Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2019/1061 E. 2020/953 K. 23.09.2020 T.

DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/1061 E.  ,  2020/953 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/1061
Karar No : 2020/953

TEMYİZ EDEN (DAVALI): …
VEKİLİ: …
KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ: …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E: …, K: … sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, yatırım indirimi istisnasından yararlanabilmeyi 2006, 2007 ve 2008 yılları ile sınırlandıran 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 69. maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülerek 2009 yılına devreden yatırım indirimi istisnası tutarının kurum kazancından indirilmesi gerektiği ihtirazi kaydıyla verilen 2009 yılının Ocak-Haziran kıst dönemine ait kurumlar vergisi beyannamesine istinaden tahakkuk eden verginin kaldırılması ve ödenen tutarın vergi idaresinin kendi alacaklarına uyguladığı faiz oranıyla birlikte iadesine karar verilmesi istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı:
Anayasa Mahkemesinin 08/01/2010 tarih ve 27456 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 15/10/2009 tarih ve E:2006/95, K:2009/144 sayılı kararı ile Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 69. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan “sadece 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait” ibaresinin iptaline karar verilmiştir.
Bu durumda, Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca yatırım indirimi istisnasının artık belli bir süre ile sınırlı olmaksızın kullandırılması zorunlu olduğundan, davacının 2008 yılında kullanamadığı yatırım indirimi istisnasının kabul edilmesi gerekmekte olup aksi düşünceyle tahakkuk ettirilen kurumlar vergisinde hukuki isabet görülmemiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin 6322 sayılı Kanun ile değişik 4. fıkrası uyarınca dava konusu verginin tahsili tarihinden itibaren işletilecek tecil faizi oranında yasal faizi ile iadesi gerekmekte olup davacının faiz isteminin fazlaya ilişkin kısmının reddi gerekmektedir.
Mahkeme bu gerekçeyle tahakkuk eden vergiyi kaldırmış, ödenen verginin tecil faiziyle birlikte iadesine karar vermiş, davacının fazlaya ilişkin faiz talebini ise reddetmiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin, 12/05/2016 tarih ve E:2016/514, K:2016/2158 sayılı kararı:
Davalı tarafından ileri sürülen iddialar, kararın tahakkuk eden verginin kaldırılmasına ve iadesine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Yargı kararıyla kaldırılan vergilendirmeler nedeniyle tahsil edilmiş tutarların ilgililere iadesi sırasında, tahsil tarihi ile karar tarihi arasında geçen süre için tasarrufundan yoksun bırakılmaktan dolayı iadenin hangi oranda faiz eklenerek yapılması gerektiği konusunda 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 6183 sayılı Kanun’da herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesinin 6. fıkrasında ise vergi davalarında kararın idareye tebliğinden itibaren infazın gecikmesi sebebiyle idarece kanuni gecikme faizi ödeneceği düzenlenmek suretiyle kanuni faiz uygulaması, kararın verilip idareye tebliğinden sonraki zaman dilimine özgülenmiştir.
Bu durumda, haksız yere alınan vergi nedeniyle yoksun kalınan tutarın, Danıştayın yerleşik hale gelen içtihatlarıyla kabul edilen ve bu husustaki genel hükümleri içeren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da öngörülen oranda faiz uygulanarak ilgilisine ödenmesi gerektiğinden, mahkeme kararının, dava konusu edilen vergi üzerinden 6183 sayılı Kanun’da düzenlenen tecil faizi hesaplanması gerektiği yolundaki hüküm fıkrasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Daire bu gerekçeyle kararın, tecil faizine hükmedilmesine ilişkin hüküm fıkrasını bozmuş, tahakkuk eden verginin kaldırılmasına ve iadesine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz istemini reddetmiştir. Davalının karar düzeltme istemini ise reddetmiştir.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı ısrar kararı:
Mahkeme, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararının bozulan hüküm fıkrasında ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Haksız yere alınan vergi nedeniyle yoksun kalınan tutarın, Danıştayın yerleşik hale gelen içtihatlarıyla kabul edilen ve bu husustaki genel hükümleri içeren 3095 sayılı Kanun’da öngörülen oranda faiz uygulanarak ilgilisine ödenmesi gerektiği belirtilerek aksi yöndeki ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyizen incelenen ısrar kararının, Danıştay Dördüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin (4) numaralı fıkrasındaki kural değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarih ve yeni kuralın uygulanmasına ilişkin Kanun’un geçici 29. maddesinde yer alan hüküm gözetildiğinde, somut olayda yeni kurala göre faiz yönünden hüküm kurulmasına hukuken olanak bulunmadığından Danıştay Dördüncü Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- … Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E: …, K: … sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.