Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2019/1311 E. 2020/1172 K. 04.11.2020 T.

DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/1311 E.  ,  2020/1172 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/1311
Karar No : 2020/1172

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI) … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

2- (DAVACI) … Turizm İşletmecilik Ticaret ve İnşaat Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, yasal defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediğinden bahisle 2009 yılının Temmuz ilâ Kasım dönemleri için re’sen tarh edilen katma değer vergileri, vergilerin üç katı tutarında kesilen ve Ekim, Kasım dönemleri için tekerrür hükmü uygulanarak artırılan vergi ziyaı cezaları ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin (1) numaralı fıkrası ve mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
Davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi inceleme raporuna göre 2009 yılına ait yasal defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmesi için şirket yetkilisine tebligat yapılmış, ancak şirket yetkilisi tarafından yasal defterler incelemeye ibraz edilmemiştir. Şirketin ilgili dönemde vermiş olduğu Ba bildirim formlarından … İnş. Tur. Dek. Nak. Tic. Ltd. Şti., Tu-Kon İnş. Hırd. San. Tic. Ltd. Şti. ve … tarafından düzenlenen ve gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan faturaları aldığı tespit edilmiştir. Bunun üzerine, defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesi nedeniyle davacı şirketin 2009 döneminde indirim konusu yaptığı katma değer vergilerinin tamamı reddedilmek suretiyle beyanları yeniden düzenlenmiştir.
Davacının gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan faturaları kullanarak vergi ziyaına neden olduğu olgusu vergi inceleme raporunda belirtilen mükellefler hakkında düzenlenmiş vergi tekniği raporlarına dayandığından, uyuşmazlığın çözümü için öncelikle bu raporlar irdelenerek anılan mükelleflerce düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi ya da hizmet ifasına dayanıp dayanmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Anılan mükellefler hakkında tanzim olunan vergi tekniği raporlarındaki tespitler, bu mükelleflerce düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığını kanıtlar mahiyette olduğundan ve davacı tarafından bahsi geçen faturalar içeriği emtianın gerçekten alındığını ispatlar nitelikte delil de sunulamadığından, yasal defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesi nedeniyle katma değer vergisi indirimlerinin tamamı reddedilen davacı adına yapılan cezalı tarhiyatın sahte faturalara isabet eden kısmında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Davacı tarafından dile getirilen, işletilmekte olan otelin silahlı kişiler tarafından işgal edilmesi nedeniyle şirket müdürünün yasal defter ve belgelere ulaşmasının mümkün olmadığı, konuya ilişkin olarak Alanya Kaymakamlığına, Alanya Jandarma Komutanlığına dilekçeler verildiği, … Ağır Ceza Mahkemesi tarafından bu hususta verilen karar bulunduğu iddiaları incelenmiş olup şirket ortakları … ve … tarafından şirket kanuni temsilcisine baskı yapıldığı, şirket işletmesinin bu kişiler tarafından silah kullanılarak işgal edildiği, şirket temsilcisinin defter ve belgelere ulaşmasının engellendiği, bu hususlarda şirket temsilcisi tarafından Alanya Kaymakamlığı, Antalya Valiliği ve Alanya Cumhuriyet Savcılıklarına dilekçeler verildiği, dosyada yer alan bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır. Bu durum, “kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler” kapsamında mücbir sebep halinin varlığını ortaya koymaktadır.
30/04/2014 tarihli ara kararı ile, davacıdan ilgili dönemde indirim konusu yapılan katma değer vergilerine ilişkin alış faturalarının fatura düzenleyen mükelleflerden temin edilebilen örnekleri; davalıdan ise ilgili döneme ilişkin sahte fatura kullanıldığı iddiası bulunan mükelleflere ilişkin vergi tekniği raporlarının sunulması istenilmiş, davacı tarafından sunulan fatura örnekleri davalı idareye sunulmuştur.
Davalı tarafından davacının ilgili dönemde indirim konusu yaptığı katma değer vergilerinin tümü reddedilmiş ise de olayda mücbir sebep hali bulunduğundan davacı tarafından yüklenildiği ortaya konulan katma değer vergilerinden kaynaklanan indirimlerin kabulü gerekeceğinden, davacı tarafından Mahkememize ibraz edilen fatura örnekleri dikkate alınarak ilgili dönem katma değer vergisi beyanları yeniden düzenlenmiş olup ödenmesi gereken katma değer vergileri 2009 yılının Temmuz dönemi için 62.840,03 TL, Ağustos dönemi için 336.937,03 TL, Eylül dönemi için 149.311,75 TL, Ekim dönemi için 69.087,49 TL ve Kasım dönemi için 10.431,80 TL olarak tespit edilmiştir.
Öte yandan, mücbir sebep hali mevcut olduğundan üç kat kesilen vergi ziyaı cezalarının sahte fatura kullanımı dışında kalan kısmı ile 213 sayılı Kanun’un mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması gerekmektedir.
Kanunun aradığı şartlar gerçekleşmediğinden, 213 sayılı Kanun’un 353. maddesinin birinci fıkrası uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası ile vergi ziyaı cezalarının tekerrür hükmü uygulanmak suretiyle artırılan kısımlarında da hukuka uygunluk görülmemiştir.
Vergi mahkemesi bu gerekçeyle tarhiyatların 2009 yılının Temmuz dönemi için 62.840,03 TL, Ağustos dönemi için 336.937,03 TL, Eylül dönemi için 149.311,75 TL, Ekim dönemi için 69.087,49 TL, Kasım dönemi için 10.431,80 TL’ye isabet eden kısımları ile vergi ziyaı cezalarının sahte fatura kullanımından kaynaklanan ve vergilerin üç katı tutarına isabet eden kısımları yönünden davayı reddetmiş; dava konusu işlemlerin kalan kısımlarını kaldırmıştır.
Tarafların temyiz istemlerini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesinin 17/10/2017 tarih ve E:2015/4154, K:2017/7132 sayılı kararı:
Vergi mahkemesi kararının, vergi ziyaı cezalarının tekerrür hükmü uygulanmak suretiyle artırılan kısmının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Dairemizce de uygun görülmüştür.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesi, fatura veya benzeri belge verilmemesi, alınmaması ve diğer şekil ve usul hükümlerine uyulmamasına ilişkin özel usulsüzlükler ve cezalarını düzenlemektedir. Sözü edilen maddede öngörülen düzenleme ile mükelleflerin işlemlerinin kayıt ve belge düzenine uygun yürütülmesinin sağlanması amaçlanmıştır.
Harcamaların sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı faturalarla belgelendirilmesi, 213 sayılı Kanun’un 353. maddesinin birinci fıkrasında özel usulsüzlük cezası kesilmesi gereken eylemler arasında gösterilmediği için kesilen ceza maddenin öngörülüş amacına uygun düşmediğinden, kararın anılan özel usulsüzlük cezasına ilişkin hüküm fıkrasında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 13. maddesinde mücbir sebepler; vergi ödevlerinden herhangi birini yerine getirmesine engel olacak ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk, yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler, kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler, sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikaların elinden çıkmış bulunması gibi haller olarak sayılmıştır.
Uyuşmazlıkta, davacıdan defter ve belgelerinin istenmesine karşın defter ve belgelerin inceleme elemanına ibraz edilmediği sabittir. Mahkemece Alanya Kaymakamlığı, Antalya Valiliği ve Alanya Cumhuriyet Savcılıklarına dilekçeler verildiğinin dosyada yer alan bilgi ve belgelerden anlaşıldığı ve bu durumun kişinin iradesi dışında meydan gelen mecburi gaybubetler kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle mücbir sebep halinin varlığı kabul edilmiş ise de, söz konusu hususların 213 sayılı Kanun’un 13. maddesi kapsamında mücbir sebep olarak kabulü mümkün olmadığından, mücbir sebep hali bulunmaksızın defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen yükümlünün daha sonra dava aşamasında bir kısım belgeleri mahkemeye ibraz etmesinin vergi incelemesinden amaçlanan sonuçların ortadan kalkmasına sebebiyet vereceği açık olup Katma Değer Vergisi Kanunu ile getirilen esaslara uygun bulunmamaktadır.
Vergi Mahkemesince, re’sen tarh nedeninin defter ve belge ibraz etmeme eylemi olduğu olayda re’sen araştırma ilkesi uyarınca davacının, katma değer vergilerini indirim konusu yaptığı belgelerin gerçek mal teslimi veya hizmet ifası karşılığı olup olmadığı ve bu belgelerin yasal defterlere kaydedilerek ait oldukları dönemlerde söz konusu vergileri gerçekten yüklenip yüklenmediğinin ortaya konulması amacıyla verilen ara kararıyla belgelerin dosyaya sunulmasının istenmesinde hukuka uygunluk görülmemekle birlikte, temyiz istemine konu kararın dava konusu tarhiyatın, sahte olduğu kabul edilen faturalara isabet eden üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin kısmı yönünden davanın reddine dair hüküm fıkrasında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir. Üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin fazlaya ilişkin kısmının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrası ile mücbir sebep hali olmaksızın defter ve belgeler ibraz edilmediğinden 213 sayılı Kanun’un mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasına yönelik hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir.
Daire bu gerekçeyle kararın, üç kat vergi ziyaı cezalı tarhiyatların sahte fatura kullanımından kaynaklanan kısmı haricinde kalan kısmı ile 213 sayılı Kanun’un mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkralarını bozmuş, davacının temyiz istemini bu nedenle reddetmiş; tarhiyatın sahte faturalara isabet eden kısmı yönünden davanın reddi ile vergi ziyaı cezasının tekerrürden kaynaklanan kısmının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkralarını onamış; belge düzenlememe nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasına davalı tarafından yöneltilen temyiz istemini reddetmiştir.
Daire, tarafların karar düzeltme istemlerini de reddetmiştir.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:
Vergi mahkemesi, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle bozulan kısım yönünden ısrar etmiş ve tarhiyatın defter belge ibraz etmemeden kaynaklı kısmı yönünden tekrar davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine; 213 sayılı Kanun’un mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına karar vermiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı tarafından, olayda mücbir sebep halinin mevcut olmadığı, davacı hakkında tesis edilen işlemlerin hukuka uygun olduğu; davacı tarafından ise uyuşmazlık konusu döneme ilişkin yasal defter ve belgelerin mücbir sebep dolayısıyla incelemeye ibraz edilemediği, dava konusu cezalı tarhiyatın hukuka aykırı olduğu belirtilerek ısrar kararının aleyhe olan hüküm fıkralarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMASI : Davalı tarafından istemin reddi gerektiği savunulmuş; davacı tarafından cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ: Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 08/02/2019 tarih ve E:2013/3, K:2019/1 sayılı kararıyla, davacılar tarafından mücbir sebebin varlığı nedeniyle defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesinin re’sen tarh nedeni olduğu ancak, mükelleflerden ibraz ödevini yerine getirmelerinin beklenemeyeceği ve indirim konusu yapılan vergilerin, alış belgelerinde ayrıca gösterilmiş olmasını ispatlama yükümlüğünün de bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından, aykırı içtihatların bu doğrultuda birleştirilmesine karar verilmiştir.
Davacı tarafından defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilememesi hususunda ileri sürülen iddia ve bu iddiayı ispat için dosyaya ibraz edilen belgeler birlikte değerlendirildiğinde defter ve belgelerin ibraz edilememesinin haklı bir nedene dayandığı ve bu nedenin davacı yönünden mücbir sebep oluşturduğu sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, dava konusu katma değer vergileri, kesilen vergi ziyaı cezaları ve özel usulsüzlük cezalarında hukuka uygunluk bulunmadığından, davacının temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın redde ilişkin hüküm fıkrasının bozulması; davalının temyiz isteminin ise reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı Antalya Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığının … tarih ve …, …, … ve … sayılı görevlendirme yazıları ile davacının 2009 takvim yılı hesap ve işlemlerinin sahte belge kullanma yönünden incelenmesi istenilmiştir.
Konu ile ilgili incelemenin yapılabilmesi için davacının defter ve belgelerinin istenmesine ilişkin … tarih ve … sayılı yazı 10/11/2012 tarihinde davacının kanuni temsilcisine ikametgâh adresinde tebliğ edilmiştir.
Kanuni temsilci tarafından 11/12/2012 tarihinde müfettişlik adresine gidilerek, şirketin diğer ortakları tarafından otel olarak işletilmekte olan iş yerinde çalışan personele baskı kurulduğu, bu şahıslara bağlı olarak hareket eden silahlı kişilerce iş yerine girmesinin engellendiği, durumun resmi kurumlara da haber verildiği, bu nedenden dolayı ibrazı istenen yasal defter ve belgelerin ibraz edilemeyeceği bildirilmiş ve husus aynı tarihli tutanak ile kayıt altına alınmıştır.
Nihayetinde defter ve belgelerin incelemeye ibrazı için tanınan on beş günlük süre geçmesine rağmen defter ve belgeler ibraz edilmemiş ve idarece 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinin ikinci fıkrasının (3), (4) ve (6) numaralı bentleri uyarınca dava konusu cezalı tarhiyatlar yapılmış ve aynı Kanun’un 353. maddesinin (1) numaralı fıkrası ile mükerrer 355. maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezaları kesilmiştir.

11/12/2012 tarihli tutanakta belirtilen, şirketin kanuni temsilcisinin iş yerine girmesinin silahlı kişilerce engellendiği ve bu durumdan resmi kurumların da haberdar edildiği hususuyla ilgili dosyaya ibraz edilen belgeler sırasıyla şu şekildedir:
-15/09/2009 tarihinde Alanya Cumhuriyet Başsavcılığına verilen şikâyet dilekçesi,
-04/11/2009 tarihinde Antalya Valiliğine verilen şikâyet dilekçesi,
-11/11/2009 tarihinde Alanya Kaymakamlığına verilen şikâyet dilekçesi,
-11/03/2010 tarihinde Alanya Kaymakamlığına verilen şikâyet dilekçesi,
-19/03/2010 tarihinde Antalya Jandarma Alay Komutanlığına verilen şikâyet dilekçesi.
Anılan dilekçelerin içeriği mahiyet itibarıyla 11/12/2012 tarihli tutanakta vergi inceleme elemanına verilen ifade ile benzerlik göstermektedir.
Öte yandan, kanuni temsilci tarafından, kendisine bağlı silahlı kişilerce işyeri adresine girmesini engellediği belirtilen ve şirket ortaklarından olan … hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığının E:… sayılı soruşturma dosyasında suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma ve yönetme iddiasıyla soruşturma yürütüldüğü anlaşılmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacının temyiz istemi yönünden:
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 08/02/2019 tarih ve E:2013/3, K:2019/1 sayılı kararıyla, davacılar tarafından mücbir sebebin varlığı nedeniyle defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesinin re’sen tarh nedeni olduğu ancak, mükelleflerden ibraz ödevini yerine getirmelerinin beklenemeyeceği ve indirim konusu yapılan vergilerin, alış belgelerinde ayrıca gösterilmiş olmasını ispatlama yükümlüğünün de bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından, aykırı içtihatların bu doğrultuda birleştirilmesine karar verilmiştir.
Davacı tarafından defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilememesi hususunda ileri sürülen iddia ve bu iddiayı ispat için dosyaya ibraz edilen belgeler birlikte değerlendirildiğinde defter ve belgelerin ibraz edilememesinin haklı bir nedene dayandığı ve bu nedenin davacı yönünden mücbir sebep oluşturduğu sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, dava konusu katma değer vergileri ve kesilen vergi ziyaı cezalarının defter ve belgelerin ibraz edilmemesinden kaynaklanan kısmında hukuka uygunluk bulunmadığından, ısrar kararının davanın kısmen reddine dair hüküm fıkrasının bozulması gerekmektedir.
Davalının temyiz istemi yönünden:
I-Kararın, davanın kısmen kabulüne dair hüküm fıkrasının 213 sayılı Kanun’un mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması dışında kalan kısmına yöneltilen temyiz isteminin incelenmesi:
Davacının temyiz istemi yönünden yapılan hukuki değerlendirme uyarınca ısrar kararının anılan hüküm fıkrasında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
II-Kararın, 213 sayılı Kanun’un mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz isteminin incelenmesi:
Kararın sözü edilen hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar anılan hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davacının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının davanın kısmen reddine dair hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
3- Davalının temyiz isteminin REDDİNE,
4- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X – KARŞI OY:
Uyuşmazlıkta, davacıdan defter ve belgelerinin istenmesine karşın defter ve belgelerin inceleme elemanına ibraz edilmediği sabittir. Mahkemece Alanya Kaymakamlığı, Antalya Valiliği ve Alanya Cumhuriyet Savcılıklarına dilekçeler verildiğinin dosyada yer alan bilgi ve belgelerden anlaşıldığı ve bu durumun kişinin iradesi dışında meydan gelen mecburi gaybubetler kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle mücbir sebep halinin varlığı kabul edilmiş ise de, söz konusu hususların 213 sayılı Kanun’un 13. maddesi kapsamında mücbir sebep olarak kabulü mümkün bulunmamaktadır.
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun, 08/02/2019 tarih ve E:2013/3, K:2019/1 sayılı kararıyla; davacılar tarafından, mücbir sebep olmaksızın inceleme elemanına ibraz edilmeyen yasal defterler ve belgelerin mahkemeye sunulabileceğinin ileri sürülmesi halinde, bu defter ve belgeler davacıdan istenilip defterlerdeki kayıtlar incelenip bu kayıt ve belgeler hakkında davanın diğer tarafı olan vergi idaresinin görüşü ve saptamaları da alınarak yapılacak hukuki değerlendirmeye göre karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, aykırı içtihatların bu doğrultuda birleştirilmesine karar verilmiştir.
Bu bağlamda, mahkemece, davacının indirim konusu yaptığı belgelerin gerçek mal teslimi veya hizmet ifası karşılığı olup olmadığı ve bu belgelerin yasal defterlere kaydedilerek ait oldukları dönemlerde söz konusu vergilerin gerçekten yüklenilip yüklenilmediğinin ortaya konulması amacıyla verilen ara kararıyla belgelerin dosyaya ibrazı istenerek ibraz edilen belgelerin incelenmesi neticesinde karar verilmesi Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun yukarıda belirtilen kararında yer alan ilkelere uygundur.
Bu durumda, temyize konu ısrar kararının davanın kısmen reddine dair hüküm fıkrası ile davanın kısmen kabulüne dair hüküm fıkrasının 213 sayılı Kanun’un mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması dışında kalan kısmında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Ancak, 213 sayılı Kanun uyarınca mücbir sebep olarak kabul edilebilecek bir durum olmaksızın defter ve belgeler incelemeye ibraz edilmediğinden, Kanun’un mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığından, anılan cezanın kaldırılmasında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan hukuksal nedenler ve gerekçeyle, temyize konu ısrar kararının davanın kısmen reddine dair hüküm fıkrasına davacı tarafından yöneltilen temyiz istemi ile davanın kısmen kabulüne dair hüküm fıkrasının 213 sayılı Kanun’un mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması dışında kalan kısmına davalı tarafından yöneltilen temyiz isteminin reddi, davalının temyiz isteminin kısmen kabulü ile 213 sayılı Kanun’un mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına dair hüküm fıkrasının bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.