Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2021/1042 E. 2022/1687 K. 28.12.2022 T.

DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/1042 E.  ,  2022/1687 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1042
Karar No : 2022/1687

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, gerçek bir emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmaksızın komisyon karşılığı fatura düzenleyerek elde ettiği geliri kayıt ve beyan dışı bıraktığı yolundaki saptamaları içeren vergi tekniği raporunun esas alındığı vergi inceleme raporu uyarınca 2012 yılı için re’sen salınan gelir vergisi ile verginin üç katı tutarında kesilen ve tekerrür hükmü uygulanarak artırılan vergi ziyaı cezası ile defter ve belge ibraz zorunluluğuna uymadığından bahisle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
Davacı, mağazalar için tezgah, banko, vitrin, raf, çekmeceli dolap ve benzeri özel mobilya imalatı faaliyetiyle iştigal etmek üzere 19/12/2011 tarihinde mükellefiyet tesis ettirmiştir. 2012 yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen vergi tekniği raporunda, davacının komisyon geliri karşılığında gerçek bir emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmaksızın fatura düzenlediği, verdiği beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığı tespit edilmiş, 2012 yılında düzenlediği faturaların katma değer vergisi dahil toplam tutarı üzerinden %2 oranında komisyon geliri hesaplanmış ve matrah belirlenmiştir.
Belirlenen matrah üzerinden gelir vergisi tarh edilmiş, tekerrür hükümleri dikkate alınarak verginin üç katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilmiştir. Ayrıca davacının ilgili yıla ait defter ve belgelerini ibraz etmemesinden dolayı adına 213 sayılı Kanun’un mükerrer 355. maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilmiştir.
Davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda şu hususlar tespit edilmiştir:
i. Davacı hakkında 08/08/2012, 03/10/2012 ve 12/10/2012 tarihinde yapılan yoklamalarda, davacıya iş yerinde ulaşılamadığı, iş yerinde sigortalı çalışanı …’nün bulunduğu, iş yerine ait su ve elektrik aboneliği kayıtlarının daha önceki tarihlerde ilgili adreste faaliyet gösteren … adına olduğu tespit edilmiştir.
ii. Davacı hakkında şube iş yeri adresinde 08/08/2012 tarihinde yapılan yoklamada, iş yerinde davacının ve çalışanının bulunmadığı, iş yerinin bir kısmının davacı tarafından, bir kısmının ise başka bir şahıs tarafından kullanıldığı tespit edilmiştir.
iii. Davacı hakkında diğer bir şube iş yeri adresinde 27/08/2012 ve 12/10/2012 tarihlerinde yapılan yoklamalarda, şube iş yerinin açık olduğu, ilgili adreste davacının ve çalışanının bulunmadığı, iş yerinde vergi levhasının mevcut olmadığı hususları saptanmıştır.
iv. Davacı 28/02/2013 tarihinde işi bırakma bildirimi ile mükellefiyetinin terkin edilmesini istemiş, 28/02/2013 tarihinde yapılan yoklamalarda, merkez ve şube iş yeri adreslerinde faaliyette olmadığı tespit edilmiştir.
v. Defter ve belge isteme yazısı davacıya tebliğ edilmesine rağmen davacı defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemiştir.
vi. Davacının 2012 yılına ilişkin alımlarının büyük bir kısmını, hakkında sahte fatura düzenleme ve kullanma yönünde olumsuz tespitler bulunan ve adlarına vergi tekniği raporları düzenlenen firmalardan temin ettiği tespit edilmiştir.
vii. Anılan tespitler ışığında, davacının düzenlendiği faturaların herhangi bir emtia teslimine veya hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Yukarıda yer alan tespitlerin dışında farklı tarihlerde gerçekleştirilen yoklamalarda tespit edilen hususlar ise şu şekildedir:
Davacı hakkında 15/03/2012 tarihinde (şube iş yeri adresinde) yapılan yoklamada, yaklaşık 1.000 m² olan iş yerinde mobilya ve koltuk imalatı işine devam edildiği, iş yerinde hızar makinesi, 2 adet kompresör, 2 adet dikiş makinesi, 15 adet döşeme tabancası, yatar daire makinesi, 80 adet koltuk takımı, 60.000 TL tutarında döşemelik kumaş, 50 adet koltuk iskeleti, 100.000 TL tutarında sünger, 10.000,00 TL tutarında döşemelik derinin bulunduğu ve 6 kişinin çalıştırıldığı hususları tespit edilmiştir.
25/05/2012 tarihinde yapılan yoklamada ise, davacının merkez ve şube iş yeri adreslerinde faaliyetine devam ettiği, 200 m² büyüklüğünde merkez iş yerinin, 3.000 m² ve 2.000 m² büyüklüğünde iki şubesinin bulunduğu, anılan iş yerlerinde, hızar makinesi kompresör, yatay ve dikey durumda frezenin ve diğer alt ve malzemelerin bulunduğu, merkez ve şube adreslerinde 10 kişinin çalıştığı hususları tespit edilmiştir.
21/06/2012 tarihli başka bir yoklamada, mükellefin merkez ve şube iş yerinde mobilya ve koltuk imalatı işine devam ettiği, iş yerlerinde hızar makinesi, freze makinesi, yatar daire makinesi, gönye burum makinesi, planye makinesi, kompresör ve mesleki aletlerin bulunduğu saptanmıştır.
Öte yandan Mahkemece verilen ara kararıyla, “davalı idareden … mükellefin mal alışı ve satışı yaptığı firmalar nezdinde karşıt inceleme yapılıp yapılmadığının … banka kayıtları üzerinde inceleme yapılıp yapılmadığının sorulmasına …” karar verilmiştir. Davalı idarece ara kararına, emtia alışı ve satışı yapılan firmalar nezdinde karşıt inceleme yapılıp yapılmadığı, emtia alış ve satışlarına ait banka kayıtları üzerinde inceleme yapılıp yapılmadığına ilişkin bilgi ve belgenin tarh dosyasında bulunmadığı şeklinde cevap verilmiştir.
Hakkında olumsuz tespit ve vergi tekniği raporu bulunan firmaların dışında birçok firma tarafından davacı adına fatura düzenlenmiştir. Vergi tekniği raporunda, bu faturaların da gerçek bir emtia teslimine veya hizmet ifasına dayalı olmadığı kabul edilmiştir. Ancak değinilen faturaların gerçek bir emtia teslimine veya hizmet ifasına dayanmadığına yönelik somut bir tespit yapılmamıştır.
Diğer taraftan, davacının faaliyetine devam etmesi, işçi çalıştırması, iş yerinde demirbaş ve emtianın bulunması, davacı tarafından düzenlenen faturaları kullanan firmalar nezdinde herhangi bir araştırma yapılmaması, davacının 2012 yılına ilişkin vergi beyannamelerini (gelir vergisi beyannamesi hariç) zamanında ve düzenli bir şekilde vermesi, yasal defterlerini tasdik ettirmesi, vergilendirmeye ilişkin vesikalarını anlaşmalı matbaalara bastırması hususları birlikte dikkate alındığında davacı hakkındaki tespitlerin gerçek bir emtia teslimine veya hizmet ifasına dayanmaksızın fatura düzenlediğini kanıtlar nitelikte olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Diğer taraftan, belgesiz alımlarını belgelendirme amacıyla hakkında olumsuz tespitler bulunan firmalardan faturaların kullanılabileceği hususunun da dikkate alınmadığı görülmektedir.
Bu nedenle, davacının düzenlendiği faturaların gerçek bir emtia teslimine veya hizmet ifasına dayanmaksızın komisyon geliri karşılığında düzenlediği hususu hukuken geçerli ve somut tespite dayanmadığından, dava konusu cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, davacının 2012 yılına ait yasal defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediği sabit olduğundan, dava konusu özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle cezalı tarhiyatı kaldırmış, özel usulsüzlük cezası yönünden davayı reddetmiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesinin 20/02/2019 tarih ve E:2015/7382, K:2019/1180 sayılı kararı:
Mahkeme kararında özetlenen tespitlere ek olarak davacı adına düzenlenen vergi tekniği raporundan, davacının, anılan faaliyeti …’ün yürüttüğünü, faaliyetinin bulunmadığını, başka bir mobilyacıda işçi olarak çalıştığını, dayısının oğlu olduğu için …’e güvendiğini, bir süredir ona ulaşamadığını beyan ettiği anlaşılmaktadır.
Davacı hakkında düzenlenen rapordaki saptamalar, 213 sayılı Kanun’un 3. maddesinin (B) bendi uyarınca maddi delil niteliğindedir. Söz konusu deliller davacı tarafından gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmaksızın komisyon karşılığı fatura düzenlendiğini kanıtlamaya yeterlidir.
Bu nedenle, Vergi Mahkemesi kararının, tarhiyatın kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının tarh matrahının hukuka uygunluğu yönünden yapılacak inceleme sonucuna göre yeniden karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.
Öte yandan, bozma kararı üzerine yeniden verilecek kararda vergi ziyaı cezasının tekerrür hükmü uygulanmak suretiyle artırılan kısmı hakkında da yapılacak yargılama sonucuna göre hüküm kurulacağı tabidir.
Daire, bu gerekçeyle kararı bozmuş; davacının karar düzeltme istemini reddetmiştir.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:
Vergi Mahkemesi ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle bozulan hüküm fıkrası yönünden ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı hakkındaki vergi tekniği raporundaki saptamalar, düzenlediği faturaların gerçek bir emtia teslimine ve hizmet ifasına dayanmadığını kanıtlayıcı mahiyette olduğundan davacı adına tarh edilen vergi ve kesilen cezanın hukuka uygun düştüğü belirtilerek aksi yönde verilen ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin REDDİNE,
2- … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…., K:… sayılı ısrar kararının ONANMASINA,
2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/12/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X – KARŞI OY:
Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Üçüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.