Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2022/1441 E. 2022/1621 K. 28.12.2022 T.

DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/1441 E.  ,  2022/1621 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/1441
Karar No : 2022/1621

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı üzerine verilen … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, hakkında düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca, 2009 yılına ilişkin defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek ve 2008 yılının Aralık döneminden 2009 yılının Ocak dönemine devreden katma değer vergisinin bulunmadığı belirtilerek yeniden düzenlenen beyan tablosu dikkate alınmak suretiyle 2009 yılının Ocak ilâ Aralık dönemleri için re’sen salınan katma değer vergileri ile vergilerin üç katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezaları ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2013 yılı için kesilen iki ayrı özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
İnceleme elemanına süresinde ibraz edilemeyen 2009 yılına ait defter ve belgelerin mahkemeye ibraz edilebileceğinin dava dilekçesinde belirtilmesi üzerine ara kararıyla davacıdan 2009 yılına ait defter ve belgeler istenilmiş, defter ve belgelerin ibrazı üzerine bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Yeminli mali müşavir tarafından düzenlenen bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup davalı idarece rapora itiraz edilmiş ise de bu itiraz yerinde görülmemiş ve anılan bilirkişi raporu hükme esas alınabilecek nitelik ve yeterlilikte bulunmuştur.
Bilirkişi raporunda, 2009 yılına ait katma değer vergisi beyannamelerinde indirilecek katma değer vergisi olarak beyan edilen tutarlarla incelemeye ibraz edilen faturalardan tespit edilen indirilecek katma değer vergisi tutarları arasında farklılıklar bulunduğu belirtilmiş; vergi inceleme raporunda yer alan ve davacı tarafından beyan edilen indirilecek katma değer vergisi tutarları yerine, davacının mahkemeye ibraz ettiği ve kanuni defterlere kayıtlı mal ve hizmet alış faturalarında yer alan indirilecek katma değer vergisi tutarları esas alınarak davacının beyan tablosu yeniden düzenlenmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen beyan tablosu dikkate alınarak dava konusu tarhiyatın kısmen kaldırılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Ancak olayın özelliği, matrah farkının davacının beyanlarından bulunması ve defter ve belgelerin mahkemeye ibraz edilmiş olması hususları dikkate alındığında üç kat kesilen vergi ziyaı cezalarının bir kata indirilmesi gerekmektedir.
Davacının yasal defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediği sabit olup Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesinin birinci fıkrası uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık görülmemiştir. Ancak davalı idarece mükerrer olarak kesilen özel usulsüzlük cezasının ise kaldırılması gerekmektedir.
Mahkeme bu gerekçeyle Ocak ve Şubat dönemlerine ait cezalı tarhiyatları kaldırmış, Mart ilâ Aralık dönemlerine ait cezalı tarhiyatları azaltmış, azaltılan vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezalarının bir kata isabet eden kısmı yönünden davayı reddetmiş, vergi ziyaı cezalarının bir katı aşan kısmını ve özel usulsüzlük cezalarından birini kaldırmış, diğer özel usulsüzlük cezası yönünden ise davayı reddetmiştir.
Tarafların temyiz istemlerini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesinin 30/01/2018 tarih ve E:2016/2874, K:2018/131 sayılı kararı:
Kararın, özel usulsüzlük cezası yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle uygun görülmüştür.
Yasada öngörülen zorunluluğa karşın usulüne uygun olarak verilen süre içerisinde haklı mazeret olmaksızın belge ve defterlerin ibrazından kaçınılması, vergi idaresinin denetiminden saklanılmak istenilen kimi durumların olduğu ve bunların karşıt inceleme yoluyla ortaya çıkarılmasının engellenmesinin amaçlandığı anlamına gelir. Salt bu nedenle, haklı mazeret olmaksızın yetkililere ibraz edilmeyen belge ve defterler ilgilisi lehine kanıt olma değerini yitirirler.
Olayda, davacının defter ve belgelerinin, 22/07/2013 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilen 16/07/2013 tarihli yazı ile istenmesine karşın inceleme elemanına ibraz edilmediği sabittir. Dava dilekçesinde, defter ve belgelerin bulunamamış olması nedeniyle incelemeye ibraz edilemediği belirtilmiştir.
Dolayısıyla, mücbir sebep hali bulunmaksızın defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen yükümlünün daha sonra dava aşamasında mahkemeye ibraz etmesinin vergi incelemesinden amaçlanan sonuçların ortadan kalkmasına sebebiyet vereceği açık olduğundan ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ile getirilen esaslara uygun bulunmadığından, temyiz istemine konu kararın, dava aşamasında dosyaya sunulan defter ve belgeler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucuna göre tarhiyatın kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Daire bu gerekçeyle kararın, cezalı tarhiyatların kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasını bozmuş; cezalı tarhiyatlar yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik davacının temyiz istemini ise bu nedenle reddetmiş; özel usulsüzlük cezası yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasını ise onamıştır.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, … sayılı ısrar kararı:
Mahkeme, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 21/10/2020 tarih ve E:2019/939, K:2020/1060 sayılı kararı:
Kararın, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesinin birinci fıkrası uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarından birinin mükerrer olarak kesildiği gerekçesiyle kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz istemi hakkındaki inceleme:
Israr kararının anılan hüküm fıkrası, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın değinilen hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
Kararın, üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri yönünden davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz istemi hakkındaki inceleme:
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 08/02/2019 tarih ve E:2013/3, K:2019/1 sayılı kararıyla, davacılar tarafından mücbir sebep olmaksızın inceleme elemanına ibraz edilmeyen yasal defterler ve belgelerin mahkemeye sunulabileceğinin ileri sürülmesi halinde, bu defter ve belgeler davacıdan istenilip, defterlerdeki kayıtlar incelenip, bu kayıt ve belgeler hakkında davanın diğer tarafı olan vergi idaresinin görüşü ve saptamaları da alınarak yapılacak hukuki değerlendirmeye göre karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, oluşan içtihat aykırılığının, bu doğrultuda birleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece, davacı tarafından mahkemeye ibraz edilen defter ve belgeler davalı idareye gönderilmemiş, defter ve belgeler üzerinde yeminli mali müşavire yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor dikkate alınarak ısrar kararı verilmiştir.
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararına göre ise davacının defter ve belgelerinin davalı idareye gönderilerek ve idarenin görüşü ve saptamaları da alınarak yapılacak hukuki değerlendirmeye göre karar verilmesi gerektiğinden ısrar kararının temyize konu hüküm fıkrasının bozulması gerekmektedir.
Kararın, üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin, davacının mahkemeye ibraz etmediği faturalara isabet eden kısmı yönünden davanın reddine ilişkin ilişkin hüküm fıkrası kesinleştiğinden, davacının daha önce mahkemeye ibraz ettiği faturalar yönünden belirtilen incelemenin yapılması gerektiği hususunun ve davacının katma değer vergisi beyannameleri ile beyan ettiği ödenecek katma değer vergisi tutarlarının vergi inceleme raporunda dikkate alınmadığı yolundaki iddiasının da yeniden verilecek kararda dikkate alınacağı tabiidir.
Karar sonucu:
Kurul, bu gerekçeyle ısrar kararının özel usulsüzlük cezalarından birinin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasını onamış; kararın üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri yönünden davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm fıkrasını bozmuştur. Kurul, davalının karar düzeltme istemini ise reddetmiştir.
Bozma kararına uyduğunu belirten .. Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
Davacı tarafından yargılamanın önceki aşamasında dosyaya sunulan yasal defter ve belgelerin 13/05/2015 tarihli tutanak ile …’e eksiksiz olarak teslim edildiği görülmüştür.
Bu nedenle, 02/03/2022 ve 15/06/2022 tarihli ara kararlar ile 2009 yılına ait yasal defterler ile alış faturalarının asılları, asıllarının bulunamaması halinde faturayı düzenleyen firmalardan temin edilecek suretlerinin ibrazı davacıdan tekrar istenilmiştir. Buna rağmen yasal defter ve belgeler dosyaya sunulmadığından katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Mahkeme, bu gerekçeyle dava konusu cezalı tarhiyatların, davacının daha önce mahkemeye ibraz ettiği faturalardan kaynaklanan kısmı yönünden davayı reddetmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 253. maddesinde öngörülen muhafaza süresinin dolmasından sonra yasal defter ve belgelerin ibraz edilme zorunluluğunun bulunduğu yolunda yasal bir düzenlemenin mevcut olmadığı, bu nedenle muhafaza süresi dolan defter ve belgelerin mahkemeye sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde hukuki isabet bulunmadığı, kaldı ki yasal defter ve belgelerin daha önceki yargılama aşamasında mahkemeye sunulduğu, katma değer vergisi beyannameleri ile beyan edilen ödenecek katma değer vergisi tutarlarının vergi inceleme raporunda dikkate alınmadığı, mahkemece bu hususa ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı belirtilerek temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı üzerine verilen temyize konu kararın, bozma kararına uygun olmadığı anlaşıldığından bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesinin (4) numaralı fıkrasında, Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı belirtilmiştir. Anılan Kanun’un geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 6545 sayılı Kanun ile değişmeden önceki “Kararın bozulması” başlıklı 49. maddesinin (4) numaralı fıkrasında, mahkemenin bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği, ısrar kararının ilgili tarafından temyizi halinde, davanın, konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulunca inceleneceği, Danıştayın ilgili dava dairesinin kararı uygun görülürse mahkemenin kararının bozulacağı, aksi halde onanacağı, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 21/10/2020 tarih ve E:2019/939, K:2020/1060 sayılı bozma kararında, davacının katma değer vergisi beyannameleri ile beyan ettiği ödenecek katma değer vergisi tutarlarının vergi inceleme raporunda dikkate alınmadığı yolundaki iddiasının da yeniden verilecek kararda dikkate alınacağının tabii olduğu belirtilmiştir. Buna rağmen, mahkemece davacının bu iddiası değerlendirilmeksizin karar verilmiştir.
Bu durumda bozma kararındaki esaslara uygun olmadığı anlaşılan temyize konu kararın bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davacının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.