Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2009/69 E. 2009/210 K. 15.05.2009 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2009/69 E.  ,  2009/210 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2009/69
Karar No: 2009/210

Temyiz Eden: …
Vekili: …
Karşı Taraf: … Vergi Dairesi Müdürlüğü

İstemin Özeti: 4811 sayılı Kanundan yararlanma istemiyle yapılan başvuru üzerine sehven taksitlendirmeye dahil edilmeyen kamu alacağının varlığını adına Ocak ila Aralık 1998 dönemleri için hesaplanan gecikme faizinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinin tebliği ile öğrenen davacı tarafından, bu borçların da taksitlendirme kapsamında olduğu iddiasıyla yapılan başvurunun, 19.6.2006 tarihli yazı ile borç sehven kapsam dışı kalmış olmakla birlikte terkininin mümkün olmadığı şeklinde cevaplanması üzerine açılan davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 6183 sayılı Yasaya göre ödeme emirlerinin tebliği üzerine tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde ödeme emrine karşı dava açılması gerektiği ve bu sürenin idareye başvurulması halinde uzamayacağı, dava konusu ödeme emirleri 24.4.2006 tarihinde tebliğ edilmesine karşın dava açılmayarak, 25.4.2006 tarihli dilekçe ile davalı idareden vergilerin terkin edilmesinin istendiği, istemin reddine ilişkin yazının 19.6.2006 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine 10.7.2006 tarihinde ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açıldığı, ödeme emirlerine karşı en geç 1.5.2006 günü çalışma süresi bitimine kadar açılması gereken dava, bu süre geçirildikten sonra açıldığından süresinde olmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi, 15.5.2008 günlü ve E:2007/1081, K:2008/1602 sayılı kararıyla; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7’nci maddesinin 1’inci fıkrasında dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğunun kurala bağlandığı, davacının 4811 sayılı Kanundan yararlanmak suretiyle ödediğini iddia ettiği vergilerin ait olduğu döneme ilişkin olarak sehven taksitlendirme dışında bırakılan kamu alacağının varlığından, bu alacak üzerinden hesaplanan gecikme faizinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin tebliği ile haberdar olduğu, sözü edilen alacağın ödendiğini belirterek gerekli düzeltmenin yapılması istemiyle idareye başvurduğu ve istemin reddine ilişkin işleme karşı dava açtığı, davanın ödeme emrinin iptali istemiyle açılmadığı, dolayısıyla davacının, 4811 sayılı Kanundan yararlanmak suretiyle davalı idarenin taksitlendirdiği ve ödeme planına uygun olarak ödediği borç için gecikme faizi hesaplanamayacağını, gecikmeden idarenin sorumlu olduğunu belirterek idareye yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemi dava konusu yaptığı gözardı edilerek verilen kararda hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle, kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak; davanın gecikme faizinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerine karşı açıldığı gerekçesiyle, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki ilk kararında ısrar etmiştir.
Israr kararı davacı tarafından temyiz edilmiş ve 4811 sayılı Yasanın 2’nci maddesinden yararlanarak ödeme emri ile istenen gecikme faizini ödeme imkanından, idarenin hatası nedeniyle yoksun kalındığı ancak, yararlanma hakları bulunduğu ve davanın ödeme emrine karşı açılmadığı ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hâkimi …’nın Düşüncesi: Dava dilekçesinden, davacının idareye yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açtığının anlaşıldığı, açılan bu davanın da ret işleminin tebliğ tarihi olan 19.6.2006’ya göre süresinde olduğundan temyiz isteminin kabulüyle mahkeme ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme ısrar kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Adına düzenlenen ödeme emirine karşı açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Ocak ila Aralık 1998 dönemlerine ait gecikme faizinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinin 24.4.2006 tarihinde davacıya tebliğ edilmesinden bir gün sonra ve 25.4.2006 tarihinde; Kooperatiflerinin …gün … sayılı dilekçe ile 4811 sayılı Yasadan yararlanarak bütün borçlarını ödediği, ödeme emri ile istenen borçları da ödemeleri nedeniyle gecikme faizi hesaplanamayacağı iddasıyla vergi dairesi müdürlüğüne başvurulduğunda ihtilaf bulunmamaktadır. Başvurunun; bir kısım borçlar sehven 4811 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan taksitlendirme dışında bırakılmış olmakla birlikte, 4811 sayılı Kanun hükümlerinden, bu yasaya göre yapılacak ödeme tutarında yararlanılabileceğinden, taksitlendirme dışında bırakılan gecikme faizinden oluşan borçların kaldırılamayacağı belirtilerek reddedildiği anlaşılmıştır.
Gecikme faizinin vergi idaresinin hatasından dolayı taksitlendirme dışında bırakıldığı ve davacının üzerinden gecikme faizi hesaplanan borçları 4811 sayılı Yasaya göre taksitlendirilmesi suretiyle ödediğinde ihtilaf bulunmadığına göre ödeme emrinin tebliği ile taksitlendirme dışı bırakıldığı öğrenilen gecikme faizi hakkında da aynı Yasa hükümlerinin uygulanmasını isteyerek 25.4.2006 tarihinde yapılan başvurunun, idari davaya konu yapılabilecek bir işlem yaratmak amacıyla yapıldığı ve dava dilekçesindeki iddialardan davanın bu işleme karşı açıldığı sonucuna ulaşıldığından; dava açma süresinin, davaya konu yapılan işlemin tebliğ tarihine göre hesaplanması gerekmektedir. Bu nedenle, davayı ödeme emrine karşı açılmış bir dava şeklinde nitelendirerek süre aşımı nedeniyle reddeden ısrar kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle, … Vergi Mahkemesinin, … günlü ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 15.5.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.