Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2019/377 E. 2019/454 K. 03.07.2019 T.

DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/377 E.  ,  2019/454 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/377
Karar No : 2019/454

TEMYİZ EDEN (DAVALI) :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF (DAVACI) :
İSTEMİN KONUSU : …. Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, ticari ilişki içerisinde bulunduğu şirkete, vergi dairesi müdürlüğü tarafından kendilerinin de mal ve hizmet alımında bulunduğu mükelleflerin özel esaslara tabi olan mükellefler listesinde yer aldığının bildirildiği bilgisini edinmeleri üzerine, bu mükelleflere ait faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirimlerinden çıkarılması suretiyle ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri üzerine 2012/Aralık, 2013/Ocak ilâ Temmuz dönemleri için tahakkuk eden katma değer vergileri, damga vergileri ve hesaplanan gecikme faizleri ile 2012/Aralık, 2013/Şubat ilâ Temmuz dönemleri için %50 oranında kesilen vergi ziyaı cezaları davaya konu yapılmıştır.
Mahkemenin ilk kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında aşağıdaki hukuksal nedenler ve gerekçeye yer verilmiştir:
Re’sen tarhiyata konu edilebilecek gerekçelerle davacının yeniden beyanname vermesi, vergi mevzuatında yer almayan bir beyan şekli olduğundan, davacının serbest iradesini yansıtmayan beyannamedeki ihtirazi kaydın kabul edilmemesi suretiyle yapılan tahakkuk işleminde ve buna bağlı olarak kesilen vergi ziyaı cezasında hukuki isabet görülmemiştir.
Vergi mahkemesi bu gerekçeyle tahakkuk eden vergi, hesaplanan gecikme faizi ve kesilen vergi ziyaı cezasını kaldırmıştır.
Daire kararının özeti: Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin, 19/06/2018 tarih ve E:2016/2253, K:2018/6097 sayılı kararında aşağıdaki hukuksal nedenler ve gerekçeye yer verilmiştir:
Beyanname verme süresi geçirildikten sonra, faturaları kayıtlara intikal ettirilen firmalar hakkındaki olumsuz tespitler nedeniyle söz konusu faturalar kayıtlardan çıkarılarak ilgili dönemlere ait katma değer vergisi düzeltme beyannamelerine konulan ihtirazi kaydın, beyanname üzerinden yapılan tahakkuka etkisi olmadığı gibi dava açma hakkı da vermesi mümkün olmadığından, vergi mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Davacı tarafından, katma değer vergisi beyannamelerinin yasal süresinden sonra verildiğinin tartışmasız olduğu olayda, verginin süresinde tahakkuk ettirilmemesi nedeniyle vergi ziyaı cezası kesilmesi 213 sayılı Kanunun 341’inci maddesinin gereği olduğundan, Mahkemece yeniden verilecek kararda bu hususun ayrıca gözetileceği açıktır.
Danıştay Dördüncü Dairesi bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
Israr kararının özeti: Mahkeme, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, düzeltme beyannamesinin mevzuatta belirtilen ve verilmesi zorunlu olan beyanname türlerinden olmadığı, ancak, mükelleflerin kanuni süresi içinde verdikleri beyannamelerinde gösterdikleri matrahlarını istedikleri zaman düzeltmelerine engel bulunmadığı, bu şekilde oluşan serbest iradeye ihtirazi kayıt konulmasının ise kendi içinde çelişki oluşturacağı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Vergi Mahkemesi kararının, Danıştay Dördüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Davacı tarafından, bir kısım mükelleflerden alınan faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirimlerinden çıkarılması suretiyle ihtirazi kayıtla düzeltme beyannameleri verilmiştir.
Davacı, düzeltme beyannamesi vermesinin sebebini, ticari ilişki içerisinde bulunduğu şirkete, vergi dairesi müdürlüğü tarafından kendilerinin de mal ve hizmet alımında bulunduğu mükelleflerin özel esaslara tabi olan mükellefler listesinde yer aldığının bildirilmiş olması olarak açıklamaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 378/2. maddesinde, mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27/4. maddesinde de, ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemler ile tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davaların, tahsil işlemini durdurmayacağı, bunlar hakkında yürütmenin durdurulmasının istenebileceği kuralına yer verilmiştir.
İhtirazi kayıtla beyan, mükelleflerin gelirinin istisna ve muafiyet gibi nedenlerden dolayı vergiye tabi olup olmadığı konusunda şüpheye düştükleri matrahlar için başvurdukları bir yol olup zamanında verilen vergi beyannamesine ihtirazi kayıt konulması ile beyannamede hesaplanan verginin tümü ya da bir kısmının tahakkuk ettirilmemesi istenmektedir. İhtirazi kaydın konusunu oluşturan nedenin tahakkuku yapan idare tarafından kabul edilmemesi halinde ise, beyanname üzerinden tarh edilen verginin ihtirazi kayıt konulan kısmının dava konusu edilebilmesi olanağı elde edilmektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Vergi dairelerinin, beyanların düzeltilmesine yönelik müeyyideli yazıları üzerine, ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri üzerinden yapılan vergi tarhiyatlarına ve cezalara karşı açılan davaların esası incelenmeden reddedilmeleri nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasıyla yapılan bireysel başvurular üzerine Anayasa Mahkemesi, … tarih ve B.No:… sayılı kararıyla; başvurucuların mülkiyet haklarına müdahale teşkil eden vergilendirme işlemlerinin yargı yoluyla denetlenebilmesi imkanına sahip olamadıkları, dolayısıyla derece mahkemelerinin 213 sayılı Kanunun 378. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen hukuk kuralını, düzeltme beyannamesine ihtirazi kayıt konulmasının dava açma hakkı vermeyeceği şeklinde yorumlamasının -sürecin bütününe bakıldığında- başvurucuların, müdahalenin hukuka aykırı olduğuna yönelik iddia ve itirazlarını etkin bir biçimde sunamaması sonucuna yol açtığı, buna göre somut olayda mülkiyet hakkının öngördüğü usul güvencelerinin sağlanamamasından dolayı müdahalenin başvuruculara şahsi olarak aşırı bir külfet yüklediği, mülkiyet hakkının korunması ile müdahalenin kamu yararı amacı arasında olması gereken adil dengenin başvurucular aleyhine bozulduğu sonucuna ulaşıldığı, başvurucuların mülkiyet haklarına yapılan müdahalenin ölçüsüz olduğu gerekçesiyle Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere vergi mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesince mülkiyet hakkının ihlal edildiği yolunda verilen karar, sadece, vergi dairelerinin müeyyideli yazıları üzerine ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannamelerine istinaden tahakkuk eden vergi ve kesilen cezalara karşı açılan davalara yönelik olup idarenin müeyyideli yazısı olmaksızın süresinden sonra kendiliğinden ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan tahakkuklara karşı açılan davalar bu kapsamda bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacının bir kısım mükelleflerden alınan faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirimlerinden çıkarılarak düzeltme beyannamesi vermesi gerektiği yönünde kendisine tebliğ edilmiş bir yazının bulunduğu yönünde bir iddiası bulunmadığı gibi, davalı idarece dosyaya ibraz edilen 27/11/2013 tarihli dilekçede davacıya düzeltme beyannamesi vermesi yönünde hiçbir zorlayıcı veya teşvik edici uyarılarının olmadığı ve davacının düzeltme beyannamesine konu mükellefler tarafından düzenlenen faturaların sahte olduğu yönünde herhangi bir kayıt bulunmadığı belirtilmiştir.
Bu durumda, bir kısım mükelleflerden alınan faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirimlerinden çıkarılması suretiyle ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri üzerine tahakkuk eden katma değer vergileri, damga vergileri ve hesaplanan gecikme faizleri ile kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması yolunda verilen hüküm fıkrasının bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- …. Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/07/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X – KARŞI OY:

Bir vergilendirme dönemine ait katma değer vergisi beyannamesini verdikten sonra mükelleflerin ödenecek vergi tutarını artıracak ya da devreden vergiyi azaltacak şekilde düzeltme beyannamesi vermelerinin olağan bir durum olduğu söylenemez.
Uyuşmazlık konusu olayda, mal hizmet alımında bulundukları firmanın, davacının da mal ve hizmet alımında bulunduğu bazı firmalardan dolayı katma değer vergisi iade alacaklarında sorun yaşaması üzerine ve bu firmayla ticari ilişkisini kaybetmemek amacıyla ihtirazi kayıtla düzeltme beyannamesi verildiği davacı tarafından iddia edilmektedir. Davalı idare tarafından mahkemeye sunulan dilekçede ise düzeltme beyannamesinin idarenin bu yönde hiçbir zorlayıcı veya teşvik edici uyarısı olmaksızın ihtirazi kayıtla verilmesi halinde, bunlara istinaden yapılan tahakkukun davaya konu edilmelerinin mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Her ne kadar davacıya müeyyideli bir yazı tebliğ edilmemiş ise de davacının iddiası ve davalı idarenin savunması karşısında davacı tarafından yönlendirme sonucu verilen düzeltme beyannamelerine konulan ihtirazi kaydın dava açma hakkı vereceğine yönelik Mahkemece yapılan değerlendirme, Anayasa Mahkemesinin… tarih ve B.No:… sayılı kararında ortaya konulan vergisel müdahalelerde mülkiyet hakkının korunmasına ilişkin usuli güvencelere uygundur.
Bu nedenle, temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddi ile vergi mahkemesi kararının hukuka uygunluğu yönünden temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Danıştay Dördüncü Dairesine gönderilmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.