Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2021/502 E. 2023/117 K. 15.02.2023 T.

DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/502 E.  ,  2023/117 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/502
Karar No : 2023/117

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Şişe ve Cam Fabrikaları Anonim Şirketi
(Önceki unvanı: … Cam Sanayii Anonim Şirketi)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, üretilen bir kısım cam kavanoz ve şişenin satış imkânının kalmadığı, cam kırığı olarak değerlendirilmesi dışında başka bir kullanma imkânının bulunmadığından bahisle bunların emsal bedelinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 267. maddesinde yer alan üçüncü sıra esasına göre takdir edilmesinin istenmesi üzerine takdir komisyonunun, emsal bedel takdiri ile birlikte imha edilerek zayi olan mallara ait katma değer vergisinin, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 30. maddesinin birinci fıkrasının (c) işaretli bendi uyarınca indirim konusu yapılamayacağı, imha tarihini kapsayan vergilendirme dönemine ait 1 No’lu Katma Değer Vergisi Beyannamesinin ilave edilecek katma değer vergisi satırına dahil edilmek suretiyle indirim hesaplarından çıkarılması gerektiği yolundaki kararına istinaden aksi yöndeki ihtirazi kayıtla verilen katma değer vergisi beyannamesi uyarınca tahakkuk ettirilen verginin 73.732,44 TL tutarındaki kısmının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
Vergi kanunlarında zayi olan mal veya zayi olma kavramlarının ne anlama geldiği hususunda bir açıklamaya yer verilmediğinden, zayi olmanın kelime anlamının ortaya konulması gerekmektedir. Zayi kelimesi sözlükte, kaybolma, yitme, yok olma, elden çıkma, mahvolma olarak tanımlanmaktadır. Bu anlamda bir ürünün zayi olduğunun kabul edilebilmesi için tamamen yok olması ve kullanılamaz hale gelmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta davacı, ürettiği cam malzemeyi demode olması, depoda hasarlanması gibi sebeplerden dolayı kırmak durumunda kalmıştır. Kırılan camlar da takdir komisyonu tarafından belirlenen bedel karşılığı satılmıştır.
Bu durumda, ürünlerin tamamen yok olmadığı, satışın ve dolayısıyla yaratılan bir değerin olduğu anlaşıldığından, dava konusu tahakkukta hukuka uygunluk görülmemiştir.
Vergi mahkemesi bu gerekçeyle ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerine tahakkuk ettirilen verginin 73.732,44 TL tutarındaki kısmını kaldırmıştır.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 22/05/2019 tarih ve E:2016/4967, K:2019/3888 sayılı kararı:
05/12/2009 gün ve 27423 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 113 Seri No’lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin “E. Kullanım Süresi Geçen veya Kullanılamayacak Hale Gelen Mallara İlişkin Yüklenilen KDV Hakkında Yapılacak İşlem” başlıklı bölümünde aşağıdaki düzenlemeye yer verilmiştir:
“Gelir İdaresi Başkanlığına intikal eden olaylardan; mükelleflerin faaliyetlerine ilişkin olarak stoklarında mevcut olan ancak kullanım süresi geçen veya bir başka nedenle kullanılamayacak durumda olan malların, ilgili mevzuat uyarınca teşkil edilen resmi komisyonlar veya Takdir Komisyonu huzurunda imha edilmesi durumunda, bu mallara ilişkin yüklenilen KDV’nin indirilip indirilemeyeceği hususunda tereddüde düşüldüğü anlaşılmıştır.
KDV Kanununun (30/c) maddesinde; deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait KDV’nin indirim konusu yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.
Bu hüküm uyarınca, kullanım süresi geçen veya bir başka biçimde kullanılamayacak hale gelen ve imha edilen mallar, zayi olan mal mahiyetinde olduğundan mükelleflerce bu malların iktisabı dolayısıyla yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılması da mümkün bulunmamaktadır.
Bu çerçevede, zayi olan mallara ait yüklenilen ve daha önce indirim konusu yapılan KDV’nin, imha tarihini kapsayan vergilendirme dönemine ait 1 No.lu KDV Beyannamesinin “İlave Edilecek KDV” satırına dahil edilmek suretiyle indirim hesaplarından çıkarılması gerekmektedir.”
Bu düzenlemenin iptali istemiyle açılan dava, Danıştay Dördüncü Dairesinin 30/01/2014 tarih ve E:2010/2532, K:2014/465 sayılı kararıyla, sebebi ne olursa olsun ilgili mevzuat uyarınca teşkil edilen resmi komisyonlar veya takdir komisyonu huzurunda imha edilen malların yitip gittiği ve yok olduğu açık olduğundan, düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiş ve kanun yollarından geçmek suretiyle kesinleşmiştir.
Uyuşmazlıkta, cam şişe ve kavanoz niteliğinde olan ürünlerin kırılması sonucunda artık bu ürünlerin üretim amacı doğrultusunda kullanılma imkânından ve dolayısıyla varlığından söz edilemeyecektir.
Nitekim, ürünlerin cam kırığı olarak hurda halde olduğu takdir komisyonunca tespit edilmiştir. Bu haliyle ürünlerin Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 30. maddesinin birinci fıkrasının (c) işaretli bendi uyarınca zayi olan mal kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve bunlara ait yüklenilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı anlaşıldığından, aksi yöndeki gerekçeyle verilen Mahkeme kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Daire bu gerekçeyle kararı bozmuş; davacının karar düzeltme istemini reddetmiştir.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:
Vergi Mahkemesi, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Değer düşüklüğünün, fiziki olarak var olan bir ürünün piyasa değerinde meydana gelen parasal azalmayı ifade ettiği, değer düşüklüğünde değeri düşen ürünün, ürün olma vasfını kaybetmediği ve halen kullanılabilir durumda olduğu, ürünün zayi olmasının ise o ürünün tamamen yok olması olduğu, bu durumda zayi olan ürünün üretim amacı doğrultusunda kullanılmasının söz konusu olmadığı, bu şekilde ortaya çıkan şeyin hurda olduğu ve hurda olarak ekonomik değerinin olacağı, hurdanın ekonomik değerinin olmasının da ürünün zayi mal olarak değerlendirilmesine engel teşkil etmeyeceği, dolayısıyla bu kabulden hareketle tahakkuk ettirilen vergide hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Zayi olmak suretiyle yok olan eşyanın hiçbir ekonomik değerinin olmadığı, oysa ki uyuşmazlıkta indirim konusu yapılan katma değer vergisinin, eşyanın zayi olmasından değil, ürün olarak satılması imkânı olmadığından kırılması nedeniyle oluşan değer düşüklüğünden kaynaklandığı, aksi kabulden hareketle tahakkuk ettirilen vergide hukuka uygunluk bulunmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ: Temyizen incelenen ısrar kararının, Danıştay Dördüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay Dördüncü Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/02/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X – KARŞI OY:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.