Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2019/613 E. 2020/1042 K. 07.10.2020 T.

DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/613 E.  ,  2020/1042 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/613
Karar No : 2020/1042

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …
VEKİLİ : …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Limited Şirketi’ne ait kamu alacağının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla düzenlenen … 2016 tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesinde yer alan düzenlemeye göre tahsili gereken kamu alacağının ait olduğu dönemde amme borçlusu şirketin paylarına sahip ortakların, bu dönemden sonra paylarını devretmiş olsalar da ortaklık sıfatına haiz olduğu dönemlere ilişkin kamu borçlarından sorumluluklarının kalkmasına olanak bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, …./2007 tarihinde ticaret siciline tescil edilen ortaklar kurulu kararıyla asıl amme borçlusu şirkette ortaklık payına sahip olan davacının, …./2010 tarihinde ticaret siciline tescil edilen ortaklar kurulu kararıyla ortaklık payını devretmek suretiyle şirketten ayrıldığı anlaşılmaktadır. Şirketin 2008 ilâ 2011 yıllarına ait yasal defter ve belgelerinin ibrazına dair yazının, şirket müdürü …’in eşine …/2013 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen defter ve belgeler incelemeye ibraz edilmemiştir. Bunun üzerine şirket adına tarh edilen katma değer vergisi ile kesilen cezaların ödenmediği, değinilen kamu alacağının tahsili amacıyla şirket adına ödeme emirleri tanzim edildiği ve mal varlığı araştırılmasının yapıldığı ancak tahsil edilemeyeceği anlaşılarak davacı adına hissesi oranında dava konusu ödeme emrinin tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Olayda, ödeme emri içeriği kamu alacağının ait olduğu dönemde şirket ortağı olduğu sabit olan davacının sorumluluğu devam ettiğinden dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Vergi Mahkemesi, bu gerekçeyle davayı reddetmiştir.
Davacının temyiz istemi Danıştay Dördüncü Dairesinin, 14/05/2018 tarih ve E:2016/17185, K:2018/4503 sayılı kararı:
Dava konusu ödeme emri içeriği kamu alacağının ait olduğu 2008 yılında davacı, şirket ortağı sıfatına haizdir.
Tahsili amaçlanan kamu alacağına dair vergiyi doğuran olay, …/2013 tarihli şirkete ait yasal defter ve belgenin ibrazına ilişkin yazının tebliğine rağmen bu tarihteki mevcut kanuni temsilci ve ortakların yükümlülüğünün yerine getirmemesinden kaynaklanmaktadır.
Anılan dönemler için ortaklık sıfatından kaynaklanan ve bu yıla ilişkin yapılacak inceleme sonucu tarh edilen vergi ve kesilen cezalara karşı sorumluluğu devam etmekte olduğu sabit olan davacının bu sorumluluğunun kendi dönemine ilişkin beyanname verilmemesi ve beyan edilen borcun ödenmemesinin tespiti halinde söz konusu olabilecektir. Ortaklık sıfatının sona ermesinden sonra şirketin kanuni temsilcisi veya ortaklarının defter ve belge ibraz etmeme eyleminden kaynaklı şahsına atfedilecek bir kusur bulunmadığından kamu alacağından sorumlu tutulamayacak olan davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Daire bu gerekçeyle kararı bozmuş; davalı idarenin kararın düzeltilmesi istemini reddetmiştir.
… Vergi Mahkemesinin … ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:
Mahkeme, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Adına düzenlenen ödeme emirlerine karşı açılan davada Mahkemelerince verilen iptal kararlarının Danıştay Dördüncü Dairesince onandığı, ortağı ve kanuni temsilcisi olmadığı asıl amme borçlusu şirketin yasal defter ve belgelerinin ibraz edilmemesi eyleminde herhangi bir kusurunun bulunmadığı belirtilerek aksi yöndeki kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … ‘İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davacının temyiz isteminin REDDİNE,

2- … Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının ONANMASINA,
3- Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun ilgili hükümleri ile Kanun’a ekli (3) sayılı Tarife uyarınca maktu harç alınmasına,
2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X – KARŞI OY:
Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Dördüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.