Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2021/1076 E. 2023/376 K. 26.04.2023 T.

DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/1076 E.  ,  2023/376 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1076
Karar No : 2023/376

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Endüstrisi Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Yedinci Dairesinin 12/10/2020 tarih ve E:2018/5240, K:2020/3856 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 20/09/2018 tarih ve 30541 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2018/7 sayılı İthalatta Korunma Önlemlerine İlişkin Tebliğ ile duyurulan ithalatta geçici korunma önlemi olarak 200 gün süreyle %25 ek mali yükümlülük uygulanmasına dair kararın, Tebliğ ekindeki (Ek-1) ”Geçici Önlem Uygulanacak Ürün Listesi”nin 2. bölümünün son sırasındaki 72.28 tarife pozisyonunun alt açılımı olan 7228.10.90.00.00 gümrük tarife istatistik pozisyonunda yer alan “yüksek hız çeliği ürün grubu” bakımından iptali istenilmektedir.
Danıştay Yedinci Dairesinin 12/10/2020 tarih ve E:2018/5240, K:2020/3856 sayılı kararı:
ABD ve Avrupa Birliği’nin bazı demir-çelik ürünlerine %25 oranında ilave vergi uygulaması üzerine 27/04/2018 tarih ve 30404 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2018/3 sayılı İthalatta Korunma Önlemlerine İlişkin Tebliğ ile Tebliğ ekinde yer alan tabloda gümrük tarife pozisyonları ve tanımları belirtilen ürünlerin ithalatının seyrinin ve gerçekleşme koşullarının ilgili ürünlerin yerli üreticileri üzerinde ciddi zarar ve/veya ciddi zarar tehdidine yol açıp açmadığının tespit edilmesi amacıyla re’sen soruşturma başlatılmıştır.
2018/3 sayılı İthalatta Korunma Önlemlerine İlişkin Tebliğ çerçevesinde soruşturması yürütülen ürünlerde 20/09/2018 tarih ve 30541 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2018/7 sayılı İthalatta Korunma Önlemlerine İlişkin Tebliğ ile İthalatta Korunma Önlemleri Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde 200 gün süreyle geçici korunma önlemi olarak %25 oranında ek mali yükümlülük uygulanmasına ve Tebliğ ekinde (Ek-1’de) yer alan tabloda belirtilen şekilde ürün grupları itibarıyla ek mali yükümlülükten muafiyet sağlamak üzere tarife kontenjanı açılmasına Dünya Ticaret Örgütü Korunma Önlemleri Anlaşması’nın 12.3 maddesi gereğince gelişmekte olan ülkelere muafiyet tanınmasına ve önlemin istihsali hususunda Cumhurbaşkanlığına öneride bulunulmasına karar verilmiştir.
Davacı uyuşmazlığa konu edilen Tebliğ ekindeki (Ek-1) ”Geçici Önlem Uygulanacak Ürün Listesi”nin 2. bölümünün son sırasındaki 72.28 tarife pozisyonunun alt açılımı olan 7228.10.90.00.00 gümrük tarife istatistik pozisyonunda yer alan “yüksek hız çeliği ürün grubu”nu ham madde olarak ithal eden makine üreticisi/ihracatçısı niteliğinde bir şirkettir.
Davacıyı da ilgilendiren 16/10/2018 tarihinden itibaren 200 gün süreyle geçici olarak uygulanan korunma önlemi 01/10/2018 tarihli ve 138 sayılı Demir-Çelik Ürünleri İthalatında Geçici Korunma Önlemi Uygulanmasına İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararı ile yürürlüğe konulmuş ve uygulaması bu sürenin bitiminde yani 05/05/2019 tarihinde sona ermiştir.
Öte yandan 07/05/2019 tarih ve 30767 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2019/1 sayılı İthalatta Korunma Önlemlerine İlişkin Tebliğ ile de soruşturma konusu çelik ürünlerinin ithalatında re’sen başlatılan soruşturmanın, ilgili ürünlerin ithalatında mutlak ve yerli üretime göre nispi artış bulunmadığından ve ithalat artışına bağlı olarak yerli üreticiler üzerinde oluşmuş ciddi zarar veya ciddi zarar tehdidi tespit edilemediğinden bahisle önlemsiz kapatılmasına karar verilmiştir.
Usul Yönünden:
Davalı idare tarafından geçici önlemin Cumhurbaşkanlığınca verilen 01/10/2018 tarih ve 138 karar sayılı Demir-Çelik Ürünleri İthalatında Geçici Korunma Önlemi Uygulanmasına İlişkin Karar ve bu Kararın uygulanmasına yönelik Tebliğler ile yürürlüğe konulduğu akabinde idare tarafından soruşturmanın önlemsiz olarak kapatıldığı ve davacı firma da dahil olmak üzere herhangi bir ithalatçı firmadan teminat alınmadığından dava konusu idari işlemin yürürlükte bulunduğu süre içinde davacı yönünden gerçekleşmiş bir menfaat ihlalinden söz edilemeyeceği ileri sürülmüştür.
Davacı dava konusu Tebliğ’de yer alan ürünlerin ithalatını gerçekleştirmiş olup bu ürünler hakkındaki geçici önlemler ise dava konusu Tebliğ ile düzenlenmiştir.
Bu durumda düzenleyici işlemin yürürlükte kaldığı süre (200 gün) boyunca önlemin hukuken uygulanabilir ve sonuçlarını doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında Tebliğ’in davaya konu edilen kısmının esasının incelenerek karar verilmesi gerektiğinden davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
Esas Yönünden:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 167. maddesinin (2) numaralı fıkrasında dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına olmak üzere düzenlenmesi amacıyla ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek mali yükümlülükler koymaya ve bunları kaldırmaya kanunla Cumhurbaşkanına yetki verilebileceği kurala bağlanmıştır.
2976 sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına düzenlenmesini sağlamak amacıyla ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek mali yükümlülükler konulması ve kaldırılması, bu yükümlülüklere ilişkin esasların tespit edilmesi ve oluşan fonların kullanılmasının bu Kanun hükümlerine göre yürütüleceği kurala bağlanmıştır.
Anılan Kanun’un 2. maddesinde Cumhurbaşkanının bu Kanun kapsamındaki konularda düzenlemeler yapmaya yetkili olduğu; 3. maddesinin birinci fıkrasında ise ithalat, ihracat veya dış ticaret işlemleri üzerine konulan ek mali yükümlülüklerin nev’i, miktarı, tahsili, takibi, iadesi, gerektiğinde bütçeye irat kaydedilmesi, bir fonda toplanması ve fonun kullanım esaslarının Cumhurbaşkanı kararında gösterileceği hükmü yer almıştır.
10/07/2018 tarih ve 30474 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 441. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (r) işaretli bendinde ithalatın ülke ekonomisinin yararına gerçekleştirilmesi ve yerli sanayinin korunması ile ilgili gerekli tedbirleri almak ve ticaret politikası savunma araçlarını uygulamak Ticaret Bakanlığının görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
Anılan Kararname’nin 453. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) işaretli bendinde yer alan dampinge karşı vergi, sübvansiyona karşı telafi edici vergi ve korunma önlemi gibi ticaret politikası savunma araçları ile ilgili mevzuatı hazırlamak, uygulamak, mevzuatla verilen görevleri yerine getirmek, ticaret politikası savunma araçlarının etkisini incelemek ve ticaret politikası savunma araçlarının etkisiz kılınmasına ilişkin girişimleri araştırmak, tespit etmek ve gerekli tedbirleri almak ve (f) bendinde yer alan ithalat ile ilgili politikaları izlemek, ithalatın her aşamasında gerekli görülecek incelemeleri ve denetimleri yapmak, yaptırmak, önlemleri almak ve bu hususlarla ilgili düzenlemeler yapmak ise İthalat Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
Öte yandan 26/01/1995 tarih ve 4067 sayılı Kanun’la onaylanması uygun bulunan ve 31/12/1994 tarihinden geçerli olmak üzere 03/02/1995 tarih ve 95/6525 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı (Resmî Gazete Tarih ve Sayısı: 25/02/1995-22213 (mükerer) ile onaylanan “Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması”nın ekinde Koruma Tedbirleri Anlaşması yer almaktadır.
Söz konusu Anlaşma kapsamında hazırlanan ve 29/05/2004 tarih ve 25476 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 10/5/2004 tarih ve 2004/7305 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın eki İthalatta Korunma Önlemleri Hakkında Karar’ın 1. maddesine göre bu Karar, bir malın benzer veya doğrudan rakip mallar üreten yerli üreticiler üzerinde ciddi zarar veya ciddi zarar tehdidi oluşturacak şekilde artan miktar ve şartlarda ithal edilmesi halinde bu zarar veya zarar tehdidini ortadan kaldırmak üzere söz konusu zarar veya zarar tehdidiyle sınırlı ve geçici olmak kaydıyla uluslararası yükümlülükler ve ülke yararı göz önüne alınarak korunma önlemleri alınmasına ilişkin usul ve esasları kapsamaktadır.
Anılan Karar’ın 5. maddesinin son fıkrasında korunma önlemi alınmasına gerek olmadığına karar verilmesi durumunda geçici korunma önleminin yürürlükten kaldırılacağı, bu durumda gümrük idarelerince teminata bağlanan tutarın gümrük mevzuatının teminata bağlanan vergilerin geri verilmesine ilişkin hükümleri dahilinde ilgililere iade edileceği; 9. maddesinde ise bu Karar’ın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ile Kurulun çalışma usul ve esaslarına ilişkin hususların yönetmelikle belirleneceği hükme bağlanmıştır.
08/06/2004 tarih ve 25486 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Korunma Önlemleri Yönetmeliği’nin “Amaç ve kapsam” başlıklı 1. maddesinde “Bu Yönetmelik 10/5/2004 tarihli ve 2004/7305 sayılı Karar uyarınca; bir malın benzer veya doğrudan rakip mallar üreten yerli üreticiler üzerinde ciddi zarar veya ciddi zarar tehdidi oluşturacak şekilde artan miktar ve şartlarda ithal edilmesi halinde, bu zarar veya zarar tehdidini ortadan kaldırmak üzere, sözkonusu zarar veya zarar tehdidiyle sınırlı ve geçici olmak kaydıyla, uluslararası yükümlülükler ve ülke yararı göz önüne alınarak korunma önlemleri alınmasına ilişkin usul ve esasları kapsar” kuralına yer verilmiştir.
Yönetmelik’in “Ön İnceleme” başlıklı 3. maddesinde “Bir malın benzer veya doğrudan rakip mallar üreten yerli üreticiler üzerinde ciddi zarar veya ciddi zarar tehdidi oluşturacak şekilde artan miktarlarda ithal edildiği iddiasıyla, ilgili gerçek ve tüzel kişiler veya bunların bağlı bulundukları Meslek Kuruluşları ya da Odaların yazılı talebi üzerine veya Genel Müdürlük tarafından re’sen ön inceleme başlatılabilir” düzenlemesi yer almaktadır.
Yönetmelik’in “Ciddi Zarar veya Ciddi Zarar Tehdidinin Tespiti ve Değerlendirilmesi” başlıklı 7. maddesinde “İthalatın seyri ve gerçekleşme koşulları ile bu ithalat sonucunda yerli üreticilerin ciddi zarar görüp görmediği veya görme tehdidinin bulunup bulunmadığı hakkında yapılacak incelemede, özellikle aşağıdaki faktörler dikkate alınır:
a) İthalatın hacmi, ithalatta mutlak rakamlar itibariyle ya da yerli üretime veya tüketime göre nispi olarak bir artış olup olmadığı,
b) İthalat fiyatları, yerli üreticiler tarafından üretilen benzer veya doğrudan rakip malın fiyatına oranla belirgin bir fiyat düşüklüğü olup olmadığı,
c) Üretim, verimlilik, kapasite kullanımı, satışlar, pazar payı, kâr/zarar ve istihdam gibi belli bazı ekonomik göstergelerdeki gelişmelerin benzer veya doğrudan rakip mallar üreten yerli üreticiler üzerindeki etkisi.
Genel Müdürlük, ciddi zarar tehdidi iddiasında bulunulduğu durumlarda, bu iddia konusu hususun ciddi zarara dönüşme olasılığının olup olmadığının araştırılmasında aşağıdaki faktörleri dikkate alabilir:
a) Türkiye’ye yönelik ihracatın artış oranı,
b) İhracatçı ve/veya menşe ülkedeki stoklar, mevcut veya yakın gelecekte olabilecek ihracat kapasitesi ve bu kapasiteden doğan ihracatın Türkiye’ye yapılması olasılığı” hükmüne yer verilmiştir.
İptal davasına konu işlemlerin tesis edildikleri tarihteki durumları itibarıyla hukuksal değerlendirmeye tabi tutulacakları, idare hukukunun ve idari yargılama usulünün bilinen ilkelerindendir. İdari işlemlerin sona erme şekli ve nedeni kararın yürürlükte kaldığı sürede hukuk aleminde doğuracağı sonuçlar açısından önem taşımaktadır. Her ne kadar 20/09/2018 tarih ve 30541 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2018/7 sayılı İthalatta Korunma Önlemlerine İlişkin Tebliğ ile duyurulan ve 01/10/2018 tarih ve 138 sayılı Demir-Çelik Ürünleri İthalatında Geçici Korunma Önlemi Uygulanmasına İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararı ile 16/10/2018 tarihinden itibaren 200 gün süreyle geçici olarak uygulanan korunma önlemi bahsi geçen sürenin bitiminde yani 05/05/2019 tarihinde sona ermiş ise de belli süreyle de olsa uygulama işlemlerine dayanak alınan düzenleyici işlemlerin hukuka uygunluk denetimine tabi tutulması iptal davasının hukuk düzeninin korunması yolundaki gerçek amacına uygundur.
Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması ekinde yer alan Korunma Tedbirleri Anlaşması kapsamında hazırlanarak yürürlüğe giren 10/5/2004 tarihli ve 2004/7305 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın eki İthalatta Korunma Önlemleri Hakkında Karar’ın amacı anılan Karar’ın 1. maddesine göre bir malın benzer veya doğrudan rakip mallar üreten yerli üreticiler üzerinde ciddi zarar veya ciddi zarar tehdidi oluşturacak şekilde artan miktar ve şartlarda ithal edilmesi halinde, bu zarar veya zarar tehdidini ortadan kaldırmak üzere söz konusu zarar veya zarar tehdidiyle sınırlı ve geçici olmak kaydıyla uluslararası yükümlülükler ve ülke yararı göz önüne alınarak korunma önlemleri alınmasını sağlamaktır.
Olayda, korunma önlemi, 01/10/2018 tarih ve 138 sayılı Demir-Çelik Ürünleri İthalatında Geçici Korunma Önlemi Uygulanmasına İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararı ile yürürlüğe konulmuş olup 16/10/2018 tarihinden itibaren 200 gün süreyle geçici olarak uygulanan önlem, idare tarafından geri alma veya kaldırma işlemlerine konu olmaksızın 05/05/2019 tarihinde kesin önleme dönüşmeden sona ermiştir.
Soruşturma konusu çelik ürünlerinin ithalatında mutlak ve yerli üretime göre nispi artış bulunmaması ve ithalat artışına bağlı olarak yerli üreticiler üzerinde oluşmuş ciddi zarar veya ciddi zarar tehdidinin tespit edilememesi nedeniyle 07/05/2019 tarih ve 30767 sayılı Resmî Gazete’de İthalatta Korunma Önlemlerine İlişkin 2019/1 sayılı Tebliğ yayımlanmıştır.
Belirtilen Tebliğ’e göre re’sen başlatılan soruşturma konusu çelik ürünlerinin ithalatında mutlak ve yerli üretime göre nispi artışın bulunmadığı ve ithalat artışına bağlı olarak yerli üreticiler üzerinde oluşmuş ciddi zarar veya ciddi zarar tehdidinin saptanamadığı davalı idarece de kabul edilerek geçici önlem kesin önleme dönüştürülmemiş ve soruşturma önlemsiz olarak kapatılmıştır.
Anılan nedenle belli süreyle de olsa uygulama işlemlerine dayanak alınabilecek nitelikte olan ve bu haliyle hukuka uygunluk denetiminin yapılması zorunluluğu bulunan İthalatta Korunma Önlemlerine İlişkin Tebliğ’in davaya konu edilen ithalatta geçiçi korunma önlemi olarak 200 gün süreyle %25 ek mali yükümlülük uygulanmasına dair Ek-1 Ürün Listesinin 2. bölümünün son sırasında 72.28 faslında yer alan 7228.10.90.00.00 GTİP numaralı “yüksek hız çeliği ürün grubu” kısmında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Daire, bu gerekçeyle 2018/7 sayılı İthalatta Korunma Önlemlerine İlişkin Tebliğ’in davaya konu edilen kısmını iptal etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davaya konu işlemin mevzuat hükümlerine uygun olarak yürütülen soruşturma neticesinde tesis edildiği, geçici mahiyette ve sınırlı etkili olduğu, soruşturmanın idarece önlemsiz olarak kapatıldığı, herhangi bir ithalatçı firmadan teminat alınmadığı, dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ:Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, temyize konu kararın dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Daire kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin REDDİNE,
2- Danıştay Yedinci Dairesinin 12/10/2020 tarih ve E:2018/5240, K:2020/3856 sayılı kararının ONANMASINA,
26/04/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.