Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2019/1792 E. 2020/282 K. 11.03.2020 T.

DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/1792 E.  ,  2020/282 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/1792
Karar No : 2020/282

TEMYİZ EDEN (DAVALI): …
VEKİLİ: …
KARŞI TARAF (DAVACI): …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E: …, K: … sayılı ısrar kararının gecikme faizlerinin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı tarafından, hakkında sahte fatura düzenlediği yolunda vergi tekniği raporu bulunan … Şirketinin düzenledigi faturaları kayıtlarına intikal ettirmesi nedeniyle yapılan incelemenin tamamlanmasından önce bu mükellefe ait faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirimlerden çıkarılması suretiyle ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannamelerine istinaden 2008 yılının Mayıs ilâ Ağustos ve Kasım dönemlerine ilişkin devreden katma değer vergilerinin azaltılmasına yol açacak şekilde tahakkuk eden vergiler ve damga vergileri ile aynı yılın Eylül, Ekim ve Aralık dönemleri için tahakkuk eden katma değer vergileri, damga vergileri, hesaplanan gecikme faizleri ile %50 oranında kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı:
… Şirketinden yaptığı alışları nedeniyle davacı hakkında başlatılan incelemenin, davacı tarafından verilen düzeltme beyannameleri dikkate alınmak suretiyle 28/03/2013 tarihli vergi inceleme raporuyla sonuçlandırıldığı göz önüne alındığında mükerrerliğe yol açılmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacı hakkındaki incelemenin sonuçlanması beklenilmeden düzeltme beyannamelerinin verilmesi karşısında uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması için … hakkındaki vergi tekniği raporunun irdelenmesi gerekmektedir.
Anılan şirket hakkındaki vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerden, düzenlendiği faturaların sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge olduğu sonucuna varıldığından dava konusu katma değer vergisi ve damga vergisi tahakkukları ile kesilen vergi ziyaı cezalarında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesi uyarınca, gecikme faizi hesaplanabilmesi için ikmalen, res’en ya da idarece yapılmış bir vergi tarhiyatı bulunması gerekmektedir. Olayda ise ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat söz konusu olmadığından ve davacı tarafından bir kısım indirimlerin beyanlardan çıkarılması suretiyle verilen düzeltme beyannameleri üzerinden tahakkuk fişleri düzenlendiğinden, söz konusu tahakkuklara ilişkin hesaplanan gecikme faizlerinde yasal isabet görülmemiştir.
Mahkeme bu gerekçeyle gecikme faizlerini kaldırmış, diğer yönlerden davayı reddetmiştir.
Tarafların temyiz istemlerini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin, 17/10/2018 tarih ve E:2016/2222, K:2018/9093 sayılı kararı:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 378. maddesinin ikinci fıkrası ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinin (4) numaralı fıkrasına göre, yükümlülerin ancak süresi içerisinde verdikleri beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilere karşı ihtirazi kayıt koymak suretiyle dava açabilecekleri, süresinden sonra iradi olarak verilen düzeltme beyannameleri üzerine tahakkuk eden vergilere karşı dava açamayacakları açık olduğundan vergi mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Daire bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
… Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E: …, K: … sayılı ısrar kararı:
Vergi Mahkemesi ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek ısrar kararının gecikme faizlerinin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Kayıtlarına intikal ettirdiği bazı faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirimlerden çıkarılması suretiyle kanuni süresinden sonra ihtirazi kayıtla düzeltme beyannameleri veren davacı adına tahakkuk ettirilen vergiler, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca re’sen tarh edildiğinden aynı Kanun’un 112. maddesi uyarınca gecikme faizi hesaplanmasında hukuka aykırılık bulunmamakta olup ısrar kararının gecikme faizlerinin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Hakkında sahte fatura düzenlediği yolunda vergi tekniği raporu bulunan … Şirketinin düzenlediği faturaları kayıtlarına intikal ettirmesi nedeniyle davacı hakkında inceleme başlatılmıştır. İncelemenin tamamlanmasından önce davacı tarafından bu mükellefe ait faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirimlerden çıkartılması suretiyle ihtirazi kayıtla düzeltme beyannameleri verilmiştir.
Bu beyannamelere istinaden 2008 yılının Mayıs ilâ Ağustos ve Kasım dönemlerine ilişkin devreden katma değer vergilerinin azaltılmasına yol açacak şekilde tahakkuk eden vergiler ve damga vergileri ile aynı yılın Eylül, Ekim ve Aralık dönemleri için tahakkuk eden katma değer vergileri, damga vergileri, hesaplanan gecikme faizleri ile %50 oranında kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinde, ikmalen, re’sen veya idarece yapılan tarhiyatlarda, dava konusu yapılmaksızın kesinleşen vergilere kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren son yapılan tarhiyatın tahakkuk tarihine kadar geçen süreler için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a göre tespit edilen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanacağı, gecikme faizinin de aynı süre içinde ödeneceği, gecikme faizinin hesaplanmasında ay kesirlerinin nazara alınmayacağı hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanun’un 30. maddesinin 4008 sayılı Kanun ile değişik dördüncü fıkrasında ise vergi beyannamesini kanuni süresi geçtikten sonra vermiş olanlara bu beyannamede gösterdikleri matrah üzerinden re’sen gerekli tarhiyat yapılacağı ve bu beyannamelerin re’sen takdir için takdir komisyonuna sevk edilmeyeceği, ancak vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra kendiliğinden verilen beyannameler için bu hükmün uygulanmayacağı kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
213 sayılı Kanun’un 30. maddesinin dördüncü fıkrasında değişiklik yapan 4008 sayılı Kanun’un ikinci maddesinin gerekçesinde, vergi beyannamesinin kanuni süresi geçtikten sonra kendiliğinden verilmesi veya pişmanlık talebiyle verilip pişmanlık şartlarının ihlal edilmesi halinde dönem matrahlarının takdir komisyonlarınca takdir edildiği ve takdir olunan matrahlar üzerinden de cezalı tarhiyatlar yapıldığı, ancak yapılan bu tarhiyatlar nedeniyle idare ile mükellefler arasında ihtilaflar doğduğu, yargı organlarınca da matrahın tadili veya tarhiyatların tamamen terkini yolunda kararlar verildiği, yargı organlarına intikal eden bu olayların sonuçlanmasının da uzun bir zaman aldığı, bu hususlar göz önüne alınarak ve vergilemenin kısa sürede sonuçlandırılmasını sağlamak amacıyla maddenin dördüncü fıkrasının değiştirildiği, yapılan değişiklikle kanuni süresi geçtikten sonra kendiliğinden verilen veya pişmanlık talebiyle verilip pişmanlık şartları ihlal edilen vergi beyannamesinde beyan edilen matrahlar üzerinden re’sen tarhiyat yapılması ve olayın takdir komisyonuna intikal ettirilmemesinin öngörüldüğü ifade edilmiştir.
Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinin dördüncü fıkrası hükmü ile hükmün yukarıda belirtilen gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, süresinden sonra verilen beyannamelerdeki matrahların re’sen tarh edilmiş sayılacağı, bu durumun re’sen tarhiyatı düzenleyen 30. madde içinde ayrı ve özel bir yol olarak hükme bağlandığı sonucuna ulaşılmıştır.
Kayıtlarına intikal ettirdiği bazı faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirimlerden çıkarılması suretiyle kanuni süresinden sonra ihtirazi kayıtla düzeltme beyannameleri veren davacı adına tahakkuk ettirilen vergilerin, Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca re’sen vergi tarhiyatı kapsamında olması nedeniyle aynı Kanun’un 112. maddesi uyarınca bu vergiler üzerinden gecikme faizi hesaplanmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle ısrar kararının gecikme faizlerinin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- … Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E: …, K: … sayılı ısrar kararının gecikme faizlerinin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
3-Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/03/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X – KARŞI OY:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında ısrar kararının gecikme faizlerinin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.