Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2008/864 E. 2010/141 K. 26.03.2010 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2008/864 E.  ,  2010/141 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2008/864
Karar No: 2010/141

Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: … Limited Şirketi

İstemin Özeti: Müteahhit firmaya karşı taşeron sıfatıyla üstlendiği … İli … İlçesi köylerindeki meralara ait aplikasyon, sayısallaştırma, sınır taşlarının yapımı ve tesisi işine ilişkin maliyetini, gerçek bir teslime dayanmayan faturalarla yükselttiği saptanan davacı adına, Mart-Haziran, Ekim-Aralık 2002 dönemleri için re’sen salınan ve gecikme faizi eklenmeksizin kesilen üç kat vergi ziyaı cezalı geçici vergiler davaya konu yapılmıştır.
Davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K:… sayılı kararıyla; inceleme raporunda ve ihbarnamede mahsup döneminin geçmesi nedeniyle aranmayacağının belirtildiği, gerçeği yansıtmayan faturaları maliyet kayıtlarında muhasebeleştirerek kazancını azaltmak suretiyle vergi kaybına sebebiyet vermesi ve bu eyleminin 213 sayılı Yasanın 359’uncu maddesi kapsamında bulunması nedeniyle davacı adına geçici vergi üzerinden üç kat vergi ziyaı cezası kesildiği, Yasanın Ek 11’inci maddesinde bu eylem nedeniyle vergi ziyaı cezası kesilecek tarhiyata ilişkin vergi ve ceza, tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamı dışında bırakılmış ise de ziyaa uğratılan geçici vergi tutarı üzerinden bir kat ceza kesilebileceği yolundaki Danıştayın istikrar kazanmış kararları uyarınca adına bir kat vergi ziyaı cezası kesilmesi gereken davacı, vergi inceleme tutanağındaki talebi doğrultusunda tarhiyat öncesi uzlaşma hükümlerinden yararlandırılmaksızın adına ceza kesilmesinin hukuka uygun düşmediği gerekçesiyle geçici vergiler yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermiş ve cezayı kaldırmıştır.
Vergi İdaresinin temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi, 20.3.2008 günlü ve E:2007/736, K:2008/887 sayılı kararıyla; 213 sayılı Yasanın 359’uncu maddesi kapsamındaki eylemlerle vergi ziyaına sebebiyet verdikleri saptanan ve vergi incelemesi sonucu adlarına üç kat vergi ziyaı cezası kesilmesi önerilenlerin tarhiyat öncesi uzlaşma hükümlerinden yararlandırılmalarına olanak bulunmadığından ve salınması veya kesilmesi önerilen vergi ve cezanın tarhiyat öncesi uzlaşma talebine konu edilebilmesinin tek kriteri vergi kaybına yol açan eylemin niteliği olduğundan, üç kat vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren gerçeği yansıtmayan faturaları maliyet kayıtlarında muhasebeleştirme eylemiyle vergi kaybına yol açtığı tartışmasız olan davacı adına, tarhiyat öncesi uzlaşma talebi yerinde görülmeyerek geçici vergi üzerinden kesilen üç kat vergi ziyaı cezasını kaldıran vergi mahkemesi kararında yasaya uygunluk görülmediği, davaya konu yapılan vergi ziyaı cezasının üzerinden kesildiği geçici verginin matrahı yönünden bağlı olduğu ve davacı adına aynı nedenle salınan vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisini matrahını azaltarak değiştiren vergi mahkemesi kararı, Danıştay Üçüncü Dairesinin 20.3.2008 gün ve E:2007/738, K:2008/886 sayılı kararıyla bozulduğundan ve sözü edilen bozma kararı üzerine verilecek kararın sonucu dava konusu tarhiyatı etkileyeceğinden, söz konusu kararda yer alan esaslar doğrultusunda yeniden karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla, ilk kararında ısrar etmiştir.
Israr kararı vergi idaresi tarafından temyiz edilmiş ve gerçek bir teslime dayanmayan faturaları kayıtlarına alarak maliyetlerini artıran davacı adına, bu faturalardaki tutarların maliyetlerinden çıkarılmasıyla yeniden oluşturulan gelir tablosu ve düzeltilen kurumlar vergisi beyanlarına göre aranmayan geçici vergi için üç kat vergi ziyaı cezası kesilmesinin hukuka uygun ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ün Düşüncesi: Gerçek bir emtia teslimine dayanmayan faturalarla maliyetini yükselttiği saptanan davacının, vergi kaybına, Vergi Usul Kanununun 359’uncu maddesindeki yazılı eylemlerle yol açtığı açık olduğundan, üç kat vergi ziyaı cezası kesilmesi gerektiren eylemi nedeniyle 213 sayılı Yasanın ek 11’inci maddesi uyarınca tarhiyat öncesi uzlaşmadan yararlandırılmaması hukuka uygun olduğundan kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme ısrar kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Müteahhit firmaya karşı taşeron sıfatıyla üstlendiği … İli … İlçesi köylerindeki meralara ait aplikasyon, sayısallaştırma, sınır taşlarının yapımı ve tesisi işine ilişkin maliyetini, gerçek bir emtia teslimine dayanmayan faturalarla yükselttiği saptanan davacı adına, değinilen faturaların dönem maliyetlerinden çıkarılmasıyla belirlenen matrah farkı üzerinden Mart-Haziran, Ekim-Aralık 2002 dönemleri için re’sen salınan ve gecikme faizi eklenmeksizin kesilen üç kat vergi ziyaı cezalı geçici vergilere karşı açılan davada; inceleme raporu ve ihbarnamede mahsup döneminin geçmesi nedeniyle geçici verginin aranmayacağının belirtildiği ve ziyaa uğratılan geçici vergi tutarı üzerinden bir kat ceza kesilebileceği yolundaki Danıştayın istikrar kazanmış kararları uyarınca adına bir kat vergi ziyaı cezası kesilmesi gereken davacının, vergi inceleme tutanağındaki talebi doğrultusunda tarhiyat öncesi uzlaşma hükümlerinden yararlandırılması gerekirken, üç kat vergi ziyaı cezası kesilmesinin hukuka uygun düşmediği gerekçesiyle cezayı kaldıran vergi mahkemesi ısrar kararı vergi idaresi tarafından temyiz edilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 120’nci maddesinde, yapılan incelemeler sonucunda, geçmiş dönemlere ait geçici verginin % 10’u aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde, eksik beyan edilen bu kısım için re’sen veya ikmalen geçici vergi tarh edileceği, mahsup süresi geçtikten sonra, kesinleşen geçici vergilerin terkin edileceği ancak, gecikme faizi ve ceza tahsil edileceği kurala bağlanmıştır. Maliyetini, gerçek bir emtia teslimine dayanmayan faturalarla yükselttiği saptanan davacının 2002 takvim yılının geçici vergi beyannamelerinde beyanı gerekenden noksan hasılat bildirerek noksan geçici vergi tahakkukuna yol açtığı açıktır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 341’inci maddesinde, vergi ziyaının, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade ettiği; 344’üncü maddesinin ikinci fıkrasında ise vergi ziyaına sebebiyet verilmesi halinde ziyaa uğratılan vergi üzerinden vergi ziyaı cezası kesilmesi öngörülmüştür. Vergi ziyaı cezasının düzenlendiği 344’üncü maddenin ikinci fıkrasında bu cezanın, ziyaa uğratılan verginin bir katına göre hesaplanması öngörüldükten sonra üçüncü fıkrasında, vergi ziyaına 359’uncu maddedeki fiillerle yol açılması halinde cezanın, üç kat olarak uygulanması gerektiği düzenlenmiştir. Maddedeki bu düzenlemeler karşısında vergi ziyaı cezasının, ziyaa uğratılan verginin kaç katı üzerinden kesileceğinin, vergi kaybına yol açan eylemin, Vergi Usul Kanununun 359’uncu maddesinde öngörülen eylemlerden olup olmadığına göre belirlenmesi gerekmektedir. Cezanın kesilmesinde, yasa yapıcının belirlediği başka bir ölçüt bulunmamaktadır.
Gerçek bir emtia teslimine dayanmayan faturalarla maliyetini yükselttiği saptanan davacının, vergi kaybına, Vergi Usul Kanununun 359’uncu maddesinin (a/2) ve (b/1) işaretli bentlerinde yazılı eylemlerle yol açtığı açıktır.
Geçici verginin, cari yılın kurumlar vergisine mahsup edilebilmesi; hesaplanacağı hasılatın ait olduğu geçici vergi beyan döneminde verilen geçici vergi beyannamesinde beyan edilmesine tahakkuk ettirilmesine ve tahsil edilmiş olmasına bağlıdır. Bu nedenle noksan beyan edilmekle zamanında tahakkuk etmesi önlenmiş olan geçici verginin, ait olduğu dönemin kurumlar vergisine mahsup edilebilir bir vergi olduğundan söz edilemeyeceğinden, davacı adına vergi kaybına yol açtığı eyleminin niteliğine göre üç kat üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasının bir kat kesilmesi gerektiği yolunda ısrar kararında dayanılan neden ve gerekçe hukuka uygun düşmediği gibi Vergi Usul Kanununun Ek 11’inci maddesinde, aynı Yasanın vergilendirme döneminde yürürlükte olan 344’üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca kesilen cezaların tarhiyat öncesi uzlaşma konusu yapılamayacağı hükme bağlandığından, ısrar kararının vergi ziyaı cezasının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Davaya konu vergi ziyaı cezasının üzerinden hesaplandığı geçici verginin matrahı yönünden bağlı olduğu ve davacı adına aynı nedenle salınan kurumlar vergisine karşı açılan davada tarhiyatı değiştiren … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı ısrar kararı, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 26.3.2010 günlü ve E:2008/863, K:2010/140 sayılı kararıyla bozulduğundan, bu dosyada davaya konu yapılan vergi ziyaı cezasının hukuka uygunluğu konusunda, 2002 vergilendirme dönemine ilişkin kurumlar vergisi hakkında verilecek karar gözetilerek karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle, … Vergi Mahkemesinin, … günlü ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının vergi ziyaı cezasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, yeniden verilecek kararda hüküm altına alınacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 26.3.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.