Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2019/285 E. 2019/453 K. 03.07.2019 T.

DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/285 E.  ,  2019/453 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/285
Karar No : 2019/453

TEMYİZ EDEN (DAVALI) :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF (DAVACI) :
VEKİLİ :
İSTEMİN KONUSU : …. Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: ….Vergi Dairesi Müdürlüğünün ………Vergi Dairesi Müdürlüğüne hitaben gönderdiği 07/01/2015 tarih ve 537 sayılı yazı ile “davacının özel esaslara tabi olan mükellefler listesinde yer alan mükelleften mal ve hizmet alımında bulunduğunun tespit edildiği, bu nedenle davacı hakkında 2010/2 sayılı KDV İç Genelgesine göre işlem tesis edilmesi”nin istenilmesinden sonraki bir tarihte davacı tarafından bu mükellefe ait faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirimlerinden çıkarılması suretiyle ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri üzerine 2014 yılının Ocak ve Şubat dönemleri için tahakkuk eden katma değer vergileri, damga vergileri ve hesaplanan gecikme faizleri ile %50 oranında kesilen vergi ziyaı cezaları davaya konu yapılmıştır.
Mahkemenin ilk kararının özeti: …. Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında aşağıdaki hukuksal nedenler ve gerekçeye yer verilmiştir:
Türk vergi sistemi beyan esasına dayanmakta olup yükümlüler tarafından yapılan beyanın doğru olmadığının, yapılacak vergi incelemesi ile her türlü araştırma ve inceleme yapılarak somut verilerle ortaya konulması zorunludur. Bu halde yapılacak vergi incelemesi sonucu beyanın aksinin somut tespitlerle ortaya konulması halinde yükümlüler hakkında idarece işlem yapılacağı açıktır.
Olayda, davacı tarafından beyanname verilmesinden sonra ….. Vergi Dairesi Müdürlüğünün …… Vergi Dairesi Müdürlüğüne hitaben gönderdiği “07/01/2015 tarih ve 537 sayılı yazı ile davacının özel esaslara tabi olan mükellefler listesinde yer alan mükelleflerden mal ve hizmet alımında bulunduğunun tespit edildiği, bu nedenle davacı hakkında 2010/2 sayılı KDV İç Genelgesine göre işlem tesis edilmesi”nin istenildiğinin görülmesi karşısında, davacının ikinci bir beyanname vermeye zorlandığı ve dava konusu tahakkukların ve kesilen cezaların bu zorlama sonucu verilen beyanlara dayandığı hususu açıktır.
İdarenin mükellefleri ikinci bir beyanda bulunmaya zorlama hak ve yetkisinin bulunmamaktadır. İdarece faturanın sahte olduğu iddia ediliyor ise bu durumda yapılması gereken idarece vergi incelemesi suretiyle her türlü araştırma ve inceleme yapılarak somut verilerle belgenin sahteliğinin ortaya konulmasıdır.
Mükellef tarafından indirim konusu yapılan vergilerin doğruluğunun mükellef nezdinde yapılmış bir vergi incelemesi sonucu somut verilerle ortaya konulmamış olması karşısında yapılan dava konusu tahakkuklarda, hesaplanan faizlerde ve kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Vergi mahkemesi bu gerekçeyle tahakkuk eden vergileri, hesaplanan gecikme faizlerini ve kesilen vergi ziyaı cezalarını kaldırmıştır.
Daire kararının özeti: Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi, 29/12/2017 tarih ve E:2016/11344, K:2017/10730 sayılı kararında aşağıdaki hukuksal nedenler ve gerekçeye yer vermiştir:
Beyanname verme süresi geçirildikten sonra, faturaları kayıtlara intikal ettirilen firmalar hakkındaki olumsuz tespitler nedeniyle söz konusu faturalar kayıtlardan çıkarılarak ilgili dönemlere ait katma değer vergisi düzeltme beyannamelerine konulan ihtirazi kaydın, süresinden sonra verilen beyanname üzerine tahakkuk eden vergiye dava açılmasına olanak sağlayan bir çekince olarak kabulüne olanak bulunmadığından, davacı adına tahakkuk ettirilen katma değer vergisi ve hesaplanan gecikme faizinin kaldırılması yolundaki Vergi Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Davacı tarafından, katma değer vergisi beyannamelerinin yasal süresinden sonra verildiğinin tartışmasız olduğu olayda, verginin süresinde tahakkuk ettirilmemesi nedeniyle vergi ziyaı cezası kesilmesi 213 sayılı Kanunun 341’inci maddesinin gereği olduğundan, Mahkemece yeniden verilecek kararda bu hususun ayrıca gözetileceği açıktır.
Danıştay Üçüncü Dairesi bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
Israr kararının özeti: Mahkeme, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Düzeltme beyannamesinin mevzuatta belirtilen ve verilmesi zorunlu olan beyanname türlerinden olmadığı, ancak, mükelleflerin kanuni süresi içinde verdikleri beyannamelerinde gösterdikleri matrahlarını istedikleri zaman düzeltmelerine engel bulunmadığı, bu şekilde oluşan serbest iradeye ihtirazi kayıt konulmasının ise kendi içinde çelişki oluşturacağı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Vergi Mahkemesi kararının, Danıştay Üçüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Davacı tarafından, bir kısım mükelleflerden alınan faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirimlerinden çıkarılması suretiyle ihtirazi kayıtla düzeltme beyannameleri verilmiştir.
Davacı ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannamesi vermesinin nedenini, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … Vergi Dairesi Müdürlüğüne hitaben gönderdiği 07/01/2015 tarih ve 537 sayılı yazı ile “davacının özel esaslara tabi olan mükellefler listesinde yer alan mükelleften mal ve hizmet alımında bulunduğunun tespit edildiği, bu nedenle davacı hakkında 2010/2 sayılı KDV İç Genelgesine göre işlem tesis edilmesi”nin istenilmesi olarak açıklamaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 378/2. maddesinde, mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27/4. maddesinde de, ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemler ile tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davaların, tahsil işlemini durdurmayacağı, bunlar hakkında yürütmenin durdurulmasının istenebileceği kuralına yer verilmiştir.
İhtirazi kayıtla beyan, mükelleflerin gelirinin istisna ve muafiyet gibi nedenlerden dolayı vergiye tabi olup olmadığı konusunda şüpheye düştükleri matrahlar için başvurdukları bir yol olup zamanında verilen vergi beyannamesine ihtirazi kayıt konulması ile beyannamede hesaplanan verginin tümü ya da bir kısmının tahakkuk ettirilmemesi istenmektedir. İhtirazi kaydın konusunu oluşturan nedenin tahakkuku yapan idare tarafından kabul edilmemesi halinde ise, beyanname üzerinden tarh edilen verginin ihtirazi kayıt konulan kısmının dava konusu edilebilmesi olanağı elde edilmektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Vergi dairelerinin, beyanların düzeltilmesine yönelik müeyyideli yazıları üzerine, ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri üzerinden yapılan vergi tarhiyatlarına ve cezalara karşı açılan davaların esası incelenmeden reddedilmeleri nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasıyla yapılan bireysel başvurular üzerine Anayasa Mahkemesi, … tarih ve B.No:… sayılı kararıyla; başvurucuların mülkiyet haklarına müdahale teşkil eden vergilendirme işlemlerinin yargı yoluyla denetlenebilmesi imkanına sahip olamadıkları, dolayısıyla derece mahkemelerinin 213 sayılı Kanunun 378. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen hukuk kuralını, düzeltme beyannamesine ihtirazi kayıt konulmasının dava açma hakkı vermeyeceği şeklinde yorumlamasının -sürecin bütününe bakıldığında- başvurucuların, müdahalenin hukuka aykırı olduğuna yönelik iddia ve itirazlarını etkin bir biçimde sunamaması sonucuna yol açtığı, buna göre somut olayda mülkiyet hakkının öngördüğü usul güvencelerinin sağlanamamasından dolayı müdahalenin başvuruculara şahsi olarak aşırı bir külfet yüklediği, mülkiyet hakkının korunması ile müdahalenin kamu yararı amacı arasında olması gereken adil dengenin başvurucular aleyhine bozulduğu sonucuna ulaşıldığı, başvurucuların mülkiyet haklarına yapılan müdahalenin ölçüsüz olduğu gerekçesiyle Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere vergi mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesince mülkiyet hakkının ihlal edildiği yolunda verilen karar, sadece, vergi dairelerinin müeyyideli yazıları üzerine ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannamelerine istinaden tahakkuk eden vergi ve kesilen cezalara karşı açılan davalara yönelik olup idarenin müeyyideli yazısı olmaksızın süresinden sonra kendiliğinden ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan tahakkuklara karşı açılan davalar bu kapsamda bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacının bir kısım mükelleflerden alınan faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirimlerinden çıkarılarak düzeltme beyannamesi vermesi gerektiği yönünde kendisine tebliğ edilmiş bir yazının bulunduğu yönünde bir iddiası bulunmamaktadır. Ayrıca davacı tarafından, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … Vergi Dairesi Müdürlüğüne hitaben gönderdiği 07/01/2015 tarih ve 537 sayılı yazının veya bir başka müeyyideli yazının kendisine tebliğ edildiği yönünde herhangi bir belgenin dosyaya ibraz edilmediği görülmüştür.
Bu durumda, bir kısım mükelleflerden alınan faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirimlerinden çıkarılması suretiyle ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri üzerine tahakkuk eden katma değer vergileri, damga vergileri ve hesaplanan gecikme faizleri ile kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması yolunda verilen kararın bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- … Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/07/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X – KARŞI OY:

Bir vergilendirme dönemine ait katma değer vergisi beyannamesini verdikten sonra mükelleflerin ödenecek vergi tutarını artıracak ya da devreden vergiyi azaltacak şekilde düzeltme beyannamesi vermelerinin olağan bir durum olduğu söylenemez.
Davacı dava dilekçesinde idarenin baskı ve zorlaması doğrultusunda düzeltme beyannamesi verdiğini iddia etmekte, davalı idare ise mahkemeye sunduğu dilekçede davacının faturaların gerçek durumu yansıtmadığını bilmesi nedeniyle düzeltme beyannamesi verdiğini savunmaktadır.
Gerçek bir emtia teslimine dayanmadığı ileri sürülen faturaları kayıtlarına intikal ettirmesi nedeniyle davacı hakkında işlem yapılmasını bildiren vergi daireleri arasındaki iç yazışmadan sonra davacı tarafından verilen düzeltme beyannamesinde, kendisine fatura düzenleyen satıcıların özel esaslar kapsamına alınması sonucu bu faturalarda yer alan katma değer vergisi indirimlerinin beyanlarından çıkarıldığı belirtilmiştir.
Düzeltme beyannamesinin söz konusu iç yazışma tarihinden sonra verilmesi ve davacının iddiaları ile davalı idarenin savunması karşısında, Anayasa Mahkemesinin (B.No: …, …) ihlal kararında tespit edilen mülkiyet hakkının vergilendirme yoluyla müdahalelere karşı sağladığı usuli güvencelerin gerçekleştirilebilmesi için bu halde de davacının beyannamesine koyduğu ihtirazi kaydın, dava açma hakkı verdiğinin kabulü gerekmektedir.
Bu nedenle, temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddi ile vergi mahkemesi kararının hukuka uygunluğu yönünden temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Danıştay Üçüncü Dairesine gönderilmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.