelerin ilanen tebliği için aranan şartların gerçekleştiğinden söz edilemeyecektir.
Dolayısıyla 2008 yılının Temmuz ila Kasım dönemlerine ait vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerini içeren ihbarnamelerin vergi alacağının doğduğu takvim yılı olan 2008 yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve tebliğ edilmesi gerekirken 31/12/2013 tarihine kadar usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği anlaşılan ihbarnameler içeriği vergi ve cezaların zamanaşımına uğradığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, davacının, 2008 yılında kayıt ve beyanlarına dahil ettiği gerçek bir emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indiriminin reddedilmesi nedeniyle 2009 yılına devreden katma değer vergisinin azaltılması neticesinde beyan tablosunun düzeltilmesi sonucu 2009 yılının Haziran dönemi ve 2010 yılının Mart dönemi için tarh edilen dava konusu vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinde hukuka uygunluk bulunmadığından, vergilerin ve cezaların kaldırılması yolunda verilen ısrar kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararına yöneltilen temyiz isteminin REDDİNE,
2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.