Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2018/1086 E. 2019/470 K. 03.07.2019 T.

DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2018/1086 E.  ,  2019/470 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2018/1086
Karar No : 2019/470

TEMYİZ EDEN (DAVALI) :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF (DAVACI) :
VEKİLİ :
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, araç alım satımından elde edilen kazancın beyan edilmemesi nedeniyle, takdir komisyonu kararı uyarınca 2007 yılının Ocak, Şubat, Mart, Mayıs, Haziran ve Eylül dönemleri için re’sen salınan katma değer vergisi ile bir kat kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
Mahkemenin ilk kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında aşağıdaki hukuksal nedenler ve gerekçeye yer verilmiştir:
Davacı adına ikinci el araç alım satımı yönünden 01/01/2006 tarihi itibarıyla re’sen mükellefiyet tesis ettirilmiş ve e-vdo sisteminde yapılan sorgulama sonucunda, davacının 2007 takvim yılında 8 adet araç satımı yaptığının tespit edilmesi nedeniyle ticari faaliyette bulunulduğundan bahisle, araçların kasko değerleri dikkate alınmak suretiyle belirlenen matrahlar üzerinden cezalı tarhiyatlar yapılmıştır.
Olayda, davacı ikinci el araç satışlarına ilişkin olarak fatura düzenlemeyerek elde ettiği ticari kazancını beyan dışı bırakmıştır.
Takdir komisyonunca, kayıt dışı bırakılan kazancın araçların kasko değerleri dikkate alınarak tespit edildiği belirtilmiş ise de, Vergi Mahkemesi, araçların kasko bedelinden satıldığına ilişkin somut bir tespitin bulunmadığı, aracı satın alan kişiler nezdinde karşıt inceleme yapılmadan yalnızca kasko bedeli esas alınarak belirlenen matrah üzerinden yapılan dava konusu cezalı tarhiyatlarda yasal isabet görülmediği gerekçesiyle vergi ve cezaları kaldırmıştır.
Daire kararının özeti: Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin, 07/05/2018 tarih ve E:2015/7400, K:2018/4321 sayılı kararında aşağıdaki hukuksal nedenler ve gerekçeye yer verilmiştir:
Dosyanın incelenmesinden, hakkında yapılan inceleme neticesinde, davacının 2006-2011 yılları arasında çok sayıda araç alım ve satım faaliyetinde bulunduğunun tespit edilmesi nedeniyle, davacı adına re’sen geçmişe yönelik mükellefiyet tesis edildiği, uyuşmazlık konusu dönemde 8 adet araç alım ve satımı yaptığı, emniyet müdürlükleri ve noterler ile yapılan yazışmalar sonucu temin olunan araç satış sözleşmelerindeki satış tutarları esas alınarak takdir komisyonunca matrah takdir edildiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, idarece gerekli araştırma ve tespit yapılarak, ulaşılan araç satış sözleşmelerindeki değerlerin esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, alım satıma ilişkin faaliyetin ortağı olduğu şirket adına yapıldığı yolundaki davacı iddiasının herhangi bir delille ispatlanamaması ve satışların davacı adına yapıldığının araç sorgulama kayıtları ve temin edilen sözleşmeler kapsamında ihtilafsız olması karşısında, vergi mahkemesi kararında yasal isabet görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Israr kararının özeti: Mahkeme, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının 2006 ilâ 2011 yıllarında devamlılık arz edecek şekilde çok sayıda araç alıp sattığı, noter satış sözleşmelerinde satıcı olarak davacının görünmesi nedeniyle bir dönem ortağı olduğu şirket adına alım satım yapıldığı yolundaki davacı iddiasının kabülünün mümkün olmadığı, buna ilişkin olarak davacı tarafından herhangi bilgi ve belge sunulmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Araçların bir dönem ortağı olduğu anonim şirketi adına alınıp satıldığı, şirketin defter ve kayıtlarının incelenmesi halinde bu durumun ortaya çıkacağı, kendisinin herhangi bir ticari faaliyette bulunmadığı, mükellefin şahsında hata yapıldığı belirtilmektedir. Ayrca, takdir komisyonunda geçen sürenin bir yılı aşması nedeniyle cezalı tarhiyatın zamamaşımına uğradığı, ispat yükünün ticari faaliyette bulunulduğunu iddia eden davalı idareye ait olduğu savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Takdir komisyonunca, yapılan araştırma sonucunda ulaşılan araç satış sözleşmelerindeki satış tutarlarının matrah olarak dikkate alınmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Davacı tarafından ileri sürülen, alım satıma ilişkin faaliyetin bir dönem kanuni temsilcilik görevini yürüttüğü ve ortağı olduğu anonim şirket adına yapıldığı yolundaki iddianın herhangi bir delille ispatlanamaması karşısında, davacının araç alım satımından elde ettiği ticari kazancını beyan etmemesi nedeniyle yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Ancak, 2007 yılının Mayıs ayında davacının herhangi bir araç satışının bulunmamasına rağmen, bu döneme ilişkin olarak da matrah tespit edilmiş olup, mahkemece, bu husus da dikkate alınarak karar verilmek üzere ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin REDDİNE,
2- … Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının ONANMASINA,
2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/07/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X – KARŞI OY:

Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Dördüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.

XX – KARŞI OY:

Davacı adına, aynı maddi olay nedeniyle re’sen salınan 2007 yılına ait gelir vergisi, aynı yılın tüm dönemlerine ait geçici vergi ile kesilen vergi ziyaı cezaları … Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla kaldırılmıştır. Bu karara yöneltilen itiraz istemi … Bölge İdare Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:…. sayılı kararıyla; karar düzeltme istemi ise … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla reddedilmiştir. Bu durumda, anılan vergi mahkeme kararı kesinleştiğinden, matrahı yönünden gelir vergisine bağlı olan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılmasına ilişkin ısrar kararına yöneltilen davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.