Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2008/784 E. 2008/631 K. 24.10.2008 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2008/784 E.  ,  2008/631 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2008/784
Karar No: 2008/631

Temyiz Eden: Maliye Bakanlığı
Karşı Taraf: … Limited Şirketi
Vekili: …

İstemin Özeti: Davacı şirket adına 1998 takvim yılına ait gelir (stopaj) vergisinin tahsili için düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle … Vergi Dairesi Müdürlüğüne karşı dava açılmıştır.
Davayı şikayet başvurusunun reddi yolundaki işleme karşı açılmış bir dava olarak ve gerçek hasım olarak tespit ettiği Maliye Bakanlığının husumetiyle inceleyen … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 124’üncü maddesinde, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yapılan düzeltme istemi reddolunanların, şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına müracaat edebileceklerinin kurala bağlandığı, davacının dava açma süresi geçirilen ödeme emirlerine karşı yaptığı düzeltme ve şikayet başvurusunun 9.9.2005 tarih ve 44285 sayılı işlemle reddi üzerine, bu işlemin iptali istemiyle dava açtığı, düzeltme ve şikayet başvurusunun konusunu oluşturan ödeme emrinin, davacının ihraç kaydıyla satılan konfeksiyon emtiasını üretecek kapasiteye sahip bulunmadığının incelemeyle saptandığından hareketle ve söz konusu ihracat nedeniyle terkin edilen katma değer vergisinin tahsili amacıyla düzenlendiği, ancak, aynı sebep ve aynı ihracatlar nedeniyle mahsup yoluyla iade edilen katma değer vergilerinin davacıdan istenmesine ilişkin ihbarnamelerin dava konusu edilmesi üzerine, Mahkemelerinin verdiği … günlü ve E:…, K:…; E:…, K:… sayılı kararlarla, tarhiyatlar davacının yeterli kapasiteye sahip bulunduğu gerekçesiyle kaldırıldığından davacının şikayet başvurusunun aynı sebeple reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptaline karar vermiştir.
Maliye Bakanlığının temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi, 2.10.2007 günlü ve E:2006/3234, K:2007/2572 sayılı kararıyla; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55’inci maddesine göre ödeme emri düzenlenmesi ile kamu alacağının tahsilat aşamasının başladığı, aynı Kanunun 58’inci maddesinde ise ödeme emrine karşı açılacak davalarda ileri sürülebilecek iddiaların gösterildiği ve dava açma süresinin yedi gün olarak belirlendiği, 1998 takvim yılına ait gelir (stopaj) vergisinin tahsili amacıyla şirket adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle vergi dairesi müdürlüğüne karşı açılan davanın, ödeme emrinin kaldırılması istemiyle 14.6.2005 günlü dilekçeyle Maliye Bakanlığına yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış olduğu kabul edilerek, husumetin de Maliye Bakanlığına yöneltilmesi suretiyle incelenmesi ve bu işlem hakkında hüküm kurulması hukuka uygun düşmediği gibi söz konusu başvuru, davacı şirkete 13.11.2003 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine karşı başlamış olan dava açma süresini etkilemeyeceğinden, yedi gün geçirildikten sonra 2.11.2005 gününde açılan davanın esası hakkında karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak; dava dilekçesinde davanın konusu ödeme emri olarak gösterilmekle birlikte, tebliğ tarihi kısmında, idarenin ret yazısının tebliğ tarihi olan 4.10.2005 tarihinin gösterildiği, bu nedenle davanın ödeme emri tebliği üzerine yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun reddi yolundaki işleme karşı açıldığı sonucuna varıldığı ve bu çerçevede yargılama yapıldığı gerekçesiyle, şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali yolundaki ilk kararında ısrar etmiştir.
Karar Maliye Bakanlığı tarafından temyiz edilmiş, 5615 sayılı Kanunla değişik 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun hükümlerine göre davanın Gelir İdaresi Başkanlığının husumetiyle görülmesi gerektiği, davacının ödeme emrine dava açmayıp şikayet yoluyla düzeltme talep ettiği, hukuki bir olayın vergi hatası olarak kabul edilemeyeceği, ödeme emrinin şikayet yoluyla ortadan kaldırılamayacağı, ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Kıdemli Tetkik Hâkimi …’ın Düşüncesi: Davacı dava dilekçesinde ödeme emrinin iptalini istemiş olduğundan, yalnızca dava konusu idari işlemin tebliğ tarihi olarak şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemin tebliğ tarihinin gösterilmiş olmasına dayanılarak, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3’üncü maddesine uygun olmaması nedeniyle dilekçenin reddine karar verilip davanın konusu netleştirilmeden, davanın konusu şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlem olarak kabul edilerek hüküm kurulması hukuka aykırı olduğundan, temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler, temyiz edilen kararın yürütülmesinin durdurulmasını gerektirecek nitelikte görüldüğünden, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 52’nci maddesi uyarınca istemin kabulü gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, tebligat işlemlerinin tamamlanması nedeniyle davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca karar verilmesine gerek görülmeyerek, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davacı adına düzenlenen ödeme emrinin 13.11.2003 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, 2.11.2005 tarihinde … Vergi Dairesi Müdürlüğü hasım gösterilmek suretiyle vergi mahkemesinde açılan davaya ait dilekçede ödeme emrinin iptali istenmesine karşın, davacının 14.6.2005 tarihinde ödeme emrinin kaldırılması istemiyle Maliye Bakanlığına başvurması ve bu başvuruyu reddeden yazının tebliğ tarihinin dava dilekçesinde davaya konu yapılan işlemin tebliğ tarihi olarak gösterilmesi nedeniyle, davanın Maliye Bakanlığına yapılan şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış olduğunu kabul ederek, husumeti Maliye Bakanlığına yöneltmek suretiyle hüküm kuran vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir.
Davaya konu yapılan hukuksal işlemin, dava sebeplerinin, hukuksal dayanaklarının, kanıtların ve davacının yargı yerinden yargılama sonunda varılmasını beklediği istemi belli eden dava dilekçesidir. Bu nedenle yargı yerleri, dava dilekçesinde davaya konu yapıldığı gösterilen işlemin hukuka uygunluğuyla sınırlı olarak hüküm kurmak zorundadır. Husumetin, dava konusu işlemi kuran mercie yöneltilmemiş olması halinde düzeltilmesi ve gerçek hasmın tespiti olanaklıdır. Dava açma süresinin de aynı nedenle, davaya konu yapılan işlemin tebliğ tarihine göre hesaplanması gerekmektedir.
Davaya konu yapılan işlemin davacı adına düzenlenen ödeme emri olduğu dilekçede açıkça belirtilmesine karşın; dilekçede gösterilen tebliğ tarihine bakılarak ve bu tarihte davacıya bir başka işlemin tebliğ edilmesine dayanılarak, davanın konusu hakkında dava dilekçesinde ifadesini bulan davacının iradesi yönünden nitelendirmeler yapılması ve husumetin yöneltildiği merciin bu nitelendirmeye göre hasım mevkiinden çıkarılması ile bir başka merciin hasım olarak tespiti yargılama hukukuna aykırıdır.
… Vergi Dairesi Müdürlüğüne karşı ve aynı müdürlük tarafından düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davada, salt dava dilekçesinde gösterilen tebliğ tarihine göre davanın, şikayet yoluyla yapılmış vergi düzeltme isteminin reddi yolundaki işleme karşı açıldığı nitelemesiyle ve Maliye Bakanlığı gerçek hasım tespit edilerek hüküm kuran vergi mahkemesi ısrar kararı hukuka uygun görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı ısrar kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine yeniden verilecek kararda hüküm altına alınacağından yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 24.10.2008 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının iradesinin, ödeme emrinin kaldırılması istemiyle Maliye Bakanlığına yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali yolunda olduğu anlaşıldığından, davanın düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açıldığı kabul edilmek suretiyle incelenerek hüküm kurulması yolundaki vergi mahkemesi ısrar kararında ısrar hükmü yönünden hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu nedenle, davalı idarenin temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddedilerek, uyuşmazlığın esasına ilişkin temyiz incelemesi için dosyanın Danıştay Üçüncü Dairesine gönderilmesi gerektiği görüşü ile karara katılmıyoruz.