Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2021/1496 E. 2023/189 K. 08.03.2023 T.

DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/1496 E.  ,  2023/189 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1496
Karar No : 2023/189

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Mimarlık Mühendislik İnşaat Bilgisayar Medikal Mobilya Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü

İSTEMİN KONUSU :… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, kayıt ve beyan dışı bıraktığı hâsılatını ortaklara kâr payı olarak dağıttığı yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2014 yılının Nisan – Haziran dönemine ilişkin re’sen tarh edilen gelir (stopaj) vergisi ile verginin bir katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı” başlıklı 13. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunurlarsa, kazancın tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacağı, alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemlerin her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirileceği hükümlerine yer verilmiştir. Aynı maddenin (3) numaralı fıkrasında, emsallere uygunluk ilkesinin, ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade edeceği, emsallere uygunluk ilkesi doğrultusunda tespit edilen fiyat veya bedellere ilişkin hesaplamalara ait kayıt, cetvel ve belgelerin ispat edici kâğıtlar olarak saklanmasının zorunlu olduğu ifadelerine yer verilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b-i) alt bendinde, tam mükellef kurumlar tarafından, tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve bu vergilerden muaf olanlara dağıtılan, 75. maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kâr paylarından (kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmaz.), tevkifat yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Davacı şirket hakkında 2014 yılının Nisan döneme ilişkin gelir (stopaj) vergisi ile ilgili olarak düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi İnceleme Raporu ile davacı şirket hakkında 2013 takvim yılına ilişkin kurumlar vergisi ile ilgili olarak düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi İnceleme Raporu birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirketin bir emtia veya hizmet satışı olmadan para tranferlerinin olduğu ve bu tutarlarda düzenlenmiş belge olmadığı, davacı şirketin diğer bir hesabı olan kasa hesabının da ortakların kullanımına sunulduğu kabul edilmektedir. Davacının ilişkili kişilere finansman hizmeti sağladığı kabul edilerek Merkez Bankasının reeskont işlemlerinde uyguladığı faiz oranı esas alınarak örtülü kazanç tutarı bulunmuştur. Şirketin, 2013 hesap döneminde 159.757,07 TL tutarındaki kazancı kayıt ve beyan dışı bıraktığı tespit edilmiştir. Bu kazanç üzerinden hesaplanan 31.951,41 TL tutarındaki kurumlar vergisinin tenzili neticesinde bulunan 127.805,66 TL’lik tutar şirketin 2014 yılının Nisan dönemi gelir (stopaj) vergisi matrah farkı olarak resen takdir edilmiştir. Anılan matrah farkı üzerinden de 193 sayılı Kanun’un 94. maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b-i) alt bendi uyarınca hesaplanan 19.170,85 TL gelir stopaj vergisinin şirket adına resen tarh edilmesi ve bir kat vergi ziyaı cezası kesilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bunun üzerine dava konusu vergi ziyaı cezalı gelir (stopaj) vergisi tarhiyatının yapıldığı anlaşılmıştır.
Davaya konu cezalı verginin üzerinden hesaplandığı stopajın matrahı yönünden bağlı olduğu ve davacı adına aynı nedenlerle 2013 takvim yılı için salınan vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisine karşı … Vergi Mahkemesinin … esasına kayden açılan davada, … tarih ve K:… sayılı kararla; “davacı şirket ile ilişkili kişileri arasında, emtia veya hizmet satışı olmadan avans alma-verme şeklinde para transferlerinin olduğu, mükellef kurumun yetkilisinin de beyanıyla bu durumun doğrulandığı, vergi inceleme raporunda bahsi geçen transferlerin açıkça ortaya konulduğu, şirket ortaklarının şirket giderlerini şirket adına yapmak gibi bir yetki ve görevlerinin olmadığı, bu tür işlemlerin kanuni temsilciler ya da onların yönlendirmesi ile şirket çalışanlarınca yapılacağı, şirket ortaklarının ancak kar payı dağıtımı halinde şirketten para alabilecekleri dikkate alındığında bu tespitlerden davacının ilişkili kişilere finansman hizmeti sağladığının kabulü gerektiği sonucuna varılarak davacı şirket hakkında yapılan vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi tarhiyatının hukuka uygun olduğu”na karar verildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, uyuşmazlık konusu vergi ziyaı cezalı gelir (stopaj) vergisinde de aynı nedenlerle hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Mahkeme bu gerekçeyle davayı reddetmiştir.
Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 09/10/2019 tarih ve E:2016/17147, K:2019/4503 sayılı kararı:
Davacı adına, 2013 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu re’sen tarh edilen bir kat vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 09/10/2019 tarih ve E:2016/17169, K:2019/4497 sayılı kararıyla kısmen bozulduğundan ve bozma üzerine verilecek karar bu davanın sonucunu da etkileyeceğinden, Vergi Mahkemesince bu husus gözetilmek suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, kurum kazançları üzerinden gelir (stopaj) vergisi tevkifatı yapılması için kurum kazancından doğan kârın ortaklara dağıtılmış olması gerekmektedir. Olayda, kayıt dışı bırakılan hasılat bulunduğunun tespiti ile matrah farkı belirlense dahi davacının beyan dışı bırakıldığı ileri sürülen kârını ortaklarına dağıttığı hususunda inceleme elemanı ya da idarece yapılmış somut bir tespit bulunup bulunmadığı araştırılarak ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği tabiidir.
Daire bu gerekçeyle kararı bozmuş; davalının karar düzeltme istemini ise reddetmiştir.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:
Tevkifatta kârın dağıtılması esas olup, kârın dağıtılmaması veya sermayeye ilavesi gibi kurum dışına çıkmaması halinde ise tevkifat yapılmaması esası benimsenmiştir. Ortaklarından ayrı bir kişiliğe sahip olan sermaye şirketlerinin asıl amacı kazanç elde etmek ve bu kazancı ortaklarına dağıtmak olduğuna göre, bir kurumun kayıt ve beyan dışı bir kazancının bulunduğu ve kayıt ve beyan dışı bu kazancın yasal defter ve bilanço kayıtları ile kurum bünyesinde bulunduğunun ispat edilemediği durumlarda, söz konusu kazancın yasal prosedür uygulanmadan ortaklara dağıtıldığının kabulü gerekmektedir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde yer alan “İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir.” hükmü dikkate alındığında, kayıt ve beyan dışı kazancın kurum bünyesinde kaldığı ve elde edildiği dönemde ortaklara dağıtılmadığı hususunu ispat külfeti hayatın olağan akışına aykırı olan bu durumu iddia eden davacıya aittir.
Olayda, dava konusu verginin hesaplanmasına esas teşkil eden matrah kaleminin … Vergi Mahmesinin E:… sayılı dosyasında dava konusu edildiği, 21/06/2021 tarihinde söz konusu matrah kalemi yönünden davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Kayıt ve beyan dışı bırakılan kazancın yasal defter ve bilanço kayıtları ile kurum bünyesinde bulunduğunun ispat edilememesi nedeniyle davacı adına tarh edilen bir kat vergi ziyaı cezalı gelir (stopaj) vergisinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Mahkeme, yukarda yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Mahkemenin şirket yetkilisinin beyanlarını yeterli görüp bunun dışında bir tespite ihtiyaç duymadığı, ayrıca şirket yetkilisinin beyanlarından kayıt dışı satış ya da hâsılat olduğu anlamı çıkarılamayacağı, muhasebe kayıtlarına intikal ettirilemeyen bazı satışların olduğu kabul edilse bile satışların büyük kısmı resmi kurumlara yapıldığı için muhasebe hatası dışında niteleme yapılarak kayıt dışı hasılat sonucuna varılmasının hukuka uygun düşmediği, hukuken kabul edilebilir bir tespite dayanılmaksızın yapılan tarhiyatın hukuka aykırı olduğu, ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporlarına istinaden yapılan cezalı tarhiyat hukuka uygun olduğundan ısrar kararının onanması gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davacının temyiz isteminin REDDİNE,
2- … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K… sayılı ısrar kararının ONANMASINA,
3- Davacıdan hüküm altına alınan tutar üzerinden Mahkemece karara bağlanan nispi harç mahsup edilmek suretiyle 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun ilgili hükümleri ve Kanun’a ek (3) sayılı Tarife uyarınca nispi harç alınmasına,
2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X – KARŞI OY:
Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Dokuzuncu Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.