Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2019/1426 E. 2020/994 K. 23.09.2020 T.

DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/1426 E.  ,  2020/994 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/1426
Karar No : 2020/994

TEMYİZ EDEN (DAVALI): …
VEKİLİ: …
KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ: …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin, … tarih ve E: …, … sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Takdire sevk edildikten sonra hakkında vergi incelemesi başlatılan davacı adına, takdir komisyonunca henüz matrah takdir edilmeden inceleme tamamlanarak vergi tekniği raporu düzenlenmesi üzerine anılan rapordaki tespitler esas alınmak suretiyle verilen takdir komisyonu kararına istinaden beş yıllık tarh zamanaşımı süresinden sonra tebliğ edilen vergi ve ceza ihbarnamesiyle re’sen salınan 2010 yılına ait gelir vergisi ile verginin bir katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: …sayılı kararı:
Davacının takdir komisyonuna sevk edildiği tarih itibarıyla ortada re’sen tarh sebebi bulunmamaktadır.
Re’sen tarh sebebi bulunmadan takdir komisyonuna sevkin zamanaşımı süresini durdurması mümkün olmadığından, zamanaşımı süresinin dolduğu tarihten sonra düzenlenen vergi tekniği raporu dikkate alınarak takdir komisyonu kararı uyarınca yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Öte yandan tarhiyatın dayanağı takdir komisyonu kararının atıfta bulunduğu vergi tekniği raporunun ihbarname ekinde tebliğ edilmemesi esasa etkili bir şekil hatası olup davacının savunma hakkını kısıtlamaktadır.
Mahkeme bu gerekçeyle cezalı tarhiyatı kaldırmıştır.
Davalının istinaf istemi … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin, … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla reddedilmiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesinin, 12/11/2018 tarih ve E:2018/2753, K:2018/6060 sayılı kararı:
Vergi tekniği raporu ihbarnameye bağlanarak davacıya tebliğ edilmemiş ise de ihbarnamenin tebliğinden itibaren dava açma süresi içinde vergilendirme işlemine karşı dava açılıp uyuşmazlık yargı merciine taşınarak idarenin bütün iddia ve işlemlerine karşı itiraz etme imkanı elde edilmesi ve vergi yargılamasında dava açma süresine eşit olan savunma süresinde davacının idarece öne sürülen iddialara karşı savunmada bulunması imkanının varlığı karşısında, silahların eşitsizliği nedeniyle hak arama hürriyeti bağlamında savunma hakkının ihlal edildiğinden söz edilemeyecektir.
Bu nedenle, aksi yöndeki gerekçeye dayanan vergi mahkemesi kararına yöneltilen istinaf isteminin reddi yolundaki temyize konu kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Daire bu gerekçeyle temyize konu kararı bozmuştur.
… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin, … tarih ve E: …, … sayılı ısrar kararı:
Vergi Dava Dairesi, zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle dava konusu tarhiyatın kaldırılması yolunda verilen mahkeme kararının kaldırılmasını gerektirecek bir nedenin bulunmadığını belirterek ilk kararında ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Dava konusu cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Vergi Usul Kanununun 114. maddesi gereğince zamanaşımı süresi içinde takdire sevk işlemi yapılmakla işlemekte olan zamanaşımı süresi duracağından ve davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu ihbarname ile birlikte davacıya tebliğ edildiğinden ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Takdire sevk edildikten sonra hakkında vergi incelemesi başlatılan davacı hakkında henüz matrah takdir edilmeden inceleme tamamlanarak vergi tekniği raporu düzenlenmesi üzerine takdir komisyonunca anılan rapordaki tespitler esas alınmak suretiyle beş yıllık genel zamanaşımı süresi dolduktan sonra matrah takdirine gidilmiştir.
Anılan takdir komisyonu kararlarına istinaden tebliğ edilen ihbarname içeriği vergi ve cezanın kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
Ayrıca, davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu ihbarname ile birlikte davacıya tebliğ edilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 113. maddesinde, zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmıştır.
Anılan Kanun’un 114. maddesinin ikinci fıkrasının, zamanaşımının durma süresinin belirsizliğinin Anayasanın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesinin 15/10/2009 tarihli ve E:2006/124, K:2009/146 sayılı kararı ile iptal edilmesinden sonra 23/07/2010 tarihli ve 6009 sayılı Kanun’un 8. maddesiyle yeniden düzenlenen ve 01/07/2010 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe giren halinde “Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam eder. Ancak işlemeyen süre her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamaz.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Kanun’un 30. maddesinin birinci fıkrasında “Re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanunî ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır. İnceleme raporunda bu maddeye göre belirlenen matrah veya matrah farkı resen takdir olunmuş sayılır.” hükmü yer almaktadır.
213 Kanun’un 72 ila 75. maddelerinde takdir komisyonunun kuruluşu, üyelerin seçilmesi, görev ve yetkileri sayılmış, aynı Kanun’un 31. maddesinde, takdir komisyonunca belli edilen matrah veya matrah kısmının takdir kararına bağlanacağı belirtilmiştir. Kanun’un 74. maddesinin “a” işaretli fıkrasında ise takdir komisyonlarının maddede sayılan görevlerini yaparken takdir sebeplerinin bulunup bulunmadığını inceleyemeyeceği, yalnız hatalı gördüğü işlemlerde ilgili vergi dairesini yazı ile ikaz etmeye mecbur olduğu hükme bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinde sayılan re’sen vergi tarhını gerektiren sebeplerin varlığı halinde vergi inceleme elemanlarınca ilgili dönem matrahı re’sen takdir edilebileceği gibi takdir komisyonuna başvurularak da matrahın takdir edilmesi sağlanabilecektir. Anılan maddede sayılan hallerde matrahın takdir komisyonu tarafından takdir edilebileceği tartışmasız olup bu durumdaki bir mükellefin takdire sevk edilmesine ve düzenlenen inceleme raporlarının takdir komisyonunca done olarak kullanılmasına yasal bir engel bulunmamaktadır. Ayrıca Kanun’un 74. maddesindeki kuraldan takdir komisyonunun takdir nedenlerinin bulunup bulunmadığı hususunda bir inceleme yapamayacağı anlaşılmaktadır.
Israr kararında, davacının takdir komisyonuna sevk edildiği tarih itibarıyla ortada re’sen tarh sebebinin bulunmadığı ve bu şekilde yapılan takdire sevk işleminin işlemeye devam eden zamanaşımı süresini durdurmayacağı kabul edilmiş ve tarhiyatın hukuka uygunluğu bu yönüyle değerlendirilmiştir.
Kanun’da takdir komisyonuna başvurulmasına bağlanan ve belirlilik ve öngörülebilirlik arz eden hukuki sonuç zamanaşımının durması olduğundan, takdir komisyonuna sevkle tarh zamanaşımının durduğunun kabulü gerekmektedir. Somut olayda takdir komisyonu kararının idareye tevdii üzerine ihbarnamenin kalan süre içinde tebliğ edildiği anlaşıldığından cezalı tarhiyatın zamanaşımına uğramadığı sonucuna ulaşılmıştır. Öte yandan, dava konusu edilebilir nitelikteki tarh işleminin dayanağı olan takdir komisyonu kararının alındığı tarih itibarıyla re’sen tarh nedeninin bulunmasının gerekli ve yeterli olduğu açıktır.
Ayrıca, dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerden takdir komisyonu kararında atıf yapılan vergi tekniği raporunun ihbarname ile birlikte davacıya tebliğ edildiği ve raporun bazı sayfalarının dava dilekçesinin ekinde dosyaya sunulduğu görülmüş olup ısrar kararında bu yönüyle de hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu nedenle takdir komisyonu kararının verildiği tarih itibarıyla re’sen tarh nedeninin bulunup bulunmadığı ve re’sen takdir edilen matrahın hukuka uygun olup olmadığı hususları da araştırılarak işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken aksi gerekçeyle verilen vergi mahkemesi kararına yöneltilen istinaf isteminin reddi yolundaki temyize konu ısrar kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin, … tarih ve E: …, … sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
23/09/2020 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

X – KARŞI OY:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.

XX- KARŞI OY:
213 sayılı Vergi Usulu Kanunu’nun 30. maddesinde re’sen vergi tarhı tanımlanmış, hangi hallerde bu yönteme başvurulacağı hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanun’un 72. ve devamı maddelerinde ise, takdir komisyonu ile ilgili düzenlemelere yer verilmiş, komisyonun görev ve yetkileri de 74. ve 75. maddelerinde düzenlenmiştir.
Anılan düzenlemelere göre, re’sen vergi tarhını gerektiren yasal koşulların bulunması halinde takdir komisyonunca belirlenen tutarın ya da vergi inceleme elemanınca raporda gösterilen miktarın re’sen takdir olunmuş sayılacağı kurala bağlandığından, dönem matrahının takdir komisyonunca tespitinin istenilmesi durumunda, başlangıçta takdire sevk için re’sen tarh nedeninin aranacağı açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra, komisyonuna sunulmak üzere hakkında done raporun hazırlandığı ve bu suretle dönem matrahının tespitine gidilerek davaya konu edilen cezalı tarh işleminin tesis edildiği, söz konusu işlemin iptali istemiyle açılan davada ise, mahkemece vergilerin tarh zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle işlemin iptal edildiği anlaşılmıştır.
Olayda, mahkemece vergilerin tarh zamanaşımına uğradığı yolundaki gerekçe, davacının dönem matrahının tespiti amacıyla takdir komisyonuna sevk edilmesi sırasında re’sen tarh nedeninin bulunmadığı gerekçesiyle desteklenmektedir.
Esasen, komisyona sevk sırasında re’sen tarh nedeninin bulunması halinde, takdir komisyonunca matrahın belirlenmesi amacıyla done rapor hazırlanmasında ve tarh işleminin bu rapordaki verilerden hareketle tesis edilmesinde yukarıda yer verilen düzenlemelere aykırılık görülmemekle birlikte, re’sen tarh nedeninin davacının komisyona sevkinde değil, komisyon kararının alınması esnasında yeterli olduğuna katılma olanağı bulunmamaktadır.
Bu nedenle; davacının takdir komisyonuna sevk edilmesi sırasında re’sen vergi tarhını gerektirecek nedenin bulunup bulunmadığının saptanması gerektiğinden, aksi yönde verilen çoğunluk kararına katılmıyoruz.