Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2019/1541 E. 2020/1145 K. 04.11.2020 T.

DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/1541 E.  ,  2020/1145 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/1541
Karar No : 2020/1145

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Perlit Türevleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı – …
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediğinden bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2012 yılı Ocak ilâ Aralık dönemleri ve 2012 yılı Aralık döneminden devreden katma değer vergisi azaltılmak suretiyle 2013 yılının Ocak ilâ Nisan dönemleri için re’sen salınan katma değer vergileri ile vergilerin üç katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezaları ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
Olayda, davacı şirket yetkilisi tarafından ilgili defter ve belgelerin taşınma esnasında kaybolması nedeniyle inceleme elemanına ibraz edilemediği iddia edilmiş ise de bu durum yetkili mahkemeden alınması gereken zayi belgesi ile belgelendirilmemiştir.
Yalnızca bu olaya dair, yasal defter ve belgelerin incelemeye ibrazının istenilmesine ilişkin yazının tebliğinden sonra davacı şirket yetkilisinin … Polis Merkezi Amirliğinde şikâyetçi sıfatıyla vermiş olduğu bir ifade bulunmaktadır. Bu ifadenin ileri sürülen taşınma tarihinden çok sonraki bir tarihte verilmiş olduğu gözetildiğinde herhangi bir mücbir sebep olmaksızın defter ve belgelerin davalı idareye ibraz edilmediği anlaşılmaktadır.
Mücbir sebep ispat edilmeksizin defter ve belge incelemeye ibraz edilmemesinin gizleme eylemi olması nedeniyle salınan üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
213 sayılı Kanun’un 256. maddesinde; mükelleflerin muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter, vesika ve karneleri muhafaza süresi içinde yetkili makam ve memurların talebi üzerine ibraz ve inceleme için arz etmeye mecbur oldukları, mükerrer 355. maddesinde ise bu Kanun’un 256. maddesinde yer alan zorunluklara uymayanlara kanunda belirtilen tutarlarda özel usulsüzlük cezası kesileceği hükme bağlanmıştır.

2012 yılına ait defter ve belgelerinin incelemeye ibraz edilmesine ilişkin yazının usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesine ve bu yazıda davacının defter ve belgeleri incelemeye ibraz etmemesi halinde özel usulsüzlük cezası kesileceğinin bildirilmesine rağmen, defter ve belgelerin herhangi bir mücbir sebep hali ortaya konulmaksızın incelemeye ibraz edilmediği sabit olduğundan, 2017 yılına ilişkin olarak kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Vergi mahkemesi bu gerekçeyle davayı reddetmiştir.
Davacının istinaf istemi … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile reddedilmiştir.
Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 30/04/2019 tarih ve E:2019/1328, K:2019/1938 sayılı kararı:
Bölge İdare Mahkemesi kararının, katma değer vergisi ve özel usulsüzlük cezasına ilişkin hüküm fıkrasının dayandığı hukuki sebepler ve gerekçesi uygun görülmüş olup ileri sürülen iddialar temyize konu kararın bu hususlara ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirir nitelikte bulunmamıştır.
Ancak dava konusu uyuşmazlığın özelliği ve matrahın davacının katma değer vergisi beyannamelerinde yer alan indirimlerin reddi suretiyle tespit edildiği dikkate alındığında vergi ziyaı cezasının vergi aslının bir katı oranında uygulanması gerekmektedir.
Daire, bu gerekçeyle Bölge İdare Mahkemesi kararının, tarh edilen katma değer vergileri ile vergilerin bir katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezaları ve özel usulsüzlük cezası yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurunun reddine dair hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz istemini reddetmiş; vergi ziyaı cezasının bir katını aşan kısmına ilişkin hüküm fıkrasını bozmuştur.
… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, vergi ziyaı cezasının bir katının fazlasına ilişkin hüküm fıkrası aynı gerekçe ve nedenlerle uygun görülmüş olup, davacının istinaf dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sözü geçen kararın değinilen kısmının kaldırılmasını sağlayacak durumda bulunmadığından davacının istinaf başvurusunun reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi, bu gerekçeyle bozulan hüküm fıkrası yönünden ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu vergi ve cezaların zamanaşımına uğradığı noktasında ileri sürülen iddiaların istinaf kararında karşılanmadığı zira davanın konusu vergi ve cezalara yönelik ihbarnamelerin taraflarına tebliğ edilmediği dolayısıyla zamanaşımı süresini durdurmak maksadıyla takdir komisyonuna sevk edildiği, gerçek bir emtia teslimi veya hizmet ifasına dayalı alışlarına yönelik katma değer vergisi indirimlerinin reddedilmesi hukuka uygun düşmediği gibi faturaları düzenleyen firmalar adına yapılacak tarhiyat sonrasında yapılacak vergilendirmenin mükerrer olacağı, adına düzenlenen faturaların gerçek bir emtia teslimine veya hizmet ifasına dayalı olmaması noktasında değinilen fiillerden sorumlu tutulamayacağı, kaldı ki, bu konuda gerekli inceleme yapılmadığı, ilgili dönemdeki alış ve satışların Ba-Bs formlarında bildirildiği ve faturaların gerçeği yansıtmadığını bilen mükelleflerden bu bildirimi yapmasının beklenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, diğer taraftan, adına uygulanan müeyyidelerin, hakkaniyet ve suçların şahsiliği ilkesine de aykırı düştüğü, taşınma sırasında kaybolan yasal defter ve belgelerin kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından çalınarak zayi olduğu, buna ilişkin olarak … Polis Merkez Amirliğinde düzenlenen tutanağın dava dosyasına sunulduğu, vergi asıllarının matrahlarının katma değer vergisi beyannamelerinde yer alan indirimlerin reddi suretiyle tespit edildiği dolayısıyla ısrar kararında hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Yasal defter ve belgelerin ibraz süresinin bitiminden 54 gün sonra … Polis Merkez Amirliğince düzenlenen tutanak haricinde Asliye Ticaret Mahkemelerince verilen karara istinaden herhangi bir zayi belgesi alınmadığı dolayısıyla vergi inceleme raporuna dayanılarak salınan vergi ve kesilen cezaların 28/10/2017 tarihinde mükellefe tebliğ edildiği, zamanaşımının söz konusu olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : 213 sayılı Kanun’un “en az ceza haddi” başlıklı 343. maddesinde, damga vergisi ve damga resmi dolayısiyle kesilecek vergi cezalarının, vergi ve resme tabi her varaka, senet ve ilan için 500.000 liradan az olamayacağı, diğer vergilerde her vergi için 1.000.000 liraya baliğ olmayan cezaların kesilmeyeceğine dair hükme yer verilmiştir. 213 sayılı Kanun’un mükerrer 414. maddesine istinaden 422 seri numaralı Genel Tebliği ile, değinilen kuralda belirtilen ve bir önceki yıl için uygulanan miktarın, uyuşmazlığa konu dönemde yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle 19 TL olarak uygulanacağı ilan edilmiştir.
Olayda, 2013 yılının Şubat ve Mart dönemlerinde dava konusu vergi tutarlarına (0,38 ve 0,24 TL) bağlı olarak kesilen vergi ziyaı cezasının tutarlarının sırasıyla 1,14 TL ve 0,72 TL olduğu görülmektedir.
Söz konusu ceza tutarlarının tarh edilen vergi tutarının bir katına isabet eden kısmı kesinleşmiştir. Bu durumda, 213 sayılı Kanun’un 343. maddesinde yer verilen kuralda bağlı yetki içerisinde olan davalı idarece, anılan dönemler için değinilen kurala aykırı biçimde kesilen vergi ziyaı cezasının, verginin bir katını aşan ve henüz kesinleşmeyen kısmında hukuka uygunluk bulunmadığından, 2013 yılının Şubat ve Mart dönemlerinin sırasıyla 0,38 ve 0,24 TL’yi aşan vergi ziyaı cezaları yönünden, istinaf başvurusunun reddine dair hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz isteminin kabulüyle ısrar kararının bozulması gerektiği; diğer hüküm fıkralarına yöneltilen temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı adına, defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediğinden vergi inceleme raporu düzenlenmiştir.
Bu vergi inceleme raporuna dayanılarak 2012 yılı Ocak ilâ Aralık dönemleri ve 2012 yılı Aralık döneminden devreden katma değer vergisi azaltılmak suretiyle 2013 yılının Ocak ilâ Nisan dönemleri için katma değer vergileri salınmıştır.
Ayrıca bu vergilerin üç katı tutarında vergi ziyaı cezaları ve 213 sayılı Kanun’un mükerrer 355. maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilmiştir.
Tarh edilen vergi ve cezaların davacıya tebliğ edilmesi üzerine dava konusu edilmiştir.
2013 yılının Şubat ve Mart dönemlerine ilişkin ihbarnamelerle tebliğ edilen vergi ziyaı cezaları sırasıyla 1,14 TL ve 0,72 TL tutarında kesilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT :
213 sayılı Kanun’un “en az ceza haddi” başlıklı 343. maddesinde, damga vergisi ve damga resmi dolayısiyle kesilecek vergi cezalarının, vergi ve resme tabi her varaka, senet ve ilan için 500.000 liradan az olamayacağı, diğer vergilerde her vergi için 1.000.000 liraya baliğ olmayan cezaların kesilmeyeceğine dair hükme yer verilmiştir.
213 sayılı Kanun’un mükerrer 414. maddesinin üçüncü fıkrasında, bu Kanunda yer alan maktu hadler ile asgari ve azami miktarları belirtilmiş olan para ile ödenecek ceza miktarları, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak bu Kanun uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
213 sayılı Kanun’un mükerrer 414. maddesine istinaden 422 seri numaralı Genel Tebliği ile, 213 sayılı Kanun’un 343. maddesinde belirtilen ve bir önceki yıl için uygulanan miktarın, uyuşmazlığa konu dönemde yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle 19 TL olarak uygulanacağı ilan edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
I- Kararın, dava konusu 2012 yılı Ocak ilâ Aralık dönemleri ve 2013 yılının Ocak, Nisan dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalarının bir katını aşan kısmı yönünden istinaf başvurusunun reddine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz istemi hakkındaki inceleme:
Israr kararının anılan hüküm fıkrası, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın değinilen hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

II- Kararın, dava konusu 2013 yılının Şubat ve Mart dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalarının bir katını aşan kısmı yönünden istinaf başvurusunun reddine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz istemi hakkındaki inceleme:
Mükellefler veya şahısların adına kesilecek vergi ziyaı cezaları, 213 sayılı Kanun’un mükerrer 414. maddesine istinaden uyuşmazlık konusu döneme ilişkin olarak ilan edilecek en az ceza haddini aşmaması halinde, aynı Kanun’un 343. maddesi uyarınca kesilemeyecektir. Ceza kesme yetkisine sahip vergi dairesinin, bu konuda herhangi bir takdir yetkisi bulunmamaktadır.
Olayda, 2013 yılının Şubat ve Mart dönemlerinde dava konusu vergi tutarlarına (0,38 ve 0,24 TL) bağlı olarak kesilen vergi ziyaı cezasının tutarlarının sırasıyla 1,14 TL ve 0,72 TL olduğu görülmektedir.
Söz konusu ceza tutarlarının tarh edilen vergi tutarının bir katına isabet eden kısmının istinaf başvurusunun reddi yolundaki Bölge İdare Mahkemesi kararına yöneltilen temyiz isteminin reddine ilişkin kararla kesinleşmiş olduğu açıktır.
Ancak, davalı idarece, anılan dönemler için değinilen kurala aykırı biçimde kesilen vergi ziyaı cezasının, verginin bir katını aşan ve henüz kesinleşmeyen kısmında hukuka uygunluk bulunmadığından, bu kısım yönünden temyiz isteminin kabulüyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.
Dava konusu tarhiyat davacının iddialarının aksine takdir komisyonu kararına değil vergi inceleme raporuna dayandığından ve uyuşmazlık konusu döneme ait vergi ve cezaların Kanun’da gösterilen süresi içinde davacıya tebliğ edildiği görüldüğünden davacının yargılamanın önceki aşamalarında karşılanmadığını öne sürdüğü vergi ve cezaların zamanaşımına uğradığı yolundaki iddiasına itibar edilmesine hukuki olanak bulunmamıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davacının temyiz isteminin kısmen KABULÜNE, kısmen REDDİNE,
2- … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının, 2012 yılı Ocak ilâ Aralık dönemleri ve 2013 yılının Ocak, Nisan dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalarının bir katını aşan kısmına dair istinaf başvurusunun reddine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3- Kararın, 2013 yılının Şubat ve Mart dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalarının bir katını aşan kısmına dair istinaf başvurusunun reddine ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
4- Davacıdan temyiz istemi reddedilen tutar üzerinden mahkemece karara bağlanan nispi harç mahsup edilmek suretiyle 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun ilgili hükümleri ve Kanun’a ek (3) sayılı Tarife uyarınca nispi harç alınmasına,
5-Yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmediğinden yürütmenin durdurulması istemine yönelik tahsil edilen harcın istemi halinde davacıya iadesine,
6- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
04/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

X – KARŞI OY:

Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Dokuzuncu Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.