Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2020/390 E. 2020/1534 K. 30.12.2020 T.

DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/390 E.  ,  2020/1534 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/390
Karar No : 2020/1534

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVALI) : … Anonim Şirketi
VEKİLLERİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı – …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 13/11/2019 tarih ve E:2019/202, K:2019/886 sayılı kararının düzeltilmesi istenilmektedir.

KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI : 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesi uyarınca ücret niteliğine haiz olmayan katılım payının, vakıf üyelerinin ücreti baz alınarak hesaplanmış olmasının katılım payına ücret niteliği kazandırmayacağı, zira, Anayasanın 73. maddesinde düzenlenen yasallık ilkesi uyarınca yorum ve/veya kıyas yoluyla vergisel yükümlülükler artırılamayacağı gibi aksine bir yorumun mülkiyet hakkını ihlal edeceği, öte yandan, aynı mahiyetteki bir sandığa vakıf kurucusu şirket tarafından yapılan ödemelerin niteliği noktasında Maliye Bakanlığının Gelirler Genel Müdürlüğünce verilen muktezada, değinilen ödemenin ücret olarak kabulüne olanak bulunmadığının belirtildiği, banka katılım paylarının çalışanlara nakden veya hesaben ödenmediği dolayısıyla anılan ödemelerin hukuki ve ekonomik tasarrufuna ilişkin hak çalışanlarca elde edilmediğinden tevkif suretiyle vergilendirme koşullarının gerçekleşmediği, sosyal güvenlik sisteminin içerisinde kabul edilen munzam vakfa yapılan ödemenin dayanağının vakıf senedi olduğu dolayısıyla emeklilik/maluliyet gerçekleşmeden önce değinilen kuruluşlara yapılan katkı payı ödemelerine yönelik vergilendirmenin öngörülmediği, vakıf senedinde öngörülen şartların gerçekleşmesine bağlı olarak emeklilik sonrasında ödemelerin yapıldığı anda vergilendirmeye yönelik ödevlerin munzam sandık vakfı tarafından yerine getirildiği, 4369 sayılı Kanun’da sosyal güvenlik sistemleri kapsamında yapılan ödemelerin vergilendirilmesine ilişkin kurala yer verildiği, 4697 sayılı Kanun ile değişmeden önceki 193 sayılı Kanun’un 23. maddesinin birinci fıkrasının (11) numaralı bendinde, değinilen ödemelerin ücret niteliğinde olduğunun kurala bağlaması ve 4697 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinin dikkate alınması sonucunda değinilen ödemelerin hem emeklilik öncesi hem emeklilik sonrasında vergilendirilmesinin mükerrer olacağı, vakıf üyeleri ve banka tarafından ödenen katılım paylarının, munzam sandık vakfının ana finansman kaynağı olmadığı, Anayasa Mahkemesince mülkiyet hakkının ihlal edildiği yolunda karar verilmesinin ardından yargı yerlerince tarhiyatların kaldırıldığı belirtilerek karar düzeltme isteminin kabulü ile Kurul kararının kaldırılmasından sonra mahkeme kararının onanması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Kararın düzetilmesi isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesinde yazılı sebepler bulunmadığından, karar düzeltme isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Kararların düzeltme yolu ile yeniden incelenebilmelerini gerektiren nedenler, 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesinin 1. fıkrasında gösterilmiş, aynı maddenin 2. fıkrasında ise, daire ve kurulların kararın düzeltilmesi isteminde ileri sürülen nedenlerle bağlı oldukları belirtilmiş bulunmaktadır.
Dilekçede ileri sürülen düzeltme nedenlerinin anılan maddede sayılan nedenlere uymadığı anlaşılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
Karar düzeltme isteminin REDDİNE, 30/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X – KARŞI OY:
Karar düzeltme isteminin, düzeltilmesi istenen Kurul kararının (X) işaretli “Karşı Oy”unda yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca kabulü ile Kurul kararının kaldırılmasından sonra temyiz isteminin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.