Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2019/1270 E. 2019/1031 K. 04.12.2019 T.

DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/1270 E.  ,  2019/1031 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/1270
Karar No : 2019/1031

TEMYİZ EDEN (DAVALI) :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF (DAVACI) :
VEKİLİ :
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davalı idarenin 13/05/2014 tarih ve … sayılı müeyyideli yazısının kaldırılması istemiyle 17/06/2014 tarihinde davalı idareye yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile davalı idarenin müeyyideli yazısı üzerine verilen düzeltme beyannamelerine istinaden 2010 yılının Temmuz ilâ Kasım dönemlerine ilişkin devreden katma değer vergisinin azaltılmasına yol açacak şekilde yapılan tahakkuk işlemlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
Davacının … TL’nin yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesi isteminin, ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannamesi üzerine yapılan tahakkuklara ilişkin olduğu değerlendirilmiş olup hukuki inceleme bu yönüyle yapılmıştır.
Davalı idarenin 13/05/2014 tarihli yazısıyla sahte belge düzenleyen firmalardan yaptığı alımlara ilişkin olarak davacıdan izahat ve düzeltme beyannamesi vermesi istenilmiştir. Bunun üzerine davacı tarafından 17/06/2014 tarihinde davalı idareye yapılan başvuruyla 2010 yılının Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim dönemlerine ilişkin alışlara isabet eden katma değer vergisi indirimlerinin ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannamesi ile çıkartılmasına muvafakat edildiği, ancak katma değer vergilerinin indirimlerden çıkartılması halinde yasal yollara başvurulacağı belirtilerek düzeltme yapılması istenilmiştir. Bu başvuruya cevap verilmemesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının ihtirazi kayıtla verdiği düzeltme beyannameleri üzerine ödenecek katma değer vergisi çıkmayıp sadece damga vergisi tahakkuku yapılmıştır. Dolayısıyla davacının ileri sürdüğü gibi hesaplarından ilgili dönemlere isabet eden katma değer vergisi tutarları kadar paranın kesinti yolu ile tahsil edilmediği, yapılan işlemin tahsilat işlemi olmayıp, katma değer vergisi indirimlerinin azaltılması olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı hakkında herhangi bir vergi incelemesi yapılmadan, davalı idarenin yazısına istinaden özgür bir iradeye dayanmaksızın, 2010 yılının Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim dönemlerine ilişkin olarak katma değer vergisi indirimlerinin azaltılması sonucunu doğuracak şekilde verilen düzeltme beyannameleri üzerine yapılan tahakkuklarda hukuka uygunluk görülmemiştir.
Davalı idarenin anılan yazısının kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin, ilerleyen süreçte idarece yapılacak işlemlere hazırlık mahiyetinde bulunması nedeniyle idari davaya konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Mahkeme bu gerekçeyle tahakkukları kaldırmış ve davalı idarenin müeyyideli yazısının kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlem yönünden ise davanın incelenmeksizin reddine karar vermiştir.
Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesinin, 29/12/2017 tarih ve E:2016/9499, K:2017/11050 sayılı kararı:
Beyanname verme süresi geçirildikten sonra verilen katma değer vergisi düzeltme beyannamesine konulan ihtirazi kaydın, bu beyanname üzerine tahakkuk eden vergiye dava açılmasına olanak sağlayan bir çekince olarak kabulüne olanak bulunmamaktadır.
Daire bu gerekçeyle kararın tahakkukların kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasını bozmuş; davacının karar düzeltme istemini reddetmiştir.
… Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:
Mahkeme, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararının bozulan hüküm fıkrasında ısrar etmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Serbest irade ile verilen beyannameye ihtirazi kayıt konulmak suretiyle tahakkuka karşı dava açılmasının, 213 sayılı Kanunun 378. maddesinin lafzına ve ruhuna aykırı olduğunu belirtilerek aksi yöndeki ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları yolundaki Vergi Usul Kanunu’nun 378. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, davacı şirket tarafından ihtirazi kayıt konulmaksızın verilen düzeltme beyannamelerine istinaden devreden katma değer vergisinin azaltılmasına yol açacak şekilde yapılan tahakkuk işlemlerine karşı dava açılamayacaktır.
Bu nedenle, devreden katma değer vergisinin azaltılmasına yol açacak şekilde yapılan tahakkuk işlemlerinin hukuka aykırı olup olmadığı incelenerek verilen ısrar kararında hukuka uygunluk görülmediğinden ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Davalı idarenin 13/05/2014 tarih ve … sayılı müeyyideli yazısı üzerine, … Şirketi’nin düzenlediği faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirimlerden çıkarılması suretiyle süresinden sonra verilen düzeltme beyannamelerine istinaden 2010 yılının Temmuz ilâ Kasım dönemlerine ilişkin devreden katma değer vergisinin azaltılmasına yol açacak şekilde tahakkuk işlemleri yapılmıştır.
16/06/2014 tarihinde verilen düzeltme beyannamelerinde, beyannamelerin ihtirazi kayıtla verildiğine ilişkin herhangi bir açıklama bulunmadığı gibi tahakkuk fişlerinde de ihtirazi kayıt şerhi bulunmamaktadır.
Davalı idarenin … tarih ve … sayılı müeyyideli yazısının kaldırılması istemiyle … tarihinde davalı idareye yapılan başvuruda ise beyannamelerin ihtirazi kayıtla verildiği belirtilmiştir.
Ayrıca, davalı idare tarafından dosyaya sunulan “beyanname listesi” başlıklı belgede, uyuşmazlık konusu dönemlere ait düzeltme beyannamelerine ilişkin “düzetme gerekçesi” kısmında “… tarih ve … sayılı yazınıza istinaden ihtirazi kayıtla beyannameler düzeltmiştir.” şeklinde ifade bulunmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 378. maddesinin ikinci fıkrasında, mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinin (4) numaralı fıkrasında da ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemler ile tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davaların, tahsil işlemini durdurmayacağı, bunlar hakkında yürütmenin durdurulmasının istenebileceği kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda vergilendirmenin beyana dayanılarak yapılması gereken durumlarda matrahın veya verginin tümüyle ya da kısmen ihtirazi kayıtla bildirilmesini öngören bir düzenleme yapılmamıştır. Kanun’un 378. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere itiraz edemeyecekleri yolundaki hükmün istisnasız uygulanmasının çeşitli hak kayıplarına ve verginin beyan edilmesinde çekinceye yol açarak vergi kaybına neden olduğu anlaşılmıştır. Bunun üzerine beyanname ile bildirilmesi gereken matrahın tespit şeklinden ya da uygulanması gereken vergi oranından, muafiyet veya istisna uygulamasından doğan duraksamaların varlığında, vergi kaybı yaratmaktan kaçınılarak vergi kanunlarında belirtilen zamanda verilen beyannameye ihtirazî kayıt konulabileceği Danıştay içtihatlarıyla benimsenmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önceki bu dönemde ihtirazî kayıtla verilen beyannameler üzerine hesaplanan vergilere karşı itiraz yoluna başvurulmasının tahsil işlemine etkisi hususunda çeşitli tartışmalar yaşanmıştır. Ayrıca içtihatla benimsenen ihtirazî kayıtla beyanname verme yolunun yükümlülerce yaygın bir şekilde kötüye kullanılması ve vergi borcunu sürüncemede bırakmanın bir aracı haline gelmesi üzerine 1980 yılında 2365 sayılı Kanun’la Vergi Usul Kanunu’nun 389. maddesine bir cümle eklenerek ihtirazî kayıtla verilen beyannameler üzerine hesaplanan vergilere yapılan itirazların verginin tahsilini durdurmayacağı hükmü getirilmiştir.
Bu kural, idari yargının yeniden düzenlenmesi sırasında kabul edilen 2577 sayılı Kanun’un 63. maddesiyle yürürlükten kaldırılmakla beraber aynı yönde düzenlemeye 2577 sayılı Kanun’un o tarihte yürürlükte bulunan 27. maddesinin (8) numaralı fıkrasında yer verilmiştir. Kanun’un yürürlükte bulunan halinde bu düzenlemenin aynı maddenin (4) numaralı fıkrasında yer aldığı görülmektedir. Böylece, yükümlülerin beyannamelerine ihtirazî kayıt koyabilecekleri ve bu yolla dava hakkına sahip olabilecekleri dolaylı olarak kanunda ifade edilmiştir. Ancak bu şekilde dava açılması yürütmenin kendiliğinden durmasına neden olmayacaktır.
Vergi beyannamesine ihtirazi kayıt konulması ve beyannamede hesaplanan verginin tümü ya da bir kısmının tahakkuk ettirilmemesinin istenmesi, ancak ihtirazi kaydın konusunu oluşturan nedenin tarhı yapan idare tarafından kabul edilmemesi halinde, beyanname üzerinden tarh edilen verginin ihtirazi kayıt konulan kısmının dava konusu edilebilmesini olanaklı kılarak noksan beyanda bulunulmasını önlemektedir.
Beyannamelerin ihtirazi kayıtla verildiğinin kabul edilebilmesi için ise beyannamede, beyannamenin ihtirazi kayıtla verildiğinin belirtilmesi veya tahakkuk fişine beyannamenin ihtirazi kayıtla verildiğinin şerh düşülmesi veyahut vergi dairesine en geç beyannamenin verildiği tarihte verilecek bir dilekçe ile ihtirazi kayda ilişkin beyanda bulunulması gerekmektedir.
Olayda, uyuşmazlık konusu dönemlere ilişkin düzeltme beyannamelerinde ve tahakkuk fişlerinde ihtirazi kayıt şerhinin bulunmadığı görülmüştür. Bunun yanı sıra düzeltme beyannamelerinin verildiği 16/06/2014 tarihinden bir gün sonra, davalı idarenin müeyyideli yazısının kaldırılması istemiyle davalı idareye yapılan başvuruda beyannamelerin ihtirazi kayıtla verildiği belirtilmiş ise de düzeltme beyannamelerinin verildiği tarihten sonra yapılan ihtiraz kayıt beyanının geçerli olduğunun kabul edilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları yolundaki Vergi Usul Kanunu’nun 378. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, davacı şirket tarafından ihtirazi kayıt konulmaksızın verilen düzeltme beyannamelerine istinaden devreden katma değer vergisinin azaltılmasına yol açacak şekilde yapılan tahakkuk işlemlerine karşı dava açılamayacaktır.
Bu nedenle, devreden katma değer vergisinin azaltılmasına yol açacak şekilde yapılan tahakkuk işlemlerinin hukuka aykırı olup olmadığı incelenerek verilen ısrar kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- … Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/12/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X – KARŞI OY:
Temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddi ile vergi mahkemesi kararının hukuka uygunluğu yönünden temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Danıştay Üçüncü Dairesine gönderilmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.