Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2018/1235 E. 2019/472 K. 03.07.2019 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2018/1235 E.  ,  2019/472 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2018/1235
Karar No : 2019/472

TEMYİZ EDEN (DAVALI) :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF (DAVACI) :
İSTEMİN KONUSU : …. Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Serbest muhasebeci ve mali müşavir olan davacı adına, muhasebecilik hizmetlerini yürüttüğü Tasfiye Halinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait 2006 ve 2007 yıllarının muhtelif dönemlerine ilişkin kurumlar vergisi, katma değer vergisi, vergi ziyaı cezaları ile gecikme faizinden oluşan borçlarının tahsili amacıyla müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen 17/02/2014 tarihli, … ve … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
Mahkemenin ilk kararının özeti: …. Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında aşağıdaki hukuksal nedenler ve gerekçeye yer verilmiştir:
Davacı hakkında düzenlenen görüş ve öneri raporunda, davacının 2006 ilâ 2011 yılları arasında beyannamelerini düzenleyip elektronik ortamda verdiği Tasfiye Halinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen vergi tekniği raporuyla, anılan şirketin 01/01/2006 tarihinden itibaren düzenlediği tüm faturaların sahte olduğunun tespit edildiği, anılan şirketin iş hacmiyle mütenasip olmayan belgelere dayanarak elektronik ortamda beyanname vermesi nedeniyle davacının müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu belirtilmektedir.
4 sıra nolu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğ uyarınca, meslek mensupları hakkında vergi dairelerince yapılacak takibat, ancak vergi ve ceza tahakkukunun kesinleşmesinden sonra başlatılabilecek ve tahakkuku kesinleşen vergi ve cezanın tahsiline yönelik olacaktır.
Ara kararıyla davalı idareden, davacıdan tahsiline çalışılan amme alacaklarının Tasfiye Halinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi açısından kesinleştirildiğini ortaya koyan bilgi ve belgeler istenilmiştir. Gönderilen belgelerin incelenmesinden, asıl borçlu şirket adına dava konusu ödeme emirleri içeriği vergi ve cezalara ilişkin olarak düzenlenen 20/10/2012 tarih … ilâ … sıra nolu ihbarnamelere ilişkin tebliğ alındılarının ibraz edilmediği, 23/10/2012 tarih … ilâ … sıra nolu ihbarnamelerin ise, anılan şirket temsilcisi veya çalışanı tarafından değil, herhangi bir şerh düşülmeksizin ilgili mahalle muhtarınca imzalanıp tebliğ alındığı, dolayısıyla yapılan tebliğin usulüne uygun olmadığı anlaşılmaktadır.
Vergi Mahkemesi, ancak tahakkukunun kesinleşmesinden sonra davacı hakkında başlatılabilecek tahsilat aşamasına ilişkin işlemlerin, Tasfiye Halinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına yapılan tarhiyatlar ve kesilen cezaların usulüne uygun olarak tebliğ edilip tahakkuk ettirildiği ortaya konmadan tesis edildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle ödeme emirlerini iptal etmiştir.
Daire kararının özeti: Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin, 28/06/2018 tarih ve E:2015/1393, K:2018/6566 sayılı kararında aşağıdaki hukuksal nedenler ve gerekçeye yer verilmiştir:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 227. maddesi ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun defter, kayıt ve belgeler ile beyannamelerin bu kayıtlar göz önüne alınarak düzenlenmesinde meslek mensuplarına yüklediği dikkat ve özen yükümlülüğünün davacı tarafından gözardı edilip edilmediği, şirketin sahte fatura düzenleyerek komisyon kazancı elde etmesine ilişkin olarak davacının katkısının, ilgi ve ilişkisinin olup olmadığı araştırılmaksızın verilen kararda hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Israr kararının özeti: Mahkeme, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Miktar ve tutar itibarıyla asıl borçlu şirketin iş hacmiyle mütenasip olmayan belgelere dayanılarak beyannamelerin düzenlenmesi nedeniyle, Vergi Usul Kanununun mükerrer 227. maddesi ile 4 sıra nolu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğ uyarınca davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Serbest muhasebeci ve mali müşavir olan ve Tasfiye Halinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin beyannamelerini imzalayan davacı adına müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinin, davacının muhasebecilik hizmetlerini yürüttüğü mükellefin bağlı bulunduğu Yenimahalle Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından düzenlendiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde iptal davaları, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır. Bu tanıma göre her idari işlemin beş unsuru bulunmaktadır ve unsurlardan birindeki hukuka aykırılık işlemin iptalini gerektirmektedir.
3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun serbest muhasebeci, serbest muhasebeci ve mali müşavirler ile yeminli mali müşavirlere vermiş olduğu yetkiye ilişkin mali sorumluluğu düzenleyen 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 227. maddesinde, vergi beyannamelerinin 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavirler tarafından da imzalanması mecburiyetini getirmeye, bu mecburiyeti beyanname çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya, bu uygulamalara ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığının yetkili olduğu hükme bağlanmıştır. Aynı maddede, beyanameyi imzalayan veya tasdik raporunu düzenleyen meslek mensuplarının, imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza ve gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacağı belirtilmiştir.
29/06/1997 tarih ve 23034 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4 Sıra Nolu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğinin müşterek ve müteselsil sorumluluğun tespitine ilişkin bölümünde ise, sorumluluğu tespit edilen meslek mensupları ile ilgili takibatın, bu meslek mensuplarının bağlı bulunduğu vergi dairelerince yerine getirileceği kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bu durumda, dava konusu ödeme emirlerinin, yukarıda yer verilen mevzuat uyarınca, davacının bağlı bulunduğu Ostim Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından düzenlenmesi gerekirken, bu konuda yetkili olmayan vergi dairesince düzenlenmesi nedeniyle işlemlerde yetki yönünden hukuka uygunluk bulunmadığından, ısrar kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- …. Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararına yönelik temyiz isteminin REDDİNE
2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. Maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/07/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X – KARŞI OY:

Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Dördüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.

XX – KARŞI OY:

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.